Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/494 E. 2023/263 K. 03.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/494 Esas
KARAR NO :2023/263

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:22/07/2022
KARAR TARİHİ:03/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında … tarihleri arasında gerçekleştirileceğinin kararlaştırılmış olduğunu, buna rağmen Fuar’ın açılmasına yaklaşık 10 gün kala, … tarihinde davacı şirkete hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli bir şekilde Fuar’ın Mayıs 2022 tarihine ertelendiğinin bildirildiğini, oysaki fuarların pandemi nedeniyle ertelenmesinde karar mercii olan T.O.B.B’nin de bu yönde kararı veya tavsiyesi bulunmadığını, davalı şirketin … tarihlerinde düzenlenen gıda fuarı ile …tarihleri arasında düzenlenen … fuarı ve yine aynı zamanda … gibi düzenlenen sektörel fuarları pandemi bahanesi ile ertelemeksizin zamanında gerçekleştirmiş olması davacı şirket ile planladıkları fuarın dayanaktan yoksun ve kötü niyetli şekilde ertelendiğinin açık ve net olduğunu, müvekkili şirketin fuar kapsamında sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, sergilenmesi için yüksek bütçeli koleksiyonlar ve fuar stantları hazırlatmış, kiralanan alanların ücretini ödemiş, seyahat ve konaklama rezervasyonları gerçekleştirmiş, başka bir deyişle, fuarın kararlaştırılan tarihte gerçekleştirilmemesi sebebiyle müvekkili şirket nezdinde yüksek boyutlarda maddi zarar ve kar kaybı meydana geldiğini, 20-24 Eylül tarihleri arasında yapılması kararlaştırılan …-…’nın, davalı şirketin sözleşmeye aykırı davranışları sebebiyle gerçekleştirilmemesi sebebiyle sözleşmenin artık konusuz kaldığını ve davalı şirkete fuarın gerçekleştirilmesi için ödenen bedelin müvekkili şirkete iadesi için 19.11.2021 tarihinde … 10. Noterliği’nden … yevmiye no’lu ihtarname gönderildiğini, davalı şirketin, tüm ihtarlara rağmen müvekkili şirkete olumlu dönüş yapmadığını, bunun üzerene müvekkili şirket tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ederek haksız olarak takibi durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin pandemi nedeniyle devlet tarafından alınan kararlar ve yayınlanan genelgeler nedeni ile fuarı ertelemek zorunda kalmış olduklarını, belirlenen tarihte yurt dışından misafirlerin pandemi nedeniyle katılamayacak olmaları nedeniyle fuar katılımcıları tarafından ertlenmesinin talep edildiğini, müvekkili şirketin, fuarın tarihini değiştirme hakkı bulunmadığını, fuar tarihinin değiştirilmesi katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkı vermemekte olduğunu, müvekkili şirketin katılımcılardan aldığı ücretler ile fuar organizasyonu harcamaları yapmış personelini çalıştırmış maaşlarını vermiş istihdam sağlamış devlete vergilerini ödemiş, bütün bu gerçeklik dikkate alındığında verilen hukuka aykırı karar ile müvekkili şirketin müvekkilin iradesi dışında doğan, bir mücbir sebep olan pandemi süreci nedeni fuar ertelenmiş, taraflar arasından menfaatler dengesi dikkate alınması olduğunu, ahde vefa ilkesinin göz önünde bulundurulması gerektiğini, haksız, kötüniyetli ve hukuki mesnetten yoksun huzurdaki davanın reddine, asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, taraflar arasında tanzim edilen fuarcılık sözleşmesi, müvekkili şirket tarafından yapılan ödeme dekontları, tanık, keşif, bilirkişi incelemesi ve sair delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; fuar katılım sözleşmesi ve icra dosyası, banka kayıtları, pandemi nedeni ile alınan Cumhurbaşkanlığı karar ve Bakanlık genelgeleri, TOBB kayıtları, tanık, bilirkişi incelemesi, keşif, yemin ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen fuar katılım sözleşmesi kapsamında davacının davalıya ödediği fuar katılım bedelinin iadesi talepli olarak davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nin 67.maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında … tarihleri arasında gerçekleştirileceğinin kararlaştırılmış olduğunu, buna rağmen fuarın açılmasına yaklaşık 10 gün kala-… tarihinde-davacı şirkete hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli bir şekilde Fuar’ın Mayıs 2022 tarihine ertelendiğinin bildirildiğini, oysaki fuarların pandemi nedeniyle ertelenmesinde karar mercii olan TOBB’nin de bu yönde kararı veya tavsiyesi bulunmadığını, davalı şirketin … tarihlerinde düzenlenen gıda fuarı ile …tarihleri arasında düzenlenen … fuarı ve yine aynı zamanda … gibi düzenlenen sektörel fuarları pandemi bahanesi ile ertelemeksizin zamanında gerçekleştirmiş olmasının, davacı ile planladıkları fuarın dayanaktan yoksun ve kötü niyetli şekilde ertelendiğine işaret ettiği, bu nedenle davalıya ödediği fuar katılım bedelinin iadesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin pandemi nedeniyle devlet tarafından alınan kararlar ve yayınlanan genelgeler nedeni ile fuarı ertelemek zorunda kalmış olduklarını, belirlenen tarihte yurt dışından misafirlerin pandemi nedeniyle katılamayacak olmaları nedeniyle fuar katılımcıları tarafından ertlenmesinin talep edildiğini, müvekkili şirketin, fuarın tarihini değiştirme hakkı bulunduğunu, fuar tarihinin değiştirilmesinin katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkı vermemekte olduğunu, müvekkili şirketin müvekkilin iradesi dışında doğan bir mücbir sebep olan pandemi süreci nedeniyle ertelendiğini, bu gerekçelerle davanın reddini savunmuştur.
Çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; iki tarafın kabulünde olan fuar katılım sözleşmesi kapsamında davalının fuar erteleme hakkının bulunup bulunmadığı, ertelemenin mücbir sebepten kaynaklanıp kaynaklanmadığı, erteleme halinde davacının fesih ve bedel iadesi haklarının bulunmadığının tespiti noktalarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın niteliği dikkate alındığında; taraflar arasında akdedilen fuar katılım sözleşmesi gereği önceden belirlenen tarihlerde yapılması planlanan fuarın, Covid-19 pandemi sürecinde alınan önlemler nedeniyle gerçekleştirilememesinin mücbir sebep kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ile davalı organizasyon şirketinin davacı katılımcıya vermeyi taahhüt ettiği hizmete karşılık olarak ondan aldığı parayı iade etmesi gerekip gerekmediği hususlarının çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektirmediğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek duyulmamıştır.
Fuar ve kongrelere ilişkin imzalanan organizasyon katılım sözleşmeleri karşılıklı iki tarafa borç yükleyen sözleşme tiplerindendir. Her sözleşmenin temel amacı kuşkusuz tarafların karşılıklı olarak edimlerini yerine getirmesidir. Bununla birlikte tarafların kendi kontrolleri dışında gelişen bazı durumlar veya şartlar nedeniyle tarafların sözleşme ile üstlendikleri yükümlülüklerini yerine getirememesi hali “ifa imkânsızlığı” (mücbir sebep) adı ile TBK.’nun 136. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Doktrin ve uygulamada mücbir sebep; “borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen, genel bir davranış normunun ya da borcun ihlaline, kaçınılmaz ve mutlak şekilde neden olan, öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü bir olay” olarak tanımlanmaktadır. (EREN, Fikret: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, Ankara 2018, 582) Bir olayın mücbir sebep olarak nitelendirilebilmesi için o olayın önceden sezilemez, karşı konulamaz olması ve harici bir etkenden ileri gelmiş olması gerekir.
Somut olay yönünden salgın hastalığının “mücbir sebep” olarak kabul edilip edilmediğini irdelemek gerekmektedir. Salgın hastalık, insandan insana bulaştığı için, geniş bir coğrafi alana yayıldığı için, bu konuda alınan önlemler ticaret hayatında kısıtlamalar getirdiği için “mücbir sebep” sayılacağı konusunda şüphe yoktur. Corona Virüs (Covid-19) pandemisi nedeniyle T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından ülkedeki tüm fuarların, toplantıların ve benzeri organizasyonların ertelenmesi, mücbir sebep için aranan bütün unsurları taşımaktadır. Mücbir sebep halinde taraflara düşen yükümlülük ise, ifa imkânsızlığını diğer tarafa bildirmek ve zararın doğması ya da artmaması için gereken tedbirleri karşı tarafla iş birliği içinde almaktır.
Somut olayda davalı organizasyon şirketi, mücbir sebep halinin sona ermesi ile birlikte taahhüt ettiği fuar organizasyonunun ileri bir tarihte mutlaka gerçekleştirileceğini, bu durumu davacı şirket dahil tüm katılımcılara bildirildiğini, o halde davalı şirketin de ileri bir tarihte yapılması muhtemel fuarın gerçekleştirilmesini beklemesi gerektiğini, dolayısıyla davacıdan aldığı paraların iadesinin mümkün olmadığını iddia etmektedir. Buradaki geçici imkansızlığın varlığı, beraberinde tarafların bu sözleşmeyle ne kadar süre bağlı kalacakları sorununu da beraberinde getirmektedir. Zira bazı özel durumlarda tarafları o sözleşme ile bağlı saymak hem tarafın ekonomik özgürlüğünü engeller, hem de bir başkası ile sözleşme yapma fırsatını ortadan kaldırır.
Uygulamada, geçici imkânsızlık halinde tarafların o sözleşmeyle bağlı tutulma süresine “akde tahammül süresi”denilmektedir. Bu sürenin gerçekleşip gerçekleşmediğini de her somut olaya göre ve onun çerçevesinde değerlendirmek gerekir.
Eldeki uyuşmazlık yönünden davanın tarafları arasında akdedilen sözleşmeye konu fuarın (organizasyonun) yapılmasının planlandığı tarih 20-24 Eylül 2021 tarihleri arasıdır. Davacı şirketin fuar katılım bedelini eksiksiz olarak davalıya ödediği, fuarın Mayıs 2022 tarihine ertelendiğinin bildirilmesi üzerine davalıya gönderdiği 19/11/2021 tarihli ihtarname ile fuar katılım bedelinin iadesini talep etmiştir.
TOBB’tan gelen yazı cevabında Eylül 2021 tarihinde iptal edilen başkaca fuarların da yer aldığı bildirilmiştir.
Bu bağlamda somut olay değerlendirildiğinde; Covid 19 salgın hastalığının “mücbir sebep” olarak kabul edilebileceği, taraflar arasındaki sözleşmenin 2.maddesi uyarınca davalının tek taraflı alacağı karar ile fuarı erteleme hakkının bulunduğu, bu durumun katılımcı/davacıya fesih hakkı vermediği, bu nedenle bedel iadesi talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davacının kötüniyetli olduğu ispatlanmadığından, davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Davanın reddine,
2-Şartları oluşmadığından davalının tazminat isteminin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 1.199,79-TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 1.019,89-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 11.240,87-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.600,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
8-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.03/04/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı