Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/270 E. 2023/879 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2023/270 Esas
KARAR NO:2023/879

DAVA:İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/04/2023
KARAR TARİHİ:28/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirket turizm sektöründe faaliyet gösteren ve yurt içi ve yurt dışı seyahat organizasyon ve turizm hizmetleri veren bir firma olduğunu, müvekkil şirket davalı firma ile 17.08.2021 tarihinde, davalının müvekkil firmaya ait online rezervasyon sistemlerini kullanabilmesi ve bu ilişki sonucunda elde edilecek kazanca istinaden sözleşme imzaladığını, söz konusu ticari ilişkiye taraflar arasında imzalanan sözleşmeye istinaden davalı tarafından, davacı müvekkile yapılması gereken ödeme yapılmadığını, davalı şirket, müvekkiline ait online sistemden ürünleri elde etmiş, ödemesi gereken hakedişleri de ödemediğini, davalı firma ile gerek arabulucu görüşmeleri gerekse taraflarınca kendisi ile kurulan iletişimler neticesinde borcu olduğunu kabul etmiş, 3. Kişi bir firmadan alacağını aldığı zaman ödeyeceğini bildirdiğini, söz konusu beyan kabul edilemez olup sözleşme uyarınca da taraflar arasındaki ticari ilişki sabit otduğu üzere davalı taraf davacı müvekkili hakedişlerini ödemediğini, davalı taraf bilinçli olarak borcunu ödemeyerek tamamen kötü niyetll davrandığını, müvekkil tarafından davalı tarafla icra takibine konu alacağın ödenmesi için görüşmeler yapılmış ancak herhangi bir sonuç alınamadığını, davalı taraf söz konusu bedelleri müvekkil şirkete ödemekten imtina etmiş ve kendisi aleyhine icra takibi başlatılmasına sebep olduğunu, davalının ödememe ve taraflarınca kendisi ile yapılmaya çalışılan tüm iletişimleri sonuçsuz bırakması sonucunda taraflarınca ….İcra
Müdürlüğü’nün 2022/… Esas dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı taraf sözleşme ile ve davalı tarafından yapılan rezervasyonlar ile de sabit oluğu üzere borcu olduğunu bilerek icra takibine itiraz ettiğini ve haksız ve hukuka aykırı bir şekilde yapmış olduğu itiraz üzerine de takibin durduğunu, bunun üzerine taraflarınca arabuluculuk başvurusu yapılmış olup İstanbul Arabuluculuk Bürosu’ nun … numaralı dosyası üzerinden yapılan arabuluculuk görüşmeleri de sonuçsuz kalmış ve anlaşamama son tutanağının düzenlendiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle ve diğer tüm talep ve dava hakları saklı tutmak kaydı ile şimdilik ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile davalının gayrimenkul ve menkul malları ile banka hesapları üzerine dava konusu miktarta ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasını, davalının … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasında ilamsız icra takibine olan itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, alacak bedell olan 14.042,54 U5D’nin taraflar arasındaki sözleşme tarihinden itibaren ilgili mevzuata göre işleyecek en yüksek falzi ile birlikte taraflarına ödenmesine, davalının icra takip dosyası bedelinin % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ütretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; usul ve esasa ilişkin itirazlarının bulunduğunu, davacı yan arabuluculuk görüşmelerinde borcun kabul edildiğini iddia etmiş ise de arabuluculuk görüşmeleri gizlilik olup davacı yan gizlilik görüşmelerini ihlal edildiğini, davacı yan davaya konu icra takibinde dayanak belge sunmamış olup huzurdaki dosyasına sunulan delillere muvafakatlerinin bulunmadığını, davacı yan dava dilekçesinde soyut iddialarda bulunmuş olup davacının soyut iddialarının taraflarınca kabulü mümkün olmadığını, davacı yan, müvekkil ile akdedilen sözleşmeden kaynaklı alacağı olduğunu iddia etmiş olup söz konusu alacak ilişkisinin varlığını ispat edemediği gibi dayanak hiçbir evrakta sunmadığını, taraflarınca ne arabuluculuk görüşmelerinde ne de daha önce yapılan görüşmelerde borcun varlığı kabul edilmediğini, söz konusu evraklar yabancı dilde olup Türkçe tercümeleri sunulmamış olup Türkçe tercümeleri sunulduktan sonra beyanda bulunma haklarını saklı tuttuklarını, ayrıca yine kabul anlamına gelmemek kaydıyla sunulan evraklarda müvekkilin borcu kabul ettiğine dair bir beyan bulunmamakla beraber söz konusu evraklar ise şirket yetkilisi tarafından verilmediğini, davacı yan mezkur dava dilekçesinde sözleşme gereği ürünlerin elde edildiğini ancak ödemenin yapılmadığını iddia edilse de söz konusu rezervasyona konu tüm işlemler ödeme yapılmadan aktif olmamakta olduğunu, kaldı ki söz konusu durum hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, müvekkil şirketin davacı yana borcu bulunmamakta olduğunu, davacı yan lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davacının tüm iddialarına ilişkin olarak itiraz ettiklerini de beyan ederek davacının işbu davayı açmakta suiniyetli olması ve davacının icra takibini de haksız kötü niyetli olarak başlatılmış olması sebebiyle davacının davasının reddi ile davacı aleyhine %20 den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, açıklanan tüm bu nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz davasının öncelikle usule yönelik nedenlerle reddine, mahkeme aksi kanaatte olunması halinde esasa ilişkin nedenlerle reddine, cevap dilekçelerinin kabulüne, davacı aleyhine davaya konu asıl alacak miktarının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasın karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Davacı tarafından, davalı aleyhine İstanbul 21. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası ile ” ASIL ALACAK 17/08/2021 (16.08.2021 TARİHLİ SÖZLEŞMEYE İSTİNADEN MÜVEKKİL ŞİRKETTEN TEDARİK EDİLEN ÜRÜNLER İÇİN ÖDENMESİ GEREKEN HAKEDİŞLERİN İSTEMİ TALEBİDİR.) 11.872,00 USD ” borcun sebebi gösterilerek 11.872,00 USD asıl alacak, 2.170,54 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.042,54 USD alacak için ilamsız icra takibine baylandığı, ödeme emrinin 19/10/2022 tarihinde davalı yana tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından 25/10/2022 tarihinde sunulan itiraz dilekçesi ile takibe 7 günlük yasal süre içerisinde itiraz edildiği, takibin durduğu, itirazın davacı yana tebliğ edilmediği ve davacı tarafından 19/04/2023 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 16/08/2021 tarihli … sisteminin kullanımına ilişkin sözleşme imzalandığı, takip ve dava konusu alacağın bu sözleşmeden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın çözümü teknik bilgi gerektirmesi nedeni ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 26/09/2023 tarihli rapor ile davalının talebi sonucunda ve tamamlayıcı belgenin sağlanmasından sonra davacıya ait yazılımın kullanımının davalıya açıldığı, 2021 yılı Ekim ayı itibariyle davalı hesabına 3 adet onaylanmış rezervasyonun gerçekleştiği, 2021 yılı Kasım ayı itibariyle davalının yazılıma erişiminin kapatıldığı, davacının sistem üzerinden verilen rezervasyonlardan kar payı aldığı ve Servis ve Erişim Sağlayıcılık faaliyeti yürüttüğü, davacının inceleme için ibraz edilen ve usule uygun tutulan defter ve kayıtlarına göre davalıdan takip tarihi itibariyle 12.083,09 USD alacaklı olduğu, davalı yanın yapılan ihtara rağmen ticari defter ve kayıtlarını inceleme için ibraz etmediği tespit edilmiştir. Bilirkişi heyet raporu dosya kapsamına uygun hüküm kurmaya elverişli olmakla mahkememizce hükme esas alınmıştır.
6100 sayılı HMK’nun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesinin 3. fıkrasında ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.)…” düzenlemesine yer verilmiştir. Davalı tüzel kişi tacir olarak defter tutmakla yükümlü olmasına rağmen ticari defter ve kayıtlarını mahkememize ibrazdan kaçınmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar, anılı yasal düzenleme, taraflar arasında imzalanan sözleşme ile bilirkişi raporu dikkate alındığında, davacı tarafından aralarında imzalanın sözleşme kapsamında kendisine ait … sisteminin kullanımı konusunda hizmet verildiği, davacının kendi ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 12.083.09 USD alacaklı olduğu, davalının ise tüzel kişi tacir olarak ticari defter tutmakla yükümlü olmasına rağmen ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeyerek ibrazdan kaçındığı bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 222/3 maddesi uyarınca davacı yan ticari defter ve kayıtlarının lehine delil niteliğinde olduğu ve davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 12.083,09 USD alacaklı olduğu anlaşılmış, taleple bağlı kalınarak davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın 11.872,00 USD asıl alacak yönünden iptaline, takipten önce davalının temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden davacının takip öncesi işlemiş faiz istemenin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli … sayılı kararında belirtildiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacının talebinin likit olduğu anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı isteminin itirazın iptaline karar verilen 11.872,00 USD asıl alacağın takip tarihindeki TL karşılığı üzerinden %20 oranında hesaplanarak kabulüne karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. Somut olayda, davacı yanın reddine karar verilen alacak istemi yönünden kötü niyetli olduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu sebeple davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı tarafından …. İcra Dairesi ‘ nin … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 11.872,00 USD asıl alacak yönünden iptaline, takibin 11.872,00 USD asıl alacak ve bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’ un 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20 ‘ si oranında hesaplanan 44.187,58 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
4-Alınması gereken 15.092,27 TL karar ve ilam harcının 3.346,87-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 11.745,40 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından ödenen 3.346,87-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine.
6-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile ödenen 179,90 TL başvuru harcı ile 5.311,00 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.490,90 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 4.451,59-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 35.140,69 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine
9-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
10-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3.120,00 TL arabulucu ücretinin 2.529,45 TL’ sinin davalıdan, 590,55 TL ‘ sinin davacıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır