Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/588 E. 2023/239 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/588 Esas
KARAR NO :2023/239

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/05/2021
KARAR TARİHİ:28/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili …’ in davalıya borcu bulunmadığını, tarafları …, …, … olan Kar Ortaklığı sözleşmesinin 27.12.2017 tarihinde imzalandığını, iş bu sözleşme gereğince müvekkili … tarafından düzenlenen 4.000,00 TL bedelli 12 adet senet …’ e verildiğini, sözleşme gereğince davacı müvekkili …’in tüm edimlerini yerine getirdiğini, müvekkilinin söz konusu senetlerin bedellerini ödemiş ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin karşılıklı olarak sonlandırıldığını, 27.12.2017 tarihli kar ortaklığı sözleşmesinin tarafı olan …’in, protokol gereği tüm edimlerini yerine getiren, 12 adet evrağın bedelini ödeyen ve kendisine borcu bulunmayan müvekkili … aleyhine haksız ve kötü niyetli olarak icra takipleri başlattığını, ortada takibe konu edilebilecek bir borç kalmadığını ve Kar Ortaklığı Sözleşmesi gereği müvekkili ödemeleri yaptıkça senetlerin imha ve iptal edilmiş olmasına rağmen iş bu senetlere dayanılarak icra takibi başlatılmasını haksız ve hukuka aykırı bulduğunu, söz konusu evrakların kambiyo senedi vasfına haiz olmadığını, 27.12.2017 tarihli Kar Ortaklığı Sözleşmesi gereği düzenlenen, takibe konu edilen evraklarda düzenlenme tarihi 27.12.2017, Vade 30 gün, ödeme tarihleri ise her bir evrakta ayrı ayrı gün ay yıl olarak belirtildiğini, evraklarda ödeme tarihi ve vade tarihi ayrı ayrı düzenlendiğinde söz konusu evraklarda iki tane vade olduğunun sabit olduğunu, bu sebeple söz konusu evrakların kambiyo senedi vasfında olmadığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bonoda farklı düzenleme, vade ve tediye tarihlerinin bulunması halinde, bonoda yer alan tediye tarihini vade olarak yorumlayarak, bonoda çift vade olduğuna ve bononun kambiyo senedi niteliğini kaybettiğine karar verdiğinin görüldüğünün, icra takibine konu senetlerin zamanaşımına uğradığını, zamanaşımına uğrayan bu evraklara dayanılarak örnek no:10 kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatılması usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle iş bu takiplerin iptalinin gerektiğini, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik ve dolandırıcılık Bürosu ‘nun … soruşturma sayılı dosyası ile davalı … hakkında Bedelsiz Senedi Kullanma, Karşılıksız Yararlanma, …” suçlarından suç duyurusunda bulunulduğunu, açıklanan bu sebeplerden dolayı davacı vekili; Davanın kabulüne, Müvekkil …’ in davalıya borçlu olmadığının tespitine, söz konusu senetler gereği ödeme yapan ve davalıya borcu bulunmayan müvekkil aleyhine zamanaşımına uğramış senetlere dayanılarak Örnek No:10 Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu İle takip başlatıldığından …. İcra Müdürlüğü … E., …. İcra Müdürlüğünün … E., …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin iptaline, İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün … E., …. İcra Müdürlüğünün … E. , …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takibinin dava sonunda verilecek hüküm kesinleşinceye kadar öncelikle teminatsız; Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte ise uygun bir teminat karşılığı takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, Tedbir kararı ile icra veznesine yatırılan teminatın davalı’ ya ödenmemesine, başlatılan kötü niyetli takipler dolayısıyla uğranılan zararın tazmini için davalının dava değerinin %20’ sinden aşağıya olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, Yargılama harç ve gideri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; HMK AMİR HÜKÜMLERİ uyarınca dava dilekçesinde bulunması gereken zorunlu unsurların davacı tarafın dilekçesinde yer almadığını, dava dilekçesinde …’in adresinin ve vekil olarak tarafının adresinin eklenmediğini, usul kuralları uyarınca, davacı tarafa eksik hususların tamamlatılması için süre verilmesi gerektiğini, aksi hale iş bu halin usulden bozma nedeni olacağını, huzurdaki uyuşmazlığın çözümünde görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, huzurdaki davada icra takibine konu edilen kambiyo senetlerine ilişkin icra takiplerinin, davacı tarafından tedbiren ve teminatsız olarak durdurulması talep edilmiş ise de; salt borçlu davacıyı değil alacaklı davalı müvekkilin alacağının da koruma altına alınması gerektiğini, telafisi güç zararlarının doğacağını iddia eden davacı yanın kötü niyetli tutumu neticesinde müvekkil alacağına yaklaşık 4 yıldır kavuşamadığını, hakkı olan senet bedellerini tahsil edemediğini, davacı yan yeri geldiğinde söz konusu senetlerinin kambiyo vasfına haiz olduğunu kabul ve beyanla savcılık şikayeti gerçekleştirdiğini, aksine bir tutumda ise huzurda ki davada ilgili kıymetli evrakların kambiyo senedi vasfına haiz olmadığını ileri sürdüğünü, senetlerin kambiyo senedi vasfına haiz olduğunu, borçlu davacının zamanaşımı itirazının yargılamayı sürüncemede bıraktığını, vade tarihi ve ödeme tarihi farklı şeyler olduğunu, vade tarihi borcun muaccel olduğu günü, ödeme tarihi ise muaccel borcun fiilen ödenebileceği günü gösterdiğini, mezkur senette tek bir vadenin var olduğunu, onun da ödeme tarihinde belirtilen olduğunu, bu nedenle davacı borçlunun zamanaşımı itirazının dikkate alınamayacağını, senetin kambiyo vasfına haiz olduğunu, senetten anlaşılan iki tarihin olduğunu, birincisinin düzenleme tarihi, ikincisinin ödeme tarihi olduğunu, başkaca herhangi bir tarihin senet üzerinde belirtilmediğini, bu yönüyle de senette çifte vadeden söz edilemeyeceğini, davacı tarafın dava dilekçesinde dava türünün ticari uyuşmazlık olduğunu kabul ettiğini, bono bedelleri ile dekontlar arasındaki iltisakın hukuken kurulamadığını, bonoya dair alacağın davacı tarafından dosyaya sunulan dekontlara haiz ödemeler ile gerçekleştirilmediğini, bono bedeli ile dekontlar toplamı değerinin uyuşmadığı hususları gözetildiğinde salt kötü niyetle açılan işbu davanın reddinin gerektiğini, davacının sunduğu dekontların ödeme tarihlerinin genelinin 2020 yılına, kalan kısmının ise 2019 yılının sonlarına dair olduğu gözetildiğinde iş bu dekontların dava konusu, 27.12.2017 tanzim tarihli kambiyo senetlerine karşılık yapılmadığının anlaşılacağını, davacı bonolardaki imzaları ikame ettiği her dosyada kabul ettiğini, sunduğu banka dekontlarında da takip dayanağı bonoya yönelik ödeme gerçekleştirdiği iddiasını da hiçbir dosyada kanıtlayamadığını, açıklanan bu sebeplerle davalı vekili ”Huzurdaki dava konusu uyuşmazlıkta yetkili ve görevli mahkeme İstanbul Ticaret Mahkemeleridir. Öncelikle davacı yanın haksız ve hukuka aykırı davasının evvela mahkemenizin görevsiz olması nedeniyle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise yargılama sonunda davanın esastan reddine, davacının alacak miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesine, dava konusu icra takiplerinin kaldığı yerden devamına, müvekkilin davacı borçludan alacaklı olduğu senetle sabittir. Davacı/borçlu müvekkile olan borcunu yazılı delille ödediğini ispat edememiştir. Davacı tarafından sunulan banka dekontlarının açıklama kısmı boş olmakla birlikte, yapılan ödemeler senet bedeli karşılığını ihtiva etmemektedir. Tüm bu arz ve izah edilenler ile davacının kötü niyetli ihtiyati tedbir talebinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Eldeki dava…. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17/02/2022 tarihli … sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize gelmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı yanın …. İcra Dairesinin … Esas, …. İcra Dairesinin … Esas ve…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyalarına konu alacak nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.
Davalı tarafından davacı aleyhine ….İcra Dairesi’nin … sayıla takip dosyası 4.000,00 TL miktarlı 27/12/2017 tanzim tarihli, 15/02/2018 vade tarihli senet açıklaması ile toplam 5.500,00 TL alacak için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlandığı, takip konusu senet incelendiğinde keşidecisinin davacı, lehtarının davalı olduğu senedin 4.000,00 TL bedelli olarak 27/12/2017 tarihinde düzenlendiği ödeme tarihinin 15/02/2018 olup vade kısmına 30 gün yazıldığı, yine …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyası ile davalı tarafından davacı aleyhine 4.000,00 TL miktarlı 27/12/2017 tanzim tarihli, 15/04/2018 vade tarihli senet açıklaması ile 5.900,00 TL alacak için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlandığı, takip konusu senet incelendiğinde keşidecisinin davacı, lehtarının davalı olduğu senedin 4.000,00 TL bedelli olarak 27/12/2017 tarihinde düzenlendiği ödeme tarihinin 15/04/2018 olup vade kısmına 30 gün yazıldığı, …. İcra Dairesi ‘nin … sayılı takip dosyası ile davalı tarafından davacı aleyhine 4.000,00 TL miktarlı 27/12/2017 tanzim tarihli, 15/05/2018 vade tarihli senet açıklaması ile 5.950,00 TL alacak için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlandığı, takip konusu senet incelendiğinde keşidecisinin davacı, lehtarının davalı olduğu senedin 4.000,00 TL bedelli olarak 27/12/2017 tarihinde düzenlendiği ödeme tarihinin 15/05/2018 olup vade kısmına 30 gün yazıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından, takip konusu senetlerin zamanaşımına uğradığı bedellerinin ödendiği ve kambiyo vasfına haiz olmadıkları belirtilerek eldeki menfi tespit davasının açılmıştır. Davacı vekili tarafından senet bedellerinin ödendiği ileri sürülerek bir kısım dekontlar ibraz edilmiş ise de, ödemenin dava konusu senetler için yapıldığı sunulan dekontlardan açıkça anlaşılmamaktadır. Bu nedenle davacının ödeme iddiasına itibar edilmemiştir.
Takip konusu senetler sırası ile 15/02/2018, 15/04/2018 ve 15/05/2018 ödeme tarihli olarak düzenlenmişler ise de senetlerin sol üst kısmında yer alan vade kısmında 30 GÜN ibaresinin yazılı olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 778/1-b maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 703/2. maddesi uyarınca; “poliçe görüldüğünde, görüldüğünden muayyen bir müddet sonra veya keşide gününden muayyen bir müddet sonra ya da muayyen bir günde ödenmek üzere keşide olunabilir. Vadesi başka şekilde yazılan veya birbirini takip eden vadeleri gösteren poliçeler batıldır…” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre somut olay dikkate alındığında, takip konusu bonoların sol üst kısmında yer alan vade bölümünde vade olarak 30 gün yazıldığı, vadenin hemen yanında bulunan ödeme tarihi kısmına ise sırası ile 15/02/2018, 15/04/2018 ve 15/05/2018 tarihlerinin yazıldığı, bu hali ile senetlerde çift vade bulunduğu, takiplere dayanak senetlerin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığı ve bu senetlere dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı anlaşıldığından davacının dava konusu takipler nedeni ile davalıya borçlu olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davacı vekili görevsiz mahkemede vermiş olduğu 30/06/2021 tarihli dilekçesi ile …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyası nedeni ile de davacının borçlu olmadığının tespitini talep etmiş ise de, davacı vekili bu dilekçesi ile dava konusu olmayan bir takibi davaya dahil etmek amacında olup, davacının ancak yeni bir dava ile ileri sürülebilecek bir hususu bu şekilde dava konusu yapması mümkün olmadığından, davacı vekilinin bu talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir.
İİK 72/5 maddesindeki düzenlenmeye göre; menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur, icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa talebi üzerine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verilir.
Görüldüğü üzere; davalı alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için davalı alacaklının icra takibini yapmakta haksız ve aynı zamanda kötüniyetli olması gerekir. Tüm dosya kapsamında davalı alacaklının icra takibini yapmakta kötüniyetli olduğu anlaşılamadığından, davacının tazminat isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davacının…. İcra Dairesi’ nin …, …. İcra Dairesi’ nin … ve …. İcra Dairesi’ nin … sayılı takip dosyaları nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-…. İcra Dairesi’ nin … sayılı takip dosyası hakkında açılmış usulüne uygun bir dava bulunmadığından davacı vekilinin bu takibe yönelik menfi tespit talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacının şartları oluşmayan tazminat isteminin REDDİNE,
4-Alınması gereken 819,72 TL karar ve ilam harcının peşin ödenen 204,93 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 614,79 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından ödenen 204,93 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine.
6-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile ödenen 59,30 TL başvuru harcı ile 152,50 TL posta, tebligat ücreti olmak üzere toplam 211,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
8-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır