Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/92 E. 2023/366 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/92 Esas
KARAR NO:2023/366

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/11/2020
KARAR TARİHİ:09/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 01/02/2018-31/05/2019 tarihleri arasında davalı işveren bünyesinde şoför olarak çalıştığını, davacının iş akdinin 31/05/2019 tarihinden itibaren fiili uygulama ile haksız olarak feshedildiğini, huzurdaki davanın işçilik alacaklarının belirlenebilir olmaması sebebiyle belirsiz alacak davası olarak açıldığını, davalının üst işvereninin … … olduğunu, … isimli bir akıllı telefon uygulamasının sahibi olduğunu, davalının ise … uygulamasının Türkiye’deki yürütücüsü olduğunu, … uygulamasının …, … gibi işletim sistemlerine akıllı telefonlara indirilerek kullanılabildiğini, … uygulamasını indiren yolcu(kullanıcı) uygulama üzerinden gitmek istediği yeri belirleyerek kendisini oraya götürmek üzere bir aracın kendisinin bulunduğu yere gelmesini sağladığını, yolcunun, gitmek istediği yere ulaştıktan sonra araçtan inince … uygulamasına önceden kaydettiği kredi kartı ile internet üzerinden yolculuğun ücretini … … ödediğini, kredi kartıyla internetten yapılan bu ödemenin yolcu tarafından doğrudan … … yapıldığını, ödeme yapıldıktan sonra bu miktarın bir kısmının … B.V tarafından araç sahiplerine aktarıldığını, araç sahibinin de ücreti şoföre aktardığını, davalının araç sahibi ile şoförün aynı kişi olmasını yasakladığından dolayı şoförün erkek eş, araç sahibinin ise kadın eş olarak kurgulandığını, bu nedenle davacı şoförün aracı kullandığını, araç sahibinin de kadın eş gibi gözükse de aslında araç sahibi ve şoför arasında bir ayrım bulunmadığını, davacı işçinin şoföre yapıldığının ortada olduğunu, …’de yolcuların doğrudan şoföre herhangi bir ödeme yapmadığını, davacının, davalının iş organizasyonuna bağımlı olarak davalının emir ve talimatı altında çalıştığını, davacının, davalının emir-talimatı altında ilk günden itibaren fiilen davalının yolcularını taşımasına rağmen, davacının SGK bildiriminin yapılmadığını, davalının, davacı için ferdi kaza sigortası yaptırdığını, davacıya kesilen trafik cezalarını ödeyerek aralarındaki iş ilişkisini ortaya koyduğunu, davacının İş Kanunundan kaynaklanan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı hakkının ödenmediğini, ihbar süresinin de kullandırılmadığını, davacının yıllık izin haklarının kendisine kullandırılmadığını, davacının işe başladığı günden itibaren şoför olarak günlük 3 saati aşan fazla çalışmalarının olduğunu, hafta tatillerinde, UBGT günlerinde çalıştırıldığını, öğlen arası kullanamadığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak şimdilik 400,00 TL eksik ödenen ücreti, 400,00 TL fazla mesai ücreti, 400,00 TL yıllık izin ücreti, 400,00 TL hafta tatili ücreti, 400,00 TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti, 500,00 TL ihbar tazminatı, 500,00 TL kıdem tazminatı olmak üzere toplam 3.000,00 TL’nin hak ediş tarihlerinden itibaren en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili; 12 /04/2022 tarihli tam ıslah dilekçesi ile 100 TL Agi alacağı, 100 TL kötüniyet tazminatı talep etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın … … … Ltd. Şti’nin dava konusu iddilar ile herhangi bir ilgisinin olmadığını, …’in, sunduğu mobil uygulama sayesinde taşımacılık hizmetleri sunan şahıs ve şirketler ile yolcuların bir araya getirilmesine aracılık eden bir teknoloji platformu olduğunu, … taşımacılık hizmeti veren gerçek ve tüzel kişiler ile ticari iş ilişkisi kurduğunu, anılan ticari ilişki kapsamında; platforma kayıt olan taşımacılık hizmet sağlayıcılarına dijital hizmetleri alabilecekleri … uygulaması sunulduğunu ve bunun karşılığında kendileri tarafından belli bir hizmet bedeli ödendiğini, bu hizmet bedelinin, uygulama üzerinden yapılan her bir yolculuk sonunda, yolcu tarafından ödenen ücret üzerinden sabit bir oranda kesinti yapmak suretiyle tahsil edildiğini, sürücüler veya taşımacılık hizmeti veren şirketler bakımından anılan ticari ilişki kapsamında … tarafından verilen herhangi bir finansal taahhüt bulunmadığını, bir başka deyişle … iş modeli platforma kayıtlı taşımacılık şirketi ve sürücülere herhangi bir iş görme yükümlülüğü getirmediğini veya münhasırlık anlaşması içermediğini, sürücülerin (aynen yolcular gibi) uygulamayı bir kere yükledikten sonra uygulamayı belli bir sıklıkta kullandiğini ve hatta uygulamaya bağlı kalmakla yükümlü olmadıklarını, … uygulamasını akıllı telefonlarına indirmiş olan yolcular uygulamadan yararlanarak yolculuk yapmak istediklerinde (nereden nereye gitmek istediklerini belirterek) uygulamaya bağlandığını, bahse konu yolculuk talebinin, … uygulamasının kullandığı bir algoritma vasıtasıyla, uygulamaya bağlandığını ve müsait durumda olan en yakındaki sürüye yönlendirildiğini, uygulama üzerinden yolculuk talebini aldıktan sonra, sürücünün yolculuğu kabul etme veya reddetmek için kısa bir zamanı bulunduğunu yaklaşık 15 saniye), sürücünün yolculuk talebini cevapsız bırakması veya reddetmesi halinde, yolculuk talebi yine uygulama üzerinden en yakındaki diğer bir sürücüye yönlendiridiğini, bu sürücünün de aynı şekilde 15 saniye içinde cevap verme imkanı bulunmakta olduğunu, uygulama kullanımının bu şekilde devam ettiğini, huzurdaki davanın … … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesi ve eklerinin … …’e tebliğinin gerektiğini, davacı ile … … arasında hiçbir hukuki ilişkinin bulunmadığını, davacı ile … … arasında herhangi bir ticari ilişki veyahut iş sözleşmesi bulunmadığını, bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddinin gerektiğini, işbu davada kabul anlamına gelmemek kaydıyla … …’in işbu davada taraf sıfatının olduğu kabul edilecekse dahil taraflar arasındaki ilişkinin İş Hukuku anlamında iş ilişkisi olmadığını, bu nedenle de davacının taleplerinin reddinin gerektiğini, davacının herhangi bir fazla mesai, yıllık izin ücreti alacağı, hafta tatili ücreti, bakiye ücret alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline yönelik alacak davasıdır.
Eldeki davanın, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesi tarafından 30/11/2022 tarihli 2022/2451 esas ve 2022/1474 karar sayılı ilam ile ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile verilen kaldırma ilamı üzerine, …. İş Mahkemesi’nin 09/01/2023 tarihli …sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize geldiği anlaşılmıştır.
Davacı, 01/02/2018-31/05/2019 tarihleri arasında davalı nezdinde aralarında yazılı bir iş akdi olmaksızın davalının iş organizasyonuna bağlı olarak onun emir ve talimatı altında şoför olarak çalıştığını, sözleşmesinin davalının üst iş vereni … B.V tarafından feshedildiğini beyanla, ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, ücret alacağı, fazla çalışma ücreti alacağı, yıllık izin ücreti alacağı ve ubgt alacağı talepli olarak eldeki davayı açmıştır.
Davalı ise, … B.V ile aralarında asıl-alt işveren ilişkisi bulunmadığını ve davacı ile de aralarında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını savunarak davanın husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesine talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun 6. maddesine göre kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK.’nun “ispat yükü” başlığını taşıyan 190/1. maddesine göre ise; ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Bir davada ispat yükü üzerinde olan taraf yargılama sonunda lehine karar verilebilmesi için kendisine düşen ispat yükünü kanunda öngörüldüğü şekilde yerine getirmelidir.
Taraflar arasında yazılı bir iş sözleşmesi olmadığı iddia ve savunma ile sabit olup, uyuşmazlık, davalının davacının talep ettiği alacak kalemlerinden sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu durumda davacı, davalı ile dava dışı … B.V arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğunu, bir iş sözleşmesi kapsamında davalının emir ve talimatı ile ona bağlı olarak çalıştığını ve talep edilen işçilik alacaklarına hak kazandığını ispat yükü altındadır.
Somut olayda, dava dışı … … Şirketi, … uygulamasını üzerinden çevrimiçi taşıma hizmeti almak isteyen yolculara taşıma hizmetini, ulaşım hizmeti sağlamaya yetkili kişiler (araç sahipleri) aracılığı ile sağlamaktadır. Davacı iş sözleşmenin … B.V tarafından tek taraflı olarak sonlandırılması nedeniyle işçilik alacakları talep emiş olup, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 01/12/2022 tarihli 2022/1025 esas ve 2022/1808 esas sayılı emsal ilamında belirtildiği üzere, davalı … … şirketinin iştigal konusunun, aracı ulaşım hizmetleri sağlamak konusunda yazılım ve teknoloji desteği ve pazarlama hizmetleri sağlamak olduğu anlaşılmış olup, davacı tarafından davalı ile dava dava dışı … B.V şirketinin arasında asıl-alt işveren ilişkisi ile davalı ile kendisi arasında bir iş sözleşmesi bulunduğunu ispata yarar yeterli delil sunulmadığı anlaşıldığından davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekelde hüküm kurulmuştur. ( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/517 E 2021/845 K 01/07/2021 T. Kararı ile Aynı dairenin Yargıtay 3. HD 2021/8133 2022/3677 18.04.2022 Tarihli kararı ile kesinleşen 2021/485 E 2021/616 K 20.05.2021 Tarihli emsal karar içerikleri)
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının , peşin yatan 59,30 TL ‘ den düşümü ile eksik kalan 120,60 TL karar harcının davacıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 680,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır