Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/413 E. 2023/880 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/413 Esas
KARAR NO :2023/880

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/06/2023
KARAR TARİHİ:28/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil …ve Tic. Ltd. Şti. aralarında ticari ilişki bulunan …ve … …. A. Ş. ‘ye olan borcuna mahsuben …İstanbul Şubesi’nin 15.03.2023 keşide tarihli, … numaralı ve 200.309,00-TL lik çeki bu şirketin İstanbul’daki satış temsilcisi …’e 28.11.2022 tarihinde imza mukabilinde teslim ettiğini, anılan çekin …ve … …. A. Ş. elinde iken kaybolması üzerine bu şirket …ve … …. A. Ş. tarafından 06.12.2022 tarihinde … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile Kıymetli Evrakın iptaline ( çek iptaline ) dair hasımsız dava açıldığını, açılan davada verilen ödeme yasağı kararı üzerine de davacı müvekkilce dava dışı …. Taah. … A. Ş. ‘ye yeni bir çek verilmiş ve bu çek te bankadan / hesaptan ödendiğini, dava ve takip konusu çekle ilgili olarak açılan çek iptali davasından çeki bankaya ibraz ettiği tarihte haberdar olan davalı / talip alacaklısı görünen şirket bahsi geçen ( … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı ) dava dosyasına iyi niyetli üçüncü kişi ve meşru hamil sıfatı ile müdahale talebinde bulunmak, davaya taraf olmak yerine anılan davada verilen 2023/419 Karar sayılı iptal kararının kesinleşmesinin ardından yaklaşık 1,5 ay sonra …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile 23.05.2023 tarihinde icra takibine başvurduğunu, ciro silsilesi bozulmuş ve kopmuş olduğunu, takibin önce tedbiren durdurulması ve ardından müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespitinin gerektiğini, davalı taraf iyi niyetli olmayıp kötü niyetli olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle öncelikle dosya borcunun kapak hesabına göre % 15 fazlası ile birlikte dosyaya ( nakit ya da kesin ve süresiz muteber bir bankanın teminat mektubu olarak ) dosyaya depo edilmesi mukabili tedbir kararı verilerek takibin dava sonuna kadar durdurulmasını, bu kabul edilmediği takdirde dosyaya yatacak paranın takip alacaklısı olarak görünen tarafa ödenmemesi için tedbir kararı verilmesini, davanın ilerde açılması düşünülen tazminat ve rücu vs davaların muhatabı olması muhtemel …ve … …. A. Ş. ‘ye ihbarını, maddi ve manevi ve munzam zarara dair talep ve dava açma ve her türlü şikayet hakları saklı kalmak kaydı ile tamamlanacak yargılama sonunda müvekkil davalı -takip alacaklısı olarak görünen tarafa borçlu olmadığının tespitini, davalı takip alacaklısının takip konusu alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet- icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddiaları haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı yan dilekçesinde takibe konu çekin kendileri tarafından keşide edildiğini ve çek lehtarı ile arasındaki borç ilişkisini ikrar ettiğini, davacı tarafın müvekkil aleyhine açmış olduğu işbu davada diğer imzaların sahte olduğuna dair itirazlarını sunması hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafın müvekkil aleyhine açmış olduğu işbu davada diğer imzaların sahte olduğuna dair itirazlarını sunması hukuken mümkün olmadığını, imzaların istiklali prensibi gereğince çekin keşidecisi olan … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ in, çekin lehtarı olan …ve … … A.Ş.’nin imzasının sahteliğine dayaranarak sorumluluktan kurtulmasının mümkün olmadığını, çek bedelinin ödendiği iddiası (bedelsizlik) şahsi defi niteliğinde olup iyiniyetli üçüncü kişi konumundaki çekin hamili müvekkile karşı öne sürülemeyeceğini, meşru hamilin kötüniyetli olduğu iddiasında bulunan taraf bunu mutlak surette ispatlamak zorunda olduğunu, müvekkil tarafından dava konusu çekin tahsili amacıyla gerçekleştirilen tüm işlemler yasaların tanıdığı hak ve yetkiler kapsamında gerçekleştirilmiş olup söz konusu işlemlere dayanılarak müvekkili kötüniyetli olmak ile itham etmek mümkün olmadığını, öyle ki sürekli ticari faaliyeti bulunan bir firmanın çek bedelini tahsil etmek için yasal yollara sahip olmasına rağmen ilgili yasal yolları kullanmaması akla ve mantığa olduğu kadar ticari hayatın işleyişine de aykırılık teşkil edecek olup nitekim müvekkil de ticari faaliyetinin devamı için nakit paraya ihtiyaç duyan tüm firmaların yapacağı şekilde çekin yasal yollardan tahsili yoluna gittiğini, somut olayda da müvekkilin, çeki iktisap anında çekin zayi olup olmadığına dair bir bilgisi bulunmamakta olduğunu, davacı taraf da müvekkilin kötüniyetini ortaya koyan somut bir delil ibraz etmediğini, bu nedenle TTK 792 maddesinde aranan şartlar olayımızda gerçekleşmemiş olup davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı taraf dosyaya ispat ile yükümlü olduğu işbu iddialarını kanıtlar nitelikte herhangi bir delil sunmadığını, açıklanan tüm bu nedenlerle davacı tarafça haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak ikame edilen işbu davanın ve tazminat taleplerinin reddine, davacı taraf aleyhine takip konusu alacağın %20 oranında tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 2004 sayılı İİK’nun 72. Maddesine dayalı olarak keşideci tarafından açılan menfi tespit davasıdır.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.
Davacı tarafından, keşidecisi olduğu … … Şubesine ait, lehtarı dava dışı …A.ş olan 15/03/2023 tarihli 200.309,00 TL bedelli çekte lehtar adını atılı ciro imzasının sahteliğine dayanılarak eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 818. maddesinin 1/c fıkrası atfı ile 677 maddesinin ” Bir poliçe,poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları,imzalayan yada adlarına imzalanmış olan diğer kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.” hükmüne havi olduğu, davacı keşidecinin kendisi adına atılı imzayı inkar etmediği, dava dışı lehtarın imzasının sahteliğine anılan yasal düzenleme (imzaların istiklali ilkesi) gereği dayanamayacağı, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığı, geçerli imzaların sahiplerinin, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamayacağı, geçersiz imza sahibini bağlamaz ise de; ciro zincirini koparmayacağı, imzaların bağımsızlığı ilkesine göre senet lehtarının veya diğer cirantaların imzasının sahte olmasının, diğer imza sahiplerinin ve özellikle senedin asıl borçlusu olan keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı davacının lehtar imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 72/4. maddesi hükmü ile menfi tespit davası reddedildiği takdirde, şayet takip tedbir kararı verilerek durdurulmuş ise davalı alacaklının alacağına geç kavuşması sebebiyle alacaklı lehine tazminata hükmedileceği düzenlenmiştir. Mahkememizce, davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği dolayısıyla uygulanmış bir ihtiyati tedbir kararının bulunmadığı ve talep eden davalı yararına tazminata hükmedilmesi için gereken şartların oluşmadığı anlaşıldığından tazminat isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından davalı yanın tazminat isteminin reddine,
3-Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının 3.420,78 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 3.150,93 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 85,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6- Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/11/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır