Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/114 E. 2023/410 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/114 Esas
KARAR NO :2023/410

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/02/2023
KARAR TARİHİ:23/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı arasında mal alım satımı hususunda ticari iş ilişkisi kurulmuş olup, müvekkil şirket taraflar arasında kurulan ticari iş ilişkisi doğrultusunda davalı tarafa satışını yaptığı “… cl – 36 adet” malı davalı tarafa teslim ettiğini, akabinde müvekkil şirket satmış olduğu mallara istinaden davalı tarafa, 31.08.2020 tarihli, … belge numaralı, 9.250,92-TL+KDV (1.665,17-TL) = 10.916,09-TL (KDV dahil) değerinde fatura kesmiş ve fatura davalı tarafa gönderildiğini, müvekkil şirket yetkilileri tarafından davalı tarafın fatura bedelini ödemesine ilişkin iletişime geçilmişse de, maalesef yapılan görüşmelerden olumlu hiçbir sonuç alınamamış ve en nihayetinde müvekkil şirket tarafından icra takibi yapılması zarureti hasıl olduğunu, bu doğrultuda…. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… Esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirket, davalı taraf ile arasında kurulan ticari iş ilişkisi sebebi ile yükümlü olduğu tüm edimleri zamanında ve eksiksiz bir şekilde yerine getirmiş olmasına karşın davalı taraf fatura bedelini ödemediğini, açılan icra takibine haksız ve mesnetsiz bir şekilde itiraz ederek takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini ve kötü niyetli bir şekilde müvekkil şirketin alacağına kavuşmasını engellediğini, bunun üzerine arabuluculuğa başvurulduğunu ancak herhangi bir anlaşmaya varılamadığını, açıklanan tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla…. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… Esas Sayılı dosyasına yapılan borca ve ferilerine ilişkin tüm haksız itirazların iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı asil cevap dilekçesinde; her ne kadar hakkında itirazın iptali konulu dava açılmış ise de, kendisinin davacı tarafa hiçbir borcunun bulunmadığını, yapmış olduğu alışverişe ilişkin olarak ödemelerinin tamamını yaptığını, muhasebecisi aracılığıyla çıkardığı faturalara ve ödeme makbuzlarına ilişkin belgeler ise dilekçe ekinde sunduğunu, kendilerinin biz başka bir firma ile çalışmaya başladıklarından dolayı, kendilerince cezalandırmak amacıyla böyle bir yola tevessül ettiklerini, kaldı ki imzası ve yazımı bulunan bir belge bulunmadığı halde bir şirkete veya şahsa bir işyerinin bilgileri elinde bulunuyor ise fatura kesebilmesi mümkün olduğunu, bu fatura kesilen tarafı borçlu yapmayacağını, zira kimlik bilgileri bulunan herhangi bir şahsa fatura kesebilmek de mümkün olabileceğini, açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, takibin iptaline, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; …. İcra Müdürlüğünün 2022/… Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalının gerçek kişi olması nedeni ile mahkememizin görevli olup olmadığının tespiti için İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne, İstanbul Esnaf ve Sanaatkarlar Odasına ve İstanbul Sarıyer Vergi Dairesine müzekkereler yazılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen müzekkere cevabında davalının ticari işletme kaydının bulunduğu ve İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’den gelen müzekkere cevabı ile davalının 03/04/2020 tarihinde lokantacılık mesleğinden esnaf kaydının bulunduğu ve bu kaydının halen devam ettiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Gerçek bir kişinin ticari işletme kaydı yahut esnaf kaydının bulunması tek başına tacir veya esnaf olduğunu belirlemek için yeterli değildir.
Sarıyer Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen müzekkere cevabında davalının 2. Sınıf tüccar olup, işletme usulü defteri tuttuğunun bildirildiği ve son vermiş olduğu gelir vergisi beyannamesinin gönderildiği, davalının gelir vergisi beyannamesi incelendiğinde tacir olmak için aranan limiti aşmadığı ve bu suretle tacir olmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olmasının yanında HMK’nın 114. maddesinde açıkça dava şartı olarak düzenlenmiş olduğundan, mahkemece re’sen incelenmesi gereken hususlardandır.
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK’nın 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” denilmiştir. Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup bu maddeye göre: her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın kanunda sayılan hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava olarak kabul edilecektir. Yani bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede açıkça sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalara göre davacı tacir olmakla birlikte davalı yanın tacir olmadığı ve eldeki davanın TTK’da sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı mahkememizin uyuşmazlık bakımından görevli olmadığı, görevli mahkemenin davalının mesleki amaçla hareket etmesi nedeni genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-)Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)Görevli mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-)Karar kesinleştikten sonra HMK.nın 20.maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına mahkememizce karar verilmesine,
4- )Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır