Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/153 E. 2023/493 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/153 Esas
KARAR NO:2023/493

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:08/10/2010
KARAR TARİHİ:14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin 21.12.1999 tarihinde … A.Ş.’nin … Şubesi’nde açtığı hesaba vadeli mevduat yatırdığını, müvekkilinin bankaya yatan parasının, davalı banka tarafından KKTC’de kurulan paravan … … Ltd. adlı bankaya ait hesaba aktarılmış gibi gösterilerek … şirketlerine usulsüz krediler vermek suretiyle tüketildiğini, daha sonra … A.Ş. yönetimine el konulduğunu, sigorta kapsamında olmadığı gerekçesiyle hesaptaki paraların müvekkiline ödenmediğini, zararın tazmini için açılan …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile 66.000 USD ve 180.000 DM alacak davanın kabul edildiğini, belirtilen davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğunu ve işbu dava konusu alacağın talep edilmediğini, oluşan zarardan davalı bankanın sorumlu olduğunu ileri sürerek 44.380 DM karşılığı 22.691 EURO’nun bankaya yatırıldığı tarihten vade sonuna kadar akdi faizi, vade sonundan fiili ödeme tarihine kadar ise 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca işleyecek faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunarak müvekkilinin … Bankası’ndan ayrı bir tüzel kişiliği olduğundan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili banka tarafından yalnızca havale işleminin yapıldığını, davacının daha fazla faiz elde etmek için kendi iradesiyle … Bankası’nda hesap açtığını, faiz talebinin yasaya aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Borcu üstlenen … vekili, dava konusu borcun kabul anlamına gelmemekle beraber müvekkili tarafından üstlenildiğini, müvekkili hakkında hüküm kurulması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Fer’i müdahil … A.Ş. vekili, zamanaşımı itirazında bulunarak hakim hissedarı olduğu … A.Ş.’nin …’ye olan tüm borcunu 31.03.2011 tarihinde ödediğini, …’nin internet sitesinde bu durumun 06.04.2011’de duyurulduğunu, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasının zamanaşımı süresini kesmediğini, …. İcra Müdürlüğünün 2006/… esas sayılı dosyasındaki borcun ödendiğini, mahsubunun gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Fer’i müdahil OYAK vekili, zamanaşımı ve husumet itirazında bulunarak müvekkilinin borç üstlenmediğini, muhatabın … olduğunu belirtmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin 18/05/2017 tarih ve … sayılı kararı ile davanın kabulüne dair verilen hükmü, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/2593 E – 2022/7714 K sayılı kararı ile bozulmuş olup, bozma ilamı doğrultusunda devam olunan yargılamada;
Dava, davalı … A.Ş.’nin külli halefi olduğu … A.Ş.’de bulunan davacı mevduatının, davacının iradesi fesada uğratılarak … hesabına gönderildiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Eldeki davada öncelikli olarak çözümlenmesi gereken husus, davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığıdır.
Benzer nitelikteki davalarda zamanaşımının işlemeye başlayacağı tarihin tespiti noktasında duraksamalar yaşanmış olması üzerine, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 22/04/2022 tarihli ve 2021/7 Esas – 2022/2 Karar sayılı kararı ile mudilerin off shore alacaklarının tahsiline yönelik açtıkları davalarda zamanaşımının başlangıcının tespitinde off shore hesabına aktarma tarihinin esas alınacağı hükme bağlanmıştır.
Eldeki dava açısından durum değerlendirildiğinde; davacının davaya konu parayı bankaya 21/12/1999 tarihinde yatırdığı, yatırdığı meblağın bir kısmı için …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sırasına kayıtlı dosyası ile dava açmış ise de eldeki davaya konu olan tutarın bahsi geçen dosyaya konu edilmediği, bu nedenle yargılamaya konu miktar bakımından zamanaşımının kesilmesinin söz konusu olmadığı, yine Yargıtay’ın öncelikle off shore kuruluşuna dava açılması yönündeki içtihadının ” alacağın Türk Mahkemeleri önünde ileri sürülme imkanının bulunmaması ” haline vücut vermediği, işbu davanın ise 10 yıllık zamanaşımı süresinden sonra – 08/10/2010 tarihinde – açıldığı hususları dikkate alınarak, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL. karar ve ilam harcından peşin yatırılan 668,75-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 488,85‬-TL. Harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 175-TL (tebligat, posta masrafı) yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve harcanmayan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır