Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/203 Esas
KARAR NO :2023/319
DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/01/2023
KARAR TARİHİ:14/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine konu senet üzerinde tahrifatların bulunduğu, senedin kambiyo vasfına haiz olmadığını ve davalıya da müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmaması sebebiyle müvekkilinin icra dosyasında borçlu olmadığının tespitini, senedin ve takibin iptalini, dava sonuna kadar takibin tedbiren durdurulmasına, haksız takip nedeniyle %40 ‘tan aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava …. İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasına konu bononun tahrifat edildiği ve bono vasfını taşımadığı iddiası ile açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
İstanbul 26. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından dava konusu takibin kambiyo senedine dayandığı ve bu sebeple ticari dava olduğu gerekçesi ile verilen görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize gelmiştir.
Mahkememizce …. İcra Dairesine icra takip dosyasının aslının gönderilmesi için yazılan müzekkereye cevap verilmemiş ise de, davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan bono incelendiğinde keşidecisinin davacı lehtarının davalı olduğu, 120.000 TL bedelli olarak 01/01/2014 tarihinde düzenlendiği, senet metninde vade tarihinin 02/06/2016 olarak yazılı olduğu, senedin üst kısmında ödeme günü ibaresinin altında 02/06/2014 tarihinin yazılı olduğu ve düzenleme yerinin bulunmadığı, keşidecinin adının yanında da yazılı yer bulunmadığı anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nun 776/1-f maddesi uyarınca; senette düzenlenme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanun’un 777/4. maddesinde ise; düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Kanunu’nun 778/1-b maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 703/2. maddesi uyarınca; “poliçe görüldüğünde, görüldüğünden muayyen bir müddet sonra veya keşide gününden muayyen bir müddet sonra ya da muayyen bir günde ödenmek üzere keşide olunabilir. Vadesi başka şekilde yazılan veya birbirini takip eden vadeleri gösteren poliçeler batıldır…” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda somut olayda düzenleme yeri bulunmayan ve çift vade içeren takip konusu belgenin bono vasfını taşıdığından bahsetmek mümkün değildir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 3.maddesinde, “Türk Ticaret Kanunun da düzenlenen hususlarla, bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu” belirtilmiş, aynı yasanın 4.maddesinde ise, “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Ticaret Kanunun da düzenlenen uyuşmazlıkların ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı ” düzenlenmiştir.
TTK’nın 5. maddesinde ise, “(1)Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır.
Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” düzenlemesi getirilmiştir.
Somut olayda, takip konusu belgenin bono olmadığının sabit olduğu, taraflarının tacir olduğuna dair dosya kapsamında iddia ve delil bulunmadığı, 6100 sayılı HMK.nin 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin davaya bakmakta görevli olması hususunun dava şartı olduğu, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetileceği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine İstanbul 26. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair karşı görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin İSTANBUL 26. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-Mahkememiz kararının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde dosyamızın re’sen görevli mahkemenin belirlenmesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE
Dair , gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 14/04/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır