Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/569 E. 2022/1202 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/569 Esas
KARAR NO:2022/1202

DAVA:Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ:02/09/2022
KARAR TARİHİ:29/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …. şirketinin …A.Ş. ile davalı … A.Ş. Arasında, … ili, … ilçesi, 470 ada, 12 Parselde kaim olan ve ekte sözleşme numaralı belirtilen 21 adet bağımsız bölümün satışı konusunda Taşınmaz Satış Sözleşmesi düzenlendiğini, akabinde … A.Ş. İle davacı müvekkili … ve Tic. A.Ş.’nin birleştiğini, işbu sözleşmede satışın ve ödemelerin ne şekilde ve hangi şartlarda yapılacağı ayrıntılı şekilde belirlendiğini ve söz konusu bağımsız bölümlerin 31/12/2016 tarihinde teknik şartnameye uygun şekilde fiilen teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, yine müvekkili … Akaryakıt ile davalı … … A.Ş arasında 470 ada, 12 parselde kaim olan ve sözleşmede numaralı belirtilen 16 adet bağımsız bölümün satışı konusunda Taşınmaz Satış Sözleşmesi düzenlendiğini, yine sözleşmede satışın ve ödemelerin ne şekilde ve hangi şartlarda yapılacağının ayrıntılı şekilde belirtildiğini ve söz konusu bağımsız bölümlerinin 31/12/2016 tarihinde teknik şartnameye uygun şekilde fiilen teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmeye konu villaların davalı … … A.Ş tarafından teknik şartnameye uygun bir şekilde tamamlanıp 31/12/2016 tarihine kadar müvekkili şirketlere teslim edilmesi kararlaştırıldığını, sözleşmeye göre tarihine kadar müvekkili şirketlere teslim edilmesi kararlaştırıldığını, sözleşeme göre proojede yer alan 33 villanın 16 tanesinin …’a, 17 Tanesinin ise … A.Ş’ye devri yapılacağını, müvekkili şirketlerin toplam satış bedelinin bir kısmını villaların tapu devri sırasında nakit olarak, kalan kısmını ise davalı satıcı … İnşaat’ın teknik şartnameye uygun bir şekilde villaları teslim ettiği tarihte ödenmesi kararlaştırıldığını, taşınmaz bedeli ve taşınmazların teknik şartnameye uygun şekilde teslim edilmesi için bir bedel kararlaştırıldığını, bedelin teminatı olarak her iki sözleşmede bilgilerine detaylı bir şekilde yer verilen keşidecisi müvekkilleri şirketler avalisti müvekkili … olan çekler verildiğini, müvekkili …’in çekleri davacı … A.Ş’nin yetkilisi sıfatıyla ve avalist sıfatıyla imzaladığını, bu nedenle müvekkilinin de icra tehdidi altında bulunduğunu, yine çeklerin keşidecisi olan şirketlerin yöneticisi olması sebebiyle karşılıksız çek keşide etme suçu sebebiyle davalılar tarafından hakkında haksız olarak şikayetlerde bulunulduğunu, sözleşmeye konu villaların müvekkili şirketlere tapuda devrinin 2015 yılının sonuna doğru gerçekleştiğini, ancak davalı şirket … Yapının tapuda devri yapılan … Villalarını sözleşmede taahhüt edilen tarih olan 31/12/2016 tarihine kadar teknik şartnameye uygun olarak bitirip teslim etmediğini, davalının müvekkillerinden herhangi bir alacağı bulunmadığını ve dolayısıyla davanın konusunu oluşturan çeklerin bedelsiz olduğunun açıkça anlaşıldığını, davalı … …’ya verilen çeklerin teminat çeki olup kayıtsız şartsız bir borç taahhüdü içermediğinden hükümsüz olduğunu beyanla davanın kabulü ile müvekkillerinin davalılara gerek sözleşmeden kaynaklı gerekçe keşide edilen çekler sebebiyle fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL borçlu olmadığının tespitini, sözleşmede belirtilen çeklerin taraflarına iadesini, yargılama süresince 3. Kişilere karşı ödeme yapmak zorunda kalınması halinde 3. Kişilere yapılacak olan çek bedellerine ilişkin ödemelerin, bu çekler hakkında ödenecek cezaların, mahkeme masrafı, avukatlık ücreti, takip masrafları gibi tüm ferilerinin faizleri ile birlikte diğer bütün zararlarının davalılar tarafından taraflarına ödenmesini, %20 den az olmamak kaydıyla davalılar aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere; menfi tespit davasının kısmi olarak açılması usulen mümkün değildir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 28/05/2018 tarihli, 2017/1648 E. ve 2018/2994 K. sayılı, 06/06/2017 tarihli, 2016/7775 E. ve 2017/4600 K. sayılı, 11/04/2019 tarihli, 2017/1440 E. ve 2019/2507 K. sayılı, 11/02/2019 tarihli, 2017/2989 E. ve 2019/798 K. sayılı, 13/12/2017 tarihli, 2016/14070 E. ve 2017/7936 K. sayılı kararları.)
Bilindiği üzere, harca tabi davalarda, başvurma harcı ile nisbi karar ve ilam harcının 1/4’ü (dörtte biri) peşin olarak alınır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 11/04/2019 tarihli, 2017/1440 E. ve 2019/2507 K. sayılı kararında; “…Dava dilekçesinde yapılan açıklamalarda davacının her iki takip dosyasına yönelik ne miktarda menfi tespit davası açtığı açıklanmamış, ancak 100,00-TL. üzerinden harç yatırılarak menfi tespit davası kısmi olarak açılmıştır. Menfi tespit davasının kısmi olarak açılması usulen mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece öncelikle davacının dava konusu yaptığı her iki takip dosyasında kendisinden talep edilen alacak miktarlarından ne kadarı için menfi tespit davası açtığı açıklattırılmalı ve yapılan bu açıklamaya göre eksik harç tamamlattırılarak yargılamaya devam edilmelidir…” denilmek suretiyle davacı tarafa önce dava dilekçesindeki talebinin açıklattırılması, sonrasında ise buna göre eksik harcın tamamlattırılması gerektiği hususlarına vurgu yapılmıştır.
Dava dilekçesinin incelenmesinde; davacılar tarafından dava dilekçesinde talep sonucunun açık ve net bir şekilde belirtilmediği ve harca esas değerin 100.000,00-TL. olarak gösterildiği anlaşılmış, bunun üzerine 06/09/2022 tarihli ara karar ile davacı vekiline; HMK.’nun 119/1-ğ maddesi uyarınca dava dilekçesindeki “talep sonucunu” açıklaması için HMK.’nun 119/2. Maddesi uyarınca açıklamada bulunmak ve eksik harç ikmal etmek üzere uyarınca 2 (iki) haftalık kesin süre verilmiştir. Sonrasında davacılar vekili tarafından 26/09/2022 tarihli dilekçe ile dava dilekçesindeki talep sonucunun açıklandığı ve harcın tamamlanmasına ilişkin ara karardan rücu edilmesini bildirilmiştir.
Davacılar vekilinin 26/09/2022 tarihli dilekçesinin incelenmesi üzerine 30/09/2022 tarihli ara kararımız ile davacılar vekilinin beyan dilekçesinde ayrıntılarına yer verilen Yargıtay kararlarında alacak miktarının ihtilaflı olduğu, somut olayımızda menfi tespit talebine konu çeklerin belirli olduğu, bu nedenle davaya konu talep miktarının ihtilaflı olmadığı, davacı yana verilen kesin süre içerisinde dava değerinin açıkça belirlenmediği ve eksik harcın ikmal edilmediği anlaşılmış, Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi dikkate alınarak müteakip muamelelere devam olunmayacağından, 30/09/2022 tarihli ara kararımız ile 27/09/2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere HMK.’nun 150. maddesi gereğince dosyanın süresi içerisinde harç tamamlanıp yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve davacılar vekiline 30/09/2022 tarihli ara kararımızın tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Menfi tespit davasında amaç, bir hukukî ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir.
HMK’nun 150/5 maddesinde; “İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Somut davada; HMK.’nun yukarıda belirtilen 150/5. maddesi hükmü dikkate alınarak eksik harcın davacılara verilen kesin süreye ve ihtara rağmen ikmal edilmediği, bunun üzerine 30/09/2022 tarihli ara kararımız ile 27/09/2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere dosyanın mahkememizce işlemden kaldırıldığı, işlemden kaldırıldıktan sonra dahi eksik harcın davacılar tarafından ikmal edilmediği, böylece 3 aylık sürenin de dolmuş olduğu anlaşıldığından, HMK.’nun 150/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan dava süresinde yenilenmediğinden HMK 150/5 maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.707,75-TL harcın mahsubu ile kalan 1.627,05-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacıların yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343. maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak dosya üzerinden yapılan inceleme ile karar verildi. 29/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır