Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/740 E. 2023/742 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/740 Esas
KARAR NO:2023/742

DAVA:İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:07/11/2022
KARAR TARİHİ:17/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirket elektronik ürün ticareti yapmakta olduğunu, gelen sipariş üzerine müvekkil firma ekteki faturalarda yer alan iki adet … … Telefonu hazırlayarak, müşteriye göndermek üzere kargo firması olan davalı … Anonim Şirketi firmasının … şubesine 21.10.2021 tarihinde teslim ettiğini, aradan zaman geçmesine rağmen kargo alıcıya teslim edilmemiş olup, kargonun gönderi kodu sorgulandığında ürünlerin halen kargoda (davalının aktarma merkezinde) olduğunun görüldüğünü, kargodaki ürünler halen kayıp-çalıntı durumunda olduğunu, davalı firmaya 26.10.2021 tarihinde gerekli başvurular yapılmasına rağmen ürünleri içeren kargo kayıp-çalıntı olduğundan kargo müvekkile teslim edilmediği gibi ürünlerin bedelleri de müvekkile ödenmediğini, bunun üzerine ürün bedellerinin tazmini amacıyla davalı aleyhine …. İcra Dairesinin … Esas dosyası ile icra takibine girişilmişse de borçlu tarafından haksız olarak icra takibine itiraz edilmesi nedeniyle, takibin durduğunu, davalının itirazı üzerine dava açmadan evvel zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmuş olup, görüşmeler anlaşamama ile sonuçlandığını, ayrıca kargoya teslim edilen cihazların tespiti, el konulması ve suça karışan kişilerin tespiti ile cezalandırılması talebiyle… Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat edilmiş olup, Savcılık tarafından 2021/… Soruşturma numarası ile soruşturmaya başlandığını, soruşturma halen devam etmekte olup, dosyanın savcılıktan celbini talep ettiklerini, açıklanan tüm bu nedenlerle ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasındaki davalının itirazının iptaline, takibin devamına, itirazında haksız ve kötüniyetli olan davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle olarak usule ve esasa ilişkin itirazlarının bulunduğunu, müvekkil şirket sektöründe öncü bir firma olup mezkûr taşımada kendisinden beklenen tüm dikkat ve özeni eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, davacı her ne kadar dilekçesinde müvekkil şirketin üstlenmiş olduğu taşıma işi neticesinde zarara uğramış olduğunu, müvekkil şirketin kusuru olduğunu iddia ederek bunun müvekkil şirket tarafından tazmin davacıya karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmamakta olduğunu, eşyanın niteliği ve değeri taşıyana teslim anında beyan edilmediğini, gönderen tarafından müvekkili şirkete teslimi anında kargonun içeriği beyan edilmemiş kargoya ilişkin olarak herhangi bir değer gösterilmediğini, davacı taraça TTK.889 maddesine uygun bir bildirim yapılmadığını, olayda tam tazminata hükmedilmesini gerektiren koşullar bulunmamakta olduğunu, talep edilen tazmin talebi fahiş olup TTK hükümleri uyarınca taşıyanın sınırlı sorumluluğu prensibi benimsendiğini, davacının müvekkil şirketten herhangi bir alacağı olmadığından ve söz konusu alacak iddiasının yargılamayı gerektirmesi sebebiyle icra takibine itiraz edildiğini, haksız şekilde başlatılan icra takibi ve bu dava nedeniyle davacı aleyhine yüzde yirmiden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini, işbu uyuşmazlık konusu teknik ve uzmanlık gerektiren hususlar içermekte olduğunu, bu sebeple taşıma hukuku konusunda uzman bilirkişice incelenmesi ve değerlendirilmesinin gerektiğinini, açıklanan tüm bu nedenlerle haksız davanın külliyen reddine, haksız ve kötü niyetli başlatılan takip nedeniyle %20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Eldeki davada, davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile “Kaybolan Kargolara İlişkin Tazminat Bedeli-Alış Satış Faturaları , Kargo Takip Fişleri, Başvuru Dilekçesi 25.900,00 TL” borcun sebebi gösterilerek 25.900,00 TL asıl alacak için ilamsız icra takibine başlandığı, ödeme emrinin 03/12/2021 tarihinde borçluya tebliğ edildiği borçlu tarafından 10/12/2021 tarihinde 7 günlük yasal süre içerisinde takibe itiraz edildiği itirazın davacı alacaklıya tebliğ edilmeksizin 07/11/2022 tarihinde eldeki itirazı iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Eldeki davada davacı tarafından dava dışı alıcıya gönderilen ve içerisinde 2 adet … marka … model telefon bulunan kargonun alıcısına teslim edilmemesi nedeni ile telefon bedelleri talep edilmektedir.
Uyuşmazlığın çözümü için tespit edilmesi gereken ilk husus kargonunu alıcısına teslim edilip edilmediğidir. Kargonun teslim edildiğini ispat yükü davalı taşıyıcı üzerinde olup, davalı tarafından bu konuda dosya kapsamına delil sunulmadığı gibi kargonun alıcısına teslim edilmediği dosya kapsamı ile sabittir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 875. maddesi uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın ziyaından veya hasarından doğan zararlardan sorumludur. Somut olayda, ziyaın taşıma sırasında meydana geldiği açık bulunduğundan davalının Türk Ticaret Kanunu’nun 875. maddesi gereğince somut olayda meydana gelen zarardan sorumlu bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalının meydana gelen zarar nedeniyle sorumluluğunun belirlenmesi amacıyla tazminata esas alınacak değer de TTK’nın 880. maddesinde belirlenmiş olup, taşıyıcının sorumluluğu kural olarak, eşyanın tamamı değerini kaybetmişse tamamının, eşyanın bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır (TTK m. 882/2). Ancak, zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı Kanunda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz (TTK m. 886). Davalı tarafça teslim alındığı sabit bulunan eşyanın davacıya teslim edilmemesinin makul kabul edilmesinde olanak bulunmaması, dolayısıyla TTK’nın 886. maddesi gereğince gönderinin kaybedilmesi suretiyle davacının uğradığı zararın davalının pervazsızca davranışından kaynaklanması nedeniyle (Yargıtay 11. HD, E.2015/2815, K.2015/7806, T.05/06/2015; Yargıtay 11. HD, E.2015/10215, K.2015/13042) davalı şirketin TTK’nın 882. maddesindeki sorumluluk sınırlamasından faydalanamayacağı ve davalının davacının gerçek zararı ile sorumlu tutulması gerektiği anlaşılmıştır.
Davacının gerçek zararını ispat etmesi gerekmektedir. Ancak dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden davacı tarafça iddia edildiği üzere davalıya 2 adet … marka cep telefonu teslim edildiği hususu anlaşılamamaktadır. Davalı tarafça da davacının ne teslim ettiği hususunun ispat edilmesi gerektiği savunulmuştur. Davacı tarafça bu hususun ispatına yönelik olarak telefonlara ilişkin fatura ve … Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/… soruşturma sayılı dosyasına dayanılmışsa da, bu delillerin içeriği incelendiğinde davalıya teslim edilen kargo içerisinde iddia edildiği gibi 2 adet cep telefonu bulunduğu ve bu hususun davalıya bildirildiği anlaşılamamaktadır. Davacı iddia ettiği gerçek zararını ispat edememiştir. Bu durumda davacının zararının Yargıtay’ın emsal uygulamaları gereği (Yargıtay 11. HD.’nin 14.11.2017 tarih ve 2016/13929 E.-2017/6186 K.) TTK.’nın 882/1. maddesinde belirtilen sorumluluk üst sınırına göre belirlenmesi gerekmektedir. Bu hususta mahkememizce alınan 17/07/2023 tarihli bilirkişi heyet raporu ile davacının talep edebileceği zarar miktarının 242,61 TL olduğu tespit edilmiş olup, mahkememizce bilirkişi raporu dosya kapsamına ve yukarıda yazılı yüksek yargı kararlarına uygun olması nedeni ile hükme esas alınmıştır. Davacının talep edebileceği tazminat miktarının 242,61 TL olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar, bilirkişi heyet raporu, davacının gerçek zararını ispat edememiş olması ve yüksek yargı içtihatları dikkate alınarak davacının talep edebileceği zarar miktarının 242,61 TL olduğu anlaşılmış itirazın bu miktar üzerinden iptaline fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli 2019/4054 esas ve 2019/7699 karar sayılı kararında belirtildiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacının talebinin esasen haksız fiile dayandığı, zarar miktarının tespitinin yargılamayı gerektirdiği ve alacağın likit olmadığı anlaşıldığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. Somut olayda, davacı reddine karar verilen alacak istemini ispat edememiştir. Alacağın ispat edilememiş olması davacının kötü niyetli olduğunu ispata yeterli olmadığından davalı yanın tazminat isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı tarafından …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 242,61 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Davacı yanın icra inkar ve davalı yanın kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine,
3-Alınması gereken 269,95 TL karar ve ilam harcının 312,81 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 42,96 TL ‘ sinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana iadesine,
4-Davacı tarafından ödenen 269,85 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile ödenen 80,70 TL başvuru harcı ile 4.174,50 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.255,20 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 39,86-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 242,61 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine
8-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
9-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabulucu ücretinin 14,61 TL’ sinin davalıdan, 1.545,39 TL ‘ sinin davacıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır