Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/65 E. 2023/44 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/65 Esas
KARAR NO:2023/44

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/01/2022
KARAR TARİHİ:24/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı şirket 18/03/2020 tarihinde Finansal Fizibilite Analizi Danışmanlık Sözleşmesi akdettiğini ve davalı şirket işbu sözleşme uyarınca müvekkili şirkete 150.000,00-TL+ KDV ödemeyi kabul ettiğini, müvekkili şirket iş bu sözleşme kapsamında üstlendiği tüm edimleri sözleşmeye uygun biçimde ifa ettiğini, sözleşme ile üstlendiği tüm edimleri ifa eden müvekkil şirket yine sözleşmeye uygun olarak davalı şirkete sunmuş olduğu hizmetin karşılığı bedeli davalı şirkete fatura ettiğini ve iş bu faturalara davalı şirket tarafından itiraz edilmediğini ve ödemeler de gerçekleştirildiğini, ancak davalı şirket hiçbir şekilde faturalara itiraz etmemişken, bakiye kalan 27.000,00-TL tutarındaki borcunu müvekkili şirket tarafından kendisinden defalarca talep edilmiş olmasına rağmen ödemediğini, alacağını tahsil edemeyen müvekkili şirket işbu faturaya konu bedellerin tahsili amacıyla 16/12/2021 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takibe geçmişse de davalı şirket işbu ilamsız icra takibine haklı bir neden olmaksızın kötü niyetle 27/12/2021 tarihinde itiraz ettiğini ve işbu itirazı takiben icra takibi icra müdürlüğünce durdurulduğunu, davalı şirket bu takibe yaptığı itirazdan sonra 03/01/2022 tarihinde müvekkili şirketin hesabına 7.000,00 TL ödeme yaptığını, iş bu ödeme ile davalı şirket müvekkili şirkete karşı borçlu olduğunun ikrarı olup kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini de açık bir göstergesi olduğunu, son olarak işbu itirazın iptali isteminden önce yasal bir dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa taraflarınca başvurulmuşsa da davalı şirket ile arabuluculuk görüşmesinde de anlaşma sağlanamadığını, bu durumu gösterir arabuluculuk sürecine ilişkin son tutanağı da ekte sunduklarını, açıklanan tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının haksız ve yersiz vaki itirazının iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatı ödenmesine, dava masrafları ve takdir edilecek vekâlet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı tarafa, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptal istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası ile “18/03/2020 tarihli Finansal Fizibilite Analizi Danışmanlık Sözleşmesi ile cari hesaptan kaynaklanan fatura borcu 27.000 TL ” açıklaması ile 27.000 TL asıl alacak için ilamsız icra takibine başlandığı, ödeme emrinin 24/12/2021 tarihinde davalı yana tebliğ edildiği, aynı tarihli dilekçe ile davalı vekili tarafından takibe itiraz edildiği, takibin İİK’nun 66/1 hükmü gereği durduğu, itirazın davacı alacaklıya tebliğ edilmeksizin borçlu tarafından 03/01/2022 tarihinde 7.000 TL ödeme yapıldığı belirtilerek 20.000 TL’lik alacağa yapılan itirazın iptali için 28/01/2022 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında dava dilekçesi ekinde sunulan ” Finansal Fizibilite Analizi Danışmanlık Sözleşmesi ” nden kaynaklanan hizmet ilişkisi bulunduğu, sözleşmenin 4. maddesi ille hizmet ücretinin 150.00 TL +KDV olarak belirlenmiş ücretin %50 ‘lik kısmının peşin bakiye %50’lik kısmın ise iş bitiminde ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce iddia edilen alacağın varlığının tespiti için taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı tarafından ticari defterleri bilirkişi incelemesi için ibraz edilmiş, ancak davalı tarafından ticari defter ve kayıtları mahkememizce yapılan ve 26/05/2022 tarihinde tebliğ edilen ihtarlı tebligata rağmen ibraz edilmemiştir.
6100 sayılı HMK’nun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesinin 3. fıkrasında ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.)…” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davalı yan tüzel kişi tacir olarak ticari defter tutmakla yükümlü olmasına rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçınmıştır.
Davacı yanın ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı incelenerek düzenlenen 12/10/2022 teslim tarihli bilirkişi raporu ile davacının, lehine delil niteliğine haiz defter ve kayıtlarına göre davalıdan 20.000 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun hüküm kurmaya elverişli olmakla mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Davalı tarafından takipten sonra dava açılmadan önce 7.000 TL ödeme yapılmış olup Yargıtay 11. HD’nin 17.11.2020 tarihli 2020/2729 E-2020/5106 K sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere bu ödemenin asıl alacaktan mahsubu gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, davalı yanın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması, HMK’nun ticari defterlerin ibrazına dair 222/3 maddesi, 12/10/2022 tarihli bilirkişi raporu ile yukarıda anılan emsal nitelikli Yargıtay kararı dikkate alınarak davacı yanın dava tarihi itibariyle davalıdan 20.000 TL alacaklı olduğu anlaşılmış bu nedenle davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın 20.000 TL asıl alacak yönünden iptaline takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli 2019/4054 esas ve 2019/7699 karar sayılı kararında belirtildiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacının talebinin cari hesaba dayalı olduğu ve alacağın likit olduğu anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı tarafından …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın 20.000,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin 20.000,00 TL asıl alacak yönünden devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20 ‘ si oranında hesaplanan 4.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 1.366,20-TL karar ve ilam harcından 206,55 -TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 1.159,65 -TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 298,75-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 1.397,00-TL olmak üzere toplam 1.695,75-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/01/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır