Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/764 E. 2023/728 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/764 Esas
KARAR NO:2023/728

DAVA:Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ:15/11/2022
KARAR TARİHİ:12/10/2023

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirketin ortağı olduklarını, davalı şirketin 15/08/2022 tarihli genel kurul toplantısında özel denetim taleplerinin reddedildiğini, müvekkillerinin şirketle ilgili gerekli ve önemli bilgilere ulaşamadıklarını; şirket paylarının çoğunluğunun … ailesine ait olduğunu, şirketi kendi çıkarları ve istekleri doğrultusunda yönettiklerini, davalı şirketin finansal tablolarının gerçeği yansıtmadığını ve faaliyet raporlarının kasıtlı şekilde gizlendiğini, dilekçesinde bildirdiği … projesinden müvekkillerine hiçbir bilgi verilmediğini, özellikle bu projeden zarar edildiğini ancak, bu durumun finansal tablolara yansıtılmadığını, şirketin daha fazla zarar içinde olduğunu; yönetim kurulu üyeleri hakkında … ATM’nin 2021/… E sayılı dosyasından sorumluluk davası açıldığını ileri sürerek dilekçesinde ayrıntılı olarak bildirdiği diğer nedenlerle dilekçesinde bildirdiği konuların açıklığa kavuşturulması için davalı şirkete özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların müvekkili şirket kuruluşundan itibaren dava konusu faaliyet yılına kadar yönetim kurulu üyesi olarak ve dönem içinde başkan vekili olarak da görev yaptıklarını, bu sebeple şirket hakkında bilgi alamadıkları yönündeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacıların, birebir aynı vakıalarla daha önce 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin özel denetçi atanması talepli dava açtıklarını ve bu davaların reddine karar verildiğini; bu kez 2021 yılına ilişkin özel denetim talep ettiklerini, ortaya çıkmış herhangi yeni bir vakıa veya olgunun olmadığını; … projesinin 2014 yılından beri devam ettiğini, davacıların üçüncü kez aynı durumları iddia ettiğini; davacıların şirkete yöneltmiş oldukları soruların cevaplandırıldığını, bilgi alma ve inceleme taleplerinin eksiksiz yerine getirildiğini, bu durumun davacıların kabulünde olduğunu; müvekkili şirket finansal tabloların gerçeği yansıttığını ve dürüst resim ilkesine uygun olduğunu, faaliyet raporların davacılardan gizlenmediğini, özel denetim koşullarının hiçbirinin gerçekleşmediğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
İddianın ileri sürülüş biçimine göre dava; dilekçede ileri sürülen nedenlere dayalı olarak TTK 438.vd maddeleri gereğince davalı şirkete özel denetçi atanması istemine ilişkindir.
Özel denetim istemi hakkına ilişkin TTK’nın 438.maddesi; “Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetim ile açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir.
Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.” hükmünü;
Aynı yasanın 439.maddesi; “Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi halinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibari değeri toplamı en az bir milyon Türk Lirası olan pay sahipleri 3 ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilirler.
Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.” hükmünü,
Aynı yasanın 440.maddesi ise; “Mahkeme, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra kararını verir.
Mahkeme istemi yerinde görürse, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzmanı görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir.” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere, TTK’nın 439/2.md uyarınca mahkemece özel denetçi atanmasına karar verilebilmesi için diğer koşulların varlığı yanında; kurucuların veya şirket organlarının kanun veya esas sözleşmeyi ihlal etmek suretiyle, şirketin veya pay sahiplerinin zarara uğratıldığının azlık pay sahipleri tarafından ikna edici bir şekilde ortaya konulması gerekir. Başka bir anlatımla, özel denetim sebebi ile mahkemeye müracaat etmek için zarar tehlikesi yeterli olmayıp, şirket veya pay sahibinin malvarlığındaki azalmanın gerçekleşmiş olması gerekir.
Davalı şirketinin adresinin “…” olması nedeniyle, mahkememiz işbu davaya bakmaya yetkili olup; davacıların davalı şirketteki payları dikkate alındığında eldeki davada davacılık sıfatları bulunmaktadır.
Somut olayda; uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü uzmanlık gerektirdiğinden, TTK’nın 439/2.maddesi gereği davalı şirkete özel denetçi atanma koşullarının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise hangi konularda denetim yapılması gerektiğinin tespiti hususunda bilirkişi raporu alınmasına karar verilerek, davalı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek getirtilen-sunulan belgeler bilirkişi Prof. Dr. …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 29/05/2023 tarihli bilirkişi raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin 31/12/2021 tarihli bilanço ve 2021 yılına ilişkin gelir tablosunun birbirleri ile uyumlu olduğu, finansal tabloların gerçeği yansıttığı; 2021 yılına ait yönetim kurulu faaliyet raporunun yönetmelik hükümlerine uygun olarak hazırlandığı ve usul yönünden yeterli olduğu, 2021 yılına ait finansal tabloların uyumlu olduğu ve finansal raporlama standartlarına uygun olduğu ve de şirketin borç ve alacakları ile mali durumunu ortaya koyacak açık ve anlaşılırlıkta bulunduğu, davalı şirketin 2021 yılına ait yönetim kurulu faaliyet raporu ve finansal tabloların, yasaya, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğu yönünde herhangi bir tespit yapılamadığı ancak; davacının talep ettiği raporda yazılı bir kısım hususlar yönünden dosyada açık anlaşılır bilgi bulunmadığından özel denetçi atanabileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporu ve toplanıp değerlendirilen delillere göre;
Davacıların, davalı şirkette azlık pay sahipliğinin bulunduğu, 15/08/2022 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında pay sahipliğinden kaynaklı olarak talep ettikleri konuların açıklığa kavuşturulması için özel denetçi atanmasını talep ettikleri, genel kurulca istemin reddine karar verildiği ve davacı tarafça yasada öngörülen üç aylık sürede eldeki davanın açıldığı; davacı tarafça, davalı şirkete özel denetçi tayini davası açılması ile ilgili olarak kanunda aranan şartların yerine getirildiği anlaşılmakta ise de;
Bilirkişi raporunda gerekçeleriyle açıklandığı üzere, davalı şirketin 15/08/2022 tarihinde yapılan 2021 yılı olağan genel kurul toplantısına sunulan 2021 yılı Bilanço ve Gelir Tablosu (Finansal Tablolar) hesaplarının dürüst resim ilkesine göre birbirleri ile uyumlu olduğu ve gerçeği yansıttığı, şirketin borç ve alacakları ile mali durumunu gösterir şekilde açık ve anlaşılır olduğu; yönetim kurulu faaliyet raporunun ise yönetmeliğe uygun düzenlendiği, davalı şirketin 2021 yılı finansal tablolarının ve yönetim kurulu faaliyet raporunun yasaya, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olmadığı; bilirkişi raporunda bu hususlar tespit edildikten sonra davacıların talep ettikleri bir kısım konularda özel denetçi atanabileceği yönünde görüş bildirilmiş ise de, şirketin veya pay sahiplerinin zarara uğratıldığının davacı azlık pay sahipleri tarafından somut olarak ispatlanamadığı gibi; alınan bilirkişi raporunda da bu yönde herhangi bir tespitte bulunulmadığı, dolayısıyla TTK’nın 439/2.md gereğince özel denetçi atanması koşullarının gerçekleşmediği anlaşıldığından, davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85-TL karar ve ilam harcından 80,70-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 189,15-TL harcın davacılardan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 19.700 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, nitelik itibarı ile kesin olarak oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 12/10/2023

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı