Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/85 E. 2023/389 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/85 Esas
KARAR NO :2023/389

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/02/2023
KARAR TARİHİ:16/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilİ şirket … İçecek Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, doğal kaynak suyu, maden suyu, meyve suyu ve birçok içecek çeşidinin üretimini, satımını ve tedariğini yürüterek bu zamana kadar verdiği hizmet ile ticari ahlak ve dürüstlüğüyle, ulusal ve uluslararası piyasada/sektörde oldukça tercih edilen köklü bir şirket haline geldiğini, yine müvekkil şirket ticari faaliyetleri kapsamında, gerçek ve tüzel kişilere içecek satımı ve tedariki gerçekleştirerek, ticari ilişkiler içerisine girmekte olduğunu, müvekkil şirket, aralarındaki anlaşmaya binaen davalı …’a farklı zamanlarda mal ve hizmet temin ettiğini, buna karşın davalı taraf, ekte sunduğu cari hesap ekstresinden de görüleceği üzere satın aldığı mal ve hizmetlerden kaynaklanan borçlarını süresi içerisinde ödemediğini, davalının aldığı mal ve hizmet teminine istinaden müvekkil şirket tarafından aşağıda ayrıntısı ile tafsilatı yapılan ve ekte mahkemenin dikkatine sunduğu fatura düzenlendiğini, müvekkil şirket ile davalı arasında uzun süre gelen ticari ilişkiler çerçevesinde ve önceden kalan bakiyeler ile beraber davalının işbu dilekçenin ekinde sundukları üzere cari hesabı 18.416,59-TL olduğunu, ancak işbu davaya konu bakiye alacak davalı tarafından müvekkili şirkete ödenmediğini, davalıya anılan borç miktarının ödenmesi hususunda müvekkili tarafından defalarca ihtarda bulunulduğunu ancak müvekkilinin bu iyiniyetli yaklaşımı davalı tarafından sonuçsuz bırakıldığını, müvekkil şirketin iyiniyetli ihtarlarının dikkate alınmaması üzerine, alacağın tahsili için davalıya karşı …. İcra Müdürlüğü 2021/… Esas sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, işbu icra takibinde takip çıkış alacklarının davalının borç tutarı uyarınca 18.416,59-TL olduğunu, davalı 10.01.2022 tarihli dilekçesiyle ”borcun tamamına ferileri ile birlikte itiraz ediyorum” beyanı ile haksız ve mesnetsiz bir şekilde itiraz ettiğini, davalının bu haksız itirazı üzerine icra takibi durduğundan işbu takibin devamı için itirazın iptali davası açılması zarureti hâsıl olduğunu, bunun üzerine dava şartı olması hasebiyle huzurdaki uyuşmazlığın çözümü için İstanbul Arabuluculuk Merkezine başvuruda bulunulduğunu, 2022/… sayılı arabuluculuk dosyasına kayıt edilen uyuşmazlığın çözümü için Sayın Arb. Av. … arabulucu olarak atadığını, arabuluculuk görüşmelerinde taraflar arasında uzlaşma sağlanamamış olup, 03.02.2022 tarihli anlaşmama tutanağını dilekçe ekinde sunulduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra dosyasında takip çıkışı olan 18.416,59 -TL tutarındaki haklı alacaklarına takip talebinde talep edildiği üzere takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiz oranından az olmamak üzere faiz yürütülerek, takibin icra masraf ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsiline olanak tanır biçimde devamını teminen davalı tarafın haksız ve kötüniyetli itirazının iptaline, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı tarafa, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davalının gerçek kişi olması nedeni ile mahkememizin görevli olup olmadığının tespiti için Bandırma Ticaret Sicil Müdürlüğüne, … Esnaf ve Sanaatkarlar Odasına ve … Vergi Dairesine müzekkereler yazılmıştır.
Gelen müzekkere cevaplarının incelenmesinden, davalının 12/11/2015 tarihinde Bakkallık mesleğinde kayıt olduğunu, davalının ticaret işletme kaydı bulunmadığı ve vergi dairesi kayıtlarına göre ise davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu anlaşılmıştır.
Gelen yazı cevaplarından anlaşılacağı üzere davalı dava tarihi itibariyle tacir değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olmasının yanında HMK’nın 114. maddesinde açıkça dava şartı olarak düzenlenmiş olduğundan, mahkemece re’sen incelenmesi gereken hususlardandır.
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK’nın 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” denilmiştir. Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup bu maddeye göre: her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın kanunda sayılan hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava olarak kabul edilecektir. Yani bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede açıkça sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalara göre davacı tacir olmakla birlikte davalı yanın tacir olmadığı ve eldeki davanın TTK’da sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı mahkememizin uyuşmazlık bakımından görevli olmadığı, görevli mahkemenin davalının mesleki amaçla hareket etmesi nedeni genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-)Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)Görevli mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-)Karar kesinleştikten sonra HMK.nın 20.maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına mahkememizce karar verilmesine,
4-)Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır