Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/517 E. 2022/1191 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/517 Esas
KARAR NO :2022/1191

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:04/08/2022
KARAR TARİHİ:26/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine Tüm Oto Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı … ‘a ait …’ün sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın 13/05/2012 tarihinde seyir halindeyken yol üzerinde çıkıntı halinde bulunan logar kapağına aracın alt kısımlarının çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, 3.251,88-TL olarak belirlenmiş olan hasarın 14/06/2012 tarihinde sigortalıya ödendiğini, davalı tarafından bu hasardan sorumlu olduğunu, işbu rücuen tazminat alacakları için … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz ederek haksız olarak takibi durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hasar tarihinin 13/05/2012 tarihi olup, bu itibarla zamanaşımı süresi geçmiş olup zamanaşımı ve hak düşürücüsü süre itirazında bulunduklarını, görev yönünden reddini talep etmiş, davacının meydana gelen hasara neden olan eylem ile idare arasında ilişki ve illiyet bağı kuracak maddi vakıayı kanıtlaması gerektiğini, davacı ile aralarında görülen dava dosyasında davacı tarafın bu iddiasını ispat edememiş olduğundan davanın pasif husumet yokluğundan reddini…. Müvekkilinin idare, yol bakım ve onarımlarından sorumlu olmadığını belirterek, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, sigorta poliçesi, trafik kazası tespit tutanağı, trafik kayıtları, fotoğraflar, keşif, tanık ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; idare kayıtları, keşif, bilirkişi incelemesi ve her türlü kanuni delillere dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; kasko poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” 114/c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Dolayısıyla görev konusunun, mahkemelerce her aşamada resen gözetilmesi gerekir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmeseler dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile resen mahkeme ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2016/17751 esas, 2017/9309 karar sayılı içtihadında;
”6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesi; TTK’nın 16/2. maddesinde “kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları” düzenlemesi benimsenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınmalıdır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olaya bakıldığında; davacı … Sigorta A.Ş’nin sigortalısı … Loj. Taş ve Dış Tic. Ltd. Şti tüzel kişi tacir olduğu gibi, davalı … Lojistik Ltd.Şti de tüzel kişi tacirdir. Bu durum karşısında, TTK’nun 4, 5, 16/2 maddeleri uyarınca tacirler arasında olduğu ve davacının iddia ettiği olayın ise haksız fiil niteliğinde olduğu, bu nedenle davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasının ticari dava olduğu gözetilerek; Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” şeklinde tespitler içermektedir.
Somut olaya bakıldığında; yukarıda ayrıntılarına yer verilen içtihatta da değinildiği üzere, sigortacının(davacının) halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerektiği, davacı sigorta şirketinin sigortalısı gerçek kişi … olup, sigortalı … plaka sayılı araç ise hem ruhsat kayıtlarına ve hem de davacı ile sigortalı arasındaki sigorta sözleşmesine göre özel-hususi araçtır. Ticari nitelikte araç değildir. Davacının halefiyete dayalı olarak işbu davayı açtığı ve davacının sigortalısı ile davalı arasındaki eylemin haksız fiil niteliğinde olduğu gözönüne alındığında, eylem her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmayıp, haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla uyuşmazlık ticari dava kapsamında bulunmamaktadır. Bu durum karşısında davanın ticari nitelikte olmadığı gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nin 115/2.maddesi uyarınca davanın görev dava şartı noksanlığından usulden reddine, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2022/1353 esas, 2022/1040 karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nin 115/2.maddesi uyarınca davanın görev dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-Görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-Karar kesinleştikten sonra HMK’nin 20.maddesi gereğince iki haftalık yasal sürede taraflardan biri tarafından başvuru halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK’nin 331/2.maddesi gereğince yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine, dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.26/12/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı