Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/470 E. 2023/926 K. 11.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/470 Esas
KARAR NO :2023/926

DAVA:Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ:20/07/2023
KARAR TARİHİ:11/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hissedarları olan … ile … adına kayıtlı; İstanbul İli, … İlçesi, …(…) Mahallesi, … Mevkii, 385 ada, 21 parselde bulunan arsa niteliğinde taşınmazın, şirkete ayni sermaye olarak konulmak istenmiş olduğunu, bu kapsamda …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile öz sermaye tespiti için başvuruda bulunulmuş ve sermayeye konu taşınmazın değerinin tespit ettirilmiş olduğunu, akabinde ayni sermaye ile sermaye arttırımına gidilebilmesi için genel kurul kararı alınmış ve tescili ilgili sicil müdürlüğünden talep edilmiş olduğunu, ancak ilgili sicil müdürlüğünün; taşınmazın beyanlar hanesinde ”geliştireceği projeyi iki yıl içinde … Bakanlığına onayına sunma zorunluluğu vardır” ibaresi sebebiyle tescil taleplerinin reddine karar vermiş olduğunu, taşınmazın beyanlar hanesinde bulunan ve sicil müdürlüğünün red kararında bahsini geçirdiği beyan ile birlikte, yine aynı beyanlar hanesinde proje sunma yükümlülüğünün yerine getirildiğine dair ”… Belediye Başkanlığının 13.12.2022 tarih ve … sayılı yapı ruhsatına göre proje geliştirilmiştir” beyanı dikkate alınmaksızın işlem tesis edilmiş olduğunu, ayni sermayeye konu taşınmazın hissedarı (aynı zamanda müvekkili şirketin hissedarlarından) … ‘un yabancı olduğunu, Çevre ve Şehircilik bakanlığı tarafından, yabancıların Türkiye’de yapısız taşınmaz satın alması ancak satın aldığı yapısız taşınmaz üzerinde 2 yıl içerisinde proje geliştirmesi şartına bağlanmış ve taşınmazın satın alınması sırasında bu şartı yerine getireceğine dair taahhüt alınmakta ve bu taahhüt de taşınmazların beyanlar hanesine işlenmekte olduğunu, bu kapsamda satın alınan yapısız taşınmaz üzerinde proje geliştirileceğine dair yükümlülük taşınmazın satın aldığı sırada beyanlar hanesine işlenmiş, arsa sahibi, satın aldığı yapısız taşınmaz üzerinde inşaat projesi geliştirmiş olup halihazırda arsa üzerindeki inşaatın devam etmekte olduğunu, arsa sahibinin aynı zamanda müvekkili şirketin de hissedarı olduğunu, bahse konu inşaatın müvekkili şirket aracılığı ile yapmakta olduğunu, bu sebeple de üzerinde bina inşa ettiği arsayı yine kendi şirketine ayni sermaye olarak koymak istediklerini, müvekkilini inşaat faaliyetine başlamadan önce ilgili belediyeden inşaat ruhsatı almış ve doğal olarak inşaat ruhsatını alabilmek için onaylı mimari projesini hazırlamış ve ilgili belediyeye sunmuş, daha sonra ise ilgili belediyeden, proje geliştirdiğinin, inşaata başladığının ilçe tapu müdürlüğüne bildirilmesini talep etmiş, bu kapsamda … Belediyesi tarafından, … tapu müdürlüğüne proje geliştirildiğine dair bildirimde bulunulmuş ve … tapu müdürlüğü tarafından, taşınmazın beyanlar hanesine; 16.05.2023 tarihinde … yevmiye numarası ile ”… Belediye Başkanlığının 13.12.2022 tarih ve … yapı ruhsatına göre proje geliştirilmiştir” ifadesi yazılmış, dolayısıyla taşınmazın satın alındığı sırada yabancı olması sebebiyle alıcıya yüklenen yükümlülük; projenin geliştirilmesi ile ortadan kalkmış ve bu husus da yine taşınmazın beyanlar hanesine işlenmiş, zaten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgede de usul olarak bu yöntem seçilmiş ve idarede bu yönteme uymuş olduğunu, taşınmazın beyanlar hanesinde ticaret sicil müdürlüğünün iddia ettiği gibi ayni sermaye konulmasını engelleyici, kısıtlayıcı bir şerh veyahut haciz bulunmadığını, dava dilekçesinde bahsettikleri üzere idare nezdinde ilerlemiş doğal bir sürecin taşınmazın beyanlar hanesine işlenmesi dışında başkaca bir hal söz konusu olmadığını, müvekkilinin proje sunma yükümlülüğünü; idarenin de taşınmazın beyanlar hanesinde belirttiği gibi yerine getirmiş, bu konu ile alakalı Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgelerde incelendiğinde görüleceği üzere, beyanın terkini değil beyanın ”proje sunma yükümlülüğü yerine getirilmiştir” şeklinde devamı esas alınmış ve idareye bu kapsamda yön tayin edilmiş olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından verilen sicil kararının kaldırılması ile 06.02.2023 tarihli genel kurul kararı doğrultusunda tescilin yapılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünün, Türk Ticaret Kanunu. m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yapmış olduğunu, dava konusu edilen ayni sermaye ile sermaye artırımının tesciline ilişkin olarak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.127’de genel bir düzenlemeye yer verilmiş ve yine, anılan hükümde, m.307/f.2, m.342 ve 581 hükümlerinin saklı olduğu hükme bağlanmış olduğunu, dava konusu ayni sermaye ile sermaye artırımı kararına ilişkin 06/02/2023 tarihli 2023 yılına ait genel kurul tescil başvurusu sırasında, sermaye artırımına konu edilen gayrimenkule ilişkin tapu kayıt formu ve değer tespiti için mahkemece atanan bilirkişi heyet raporu incelendiğinde ise; söz konusu gayrimenkuldeki … hissesi ve … hissesi üzerinde, “Geliştireceği projeyi iki yıl içinde …… Bakanlığının onayına sunma zorunluluğu bulunduğunu, Başlama Tarihi:24/12/2021 Süre:2 Yıl)” şeklinde şerh olduğunun anlaşıldığını, oysa, anılan m.127 uyarınca saklı olduğu hükme bağlanan limited şirketlerde ayni sermaye konulmasına ilişkin m.581’de, “Üzerinde sınırlı ayni bir hak, haciz veya tedbir bulunmayan; nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlar ve adlar da dahil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz.” denilmek suretiyle, üzerinde sınırlı bir hak, haciz veya tedbir bulunan malvarlığı unsurlarının ayni sermaye olarak konulamayacağı emredici bir şekilde düzenlenmiş, nitekim, bu düzenlemeyi açıklayıcı ve pekiştirir biçimde, Ticaret Sicili Yönetmeliği m.73/f bendinde de, konulan ayni sermaye üzerinde herhangi bir sınırlamanın olmadığına dair ilgili sicilden yazı alınması gerektiği hususu düzenlenmiş olup; tescil başvurusu sırasında da ayni sermaye olarak konulan malvarlığı üzerinde herhangi bir sınırlamanın bulunmadığına ilişkin yazı sunulması gerektiğini, başka bir deyişle; yukarıda anılan hükümler gereğince, müvekkili tarafından, ayni sermaye ile yapılan sermaye artırımı işlemlerinde talep edilen belgeler arasında söz konusu gayrimenkulün üzerinde herhangi bir kısıtlamanın olmadığına dair ilgili makam tarafından hazırlanmış beyan istendiğini, bu bağlamda; belirtilen şerhlerin, gayrimenkulün ayni sermaye olarak artırıma konu edilmesinde sakınca teşkil edip etmediği veyahut da gayrimenkule ilişkin bir sınırlandırma olup olmadığı konusunda, anılan hükümler çerçevesinde ilgili makamdan yazı ibraz edilmesi müvekkili tarafından istenmişse de; tescil başvurusunun iadesi üzerine sunulan yeni Tapu Kayıt Formunda, şirket ortaklarından Türk vatandaşı olan … maliki olduğu arsa üzerindeki şerhin bu defa olmadığı ancak diğer şirket ortağı ve gayrimenkulün diğer yarısının sahibi olan Ürdün vatandaşı …‘ın hissesi üzerinde halen “Geliştireceği projeyi iki yıl içinde …… Bakanlığının onayına sunma zorunluluğu vardır.” şerhinin devam ettiği ve söz konusu şerhin, sermaye artırımını engelleyip engellemediği veyahut da sermaye artırımına ilişkin bir sınırlama olup olmadığına ilişkin ilgili makamdan alınmış beyanın ya da iznin eklenmediğinin anlaşıldığını, tescil edilecek hususlar ve tescil başvurusu sırasında ibraz edilmesi gereken belgelerle ilgili Mevzuatla bağlı bulunan ve bir mahkeme gibi yorum yapması mümkün olmayan Müvekkil Müdürlüğün, tapu kaydında bulunan şerhlerin anılan m.581 gereğince tedbir, ayni hak mahiyetinde olup olmadığı şerhi koyan ilgili tapu müdürlüğü tarafından saptanabileceği için veyahut da en azından Ticaret Sicili Yönetmeliği m.73/f bendi uyarınca konulan ayni sermaye üzerinde herhangi bir sınırlamanın olmadığına dair ilgili sicilden yazı alınması gerektiği için Mevzuata uygun şekilde tescil başvurusu reddedilmiş, söz konusu şerhin lehtarı tarafından da konuya ilişkin herhangi bir müsaade yazısı ibraz edilmediği gibi, söz konusu şerhlerin tedbir mahiyetinde olup olmadığı ya da bu şerhlerin ayni sermaye konulmasına engel teşkil edip etmediğine ilişkin herhangi bir ifade de bilirkişi atanmasına ilişkin mahkeme kararında da yer almamış olduğunu, söz konusu şerhlerin, gayrimenkulün ayni sermaye olarak artırıma konu edilmesinde sakınca teşkil edip etmediği veyahut da gayrimenkule ilişkin bir sınırlandırma olup olmadığı konusunda, anılan hükümler çerçevesinde ilgili makamdan herhangi bir belge bir ibraz edilmemesi üzerine, konuya ilişkin emredici kurallar gereğince red kararı verilmiş olmasının mevzuata uygun olduğunu, müvekkilince müdürlükçe dava konusu tescil işleminin reddi hukuka ve mevzuata uygun olup, müvekkil müdürlük dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmamış, bu nedenle de, “yargılama giderleri” ve “vekâlet ücreti”nden sorumlu tutulamayacaklarını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün red kararı, İstanbul ili, … ilçesi, … (…) Mahallesi, … Mevkii, 385 ada, 21 parselde kayıtlı arsa takyidatı …Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Yabancı İşler Daire Başkanlığı yayınlanan …sayılı genelge, 06.02.2023 tarihli … sayı ile onaylı genel kurul kararı ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; İlgili şirketin ticaret sicili kayıtları, bilirkişi incelemesi ve diğer yasal delillere dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; limited şirkete ayni sermaye konulmasına ilişkin genel kurul kararının ticaret sicil müdürlüğünce tescili talebinin reddine ilişkin …nün 14/07/2023 tarihli kararının iptali ile tescil istemine ilişkindir.
Dava sırasında, davalı kurumun ret işlemine dayanak yapılan şerhin tapu kaydından silindiğinin davacı vekili tarafından beyan edilmesi üzerine celp edilen takyidatlı tapu kaydına göre, davalı kurumun ret gerekçesi yaptığı şerhin silindiği tespit edilmiştir.
Limited şirketlerde ayni sermayeyi düzenleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ‘Ayni sermaye’ başlıklı 581.maddesi;
”(1) Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz veya tedbir bulunmayan; nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar ve adlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz.
(2) 127 nci madde hükmü saklıdır.
” şeklinde düzenlenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, davalı kurumun ret kararı ile takyidatlı tapu kayıtları bir arada değerlendirildiğinde; ayni sermaye konulması istenen taşınmazın üzerinde şerh bulunması nedeniyle davalı kurumun ret işleminin 6102 sayılı TTK’nin 581.maddesi uyarınca hukuka uygun olduğu, ancak dava sırasında şerhin kaldırılmış olması nedeniyle davalı kurum işleminin iptalinin gerektiği, bu nedenle davanın kabulü ile davacı şirketin …. Noterliğinin 08.02.2023 tarih ve … sayısı ile onaylı 06.02.2023 tarihli 2023 yılına ait genel kurul kararının tescili isteminin reddine dair İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 14.07.2023 tarih ve … sayılı red kararının iptaline, anılan genel kurul kararının ticaret siciline tescil ve ilanına, dava tarihindeki haklılık durumuna göre takdiren taraflar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Davacı şirketin …. Noterliğinin 08.02.2023 tarih ve … sayısı ile onaylı 06.02.2023 tarihli 2023 yılına ait genel kurul kararının tescili isteminin reddine dair İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 14.07.2023 tarih ve … sayılı red kararının iptaline, anılan genel kurul kararının ticaret siciline tescil ve ilanına,
2-Harç peşin alınmış olmakla tekrar alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların lehine ve aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.11/12/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı