Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/174 E. 2018/1230 K. 12.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/174 Esas
KARAR NO : 2018/1230
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 20/05/2014
KARAR TARİHİ: 12/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı … şirketine sigortalı aracın 15.03.2007 tarihinde karışmış olduğu trafik kazası nedeniyle müvekkilinin beden gücü kaybına uğradığını, sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde … numaralı dosya açıldığını, bu dosya üzerinden eksik ve yetersiz ödeme yapıldığını, …’ın kaza nedeniyle beden gücü kayıp oranının %5 olduğunu, ancak müvekkilinin meslekte kazanma gücü kaybı oranının daha fazla olduğunu, müvekkilinin içinde bulunduğu zor duruma rağmen tedavi süreci nedeniyle çalışamadığı, %100 iş göremezlik dönemine ilişkin bakıcı gideri tazminatı ve iş göremezlik tazminatının ödenmediğini, açıklanan nedenlerle; müvekkilinde oluşan cismani zarar nedeniyle sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının, bakıcı giderinin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, öncelikle 6100 sayılı yasanın 107. Maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte, yargılama gideri ve vekalet ücretiyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin iş bu kaza nedeniyle ödemesi lazım gelen tazminatın tamamını davacı tarafa ödediğini, müvekkili şirket tarafından kazada yaralanan davacı yanın başvuru neticesinde hasar dosyası açıldığını, dosyanın aktüere gönderildiğini ve ödenmesi lazım gelen tazminat miktarının hesaplatılarak 13.837,30 TL tutarındaki tazminatın davacı yana ödendiğini, müvekkili şirketin başkaca sorumluluğu kalmadığını, yargılama esnasında değişen asgari ücret nedeniyle tazminat miktarında farklılık çıkabileceğini, bu nedenle ödeme yapıldığı tarihteki verilere göre hesaplama yapılması gerektiğini, hesaplama sonucu çıkan tutar ile ödeme tutarı arasında afaki fark olmaması halinde ibranamenin esas alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, olay tarihinden itibaren faiz talebinin yasal bir dayanağının bulunmadığını, açıklanan nedenlerle; müvekkili şirket tarafından yapılan ödeme ile zararı karşılanan davacının davasının reddine, aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğine, reddedilen kısım için ise yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Davalı vekili 26/06/2018 tarihli dilekçesi ile davacı tarafla sulh olunduğunu, davacı taraf vekiline 11/06/2018 tarihinde asıla alacak ve fer’ ileri ile birlikte toplam 17.986,17.-TL ibraname mukabilinde ödeme yapıldığını, işbu ödeme ile davacı tarafın davadan feragat ettiğini maddi tazminatlar yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden lehlerine hüküm kurulmasına yer olmadığını, dava masraflarının da sulh dahilinde ödendiğinden yapılmış olan dava harç ve masraflarının davacı uhdesinde bırakılmasını talep etmiştir. Davalı vekili dilekçesi ekinde, “Sulh Protokolü-İbraname” başlıklı belgeyi sunmuştur. Dilekçe ekinde yer alan sulh protokolü- ibraname incelemesinde; davalı … şirketi tarafında davacı …’ a 10.621,17.-TL maddi asıl alacak, 3.500,00.-TL faiz, 200,00.-TL masraf, 2.180,00.-TL dava vekalet ücreti, 1.485,00.-TL icra vekalet ücreti olmak üzere toplam 17.986,17.-TL ödenmesi yönünde tarafların sulh oldukları belirlenmiştir.
Davacı vekili 11/12/2018 tarihli dilekçesi ile davalı vekili ile yapılan görüşmeler neticesinde sulh olunduğunu, tarafların maddi tazminatların fer’ ileri ile birlikte ödenmesi sonucunda davanın konusuz kalacağı hususunda anlaştıklarını, anlaşmaya istinaden tüm ödemelerin yapıldığını, davanın konusuz kaldığını, maddi tazminat yönünden asıl alacak, yargılama gideri, vekalet ücreti yönünden anlaşmaya varıldığından karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını, karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 12/12/2018 tarihli duruşmada, “Biz davalı ile sulh olduk, bu nedenlerle dava konusuz kalmıştır, karar verilmesine yer olmadığına karar verilsin” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava konusu uyuşmazlık, trafik kazası nedeniyle davacı …’ın, davalı … şirketinin Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası sigortacısı, dava dışı … adına kayıtlı, dava dışı …’ ın sürücüsü olduğu … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğu sırada 15/03/2007 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup, davalı … şirketi ile davacı vekili arasında yapılan sulh görüşmeleri sonucunda tarafların sulh oldukları, sigorta şirketi tarafından dava tarihi sonrasında ödeme yapıldığı anlaşılmakla, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı vekili ile davalı … şirketi vekilinin karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığından bu yönde hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Açıklanan nedenlerle;
1-Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
3-Tarafların karşılıklı vekalet ücreti talepleri olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar harcından peşin alınan 25,20 TL’nin mahsubu ile geri kalan 10,70 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Katip …
Hakim …