Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/485 E. 2023/911 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/485 Esas
KARAR NO :2023/911

DAVA:Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ:27/07/2023
KARAR TARİHİ:06/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkilinin …Ltd. Şti’nin tek ortaklı pay sahibi olduğunu, …. Noterliği’nin 09/12/2019 tarihinde, … yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi’yle …’ye devrettiğini, müvekkilinin yurt dışına çıkması sebebiyle devir işlemlerini davalı tarafın yapacağını, davalı tarafın bu hususta yükümlülüklerini yerine getirmediğini, şirket beyannameleri ve şirket vergi borçlarının müvekkili adına düzenlendiğini, müvekkilinin mağdur edildiğini, bu nedenle şirketi devir ettiğinin tespitini, davalı adına tescilini, devir alan kişinin tescil işlemi yaptırmadığından hukuki ve mali sonuçlarının tespit edilerek devir halinden itibaren davalı …’ya yükletilmesini, mahkeme masrafı ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde; davanın müvekkili müdürlükler dışındaki davacı ve davalılar arasında görülmesi gerektiğini, müvekkili müdürlüğü husumet yöneltilemeyeceğini, bu dava konusu ile ilgili müvekkili müdürlüğün vermiş olduğu bir red kararı bulunmadığını, bu nedenlerle davanın usulden reddini, hisse devri işlemine ilişkin müvekkili müdürlüğü yapılan bir başvuruya rastlanılmadığını, ticaret sicil kayıtlarına göre tescil başvurusunu yapma yükümlülüğünün davalı şirkete ait olduğunu, tescil başvurusu veya bu yönde red kararı bulunmadığından müvekkili müdürlük bakımından açılan davanın reddini, cevap dilekçesinde ayrıntılı olarak açıklanan tüm nedenle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Diğer davalılar ise davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi’nin tespiti, tescil ve ilanına ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 595.maddesi uyarınca ” (1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir.
(2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.
(3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir.
(4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir.
(5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır.
(6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir.
(7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.”
Aynı Kanunun 598.maddesi uyarınca ise; “(1) Esas sermaye paylarının geçişlerinin tescil edilmesi için, şirket müdürleri tarafından ticaret siciline başvurulur.
(2) Başvurunun otuz gün içinde yapılmaması hâlinde, ayrılan ortak, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için ticaret siciline başvurabilir. Bunun üzerine sicil müdürü, şirkete, iktisap edenin adının bildirilmesi için süre verir.
(3) Sicil kaydına güvenen iyiniyetli kişinin güveni korunur.”
Görüldüğü üzere limited şirket pay devrine ilişkin sözleşmenin kanuna uygun olarak yapılmasından sonra, tescil için şirket müdürü tarafından ticaret sicil müdürlüğüne başvurulmalıdır. 30 gün içinde başvuru yapılmaz ise ayrılan ortağın bu başvuruyu yapma hakkı bulunmaktadır. Davacı ise TTK’nın 598/2 fıkrası uyarınca eldeki davayı açmadan önce ticaret sicil müdürlüğüne başvurmak suretiyle istediği sonucu elde etme ihtimaline sahip olduğu halde işbu davayı açmış olduğundan, dava tarihi itibari ile dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/10797 Esas – 2016/5710 Karar sayılı kararı ile 2019/3559 Esas – 2020/1920 Karar sayılı kararı )
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alınmış olduğundan başkaca harç takdirine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … vekille temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 17.900,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve harcanmayan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştikten sonra davacı tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/12/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır