Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/205 E. 2023/470 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/210 Esas
KARAR NO :2023/471

DAVA:Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ:27/03/2023
KARAR TARİHİ:08/06/2023

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %50 oranında paya sahip ortağı olduğunu, davalı şirketin ortakları arasında anlaşmazlıklar çıktığını, şirket yönetim kurulunun ve genel kurulunun toplanamadığını, diğer ortakların hukuka aykırı eylem ve işlemler yaptığını, şirketin 11/05/2021 tarihinden bu yana organ eksikliği mevcut olduğunu, yönetim kurulunun oluşturulamadığını, kuruluş amacını yerine getiremediğini, davalı şirketin TTK 530.md gereğince organ eksikliği nedeniyle feshi gerektiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davalı şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Dava; TTK’nın 530.md kapsamında sayılan özel durumlar nedeniyle davalı şirketin feshi istemine ilişkindir.
Davalı şirketinin adresinin “Şişli” olması nedeniyle, mahkememiz işbu davaya bakmaya yetkili olup; davacının davalı şirketteki payı dikkate alındığında eldeki davada davacılık sıfatı bulunmaktadır.
İddianın ileri sürülüş biçimine göre olaya uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 530.maddesi; “Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, pay sahipleri, şirket alacaklıları veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığının istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler. Bu süre içinde durum düzeltilmezse, mahkeme şirketin feshine karar verir. Dava açıldığında mahkeme, taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.” hükmünü içermektedir.
Bilindiği üzere, anılan yasal düzenlemeye göre bu madde gereğince şirketin feshine karar verilebilmesi için, şirkette organ yokluğunun (yönetim kurulunun bulunmaması, görev süresinin sona ermesi…) bulunması veya genel kurulun toplanamaması ya da toplanma imkanının bulunmaması; bunlara bağlı olarak da şirketin karar alma yeteneğinin ortadan kalkmasıyla birlikte, özellikle ortaklar açısından ortaklıktan beklenen amaçların gerçekleşmesinin fiilen ve hukuken imkansız hale gelmesi gerekmektedir.
Anonim şirketlerde yönetim kurulu, genel kurul kararıyla belli bir süre için seçilir ve bu sürenin bitmesiyle yönetim kurulunun görevi kendiliğinden sona ermez, yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar görevi devam eder. Bu durumda, şirketin organsız kaldığından söz edilemez.
Yasal istisnalar saklı kalmakla birlikte TTK’nın 407.md gereğince Anonim Şirket pay sahipleri, şirket işlerine ilişkin haklarını şirketin en geniş yetkili organı olan genel kurulda kullanırlar.
TTK’nın 410.md gereğince Genel Kurul, süresi dolmuş olsa bile yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılır. Yönetim Kurulunun devamlı olarak toplanamaması veya toplantı imkanının bulunmaması durumlarında ise, tek bir pay sahibinin talebi ve mahkemenin kararıyla şirket genel kurulunun toplantıya çağrılması yasal imkan dahilindedir.
Bu açıklamalara göre; genel kurulun herhangi bir şekilde toplanamaması durumunda her bir pay sahibi, genel kurulu toplamak üzere mahkemeden karar alabileceğinden, bu yola başvuru imkanları tüketilmeden doğrudan sırf bu nedenle şirketin feshini istemek, yasa koyucunun bu konudaki amacına uygun düşmez.
Öte yandan, Şirketler Hukukumuz açısından aslolan, ilgili mevzuat hükümlerine göre kurulmuş ve tüzel kişilik kazanmış olan şirketlerin yaşatılması, tüzel kişiliklerinin sürdürülmesi esası benimsenmiş olup; koşulların varlığı halinde mahkeme kararı ile fesih ve tasfiye, duruma uygun düşen ve kabul edilebilir başka bir çözümün bulunmaması durumunda son çare olarak öngörülmüştür.
Örneğin Limited Şirketlerin mahkeme kararı ile haklı nedenlerle feshine ilişkin TTK’nın 636/3.maddesinde ve yine Anonim Şirketlerin aynı nedenlerle mahkeme kararı ile haklı nedenlerle feshine ilişkin TTK’nın 531.maddesinde, koşulların ve haklı nedenlerin bulunması durumunda mahkemece fesih yerine, pay sahiplerinin paylarının gerçek değerlerinin ödenerek şirket ortaklığından çıkartılmasına ya da duruma uygun düşen ve kabul edilebilir alternatif bir çözüme karar verilebileceği düzenlenmiştir. Anılan düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, şirket feshi için haklı nedenlerin bulunması durumunda alternatif çözüme karar verilmesi öncelikli bir yol olarak öngörülmüş olduğundan, fesih ve tasfiyeye karar verilmesi son çare olarak düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı tarafça, ortağı olduğu davalı şirketin diğer ortakları ile aralarında süregelen uyuşmazlıklar nedeniyle genel kurulun ve yönetim kurulunun toplanıp karar alamadığı, eski yönetim kurulunun görev süresinin sona ermesi nedeniyle yeni yönetim kurulunun seçilemediği ileri sürülerek TTK’nın 530.maddesindeki düzenleme gereğince organ yokluğu nedeniyle davalı şirketin feshine karar verilmesi istenilmiş ise de;
Dosyada bulunan davalı şirkete ait sicil kayıtlarının incelenmesinden; 26/04/2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında yönetim kurulunun 3 yıllık süreyle görevlendirilmesine karar verildiği, yönetim kurulunca 05/10/2020 tarihinde yapılan toplantıda şirket adresinin değiştirilmesine karar verildiği, genel kurulda seçilen yönetim kurulunun görev süresi sona ermekle birlikte, yukarıda değinilen yasal düzenleme gereğince yerine yenisi seçilmediğinden yeni yönetim kurulu seçilene kadar, 26/04/2018 tarihinde seçilen eski yönetim kurulunun görevinin devam ettiği, dolayısı ile davalı şirkette organ yokluğunun bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı pay sahibinin, görev süresi sona eren yönetim kurulunun yerine yenisini seçmek ve pay sahipliğinden kaynaklanan diğer haklarını kullanmak, gerekirse gündemi belirlemek ve genel kurulu toplamak üzere mahkemeden izin alma hakkını kullanma imkanı varken, bu yola başvurmadan sırf genel kurulun ve yönetim kurulunun toplanamaması nedeniyle şirketin feshini istemesi, yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve bu konudaki genel açıklamalara uygun düşmemektedir.
Tüm bu açıklamalara göre; davalı şirkette organ yokluğunun bulunmadığı görülmüş ve toplanamadığı ileri sürülen genel kurulun toplanması için de davacı pay sahibi tarafından herhangi bir girişimde bulunulduğunun iddia ve ispat edilemediği dolayısıyla, TTK’nın 530.maddesinde öngörülen “Özel Haller” nedeniyle fesih koşullarının gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varıldığından, davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 08/06/2023

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı