Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1434 E. 2018/115 K. 19.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1434 Esas
KARAR NO : 2018/115
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 02/12/2014
KARAR TARİHİ : 19/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili davası ile müvekkilinin davalı şirketin 2006-2013 tarihleri arasında yönetim kurulu başkanlığı görevini yapıp %25 oranında hisse sahibi olduğunu, şirketin 2013 mali yılı işlemlerinin ve eylemlerinin incelenmesi için yönetim kurulunun çağrısı üzerine şirket merkezinde 02.09.2014 tarihinde genel kurul olağan toplantıya iştirak ettiğini, şirketin 2011 ve 2012 yılı genel kurul kararlarının ve ilgili yönetim kurulu toplantı çağrısına dair yönetim kurulu kararının iptali amacıyla daha önce … ATM … sayılı dosyası ile dava açtığını, iddialarını esas teşkil eden hatalı pay defteri ve hazirun cetveli tanzimi gibi esasların 2013 mali yılı incelemesi yapılan genel kurul toplantısında da aynen tekrar edildiğini, usulüne uygun surette düzenlenmemiş pay defterine dayanarak bunun esasa alınıp tanzim edildiği, hazirun cetvelinin gerek ortaklar pay defteri ve şirket ana sözleşmesine aykırı bulunduğunu, hisse devri başlıklı ana sözleşmenin 16. maddesinde “her türlü hisse devrinin oy birliği ile kabul edileceği” nin hususunun bulunduğunu, bu durumda diğer ortakların da rızalarının alınarak ön alım haklarını kullanıp kullanmayacaklarını beyan etmeleri gerektiğin, oysa bu olağan genel kurul toplantısında şirket hissedarları …, … ve …’ın hisselerini…ve … isimli şahıslara devredildiği, müvekkiline bu hususda bilgi dahi verilmediğini, usulüne uygun olmayan bu devrin yönetim kurulu başkanı tarafından kabul edilerek şirket pay defterinin işlendiği, bu durumda usulsüz, hazirun cetveline dayanarak toplantıya çağrıldığının tespit edildiği, dolayısıyla davalı şirkete ait 02.09.2014 tarihli 2013 mali yılına ait olağan genel kurul kararının iptaline, icrasının tedbiren durdurulmasına, fiili irtibat bulunan İst. … ATM 2013/348 sayılı dosya ile birleştirilmesine, masraf ve ücreti vekalete karar verilmesi talep ve dava olunmuştur.
Davalı vekili cevabında; iddiaların yerinde bulunmadığını, müvekkili şirketin genel kurul öncesi …, … ve …’ün oluşturduğu yönetim kurulunun davacının … Noterliğince keşide edilen 28.06.2013 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesinde belirtilen tarih yer ve saatte ilgili hususları görüşüp karara bağlamak üzere toplandıklarını, davacının kendisinin belirlediği yönetim kurulu gündeminin yönetim kurulu üyelerinceüzerinde görüş bildirmeden olduğu gibi karara bağlanarak imzalanması hususunda ısrarcı hatta emrivaki bir tutuma girdiğini, bunu gördükten sonra toplantı salonundan ayrılarak şirket merkezini terk ettiğini, davacının toplantıdan ayrılması üzerine yeter sayının halen mevcut olduğu nedenle toplantıya devam edilerek gündemdeki konuların karara bağlandığını, davacının yönetim kurulunun kararının batıl olduğunu ifade ederek açtığı davaların alışkanlık haline geldiğini, yapılan genel kurulda ilgili kanuna esas sözleşmeye ve müvekkil şirket açısından objektif dürüstlük kurallarına aykırı bir durumun söz konusu olmadığı gibi, hakkın kötüye kullanılmasının da bulunmadığını, şirketin ödenmiş sermayesinin 2.010.000,00 TL olup 15.000,00 TL bedelli 134 adet hissenin mevcut olduğu, bu ortaklığın eski hissedarların… ,… ve …’a ait 3 adet toplam 45.000,00 TL bedelli hisseler bu şahısların müvekkil şirket ve diğer gurup şirketlerindeki ortaklıkların sulh yolu ile sona ermesi sebebiyle …,…ve…’a devredildiğini, davacının uzun süre şirketi yöneterek muhasebe yönetim ve idari bazlı tüm bilgilere sahip olduğunu, bu hisse devrinin ardından 23.03.2011 tarihinde olağanüstü genel kurul yapıldığını, davacının divan başkanı olup genel kurula yeni hissedar olarak iştirak etmiş olan …’ı yönetim kurulu üyeliğine seçtikleri, hisse devri onayı ile ilgili hiçbir beyan ve itirazının bulunmadığı, yönetim kurulu üyeliği seçiminde olumlu oy kullandığı,şirketin 24.10.2011 tarihinde tüm hissedarların katılımı ile yapılan 2010 yılı olağan genel kurulunda da toplantı ve devir sonrası oluştan yeni hissedarlık yapısına hazirun cetveli ve pay defterine itirazlarının olmadığını, kendi ifadesine göre usulsüz üye durumunda bulunan …’ın yönetim kurulu üyesi olarak ibrası hususunda da olumlu oy kullandığı, tüm gelen kurullarda hazirun cetveli imzalanırken ortaklık ve sermaye yapısının şirket pay defterine ve kayıtlarına uygun olduğunu teyid ettiğini, davacının hisse devrinden yaklaşık 3 yıl sonra bu devirlerden yapıldığı süreçte haberdar iken davayı açmasının iyi niyetli olmadığını gösterdiği, yine Düzce …noterliğinin 29.08.2013 tarih … yevmiye no’lu ihtarnamesinde yapılan çağrının muhataplarının bir kısmı eski hissedar olan…,…, … olduğu, bu kişilerin hisselerini devrettiğini, bu eylemden sonraki iki genel kurulda hiçbir itiraz olmadan iştirakta bulunduğu, yine yeni hissedarlardan …’ında yaklaşık 3 yıldır itirazda bulunmadan yönetim kurulunda birlikte çalıştıkları hususunu bilmesine ve buna rıza göstermesine rağmen davacının davasında haklı olmadığı, bu nedenle tedbir talebi ve davanın reddine karar verilmesi ifade edilmiş ayrıca İst. … ATM … E. sayılı dosyasında da kararın batıl olduğunun tespiti yönünde açılan davanın da reddedildiğini ifade etmişlerdir.
Yapılan yargılamada iddia ve itirazlar tekrarlanmış, dava genel kurul kararının iptaline yönelik olan dava niteliğindedir.
Dosyaya ilgili genel kurulu kararı, hazirun cetvelleri, muhalefet kayıtları, sicil kayıtları, ilgili dosyalar, karar ve pay defterleri celb edilmiştir.
Dosyada tarafların tüm beyan ve açıklamaları değerlendirilmiş, şirketteki sicil kaydından gerekli incelemeler yapılarak tarafların konumları belirlenmiş olup, bu doğrultuda mahkememizce kayıtlarda iddia ve itirazlar, ana sözleşme hükümleri, muhalefet şerhi doğrultusunda 02.09.2014 tarihli genel kurul kararının iptalini gerektiren hususlar mevcut ise belirlenmesi için bilirkişi inceleme kararı oluşturulmuştur.
Davacının tedbire konu istemi, yargılamayı gerektirdiği nedenle yerinde görülmeyip red olunmuştur.
Davalı yana ait ticaret defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, davacı … A.Ş’nin 13.04.2006 tarihli 6534 sayılı ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilan olunarak kuruluşunun yapıldığı, ana sözleşmesinin düzenlendiği, şirketin yönetim kurulu süresi olarak 7. maddede hissedarlar arasında seçilecek en az 3 üyeden oluşan bir yönetim kurulu tarafından yürütüleceği, en çok 3 yıl için seçileceklerin süre sonunda yeniden seçilebilecekleri ve gerek görüldüğünde değiştirilebileceği hususunun belirlendiği, 9. maddesi ile denetçiler başlığının belirlendiği, 10. maddesinde genel kurul toplantısındaki esasların kayda alındığı, 16. maddesi ile hisse devri başlığında şirket ortaklarından birinin şirkette mevcut hisselerinin tamamını veya bir kısmını, şirket ortakları dışındaki 3. şahıslara yapacağı her türlü hisse devri işlemini tüm ortakların hisse devrini oy birliği ile kabul edeceği, karar ile gerçekleştirekleri hükmünü içerdiği görülmüştür.
İncelenen 02.09.2014 tarihli 2013 yılı olağan genel kurul toplantısında hazır bulunanlar olarak …, …, …, …,… olduğu, bu toplantının usulüne uygun olarak bakanlık temsilcisininde olduğu halde yapıldığı, şirket hissedarlarının ve temsilcilerin tamamının katılımı ve 6102 sayılı TTK 414. maddesi uyarınca yapılan toplantı çağrısının usulüne uygun olarak yerine getirildiği, ve bir itirazın bulunmadığı, şirketin toplantı mahallinde hazır bulundurulan pay defteri hazirun cetvelinde gösterilen ortaklık ve sermaye yapısının şirket pay defterine ve kayıtlara uygun olduğu görülerek imzaya sunulan bu cetvelin gerek kanun ve gerekse ana sözleşmede ön görülen toplantı misabının mevcut olduğunun anlaşılması üzerine açılarak gündemin görüşülmesine geçildiği, özel denetçi seçimi ile ilgili önergenin davacı tarafından kabul, diğer hissedarların red oyu ile gündeme alınması yönündeki önergenin reddedildiği, genel kurul toplantı tutanağının imzalanması için toplantı heyetine yetki verilmesine oy birliği ile karar verildiği, 2013 yılına ait yönetim kurulu yıllık faaliyet raporunun ise %25 hissedar davacının red oyuna karşı diğer hissedarların %75 oyu ile oy çokluğu ile kabul edildiği, şirketin 2013 yılına ait bilanço, kar zarar hesaplarının yine davacının red, diğer hissedarların kabul oyu ile oy çokluğu ile kabul edildiği, yönetim kurulu üyelerinin ibrası ile ilgili olarak üyelerin her biri kendi ibralarında oy kullanmayarak yapılan işlemde …’ın ibrası yönünde …’ün red, diğer hissedarların kabul oyu kullandığı, …’ın ibrası ile ilgili oylamada …’ün red diğer hissedarların kabul oyu kullandığı, Ertan Balkay’ın ibrası için yapılan oylamada davacının red, diğer hissedarların kabul oyu kullandığı, …’ün görev yaptığı dönem ile ilgili yapılan ibra oylamasına ise diğer hissedarların ve katılan vekillerin red oyu kullandığı, bu durumda …’ün toplantı bitiminde divana verdiği muhalefet şerhi dilekçesinin olduğu, bunun eklendiği, dilek ve temennilerle toplantıya son verildiği ve tutanağın imzalandığı belirlenmiştir.
Şirkete ait tüm mali denetlemeler, şirket kayıtları, pay ve karar defterleri üzerinde yapılmış toplam hisse adedinin 134 olup …’ın 97.5 hisse ile tek başına genel kurul kararı alabilmek için yeterli çoğunluğu sağlayabildiği görülmüştür.
İncelenen dosyada ve denetlenen TTK 446 ve devamı madde hükümleri çerçevesinde incelenmiş A.Ş’lerin şirket pay sahibinin kanuna esas mukabeleye veya afaki iyi niyet kurallarına aykırı genel kurul kararlarına karşı, TTK 445 maddesi ile öngörülen iptal davasını açma hakkının bulunduğu, ancak pay sahiplerinin iptal davası açabilmesi için TTK 446. maddesi uyarınca bazı koşulları yerine getirmesi gerektiği, bunlar arasında toplantıda hazır bulunup karara muhalif kalıp keyfiyeti zabta geçilmesi, toplantıda hazır bulunsun yada bulunmasın olumsuz oy kullanmış olsun yada olmasın çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini, ve yukarıda sayılan tüm aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri sürerek iptal davası açabileceği bu şekilde değerlendirildiğinde davacının toplantıya katılarak muhalefet şerhini usulüne uygun şekilde zabta geçirdiğini ve davayı kanunda belirtilen 3 aylık süre içerisinde açtığı tespit edilmiştir.
İptal koşullarının denetlenmesi yönünde davalı şirketin ana sözleşmesinin 16. maddesi hisse devrinin şekline ilişkin olup bu hükmün ve düzenlemenin bir pay sahipleri sözleşmesi olup, Anonim şirketler hukuku bakımından herhangi bir sonuç oluşturmamaktadır.
Pay sahiplerinin esas sözleşmede yer alan söz konusu devir düzenlemesine uymamaları, ancak borçlar hukuku anlamında sözleşmeye aykırılık teşkil edip davacının iddiasının aksi doğrultusunda, dava dışı…ve Kibarar Coşar’a yapılan deliller kanuna uygun olup, adı geçen şahısların pay sahipliği sıfatını kazandıklarından TTK 446/B bendi gereği mevcut iptal davasına uygulanmasına mümkün görülmediği tespit edilmiştir. Bu anlamda bir an hisse devirlerinin geçersiz olduğu kabul edilse dahi TTK 446/B gereğince toplam 134 pay içerisinde 2 pay sahibi olan bu kimselerin toplantıya katılmasalar dahi payları sonuca etkili olmadığından yine genel kurul kararlarından bu gerekçe ile iptali mümkün olamayacaktır.
Genel kurulun 1. maddesinde özel denetçi talebine ilişkin TTK 438 kapsamından her bir pay sahibine sermayeye katılma oranında bağımsız ve bireysel olarak bu talepte bulunma hakkı tanındığı, bu hakkın pay sahipliğine bağlı olup oy hakkından ve payın çeşidinden bağımsız olduğu, bu nedenle taahhüt edilen bedelin tamamını ödememiş veya oy hakkından mahrum olan pay sahiplerinin de genel kurula katılmaları halinde bilgi edinme hakkını kullanabilecekleri, payın hamiline veya nama yazılı olmasınında bu hakkın kullanımında etkili olmadığı, gündemde olmasa bile şartları mevcut ise özel denetçi atanabileceği, bu durumda denetçi talebinin reddi ile ilgili karar yönünden TTK 445 maddesi gereğince iptal davasının yerinde olmadığı, TTK 439’da red kararına karşı mahkemeye müracaat ederek şartları var ise denetçi tayini imkanının bulunduğu ve azlığın bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığı, davacının muhalefet şerhinde yer alan yönetim kurulu üyelerini ibra etmediğine ilişkin açıklama ibra kararının iptaline ilişkin bir muhalefet şerhi niteliğinde olmayıp, ibra kararının kanuna esas sözleşmeye veya objektif iyi niyet kurallarına aykırılığı dolayısıyla iptalini talep etmemekte olup sadece başkan ve üyeleri ibra etmediği belirtip ibra koşulunun oluşmadığı belirlenmiştir.
Davalı şirketin 25.01.2011 tarihinde 20 no’lu yönetim kurulunda hisse devirlerinin pay defterine kaydedilmesi yönünde karar alındığı, alınan kararın geçerli olduğu, davacının bu dönemde yönetim kurulu başkanı olmasının ve pay devrine onayı bulunmamasın devrin geçerliliğine etkisinin olmadığı, bu durumda dava dışı…ve …’a yapılan devirlerin kanuna uygun olup pay sahipliği sıfatını kazandıklarını ve TTK 446/b gereği iptal koşulunun bulunmadığı, bunun yanı sıra yine her iki devralanın2 pay sahibi olduğu dikkate alındığında toplam 134 pay içerisinde bu toplantıya katılmasalar dahi oylarının sonuca etkili olmayacağı ve genel kurul kararının bu gerekçe ile iptal edilemeyeceği, denetlemede pay devrinin 25.01.2011 tarihinde 20 no’lu yönetim kurulu kararı ile yapıldığı, davacının bu durumdan haberdar olduğu, herhangi bir itirazının bulunmadığı, hisseyi devralanlara yönetim kurulunda yer verdiği, TTK’da anonim şirketin nama yazılı pay ve pay senetlerinin devrinde kanunda ve esas sözleşmede herhangi bir sınırlama bulunmaması koşulu ile devir serbestisinin TTK 490. maddede yer aldığı bu yönde bir sınırlama getirilmek isteniyor ise esas sözleşmede yer verilmesi gerektiği, TTK 492/1 maddesine göre esas sözleşmede nama yazılı payların şirketin onayı ile devredilebileceği öngörülebilir denilmek suretiyle bu yönde izin verildiği, şirketin esas sözleşmesinin 16. maddesindeki hususun bir pay sahipleri sözleşmesi niteliğinde olup pay devrine herhangi bir engel teşkil etmeyeceği anlaşıldığından davacının pay devri öncesinde de bu hususda bilgi sahibi bulunduğu ve bu süreç içerisinde bir çok kez toplantılarının yapıldığı, herhangi bir itiraza uğramadığıda dikkate alınarak tüm dosya kapsamı, sunulan deliller, izleme olanağı sağlayan bilirkişi raporları, daha önce de sonuçlandırılmış olan ve açılan davacının diğer mahkemelerdeki kararları denetlenmiş, ortak sıfatı taşımadığı iddia edilen kişilerin genel kurula katılmadığı ve bunların oy kullanmadığı tek başına iptal nedeni olarak ele alınamayacağı nedenle davacının davasının reddi ile aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM / Gerekçede açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar harcından peşin alınan 25,20 TL’nin mahsubu ile geri kalan 10,70 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
4-Davalının yaptığı 45,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.180,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …