Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/536 E. 2023/428 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/536 Esas
KARAR NO:2023/428

DAVA:Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/08/2022
KARAR TARİHİ:30/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … Teks. Dış Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından müvekkili hakkında … İcra Müdürlüğü ‘nün … Esas sayılı dosyası ile toplamda 64.723,00 TL alacaklı bulundukları iddiası ile ilamsız takip başlatıldığını, ödeme emrinde borcun sebebi olarak “05.08.2021 tarihli fatura alacağı 40.824,00 TL ve 18.08.2021 tarihli fatura alacağı 15.834,00 TL” olarak belirtildiğini, ancak müvekkilinin mezkur faturalara ilişkin davalıya ödeme yapmış olup davalı tarafça bu ödemeler yok sayılarak kötü niyetle icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın 64.723,00 TL tutarındaki alacak iddiasını kabul etmediklerini, ayrıca takip talebinde belirtilen faizler, faturanın düzenlendiği tarih itibariyle başlatılmış olup bu nedenle bu talebe de itiraz ettiklerini, Yargıtay ‘ın kabulünde olduğu üzere, icra takibi kesinleştikten sonra açılan menfi tespit davalarında teminat karşılığı paraların paylaştırılmasının durdurulmasına karar verilebilmekte olduğunu, menfi tespit davasına konu … İcra Müdürlüğü ‘nün … Esas sayılı dosyasını İİK’nun 72. maddesi uyarınca teminatsız ya da mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında icra veznesine giren paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, açıklanan tüm bu nedenlerle davalarının kabulü ile müvekkil şirket hakkında başlatılan takip kapsamında müvekkil şirketin alacağın yalnızca 7.518,42 TL tutarı üzerinden borçlu olduğunun tespitine, takibin takdiren teminatsız olarak durdurulmasına, aksi halde teminat karşılığı icra veznesindeki paraların alacaklıya verilmemesi yönünde tedbir verilmesine, davalı taraf kötü niyetli takibi başlattığı için takip tutarının % 20 ‘sinde aşağı olmamak kaydıyla tazminatın davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi maddi gerçeklere ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının varlığını kabul ettiği iki adet faturaya karşılık olarak yaptığını iddia ettiği 49.140,00- TL ödeme takibe konu faturalara karşılık değil, “Cari Hesaba Mahsuben” ödendiğini, davacı ile davalı arasında devam eden ticari ilişkiye istinaden taraflar arasında vuku bulan mal alımı sebebiyle Vergi Usul Kanunu’na göre tanzim edilen satış faturaları davaya konu iki adet faturadan ibaret olmadığını, davalı, davacıya sattığı ticari mallara istinaden bahse konu iki adet faturadan çok daha fazla fatura kestiğini ve bütün bu ticari ilişki muhasebe sistemine uygun olarak “Cari Hesaba” kaydedildiğini, davacı şirket, davalı şirkete muhtelif tarihlerde “Cari Hesaba mahsuben” ödeme yapmak suretiyle satış faturalarından kaynaklanan borçlarını kısmen ödediğini, ekte sunulan cari hesap ekstresinin muhasebe konusunda uzman bilirkişi tarafından incelenmesi akabinde tanzim edeceği raporda bu durum mahkemenin taktirlerine sunduklarını, davacı ve davalı şirketlere ait muhasebe kayıtlarının uzman bilirkişi tarafından incelenmesi, taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu fatura ve ödemelerin detayını içeren cari hesap kayıtlarının tetkiki maddi gerçeği ortaya çıkarmaya yeterli olacağını, davacının icra takibinin kötü niyete dayandığı iddiasına istinaden, davalıdan talep ettiği tazminat, maddi gerçeğin ortaya çıkması akabinde hukuki dayanaktan mahrum kalacağını, hiç şüphe yok ki, sosyal hayatın sağlıklı işleyişi açısından kişilerin sahip oldukları haklar ve sorumluluklar açısından göstermeleri gereken hassasiyet, ticari hayatın sağlıklı işleyişi açısından da elzem olduğunu, açıklanan nedenlerle aleyhlerine açılan davanın usulden ve esastan reddini, davacı tarafça açılan haksız talepli davanın kötü niyete dayandığının göz önünde bulundurulması suretiyle takip tutarının % 20 ‘sinden az olmamak üzere takdir edilecek tazminatın davacıdan alınarak davalına verilmesine, yargılama giderlerinin ve ücret-i vekaletin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ; davacının … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına konu alacak nedeni ile davalı yana borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
Dava konusu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; davalı tarafından 30/06/2022 tarihinde davacı aleyhine “18.01.2021 tarihli fatura alacağı 15.834,00TL , 05/08/2021 tarihli fatura alacağı 40.824,00 TL ” açıklaması ile 56.658 TL asıl alacak ve 8.065 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 64.723,00 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı, itiraz edilmeksizin takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı icra takibine konu alacağın 49.140,00 TL kısmının 25/08/2021 tarihli banka dekontu ile davalı yana ödendiğini, davalının bakiye 7.518,42 TL alacağı kaldığını savunarak eldeki menfi tespit davasını açmıştır.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (TMK m. 6 m.).İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir ve davalı davacıdan alacaklı olduğunu ispat yükü altındadır. Ancak davacı alacağın varlığını kabul etmekle birlikte herhangi bir nedenle sona erdiğini iddia etmiş ise bu iddiasını ispat yükü altındadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/02/2015 tarih, 2013/19-1362 E-2015/826 K. sayılı, 20/04/2016 tarih, 2014/13-856 E-2016/523 K.)
Yukarıda yapılan açıklamalar gereği davacı, davalı yana 49.140,00 TL ödeme yaptığını ispat etmelidir. Dava dilekçesi ekinde davacı şirketin … Bankası’nda bulunan hesabından ” cari hesaba mahsuben” açıklaması ile 25/08/2021 tarihinde davalı yana 49.140,00 TL EFT yapıldığına ilişkin dekont sunulmuştur. Yapılan bu ödeme davalı yanında kabulündedir. Ancak davalı bu ödemenin davacı ile aralarında devam eden ticari ilişki kapsamındaki diğer alacaklar için olduğunu savunmuştur.
Mahkememizce davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde neticesinde düzenlenen 20/03/2023 tarihli rapor ile davalı defterlerinde davacıdan alınmış bir ödeme kaydı bulunmadığı, dava konusu faturalar dışında davalı tarafından düzenlenen 12/08/2021 tarihli 22.680,00 TL bedelli faturanında bulunduğu rapor edilmiştir.
Davacı vekili 04/11/2022 tarihli dilekçesi ile, davalı tarafından aleyhlerine …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyası ile de icra takibine başlanıldığını, dava konusu borca itiraz ettiklerini, cari hesaptaki borca bir diyecekleri bulunmadığını beyan etmiştir.
… İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyası incelendiğinde, davalı tarafından davacı aleyhine 30/06/2022 tarihinde “12/08/2021 tarihli 22.680,00 TL bedelli fatura 22.680,00 TL ” açıklaması ile 22.680,00 TL asıl alacak ve 3.195,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.875,00 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı ve takibin henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Davacı taraf dava konusu takipteki alacağın esasına itiraz etmemekle birlikte 04/11/2022 tarihli dilekçesi ile cari hesaptaki borca bir diyecekleri bulunmadığını beyan etmekle esasen cari hesaptaki 22.680,00 TL faturaya da bir itirazlarının olmadığını beyan etmiştir.
Dava konusu … İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyası ve dava konusu olmayan …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasının takip başlangıç tarihleri 30/06/2022 tarihidir. …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasının takip başlangıç saati 14:49 olup dava konusu takipten ( … İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasının açılış saati 16:15) öncedir.
6098 sayılı TBK’nın 102. maddesi “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.” hükmünü haizdir.
Yukarıda yapılan açıklamalar tüm dosya kapsamı dikkate alınarak, davacı tarafından yapılan ödemede “cari hesaba mahsuben ” açıklamasının bulunması, davacı tarafın 04/11/2022 tarihli dilekçesi ile cari hesaptaki borca bir itirazlarının olmadığını beyan etmesi, davacı tarafından yapılan ödemenin 6098 sayılı TBK’nun 102. Maddesi uyarınca ilk takip edilen alacak olan …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasından mahsup edilecek olması, davalı tarafından davacının takipten önce temerrüde düşürülmemiş olması nedeni ile takip öncesi dönem için işlemiş faiz talebinde bulunulamayacak olması dikkate alınarak, davalı tarafından yapılan 49.140,00 TL ödemenin 22.680,00 TL kısmının …. İcra Dairesi’nin 2022/… sayılı takip dosyasından mahsubuna, bakiye 26.460,00 TL’nin takip zamanı yönünden ikinci sırada olan dava konusu … İcra Dairesi’nin 2022/106.209 sayılı dosyasında talep edilen alacaktan mahsup edilmesine, bu hali ile davacının … İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasına konu alacağın 26.460,00 TL asıl alacak ve takipten önce temerrüde düşürülmemiş olması nedeni ile 8.065,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.525,00 TL yönünden davalı yana borçlu olmadığının tespitine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İİK 72/5 maddesindeki düzenlenmeye göre; menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur, icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa talebi üzerine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verilir.
Görüldüğü üzere; davalı alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için davalı alacaklının icra takibini yapmakta haksız ve aynı zamanda kötüniyetli olması gerekir. Dosya kapsamı dikkate alındığında davalının takip tarihinden önce aldığı parayı alacağına mahsup etmeden takibe başladığı, bu hali ile alacaklı olmadığını bildiği para için icra takibi yaparak kötü niyetli olduğu anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilen miktar (34.525,00 TL) yönünden davacı lehine %20 oranında (6.905,00 TL ) tazminata hükmedilmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 72/4. maddesi hükmü ile menfi tespit davası reddedildiği takdirde, şayet takip tedbir kararı verilerek durdurulmuş ise davalı alacaklının alacağına geç kavuşması sebebiyle alacaklı lehine tazminata hükmedileceği düzenlenmiştir. Mahkememizce, 10/10/2022 tarihli ara karar ile dava konusu takibin 49.140,00 TL asıl alacak ve 8.065,00 TL yönünden icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilip kararın infaz edildiği, bu hali ile davalının davanın reddine karar verilen (22..679,58 TL) miktar üzerinden %20 oranında (4.535,91 TL ) tazminata hak kazandığı anlaşıldığından davalı lehine tazminata hükmedilerek uyuşmazlığın tamamı yönünden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davacının … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası ile takip konusu yapılan alacakta 26.460,00 TL asıl alacak ve 8.065,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.525,00 TL yönünden davalı yana borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-İİK 72/5 maddesi uyarınca hesap olunan 6.905,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-İİK 72/4 maddesi uyarınca hesap olunan 4.535,91 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Alınması gereken 2.358,40 TL karar ve ilam harcının 976,92-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.381,48 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından ödenen 976,92 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine.
6-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile ödenen 80,70 TL başvuru harcı ile 1.699,00 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.779,70 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.074,11 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
9-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır