Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/33 Esas
KARAR NO:2023/833
DAVA:Ticari Şirket (Şirket Feshi – Ortaklıktan Çıkma)
DAVA TARİHİ:30/05/2019
KARAR TARİHİ:09/11/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette %10 oranında paydaş olduğunu, müvekkilinin, şirketin diğer ortakları ile anlaşamaması nedeniyle şirket ortaklığından 120.000 TL bedel ile çıkma konusunda diğer ortaklarla anlaştığını ancak, diğer ortakların müvekkilinin paylarını satın almaktan vazgeçtiklerini, şirket yöneticisi olan diğer ortakların, şirketin içini boşaltma yönünde işlemler yaptığının öğrenildiğini, müvekkilinin talebine rağmen şirket ile ilgili bilgi verilmediğini, bu nedenle ortaklar arasında güven ilişkisi kalmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle müvekkilinin 120.000 TL pay bedelinin ödenerek ortaklıktan çıkmasına, aksi takdirde davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerince, hisse satışı hususunda davacıya yapılmış herhangi bir teklif bulunmadığını, davacının yönetici ortak sıfatı ile tüm finansal bilgilere sahip olduğunu, müvekkillerinin şirketin aktifini azaltmaya ilişkin bir işlemleri bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 07/11/2019 tarih ve … sayılı kararla davanın reddine karar verilmiş; verilen karar davacı tarafça istinaf edilmiştir.
İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi’nin 15/12/2022 tarih ve 2020/420 E, 2022/1719 Karar sayılı kararıyla; “Dava, TTK’nın 531. maddesine göre anonim şirketin feshi, olmadığı takdirde pay bedelinin ödenerek davacı ortağın şirket ortaklığından çıkarılması istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
TTK’nın 531. maddesinde “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mehkemisinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüm karar verebilir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Kanun hükmünde, haklı nedenlerin bulunması halinde anonim şirketin feshinin talep edilebileceği belirlenmiş olup, haklı nedenlerin nelerden ibaret olduğu açıklanmamıştır. Ancak öğretide ortağın kanuna aykırı şekilde bir çok kez toplantıya çağrılmamış olması, azınlık ve bireysel hakları sürekli şekilde ihlali, bilgi edinme ve inceleme haklarının engellenmesi, şirketin sürekli zarar etmesi, dağıtılan kâr paylarının düzenli şekilde azalması gibi sebepler, haklı sebepler olarak kabul edilmektedir.
Haklı nedenlerin varlığı halinde mahkemece TTK’nın 531. maddesi kapsamında şirketin feshine karar verilebileceği gibi, fesih yerine davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerin ödenip, davacı pay sahiplerinin şirketten çıkmalarına veya duruma uygun düşen veya kabul edilebilir diğer bir çözüme de karar verilebilir. Ancak, pay değerinin ödenmesi ve diğer alternatif çözümlerin uygulanabilmesi için öncelikle fesih için haklı nedenlerin varlığının kanıtlanmış olması gerekir.
Davacı, dava dilekçesinde şirketin ortağı olan yöneticilerin şirketin içini boşalttıklarını, şirkete ilişkin bilgi verilmediğini ileri sürmüştür. Davacı, delil olarak taraflar arasında yapılan elektronik posta yazışmaları, şirket kayıtları ve tanık beyanlarına dayanmıştır. TTK’nın 1521. maddesi gereğince ticaret şirketlerinde, ortakların ve pay sahiplerinin şirketle olan davaları hakkında basit yargılama usulü uygulanır. HMK’nın 316 vd. maddelerinde basit yargılamaya ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. HMK’nın 318. maddesinde, tarafların tüm delillerini dilekçe ile birlikte verecekleri düzenlenmiştir. Ön inceleme ve tahkikatın usulü ise aynı Kanun’un 320. maddesinde belirlenmiştir. Yargılamada, tarafların ileri sürdüğü vakıaların denetlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, gerektiği takdirde dayanılan kayıt ve belgelerin incelenmesi ve işin niteliğine uygun düştüğü takdirde gösterilen tanıkların da dinlenilmesi gerekir.
Davacının iddiaları arasında bilgi edinme hakkının ihlalinin yanı sıra şirketin mali yapısını bozucu işlemlerin de yapıldığı ileri sürüldüğünden TTK’nın 83.maddesi uyarınca ticari defter ve kayıtların da ibrazı emredilerek, bu hususların şirketin kayıtları ve taraflar arasında yapıldığı ileri sürülen yazışmalarla denetlenmesi ve gerektiği takdirde tanıkların dinlenmesi suretiyle dava sonuçlandırılmalıdır. Deliller toplanıp değerlendirilmeden yapılacak bir yargılama sonucu verilen karar hukuki dinlenme hakkına aykırı olduğu gibi, bu şekilde verilecek gerekçeli kararın da HMK’nın 297. maddesinde sayılan gerekçeli karara ilişkin unsurları taşıdığı söylenemez. Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca kaldırılmıştır.
Şirketin feshi iddiasının ileri sürülüş biçimine göre olaya uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 531.maddesi “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirket feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” hükmünü içermektedir. Anılan hüküm uyarınca sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden pay sahipleri ancak haklı sebeplerin varlığını kanıtlamaları halinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceklerdir.
TTK 531.maddesi uyarınca şirketin haklı sebeplerle feshine veya fesih yerine, davacı pay sahibine, payların gerçek değerlerinin ödenip şirketten çıkarılmasına karar verilebilmesi için öncelikle haklı sebeplerin gerçekleşmesi gerekmektedir. (Y.11 HD. 30/05/2017 tarih ve 2016/4639 E-2017/3180 K.)
Anılan yasal düzenleme gereğince haklı nedenlerin bulunması halinde davalı şirketin feshine karar verilebileceği gibi; fesih yerine davacı pay sahiplerine paylarının değerlerinin ödenip şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilebilir.
Görüldüğü gibi anonim şirketlerde fesih dışında ortaklıktan çıkartılmaya veya diğer bir çözüme karar verebilmek için, feshi gerektiren haklı nedenlerin bulunması ön koşuldur. Diğer bir anlatımla feshi gerektiren haklı nedenler yoksa, ortaklıktan çıkartılmaya veya diğer bir çözüme karar verilemez.
İstanbul BAM kararında vurgulandığı üzere; kanun hükmünde, haklı nedenlerin bulunması halinde anonim şirketin feshinin talep edilebileceği belirlenmiş olup, haklı nedenlerin nelerden ibaret olduğu açıklanmamıştır. Ancak öğretide ortağın kanuna aykırı şekilde bir çok kez toplantıya çağrılmamış olması, azınlık ve bireysel hakları sürekli şekilde ihlali, bilgi edinme ve inceleme haklarının engellenmesi, şirketin sürekli zarar etmesi, dağıtılan kâr paylarının düzenli şekilde azalması gibi sebepler, haklı sebepler olarak kabul edilmektedir.
Davalı şirkete yönelik açılan dava yönünden yapılan yargılama sonrasında;
İstanbul BAM kararı gereği, davalı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, bu yönden bilirkişi SMMM Prof. Dr. …’tan alınan 27/07/2023 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; davalı şirket ortakları tarafından sermayenin 200.000 TL olduğu ve 87.500 TL’sinin ödendiği, bakiye 112.500 TL’sinin ödenmediği, şirketin kaydi bilanço verilerine göre özvarlık değerinin (-) 1.693.442,43 TL, rayiç değer bilanço verilerine göre özvarlık değerinin (-) 977.650,25 TL olduğu, davalı şirketin 30/06/2023 tarihli bilançosuna göre borca batık durumda olduğu, şirketin varlıklarının borçlarını karşılamaya yetmediği, davalı şirketin 30/06/2023 tarihli bilançosunda geçmiş yıl zararlarının olduğu, davalı şirketin borca batık durumda olduğu için ortaklara ödenebilecek bir varlığının olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, rapora yönelik itirazlar yerinde görülmemiş, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Davacı ile davalı gerçek kişilerin karşılıklı iddia ve savunmaları, İstanbul BAM Kararı, alınan ve benimsenen bilirkişi raporu, getirtilip-sunulan belgeler ve toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; davacı ve davalı gerçek kişilerin davalı şirketin ortağı oldukları, benimsenen bilirkişi kurulu raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davalı şirket kuruluş sermayesinin tamamının ödenmediği, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlara göre borca batık durumda olduğu, bu durumda şirket feshi dışında başka bir çözüm arama yoluna da gidilemediği; bu kapsamda benimsenen bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davalı şirket açısından TTK’nın 531.maddesinde düzenlenen haklı nedenle şirket feshi sebeplerinin bulunduğu anlaşıldığından davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı gerçek kişilere yönelik açılan dava yönünden yapılan yargılama sonrasında;
Bilindiği üzere; 6102 sayılı TTK hükümleri gereğince ortaklıktan çıkma yönündeki istemin, çıkma isteminde bulunan ortak tarafından, çıkma isteminde bulunulan şirkete karşı yöneltilmesi; şirketin feshi yönündeki istemin ise belli oranda pay sahibi tarafından şirkete karşı yöneltilmesi yasal zorunluluktur.
Somut olayda davacı, ortağı olduğu davalı şirketten çıkartılmasını veya bu olmadığı takdirde şirketin feshini istediğinden ve davalı şirket yanında husumeti yöneltmemesi gerektiği halde davalı gerçek kişi ortaklara da yönelttiğinden, davacının ortaklıktan çıkma veya şirket feshi istemi yönünden bu davalılara yönelik açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı Gerçek kişilere yönelik açılan Davanın Pasif Husumet Yokluğu Nedeniyle Reddine,
2-Davalı şirkete yönelik açılan Davanın Kabulü ile,
a)İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …-0 sicil numarasına kayıtlı …”nin fesih ve tasfiyesine,
b)Davalı şirketin tasfiye işlemlerini yapmak üzere SMMM …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına,
c)Tasfiye memuru için takdir edilen aylık 2.500 TL’den şimdilik 6 ay peşin 15.000,00 TL ve ayrıca 10.000 TL tasfiye masraf avansı olmak üzere toplam 25.000,00 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı tarafça mahkememiz veznesine yatırılmasına, bundan sonra tasfiye memuruna görevinin tebliğine,
d)Tasfiye memuru ücretinin ve tasfiye masraflarının, tasfiye memuru tarafından tasfiye giderlerine eklenmesine,
e)Kararın kesinleşmesinden sonra, TTK 283.maddesi uyarınca Ticaret Sicilinde tescil ve ilanına,
3-Alınması gerekli 269,85-TL karar ve ilam harcının 2.049,30-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 1.779,45-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalı şirketten alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalılar … ve … vekille temsil olunduklarından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 269,85 TL karar ve ilam harcı, 6,40 TL vekalet harcı, 3.500 TL bilirkişi ücreti ve 885,80 TL tebligat giderlerinin toplamı 4.706,45 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı … tarafından yapılan 60 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 09/11/2023
Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı