Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/501 E. 2023/138 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/501 Esas
KARAR NO :2023/138

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/07/2022
KARAR TARİHİ:22/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı; taraflar arasında hafriyat işleri yapılması hususunda 22/03/2021 tarihli alt yüklenici sözleşmesi ve hazır beton tedarik sözleşmesi imzalandığını, salgın hastalık ve güncel ekonomik durumlardaki değişiklikler sebebiyle girdi maliyetleri ve döviz kurlarındaki aşırı artışa bağlı sürekli değişen fiyatlardan dolayı işi yürütemez duruma geldiğini, bu durumu davalı tarafa bildirdiğini, sözleşmenin güncel duruma uyarlanması hususunda talepte bulunulduğunu, taraflar arasındaki 22/03/2022 tarihli alt yüklenici sözleşmesinin hafriyat birim fiyatı olarak belirlenen 58.5 TLm3’ün güncel duruma göre uyarlanmasını, uyarlama neticesinde oluşacak fiyat farkından kaynaklıklı şimdilik 10.000,00-TL belirsiz alacağının davalıdan tahsilini, yine taraflar arasında 31/03/2021 tarihli Hazır Beton Tedarik Sözleşmesi’nde birim fiyatların güncel duruma göre uyarlanmasını, uyarlama neticesinde oluşacak fiyat farkından kaynaklı şimdilik 10.000,00-TL belirsiz alacağın davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı ise; davacı tarafın uyarlama taleplerinin şartlarının oluşmaması sebebiyle davanın reddini, davacı tarafın basiretli bir tacir gibi davranmakla yükümlü olduğunu, sözleşme şartlarını iyice değerlendirip hesaplayarak sözleşme yapmakla yükümlü olduğunu, davanın sözleşmenin imzalanmasından 1 – 1,5 yıl sonra açılmış olmasının ve imza aşamasında da davacının herhangi bir itirazının bulunmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin uyarlanması ve uyarlama sonucunda bulunacak bedel ile sözleşmede kararlaştırılan bedel arasındaki farkın davalıdan tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
Uyarlanması istenen 2 adet sözleşmenin taraflar arasında imzalandığı uyuşmazlık konusu değildir.
Çekişme; uyarlama koşullarının oluşup oluşmadığı ve oluştu ise davacıya ödenecek alacak miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır.
6098 sayılı TBK’nın 138/1 fıkrasına göre; “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.”
Yine aynı kanunun 480.maddesine göre “Bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez.
Ancak, başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar, taraflarca belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Dürüstlük kurallarının gerektirdiği durumlarda yüklenici, ancak fesih hakkını kullanabilir.
Eser, öngörülenden az emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile işsahibi, belirlenen bedelin tamamını ödemekle yükümlüdür.”
Davacı, hazır beton ve inşaat işleri ile iştigal eden anonim şirket statüsünde bir tacirdir. Taraflar arası sözleşmesel ilişkilerde asıl olan ve evrensel bir ilke halini alan ahde vefa ilkesine göre, taraflar sözleşme ile kararlaştırdıkları yükümlülüklerini aynen ifa etmelidir. Kural bu olmakla birlikte, dürüstlük kuralı uyarınca, sözleşmenin kararlaştırılan şekilde ifa edilmesi taraflardan biri açısından katlanılamayacak derecede ağır hale gelirse, hakimden sözleşmenin uyarlanması talep edilebilir. Görüldüğü gibi sözleşmenin uyarlanması ikincil bir müessesedir.
Eldeki davada; taraflar arasında 22/03/2021 tarihli Alt Yüklenicilik Sözleşmesi ile 31/03/2021 tarihli Hazır Beton Tedarik Sözleşmesi imzalandığı, Alt Yüklenicilik Sözleşmesi’nin götürü bedel olarak kararlaştırıldığı, sözleşmenin özellikle 5.maddesinin bir çok yerinde ve 4 ile 6 maddelerinde sözleşme bedelinin sabit olduğunun ve davacı tarafından değiştirilmesinin talep edilemeyeceğinin belirtildiği, sözleşmenin 54.maddesinde mücbir sebep hallerinin sayıldığı, bunlar arasında döviz veya ham madde fiyatlarındaki artışa yönelik hüküm bulunmadığı, yine tedarik sözleşmesi bakımından da davacının ticari unvanından da anlaşılacağı üzere esas işinin hazır beton ile ilgili olduğu, anonim şirket statüsünde olup, hazır beton işi ile uğraşan davacı tacirin fiyatlardaki dalgalanmayı öngörebilmesinin gerektiği, döviz ve akaryakıt fiyatlarındaki artışın çeşitli dönemlerde ülkemizde görülen maddi olgulardan olduğu hususları, davacının konumu, taraflar arasındaki imzalanan sözleşme hükümleri ve uyarlama kurumunun ikincil niteliği ile birlikte değerlendirildiğinde koşulları oluşmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/6279 Esas- 2022/4682 Karar sayılı kararı, …. BAM 5. Hukuk Dairesi’nin 2021/604-765 E.K. Sayılı kararı, …. BAM 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/1294 Esas, 2022/1560 Karar sayılı kararı, … BAM 22. Hukuk Dairesi’nin 2021/1232 Esas -2022/211 Karar sayılı ilamı ve İstanbul BAM 45. Hukuk Dairesi’nin 2020/992 Esas- 2022/1165 Karar sayılı kararı)
HÜKÜM: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 341,55-TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 161,65‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve harcanmayan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştikten sonra taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır