Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1359 E. 2020/30 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1359 Esas
KARAR NO : 2020/30

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2014
KARAR TARİHİ : 16/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin İzmir ofisinde çeşitli kadrolarda çalışan davalılardan …’ın müvekkili şirketin müşterileri ile olan tüm sırlarını bildiğini, müvekkili şirketten ayrıldıktan sonra müvekkili ile aynı hizmette bulunan davalı sigorta şirketinde işe başladığını, yeni işinde bu sigorta şirketininde yönlendirmesi ile müvekkili şirketin müşterilerine yönelerek teklifler sunduğunu bu sunumlarda müvekkili şirketi kötülediğini, tekliflerini sunarken daha iyi fiyet vereceğini müvekkil şirketin hak ettiği hizmeti müşterilerine vermediğini, daha iyi fiyet vereceğini belirttiğini, bunun haksız rekabet yaratan eylemler olduğunu, diğer davalı … ve …’da aynı yolu izleyerek aynı davraınşlarda bulunduğunu, tüm bu sebeplerle davanın kabulünü, haksız rekabet teşkil eden davalıların müşterileri ile iletişime geçmelerinin tedbiren durdurulmasına yönelit ihtiyati tedbir kararı verilmesini, fazla ilişkin hakların saklı kalması şartı ile 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız rekabet tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep etmiştir.

CEVAP: Davalılar …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkillerinden Tolganın hakkındaki iddiaların haksız ve mesnetsiz olduğunu müvekkilinin hiçbir şekilde davacı şirketi kötülemediğini, haksız rekabet teşkil edecek eylemlerde bulunmadığını, tamamen piyasa koşullarına uygun haklı bir rekabet içerisnide çalıştığını, davacı şirketin kaybettiği müşterilerine ilişkin endişelerini bu şekilde bertaraf etmeye çalıştığını, zaten bu süreçte davacı şirketin birçok müşterisinin gerek diğer davalı olan sigorta şirketine gerekse bir çok başkaca sigorta şirketlerine geçtiğini, diğer müvekkili … hakkındaki tüm iddiların mesnetsiz olduğunu hiçbir kanıt sunulmadan davaya taraf edildiğini, diğer müvekkili …’ın ise davacı şirkettede davalı şirkettede haksız rekabet edebilecek veya müşteri kaybı yaşatabilecek bir pozisyonda çalışmadığını hakkındaki iddanın gerçek dışı olduğunu, davacının tazminatın talebinin reddini, davanın reddini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.

CEVAP:Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin hiçbir şekilde haksır rekabete girişmediğini, ayrıca müvekkilinin eylemlerininde haksız rekabet teşkil etmediğini, davacının müvekkili şirket çalışanlarının haksız rekabet ettiğine dair iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkili firmanın bazı müşterilere teklif verirken dip fiyat vermesinin olağan olduğunu firmaların teklifleri değerlendirerek karar verdiğini, müvekkili şirketin davacının çalışanlarını zorla veya sözleşme koşullarını ihlal edip kendisi ile çalışmaya zorlamadığını. Kişilerin müvekkili firmayı tercih ederek çalıştıklarını, davacının haksız rekabet iddilarını ispatlayamadığını, dolayısıyla davanın reddini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, dava önce davacı şirkette çalışan ve davalı olan şahısların davacı şirketten ayrıldıktan sonra davalı şirkette çalışmaya başladıkları ve bu dönemde haksiz rekabete konu eylemlerde bulundukları iddiasıyla açılan haksız rekabetin tespiti ve men’i ve maddi- manevi tazminat davasıdır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri ve resen toplanması gerekli belgeler için müzekkereler yazılmış ve istenilen belgeler dosyaya sunulmuştur.
Dosya mahkemece resen belirlenen bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor hazırlanması talep edilmiş heyet raporunda “Haksız rekabet sebebiyle zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimsenin haksız rekabet fiilini işleyenlerden bulunabileceği talepler TTK 56’ncı madde l1ncî fıkrasında sayılmış olup, fıkranın (d) bendinde, haksız rekabet nedeniyle zarar görenin, “Kusur varsa zarar ve ziyanın tazminini” talep edebileceği hükmü bulunmaktadır.Kanunun bu hükmünde haksız rekabet sonucu ortaya çıkan sararın tazmin edileceğinden bahsedilmekle birlikte bunun nasıi tespit edileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamakladır.Raporumuza konu somut olayda da, davacının talepleri vç görevlendirme çerçevesinde Öncclikle davacının, haksız rekabet nedeniyle ciro düşüklüğüne maruz kaldığım iddia etliği müşterilere önceki yıllarda yapmış olduğu ürün satışlarındaki düşüşten kaynaklanan zararının tespitine çalışılmış olup, yukandaki Tablo 4*tc görüldüğü üzere davacının 2013 yılındaki (davalının haksız rekabet yoluyla kendine çektiğini ileri sürdüğü müşterilerden elde ettiği) cirosunun 2012 yılına göre rakamsal olarak 53.414 TL, oransal olarak ise % 8,95 arttığı, bu artışın 2012 yılındaki bir önceki 2011 yılına göre artış oranı olan % 7,53 oranıyla uyumlu olduğu tespit edilmiş olup, bu durumda davacının 2013 yılında bir zararından bahscdilmcsinin mümkün olmadığı değerlendirilmektedir, 2014 yılına gelince, davacının 2013 yılının aynı döneminde (1.1.2012 – 11.11,2015} 553.847 TL olan cirosunun 2014 yılında (dava tarihi itibariyle) 310.620 TL azalarak 243.227 TL olarak gerçekleştiği» davacının aynı yıl içerisindeki karlılık oranı dikkate alınarak yapılan hesaplamada, söz konusu ciro azalması nedeniyle 48.208,22 TL faaliyet kar’ından mahrum kaldığı, diğer bir ifadeyle zarar ettiği hesaplanmıştır.Yukarıda da değinildiği üzere, davacının 06.03.2017 tarihli beyanlarında toplam zararının 2.753.882 TL olduğu İfade edilmektedir. Dava dilekçesinde ise her davalıdan ne miktarda hangi tazminatın talep edildiği hususunda bir açıklama yapılmamış, 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat talep edildiğinin belirtilmesiyle yetinîlmiştir. Davacının iddiası, davalı gerçek kişilerin davacı çalışanı iken istifaen ayrılarak davalı bünyesinde çalışmaya başladıkları ve davacı şirket aleyhine haksız rekabet hükümlerini ihlal eden eylemlerde bulundukları, davalı şirketin de haksız rekabet yoluyla davacının personelini ve müşterilerini kendisine çekerek davacıyı zarara uğrattığı yönündedir.Dosyada yapılan incelemede, dava dilekçesinde davalılar … ve … ile ilgili isnatlara karşın davacı tarafından dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı tespit edilmiştir.Diğer davalı gerçek kişi … ile ilgili sunulan E-posta mesajlarında ise, davalının temasta bulunduğu, davacı müşterisi ulan dava dışı … şirketinin yine davacı müşterisi olarak kaldığı görülmüştür.Davacı müşterisi iken davalı …ye geçen müşterilerin bu geçişlerinin olağan mı yoksa haksız rekabet oluşturan bir eylem olup olmadığı hususu yukarıda sektöre) değerlendirme bölümünde, heyetimizin görev sınırları içerisinde kalınarak değerlendirilmiş olup haksız rekabet bulunup bulunmadığı hususundaki değerlendirme tamamen Sayın Mahkemenin takdirlerindedir. Heyetimizce yukarıda yapılan çalışma kapsamında, somut olayda haksız rekabet bulunduğu varsayımında hesaplanan davacı zararı 48.208,22 TL’dİr. İncelenen her iki taraf defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davacının, davalıya geçen müşteriler nedeniyle dava tarihine kadar uğramış olduğu zararın 48.208,22 TL olarak hesaplandığı, Manevi tazminat konusunun ve somut olayda haksız rekabet bulunup bulunmadığı hususunun tamamen Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,” şeklinde rapor sunulmuştur.
Taraflarca heyet bilirkişi raporuna itiraz edilmiş, heyete hukukçu bilirkişi de eklenmek suretiyle yeniden rapor alınmış, daha önce rapor sunan bilirkişiler (ayrık) ek raporunda “Tarafların itirazlarının da değerlendirilmesi sonucunda, kök raporda mali yönden yapmış olduğumuz inceleme ve hesaplamalarda herhangi bir kanaat değişikliğine gidilmesine gerek olmadığı,Heyetimizce davalıların haksız rekabet eylemi içerisinde olmadığı düşünülmekle birlikte nihai takdir ve değerlendirmenin Sayın Mahkemeye ait olduğu,” şeklinde ek rapornuu sunmuşlardır.
Ek rapor için heyete dahil edilen hukukçu bilirkişi …diğer bilirkişilerden ayrı olarak sunduğu ek rapor başlıklı raporunda “Davacının vaki haksız rekabet eylemleri neticesinde mali olarak incelenmesini talep ettiği 6.1.5 kapsamındaki itiraz olgularının ve eksik bırakılan mali hususların mali analizinin yapılması gerektiği, aksi takdirde davacının haksız rekabet eylemleri dolayısıyla maddi zararının ve yoksun kaldığı karın yukarıdaki anılan mali verilerin analiz edilmesi süz konusu olmaz ise tespitinin mümkün olamayacağı, Sayın hesap ve sektör bilirkişilerinin 05.08.2019 tarihli raporlarında yeni mali inceleme yapılmamasına gerek bulunmadığı yönünde kanaat kullanmalarına bu bakımdan tarafımızca katılmanın mümkün olmadığı, davalılardan …’ın davacı ile rekabet etmesini engelleyecek sözleşmesel bir kısıntısının olmayacağı, ancak rekabetinin haksız uygulamalar içermesi kapsamında, sır saklama ve sadakat yükümlülüğünü ihlali olgularının dosya kapsamında tespit edildiği, haksız rekabetin varlığına ilişkin yukarıda davalı … ve …Tarafından TT& md. Ş5/1-C-1 vd, kapsamında Başkalarının İş Ürünlerinden Yetkisiz Yararlanılması ve yine delile dayandığı üzere, yalnızca davalı … Tarafından Müşterilerin Ayartılmasına dair haksız rekabet eylemlerinden söz edilebileceği, Davalı … ‘nun ve ….ntn TTK md. 55/1 -b vd. hükümleri kapsamında iş sırlarının ifşası, sözleşmeyi ihlale vulııyla bir haksız, rekabet eylemi içinde olduğuna dair dosya kapsamında delil vc emare bulunduğu, …, bulunduğu görev pozisyonu itibariyle işçileri sevk ve idare eden konumunda bulunmakta olduğu, davacı şirkete ait müşteri portfyöne ilişkin davalı şirket tarafından alman aksıvonbrda bilgi sahibi olduğu esasından hareket edilmesi gerekliği.Davalı …şirketinin gerek adam çalıştıranın sorumluluğu hükümleri dairesinde gerekse rakip sıfatı ile işbu yetkisiz yararlanma saiki dolayısıyla kusurunu bertaraf edecek bir sorumsuzluk beyanı gösteremediği, …. ve …’nun haksız rekabet eylemlerine meydan vermiş olduğu, Davalı … Şirketinin, …. tarafından lınkedin mesajları ile sabit olan ayarLmn evlemleri dolayısıyla tek başına …’ı istihdam etmekte dahi haksız rekabet eylemi ile hareket etmekte olduğu ve kusurlu olmadığı bir an düşünülmez ise de, TTK MD. 57/1 hükmü gereği bu defa davalı şirketin davacı şirketin müşterileri ile çalışılmaya müsait ortamı sistemli bir şekilde organize ettiği sonucu mevcuttur. Davalıların tespit edilen haksız rekabet eylemlerinin yukarıda yer alan kapsamda ve doğrultuda olduğu, dosya kapsamında haksız uygulamaların TTK md. 55/1-a- ve 2 kapsamında kötüleme ve işçilerin ayartılması başlıkları altında olduğuna dair delil bulunmadığı, ancak davalı şirketin, davacı şirket ile arasında rekabet yasağı bulunan … istihdam etmiş olması, kendisine direktif veren konumunda ulan genel yetkili …’nin haksız ticari uygulamalarının şirket menfaatine yapılmakta oluşu dolayısıyla bu işçilerin meydan verdiği haksız rekabet eylemlerinden TTK md. 57 kapsammda halihazırda sorumluluğunun bulunduğu, keza. anılan madde hükmü gereğince, işçiye karşı açılabilecek davaların istihdam edenlere karşı da açılabileceği,Davalı …şirketinin davalı … istihdam etmesinin, tek başma yahut diğer davalı şahımlarla birlikte istihdam etmesinin davalı … A.’nın haksız rekabete meydan verdiğine delalet teşkil etmediğinden bahisle adı geçen davalı … A.’nın atılı iddia yönünden sorumluluğuna gidilemeyeceği,kanaatimiz hasıl olmuştur.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmede; 24/04/2018 tarihli Kök Rapor’da da belirtildiği üzere sigortacılık sektöründe sigortalıların başka sigorta aracılarına geçmesinin olağan bir durum olduğu; sigorta aracıları arasında müşteri geçişlerinin tek başına haksız rekabet nedeniyle oluştuğunun iddia edilemeyeceği; dosya kapsamında davalıların davacıyı kötülediğine dair herhangi bir kanıt olmadığı anlaşılmış ve bu kanaat mahkememizce de dosya kapsamına göre yerine görülmüştür.
…tarafından düzenlenen ek rapor başlıklı raporda da belirlendiği üzere davacı Şirket’ten ayrılarak davalı şirkete geçen müşterilerin Davacı Şirket’in hizmetlerinden neden memnuniyetsiz kaldıklarını tanıkların genelde belirtemediği, ihale ile kazanılan hizmet sözleşmelerinde serbest piyasa koşullarına göre bir haksız rekabetin varlığına dair delil ve emareye rastlanılmadığı, davalıların kötüleme ve işçi ayartma yoluyla haksız rekabet eylemi içinde olduklarına dair delil ve emare bulunamadığı, davalı … A. İle ilgili şahsa yönelen bir itham ve delile rastlanmadığı anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından yapılan bu değerlendirmelerin tanık beyanları ve taraflarca yapılan işlem ve eylemlere uygun olduğu ve işbu raporun bu kısımlarının hükme esas alınmaya elverişli olduğu değerlendirilmiştir.
Ayrıca yine raporlarda belirlendiği üzere dava dilekçesinde davalılar … ve … ile ilgili isnatlara karşın davacı tarafından dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı tespit edilmiştir.Diğer davalı gerçek kişi … ile ilgili sunulan E-posta mesajlarında ise, davalının temasta bulunduğu, davacı müşterisi ulan dava dışı … şirketinin yine davacı müşterisi olarak kaldığı görülmüştür.
Nihai olarak davacı müşterilerinin haksız rekabet eylemleri nedeniyle davalı şirket’e geçtiği ispatlanamamış olup, ilk raporu sunan bilirkişilerin ayrık rapor(ek rapor) larında da belirtildiği üzere “Sigorta satın alma hizmeti şirketlerin üst düzey yöneticileri tarafından genellikle doğrudan temin ya da ihale yöntemiyle alınmaktadır. Düzenlenen teklifler şirket yöneticileri tarafından kararlaştırılarak en ideal poliçenin satın alınması yoluna gidilmektedir. Karar alma süreçlerinin profesyonel yöntemlere ve maksimum fayda elde etmeye yönelik olduğu, “ayartma-kötüleme” olarak nitelendirilebilecek yöntemlerden kolaylıkla etkilenebilecek düzeyde olmadığı da bilinen bir gerçektir. Dava dosyasında yer alan sigortalıların büyük ölçekli ve kurumsal şirketler olduğu hususu da dikkate alındığında “ayartma-kötüleme” yöntemlerinin karar alma süreçlerinde haksız rekabet yaratacak düzeyde etkili olamayacağı ” yönündeki görüşe değer verilip, bilirkişi …tarafından düzenlenen raporda haksız rekabetin varlığına dair görüşlere itibar edilmeyerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine
2-Alınması gerekli harç 54,40 TL olup, peşin alınan 341,55 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 287,15 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara müştereken ve müteselsilen verilmesine,
5- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …
¸