Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/37 E. 2023/130 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/37 Esas
KARAR NO :2023/130

DAVA:İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:10/12/2021
KARAR TARİHİ:21/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafın her ne kadar icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiş ise de bu itirazın yerinde olmadığını, taraflar arasında yetki sözleşmesi düzenlenmiş olduğunu, yetki sözleşmesi uyarınca anlaşmazlık halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağı kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin davalıya ait malları, temin ettiği araçlar ile uluslararası kara yoluyla yurtdışına taşınmasını sağladığını, …-Tbılısi/Gürcistan arasında gerçekleştirilen taşımacılık hizmetine ilişkin olarak müvekkili şirket tarafından … Fatura numaralı 16.08.2021 tarihli 1.900,00-USD tutarlı navlun faturası düzenlendiğini, hak kazanılmış navlun alacaklarının ödenmeyince icra takibine gidildiğini, davalı icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğinden takibin durduğunu, Zorunlu Arabuluculuk süresince de tarafların anlaşamadığını, açıklanan tüm bu nedenlerle haksız ve dayanıksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20 ‘ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı tarafa, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasında “…- … taşımasına ait navlun faturası. 1.900,00 USD ” açıklaması ile 1.900,00 USD alacağın tahsili için ilamsız icra takibine başlandığı , borçlu tarafından yasal süresinde yapılan itiraz üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 20/09/2022 tarihli 2021/843 esas ve 2022/734 karar sayılı kararı ile “…İtirazın iptali davası, kendine özgü şartları olan bir dava türü olup, itirazın iptali davasının görülebilmesi için geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir.
İİK’nun 58. maddesine göre takibe konu alacağın Türk parası ile tutarının takip talebinde gösterilmesi zorunlu olup, anılan noksanlık kamu düzeni ile ilgili ve devletin hükümranlık haklarına ilişkin olması nedeniyle takibin her safhasında re’sen göz önünde tutulmalıdır (HGK’nun 12.05.1999 tarih 99/12-271 E, 99/301 K. sayılı kararı).
Davaya konu takip talebi incelendiğinde 1.900,00 USD alacak için ilamsız icra takibine başlandığı, alacağın TL karşılığının ya da harca esas değerin takip talebinde ve ödeme emrinde gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda İİK ‘ya uygun olarak düzenlenmiş bir takip talebinden ve dolayısıyla geçerli bir icra takibinden bahsedilemez.
Yukarıda yapılan açıklamalar gereği, itirazın iptali davasının görülebilmesi için aranan geçerli bir icra takibi bulunması dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine…” gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verildiği, mahkememiz kararına karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 15/12/2022 tarihli 2022/2179 esas ve 2022/1707 karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının “… İlk derece mahkemesince takibin İİK’nın 58. maddesine aykırı yapıldığı belirlenerek, davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. İİK’nın 58/3.maddesinde, “Alacağın veya istenen teminatın Türk Parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlenmeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi;” takip talebinde gösterilmelidir.
TBK’nın 99. maddesinde “Konusu para olan borç Ülke parasıyla ödenir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Maddenin son fıkrasında Ülke parası dışında, başka bir para birimiyle belirlenmiş para alacaklarının aynen ödenmesine imkan tanınmıştır. Bu yönüyle anılan madde , 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 83. maddesinden farklı bir düzenleme içermektedir. Gerçekten de 818 sayılı BK’nın 83. maddesinin son fıkrasında, “Yabancı para borcunun vadesinin ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcu vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk Parası ile ödenmesini isteyebilir. ” düzenlemesi bulunmaktaydı. İlk derece mahkemesince gerekçeli kararda belirtilen Hukuk Genel Kurulu kararı 818. sayılı BK’nın yürürlükte bulunduğu dönemde verilmiştir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 20.06.2013 tarih ve 2013/7875 – 11547 E- K sayılı kararı da benzer niteliktedir. Bu kararlardan sonra TBK’nın 99. maddesi ile getirilen düzenleme dikkate alındığında, döviz alacağının aynen ödenmesinin talep edilebileceği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı, fatura ve sözleşmedeki kayıt nedeniyle aynen ödeme talep edebilir. İİK’nın 58. maddesindeki düzenleme, icra takip harcın belirlenmesine ilişkin olup UYAP ortamında başlatılan takiplerde harcın sistem tarafından otomatik olarak hesaplanıp tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Takip bu nedenle geçerli olduğundan, Mahkemece işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekir…” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı takip konusu yaptığı fatura nedeni ile alacaklı olduğunu ispat yükü altındadır. Mahkememizce iddia edilen alacağın varlığının tespiti için taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı tarafından ticari defterleri bilirkişi incelemesi için ibraz edilmiş, ancak davalı tarafından ticari defter ve kayıtları mahkememizce yapılan ve 18/04/2022 tarihinde tebliğ edilen ihtarlı tebligata rağmen ibraz edilmemiştir.
6100 sayılı HMK’nun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesinin 3. fıkrasında ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.)…” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davalı yan tüzel kişi tacir olarak ticari defter tutmakla yükümlü olmasına rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçınmıştır.
Davacı yanın ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı incelenerek düzenlenen 04/09/2022 teslim tarihli bilirkişi raporu ile dava konusu 1.900,00 USD bedelli faturanın e fatura olup, e fatura mükellefi olan davalı tarafından kabul edildiğinin fatura kabul/red ekranından anlaşıldığı ve taleple bağlı kalınarak davacının davalıdan 18.073,93 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı yanın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması, HMK’nun ticari defterlerin ibrazına dair 222/3 maddesi ile 04/09/2022 tarihli bilirkişi raporu dikkate alınarak davacı yanın takip ve dava konusu fatura nedeni ile davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmış ve davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın iptaline takibin devamına karar verilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli 2019/4054 esas ve 2019/7699 karar sayılı kararında belirtildiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacının talebinin faturaya dayalı olduğu ve alacağın likit olduğu anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı tarafından …. İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20 ‘ si oranında hesaplanan 3.614,78 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 1.234,63 TL karar ve ilam harcının 229,57-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.005,06 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına
4-Davacı tarafından ödenen 229,57 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
5-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile ödenen 59,30 TL başvuru harcı ile 1.623,6 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.682,9 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır