Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/38 Esas
KARAR NO:2023/583
DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/01/2023
KARAR TARİHİ:13/07/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ve dava dışı … aleyhine davalı tarafça …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasından kambiyo senetlerine özgü icra yoluyla takip başlatıldığını, takibe dayanak bononun sahte olarak düzenlendiğini, bono üzerindeki imza ve yazıların müvekkiline ait olmadığını, yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile bu durumun tespit edileceğini; taraflar arasında talep konusu herhangi bir ilişkinin bulunmadığını, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde bildirdiği nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, takip alacaklısı davalı tarafından, davacı ve diğer takip borçluları hakkında 10/09/2014 vade tarihli 33.500 USD bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine girişildiği görülmüştür.
Dava; davacı aleyhine başlatılan takipten dolayı davacının davalıya borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı taraf, dava ve takibe dayanak bonodaki adına atfen atılı imzanın müvekkilline ait olmadığını ileri sürmüştür.
Bilindiği üzere, kural olarak İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davalarında borçlu olunmadığı ileri sürülmüş ise; alacağın varlığını ve miktarını kanıtlamak yükümlülüğü alacaklıdadır. Ancak, alacağın kambiyo senedine dayanması halinde bu genel kuralın istisnası olarak borçlu olunmadığının kanıt yükümlülüğü, iddiayı ileri süren borçlu taraftadır. Şayet kambiyo senedinde bulunan borçlu imzası (somut olayda davacı imzası) inkar edilmiş ise, bu durumda imzanın borçluya (davacıya) ait olduğunu kanıtlamak yükümlülüğü alacaklıdadır.
Davacının bononun düzenlenme tarihinden önce imzaladığı mukayese belge asılları toplanmış, davaya dayanak bono aslı temin edilmiş, davaya ve takibe dayanak bonodaki imzanın imza itirazında bulunan davacıya ait olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek, getirtilip-sunulan belge asılları ile birlikte dosya grafoloji konusunda uzman bilirkişi …’ya tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 17/04/2023 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; inceleme konusu, borçlusu … – … kefili …, alacaklı … olan, 30/06/2014 düzenleme 10/09/2014 ödeme tarihli, 33.500 USD bedelli bononun ön yüzünde bulunan imzalar ile …’e ait mevcut mukayese imzalar arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığı, söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalara kıyasla davacı …’in eli ürünü olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan grafolog bilirkişi raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, davaya ve takibe dayanak bono aslı, alınan ve benimsenen grafoloji bilirkişi raporu ve toplanıp değerlendirilen delillere göre;
Yapılan imza incelemesi neticesinde dava konusu bonodaki davacı adına atılı imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiş olup; bu nedenle davacının dava konusu takibe dayanak bonodan dolayı sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından davanın kabulü ile davacının dava konusu takibe dayanak bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine; davalı takip alacaklısı takip ve dava konusu bononun lehtarı olup, yüz yüzelik ilkesi gereğince bonodaki imzanın davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olmasına karşın, davacı borçlu hakkında takibe girişmekte haksız ve kötüniyetli olduğundan, davacının talebi göz önüne alınarak davalının tazminata mahkumiyetine karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde dava değerini 33.500 USD’nin TL karşılığı 630.470 TL olarak göstermiş ise de; takip alacaklısı davalı taraf takipteki yabancı para alacak talebini, takip tarihindeki kurun TL karşılığı olarak talep ettiğinden, harç ve vekalet ücretleri, talep konusu döviz cinsi alacağın takip tarihindeki TL karşılığı üzerinden hesaplanmış; açıklanan nedenlerle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
1-….İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasında takibe konu yapılan bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-İİK.nın 72/5.maddesi gereğince takip konusu bono bedeli üzerinden %20 oranında hesaplanan 15.302,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 5.279,30-TL karar ve ilam harcının başlangıçta yatırılan 10.766,86-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 5.487,56-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 12.365,52-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 179,90 TL başvuru harcı, 5.279,30 TL karar ve ilam harcı, 25,60 TL vekalet harcı, 2.500 TL bilirkişi ücreti ve 198 TL tebligat giderlerinin toplamı 8.182,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 13/07/2023
Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı