Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/679 E. 2023/597 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/679 Esas
KARAR NO:2023/597

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:14/10/2022
KARAR TARİHİ:17/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20.01…. tarihinde … plakalı araç ile müvekkiline ait … plakalı araç arasında trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, sigortalısının kusurlu bulunduğu, müvekkilinin ise yolcu olduğu bu sebeple kusurunun bulunmadığı dikkate alındığında müvekkilinin zarara uğratmak maksadıyla herhangi bir ödeme yapmamış, davalı tarafa bildirimin yapıldığını, bunun üzerine tarafımızca 03/06/… tarihinde … sayılı dosyası ile değer kaybı bedeli talep edilmiş dosya 23/09/… tarihinde K-…/… numarasıyla karar verilmiş, yapılan değerlendirmeler ve belirtilen gerekçeler neticesinde; Başvuru sahibinin talebinin kabulü ile hasar bedeli olan 10,00-TL’nin 30.05…. tarih itibariyle işlemiş yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta AŞ’den tahsil edilerek başvuru sahibi …’ya ödenmesine, Başvuru sahibince ödenen 100,00-TL başvuru harcı ve 500,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 600,00-TL yargılama giderinin ve kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 10,00-TL ücreti vekâletin davalı sigorta şirketinden tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine, şeklinde karar vererek davalı … sigortanın sorumluluğuna karşı hüküm kurulmuş olduğunu, müvekkilinin borcu tahsil etmek amacıyla 20.01…. tarihinde borçluyu temerrüde düşürmüş ancak borcunu 09/08/2021 tarihinde icra kanalı ile tahsil edebilmiş, müvekkilinin davalıdan talep ettiği değer kaybı bedelinin temerrüde düşürdüğü tarihteki alım gücü ile tahsil edeceği tarihteki alım gücü de aynı olmayacak ve müvekkiliin zarara uğrayacağını, dosyada tahsil edilen faizi ile alacaklı müvekkilinin zararını karşılar nitelikte bir bedel olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; müvekkilinin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500,00 TL’sinin davalıdan avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının mümkün olmayacağını, haksız ve mesnetsiz davayı kabul etmemek kaydıyla müvekkili şirketin faiz sorumluluğunu ile sınırlı olduğunu, aleyhe hüküm kurulması halinde parça ve işçilik iskontosu uygulanması ve bu oranda da en az yüzde otuz olması gerektiğini, müvekkili şirketin KDV’den sorumluluğu bulunmadığını belirterek, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle davanın reddini,
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, sigorta tahkim dosyası, bankalara yazılacak müzekkereler, enflasyon araştırması, bilirkişi incelemesi, tanık, yemin, keşif ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; sigorta poliçesi, ekspertiz raporu, keşif ve sair delillere dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; 20/01/… tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı davacının hak kazandığı maddi tazminatın geç ödenmesi iddiasına dayalı munzam zarar istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin 23/12/2023 tarihli ıslah dilekçesi sunduğu, ıslah dilekçesinin beyan dilekçesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 122.maddesinin 1.fıkrası;
”Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacının iddiası, maddi tazminatın geç ödenmesi ve bu süreçte paranın değer kaybetmiş olması sebebiyle munzam zararın gerçekleştiğine yöneliktir.
Her ne kadar davacı tarafından tazminatın geç ödenmesi sebebiyle munzam zararın oluştuğu iddia edilmiş ise de, davacı tarafından söz konusu tazminatın başvuru tarihinde ödenmiş olması halinde ne gibi yollarla değerlendirileceğine dair somut bir iddiada bulunulmadığı gibi bu yönde bir delil de sunulmadığı, enflasyon oranının ani yükseliş göstermesinin tek başına munzam zarara vücut vermeyeceği, zira böyle durumlar için kanuni faiz düzenlenmesinin bulunduğu, enflasyon sebebiyle yasal faizin yeterli olmadığı gerekçe gösterilerek munzam zarara hükmedilmesinin yasa koyucunun takdir yetkisinin yerinde olmadığı anlamına geleceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2021/11-938 esas ve 2022/401 karar sayılı içtihadı)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 269,85-TL karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 80,70-TL peşin harçdan mahsubu ile eksik kalan 189,15-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.17/07/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı