Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/867 E. 2023/2 K. 03.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/867 Esas
KARAR NO:2023/2

DAVA:3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:15/11/2022
KARAR TARİHİ:03/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı … Alışveriş Hizmetleri İç ve Dış Tic. Ltd. Şti ve… aleyhine…. İcra Müdürlüğünün … Esas nolu dosyası ile icra takibi başlatıldığı. Yapılan takip sonrasın da alacaklı tarafından müvekkiline haciz ihtarnameleri gönderildiği. ihbarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, … müvekkilinin eski eşi olduğunu. Müvekkili ile… mayıs 2019’da boşandığı. Davalı tarafından müvekkiline gönderilen haciz ihbarnamesine karşı açılan bir menfi tespit davası olduğu borç doğuran ilişkinin davalı alacaklı tarafından ispatı gerektiğini. Müvekkilinin eski eşine ne de diğer dosya borçlusuna borcu olmadığından ve dahi eski eşinin de müvekkiline borç verecek ekonomik durumu olmadığı müvekkil davalı alacaklının alacaklı olduğu kişilere borcu bulunmadığı. Müvekkilinin davalıya borçlu olmadığ, kötü niyetli davalının alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine ve müvekkilinin hesaplarına bloke konulduğu ihtiyati tedbir kararı verilerek takibin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dosya üzerinden karar verildiğinden davalı tarafa dava dilekçesi tebliğe çıkarılmamıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 3. (üçüncü) kişi tarafından İİK.’nun 89/3. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık hakkında …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 21/11/2022 tarihli 2022/434 esas ve 2022/67 karar sayılı kararı ile “…Dava İ.İ.K.’nun 89/III maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle ihbarnameye muhatap olan üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır. İhbarnamenin gönderildiği takip, davalı alacaklı … tarafından, takip borçlularına karşı kambiyo senedine istinaden yapılmış bir takiptir. Bu itibarla ticari iş niteliğindeki takip dosyasından gönderilen ihbarnameye karşı açılan menfi tespit davasının Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2019/1500 Esas, 2019/4799 Karar ve İstanbul 37. Bam 2021/2526 Esas, 2022/1651 Karar sayılı ilamı)…” gerekçesi ile haciz ihbarnamesine konu esas takibin kıymetli evraktan kaynaklandığı belirtilerek Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğuna dair karar verilmiş, mahkemece verilen karar kanunu yoluna başvurulmaksızın kesinleşme ile mahkememize gelmiştir.
Bu noktada ilk olarak incelenmesi gereken husus mahkememizin somut olay bakımından görevli olup olmadığıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olmasının yanında HMK’nın 114. maddesinde açıkça dava şartı olarak düzenlenmiş olduğundan, mahkemece re’sen incelenmesi gereken hususlardandır.
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK’nın 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” denilmiştir. Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup bu maddeye göre: her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın kanunda sayılan hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava olarak kabul edilecektir. Yani bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede açıkça sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Somut olaya gelindiğinde; taraflar arasındaki davanın icra takibinde 3. (üçüncü) kişi konumunda bulunan davacı tarafından İİK’nun 89/3 maddesine dayalı olarak açılmış menfi tespit davası olduğu anlaşılmaktadır. İİK.’nun 89. maddesinde düzenlenen haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarının ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bir davanın ticari dava olarak kabul edilerek asliye ticaret mahkemelerinde görülebilmesi için yukarıda anılan şartların gerçekleşmesi gerekir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 26/02/2016 tarih, 2015/15365 Esas ve 2016/3253 Karar ve yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 12/04/2016 tarih, 2016/3568 Esas ve 2016/6425 Karar sayılı ilamlarında da açıkça belirtildiği üzere; İİK’nun 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleridir.
Somut davada, davacının dava dilekçesindeki beyanlarından ve dosya kapsamından, dosya tarafları arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı, davanın mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde de olmadığı, dava dışı asıl borçlu ile davalı arasındaki takibin kıymetli evraktan kaynaklanmasının tek başına mahkememizi görevli kılmayacağı ( Emsal İstanbul BAM 37. HD’nin 02/07/2019 tarihli 2019/68 esas ve 2019/1736 karar sayılı ilamı), bu nedenlerle uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin “Asliye Hukuk Mahkemesi” olduğu, dolayısıyla mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla; HMK’nun 114. maddesi gereğince görev dava şartı olduğundan mahkememizin görevsizliğine … . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin …. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-)Mahkememiz kararının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde dosyamızın re’sen görevli mahkemenin belirlenmesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
Dair , gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.03/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır