Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/571 E. 2022/680 K. 06.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/571 Esas
KARAR NO : 2022/680
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/09/2022
KARAR TARİHİ : 06/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından davalı borçlu …’ın müşterek ve müteselsil kefili olduğu … Ltd. Şti. lehine ticari kredi kullandırıldığını, kredi ödemelerinin yapılmaması sonucu 08/11/2021 tarihinde …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesapların kat edildiğinin ve ödeme yapılması gerektiğinin muhataba ihtar edildiğini, herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyası ile 70.214,25 TL üzerinden takip başlattıklarını, borçlu tarafından söz konusu borçla alakalı hiçbir ödemede bulunulmadığını ve haksız ve hukuka aykırı olarak inkar yoluna gidildiğini beyanla davalı borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; ödenmeyen ticari kredi ödemelerinin tahsiline yönelik olarak davalı …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı ileri sürülen Genel Kredi Sözleşmeleri kapsamında dava dışı … Ltd. Şti.’ye kullandırılan ticari kredi borçlarının ödenmediği iddiasıyla …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyası ile girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK.’nun 1. maddesine göre; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.”
HMK.’nun Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevine ilişkin 2/2 maddesinde ise; “Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça…” ifadesine yer verilerek, HMK.’da yer alan mahkemelerin görevine ilişkin genel düzenlemelere ancak yine HMK.’daki diğer düzenlemelerle veya diğer kanunlardaki göreve ilişkin düzenlemelerle istisnalar getirilebileceği hükmü mevcuttur.
6102 sayılı TTK.’nun 5/1 maddesine göre; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi tarafından, adlî yargı ilk derece mahkemelerinde ihtisas mahkemelerinin belirlenmesine ilişkin “ihtisas kararları” 30/11/2021 tarihli ve 31675 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Anılan ihtisas kararlarının 15/12/2021 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanacağı da ilgili Resmi Gazete’de yayımlanarak duyurulmuştur.
HSK. Birinci Dairesi’nin “Finans ile ilgili açılacak davalara bakacak mahkemelerin belirlenmesine ilişkin” 25/11/2021 karar tarihli ve 1232 sayılı kararına göre;
“26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin beşinci fıkrasında, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceğinin düzenlendiği,
Asliye ticaret mahkemelerine gelen işlerin vasıf ve mahiyeti itibarıyla çeşitli olması, bu çerçevede finans davalarının yoğunluğu ve niteliklerinin farklı olması göz önünde bulundurularak, gerek uygulama birliğinin sağlanması, gerekse etkinlik ve verimliliğin artırılması ile ihtisaslaşmanın önemi nazara alınarak, finans davalarında iş dağılımı bakımından iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde ihtisaslaşmaya gidilmesinde fayda olacağının değerlendirildiği,
Kanuni düzenlemelerden ya da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun kararlarından kaynaklı olarak, asliye ticaret mahkemesinin hangi dairelerinin iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları gibi davalar dolayısıyla gelecek işlere ilişkin ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakacağı gözetilerek, aynı dairelerde iş yoğunluğu oluşmaması bakımından finans davalarına olabildiğince farklı dairelerde bakılmak üzere ihtisas mahkemeleri belirlendiği,
Bu itibarla;
1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,
2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden,
3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. maddesinde düzenlenenler hariç),
4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan,
kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere; …
f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına,
… örneğin f) İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına, bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr mahkemelere gönderilmemesine, ancak 15/12/2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine karar verilmiştir.
26/09/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un “Hukuk Mahkemelerinin Kuruluşu” başlıklı 5. maddesinin 17/4/2013 tarihli ve 6460 sayılı kanunun 10. maddesiyle değişik beşinci fıkrası hükmüne göre;
“İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. Özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazetede yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.”
Görüldüğü üzere, yukarıdaki madde hükmünde açıkça bir yerdeki birden çok aynı tür mahkeme arasındaki iş dağılımından bahsedilmiş, iş dağılımını belirleme yetkisi ise Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na verilmiş, dairelerin belirlenen iş dağılımına göre tevzi edilen davalara bakmak zorunda oldukları hükme bağlanmıştır.
Buna göre; bir yerde birden fazla Asliye Ticaret Mahkemesi var ise bunlar arasındaki ilişki “görev ilişkisi değil”, “iş dağılımı ilişkisi”’dir. Bir başka ifade ile mahkemeler arasındaki “iç ilişki” niteliğindedir. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 29/03/2021 tarihli, 2021/857 E. ve 2021/4342 K. sayılı ilamı da açıkça vurgulandığı üzere; bir yerde aynı mahkemeden birden fazla sayıda bulunması halinde, bu mahkemeler arasındaki ilişki “görev veya iş bölümü ilişkisi olmayıp”, “iş dağılımı ilişkisi”’dir.
Somut olayda; Mahkememize (İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne) açılmış olan dava dosyasının, “Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu tarafından yukarıda belirtilen HSK (Hâkimler ve Savcılar Kurulu) kararı gereğince dosyaya bakacak finans konusunda uzman mahkemeler olan İstanbul 6, 7, 8 ve 9. Asliye Ticaret Mahkemeleri dışında başka bir mahkemeye (mahkememize) atanmış olması durumu hiçbir şekilde davacı tarafın hatası olmadığı gibi, eldeki davanın davacı tarafça görevli olmayan bir mahkemede açıldığının iddia edilmesi de hukuken mümkün değildir. Bilindiği üzere; davanın görevli olmayan (yani görevsiz) bir mahkemede açılması halinde, davanın açıldığı mahkemece “görev dava şartı yokluğu nedeniyle” verilen “usulden red kararı”, 6100 sayılı HMK.’nun 20. maddesi uyarınca farklı sonuçlar doğurmaktadır. Anılan maddede belirlenen sürelere uyulmamasına bir takım kesin sonuçlar bağlanmakta ve davacı tarafa bazı sorumluluklar yüklenmektedir. Bu nedenle, görevli bir mahkeme nezdinde açılan eldeki davada tevzi bürosunun hatalı işleminden dolayı görevsizlik kararı verilerek, davacı yana bazı sorumluluklar yüklenmesi hakkaniyete uygun olmadığı gibi yasal da değildir.
Yukarıda değinilen mevzuat hükümleri ve açıklamalardan da anlaşıldığı üzere; İstanbul 6, 7, 8 ve 9. Asliye Ticaret Mahkemeleri ile mahkememiz (İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi) arasında “görev ilişkisi değil”, “iş dağılımı ilişkisi” bulunduğundan ve eldeki dava, Gayri Nakdi ve Genel Nakdi Kredi Sözleşmeleri’nden kaynaklı banka kredi alacağının tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan, uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin yukarıda değinilen yasal düzenleme ve HSK kararı gereğince İstanbul 6, 7, 8 ve 9. Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne ait olduğu, öte yandan İstanbul 6, 7, 8 ve 9. Asliye Ticaret Mahkemeleri ile mahkememiz arasındaki ilişki görev ilişkisi olmayıp, iş dağılımı ilişkisi olduğundan ve bu durumda görevsizlik kararı da verilemeyeceğinden, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-6102 sayılı TTK.’nun 5/2. maddesi ve HSK. Birinci Dairesi’nin 25/11/2021 karar tarihli ve 1232 sayılı ararı uyarınca dosyanın “iş dağılımı nedeni ile” İstanbul 6, 7, 8 ve 9. Asliye Ticaret Mahkemeleri’nden birine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
2-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 06/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.