Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/501 E. 2023/928 K. 11.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/501 Esas
KARAR NO :2023/928

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:02/08/2023
KARAR TARİHİ:11/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Santa Barbara Polo cari denetimi esnasında … 31.939,80-TL bedelli fatura ödemesi yapıldığını, ancak karşılığında ürün alınmadığını ve bu fatura konusu sözleşmeden müvekkili şirket yetkililerinin haberdar olmadığının tespit edilmiş olduğunu, müvekkili şirket adına …. Noterliğinin 23.12.2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarname gönderilmiş, işbu ihtarname ile de belirtildiği üzere … iletişim yetkilileri ile haricen yapılan görüşmede taraflar arasında imza edilen sözleşme gereği … cihaz bedeli olduğunun iddia edilmiş olduğunu, iş bu harici bilgi ve fatura içeriğine ihtarname ile itiraz edildiğini, müvekkili şirket yetkili … tarafından iddia edilen işbu sözleşmenin imza edilmemiş olduğunu, sözleşmede yer alan imzaya itiraz ettiklerini, … ve … iletişim yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunma haklarını saklı tuttuklarını, bu hususa ek olarak ilgili telefonun da müvekkili tarafından teslim alınmamış olduğunu, teslim tesellüm evrakı bulunmadığını, bir an için davalılarca teslim evrakı sunulması ihtimalinde işbu evraka, evrak da yer alan imzaya da itiraz ettiklerini, davalılarca teslim edilmeyen ve şirket yetkilisi tarafından imzalanmayan sözleşmeye dayanarak haksız bir şekilde kazanç elde edilmiş olduğunu, müvekkilinin harici görüşmeler esnasında iddia ettiği sözleşmenin mevcut olması halinde dahi imza yetkilisi tarafından imza edilmemiş bir sözleşmenin hukuken geçerliliği bulunmadığını, dolayısı ile sözleşme ilişkisinin kurulmadığı ve yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğinin sabit olduğunu, bu sebeple sehven gerçekleştirilen ödemenin taraflarına iadesi gerektiğini, davalılardan müvekkili şirketçe hiçbir yasal dayanağı olmayan yetkisiz kişilerce ve usulsüz olarak gerçekleştirilen sözleşme sonucu sehven gerçekleştirilen ödemenin iadesini talep etmiş oldukları alacaklarının davalılar tarafından ödenmediğini belirterek, davalarının kabulü ile müvekkili şirket tarafından ödenen 31.939,80-TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … Tic. A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 10.10.2022 tarihli … … Tip Abonelik Sözleşmesi imzalanmış olup bu sözleşme kapsamında davacı adına 5 adet mobil hat tahsis edilmiş ve kendisine … model ürün satışı yapılmış olduğunu, davacının da söz konusu faturaya istinaden ödemesini yapmış olduğunu, davacının, söz konusu ürünü teslim almasına rağmen almadığını iddia etmesinin ise açıkça gerçeğe aykırı olduğunu, kargo kayıtlarında da görüldüğü üzere … gönderi kodu ile söz konusu ürün gönderilmiş olup kargo davacı yetkilisi … tarafından alınmış olduğunu, …’in davacı yetkilisi olduğu yine ekteki imza sirkülerinden anlaşılacağını belirterek, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile imzalanan abonelik sözleşmesi ve taahhütnameler kapsamında hizmet verilmiş olduğunu, davacı tarafça faturalarda hata olduğu iddia edilse de; müvekkili şirketin vermiş olduğu hizmet ve davacının abonelik ve taahhütnamelerine uygun düzenlenen faturalarda hata bulunmadığını, davacı tarafından faturalara sözleşmede belirtilen süresi içinde itiraz edilmemiş olup fatura içeriklerinin kesinleştiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte diğer davalı … İletişim nezdinde gerçekleştiği iddia olunan hiç bir iş ve işlem ile kapsamında da huzurdaki davanın müvekkili şirkete yönlendirilmesinin hukuken mümkün olmayacağını, davacının faiz talebinin de haksız ve dayanaksız olduğunu, zira faiz talebi asıl alacağa bağlı fer’i nitelikte bir talep olup davacının asıl alacak bakımından tüm iddiaları haksız ve dayanaksız olduğundan buna bağlı fer’i nitelikteki alacağı talep etmesi hukuken mümkün olmadığını, diğer taraftan davacının müvekkili şirketi usul ve yasalara uygun olarak temerrüde düşürmesi de söz konusu olmadığını, yine davacı tarafından avans faizi talep edilmesinin de hukuki dayanağı bulunmadığını, davacı tarafından faiz talep edilebilmesinin hukuken mümkün olmadığına ilişkin itirazlarını tekrarla ve kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için faiz talep edileceği dahi düşünüşse bunun dava tarihinden itibaren yasal faiz olarak dikkate alınması gerektiğini belirterek, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle neticeten haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; imza sirkuleri , ticaret sicil gazetesi kayıtları, … A.Ş Genel Finansman Sözleşmesi, Kurumsal Müşteri Tanımlama ve Finansman Başvuru Formu, noter ihtarnamesi, fatura, bilirkişi incelemesi, yemin, tanık ve tüm yasal delillere dayanmıştır.
Davalılar delil olarak; BTK Yazısı, Abonelik Sözleşmesi ve Taahhütnameler, müvekkili şirket kayıtları, faturalar ve fatura detay dökümleri … kayıtları, davacının hizmet kullanım detayları, tanık, bilirkişi incelemesi, keşif, emsal kararlar, isticvap Vergi dairesi kayıtları, ticari defterler, banka kayıtları ve her türlü yasal delillere dayanmışlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; fatura bedelinin ödenmesine rağmen fatura karşılığı ürün alınmadığı iddiası ile yapılan ödemenin faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
Davacı; … 14 marka telefon karşılığı olarak davalılara 31.939,80 TL ödeme yaptığını, ancak aradan bir müddet geçtikten sonra muhasebe incelemesi neticesinde ürünün alınmadığını fark etmesi nedeniyle … 14 marka ürün karşılığı ödenen 31.939,80 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2017/1445 esas, 2018/1438 karar sayılı içtihadında;
”Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nin 21/2.maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise, artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nin 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.” şeklindeki tespitlere yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının cevap dilekçesine yönelik beyan niteliğindeki 02.10.2023 tarihli dilekçesinde davaya konu ürün alımına ilişkin faturayı ticari defterlerine kaydettiğini kabul ettiği, yukarıda yer verilen içtihatta da değinildiği üzere, fatura ticari defterlere kayıt edildiğinden artık faturanın delil olmasıyla ilgili olarak TTK’nin 21/2.maddesine değil, ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili 222.maddenin dikkate alınması gerektiği, ticari defterlere kaydedilmiş faturanın akdi ilişkinin varlığını kanıtladığı, faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden davacı, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılacağı ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerektiği, bu bağlamda davacının imza incelemesi yapılması isteminin dosyaya yenilik katmayacağından bahisle yerinde görülmediği, ayrıca sunulan diğer delillerin ispata yarar olmadığı kanaatine varılmakla ispatlanmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.(Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2017/1445 esas, 2018/1438 karar sayılı içtihadı)

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 269,85-TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 545,46-TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 275,61-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3.200,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.11/12/2023

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı