Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/469 E. 2023/820 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2022/469 Esas
KARAR NO:2023/820

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:01/11/2012
KARAR TARİHİ:02/11/2023

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait ve davalı nezdinde nakliyat emtea sigorta poliçesi ile sigortalı iş makinesinin 13/06/2011 günü meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde hasara uğradığını, hasarın tazmini için davalı şirkete müracaat edildiğini, hasarın sigorta teminatı içerisinde olmadığı gerekçesiyle ödeme yapılmaması üzerine alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine ….İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından başlatılan takibe de davalı tarafça itiraz edildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptaline, davalının %40’ı oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hasarın tek taraflı kaza sonucu meydana geldiğini, dava konusu taşımanın sigortalının kendi adamları tarafından yapılması ve kazanın sürücünün %100 kusuru ile meydana gelmesi nedeniyle poliçe genel şartlarının 5. maddesi uyarınca tazminat talebinin yerinde bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş, davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 17/10/2019 tarih, 2019/… Esas, 2019/… Karar sayılı davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11/10/2018 tarih, 2017/… Esas, 2018/… Karar sayılı kararıyla; ” 1) Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminatın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu hasarın sigorta teminatı kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 11/10/2018 tarih, 2017/… Esas 2018/… Karar sayılı ilamı ile sigortalı iş makinasının ibraz edilen tescil belgesinde … A.Ş. adına rehinli olduğuna ilişkin kayıt bulunduğu, mahkemece rehin hakkı sahibi bankanın açılan davaya muvafakat veya icazetleri olduğuna dair gerekli belgeyi sunması için davacı tarafa süre verilmesi ve bu usulü eksiklik tamamlandığı takdirde işin esasına girilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş; bozma ilamına uyulan mahkemece davacı tarafa rehin hakkı sahibi dava dışı Banka’nın davaya ilişkin muvafakatnamesini veya davaya icazetine ilişkin belgeyi sunmak üzere süre verilmiş, davacı vekilinin 16.05.2019 tarihli celsede ‘’ Kredi kapanmadığı için muhatap bankadan herhangi bir muvafakatname veya icazetname alamadık, gerekirse mahkemenizce sorulsun’’ şeklindeki beyanı üzerine dava dışı Banka’ya yazılan müzekkereye ‘’Bankamız kayıtlarında … plakalı araçlara dair rehin bilgisine ulaşılmamıştır. EGMÖ rehin takyidat listesi tarafımızla paylaşıldığı taktirde yeniden araştırma yapılabilecektir ‘’ şeklinde yanıt verilmiştir.
Mahkemece, dava dışı Banka tarafından açılan davaya muvafakat veya icazete ilişkin belgenin verilen süreye rağmen davacı tarafça sunulmadığı gerekçesiyle aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de; dava dışı Banka’ya yazılan müzekkereye davaya konu araçlara dair rehin bilgisine ulaşılamadığı şeklinde yanıt verilmiş olup, mahkemece bu cevaba ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmiştir. Oysa gelen yazı cevabı dikkate alındığında, davaya konu araçlar üzerinde rehin kaydı bilgisine ulaşılamadığı, yeniden araştırma yapabilmek için rehin takyidat belgesinin talep edildiği dikkate alınarak, trafik kayıtlarında rehin takyidatının devam edip etmediğinin sorulması, devam ettiğinin anlaşılması halinde bu belgeyle birlikte ilgili Bankaya gönderilerek durumun netleştirilmesi, aksi halde davaya konu araçlar üzerinden rehne bağlı güvencenin ortadan kalktığı nazara alınarak, davacının aktif husumet ehliyetinin olduğunun kabulü ile işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış,…” neden ve gerekçeyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında da işaret edildiği üzere, dava dışı Banka’lara yazılan müzekkere cevaplarından davaya konu araçlar üzerinde rehne bağlı güvencenin ortadan kalktığı; dolayısıyla davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay kararı öncesi alınan kusur raporlarındaki çelişkinin giderilmesi ve oluşan kazadaki kazaya karışan tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmış, bu yönden sunulan 31/05/2023 tarihli kusur raporunun dosya arasında olduğu ve alınan rapora göre; olayın, dava konusu iş makinesi ile yüklü çekici sürücüsünün, kaza mahalli kemer köprünün bulunduğu yol kesimine seyirle geldiği esnada, karşı yön bölümünden istikamet şeridine taşar vaziyette seyirle gelen plakası tespit edilemeyen bir araca çarpmamak için yolun sağ tarafında bulunan banket alanına girdiği anda, çekiciye yüklü iş makinesinin, kemer köprünün alt kısmına çarpması sonucu meydana gelmesi halindeki 1. durum neticesinde; plakası tespit edilemeyen kimliği belirsiz araç sürücüsünün %70 oranında kusurlu olduğu, sürücü …’ün %30 oranında kusurlu olduğu; yol yapım, bakım ve işletmesinden sorumlu kurum, kuruluş, kişi ya da kişilerin olayın oluş şekli dikkate alındığında kusurunun bulunmadığı; Olayın, dava konusu iş makinesi ile yüklü çekici sürücüsünün, kaza mahalli kemer köprünün bulunduğu yol kesiminde nizamlara aykırı şekilde banket alanı üzerinde seyir halinde bulunduğu sırada, çekiciye yüklü iş makinesinin, kemer köprünün alt kısmına çarpması sonucu meydana gelmesi halindeki 2. durum neticesinde; sürücü …’ün %75 oranında kusurlu, yol yapım, bakım ve işletmesinden sorumlu kurum, kuruluş, kişi ya da kişilerin %25 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Dosya arasına kazandırılan kusur raporları ile hasarın, araç sürücüsü …’ün eylemi ile birlikte 3. bir kişinin eyleminden veya yol yapım, bakım veya işletmesinden sorumlu kurumun eyleminden de kaynaklandığı, bu hali ile zararın tek başına sürücünün eyleminden kaynaklanmadığı ve Emtia Nakliyat Genel Şartlarının 5. maddesinde belirtilen sigortalının yahut vekilinin kusurlu sayılan davranışlarından dolayı oluşan ve sigorta teminatına dahil olmayan bir zararın bulunmadığı, aksinin kabulü yahut kusur oranına göre zarar belirlemesi yapılmasının sigorta teminatı ruhuna uygun düşmeyeceği ve davalının sigortalı emtiaya gelen zararın tamamından poliçe teminat limiti kapsamında sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce bozma öncesi bilirkişi kurulundan alınan 16/06/2016 havale tarihli raporda, dava konusu trafik kazasından kaynaklı talep edilebilecek hasar bedelinin 258.461,81 TL olduğu belirlenmiş olup, bilirkişi kurulu raporu dosya kapsamına uygun hüküm kurmaya elverişli olmakla hükme esas alınmış ve dava konusu emtiada meydana gelen zararın 258.461,81 TL olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından 258.461,81 TL hasar bedeline TTK’nun 1427/2 maddesi uyarınca ihbar tarihi olan 13/06/2011 tarihinden 45 gün sonraki tarih olan 29/07/2011 tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulabileceği anlaşıldığından 258.461,81 TL asıl alacak ve 12.639,84 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 271.101,65 TL alacak miktarına yönelik davalı borçlunun vaki haksız itirazının İİK’nun 67.maddesi gereğince iptaline, fazlaya dair istemin açıklanan nedenlerle reddine; dava konusu alacağın haksız fiilden kaynaklanması nedeni ile likit olmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin ve reddedilen miktar yönünden davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun dosya kapsamından anlaşılamaması nedeni ile davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı borçlunun ….İcra Müd.nün … Esas Sayılı dosyasında 258.461,81 TL asıl alacak ve 12.639,84 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 271.101,65 TL alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar yönünden talepnamedeki koşullar ile devamına,
2-Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
3-Koşulları gerçekleşmediğinden her iki tarafın tazminat istemlerinin reddine,
4-Alınması gerekli 18.518,95-TL karar ve ilam harcından 5.285,30-TL peşin ve icraya yatan harcın mahsubu ile geriye kalan 13.233,65-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç 5.285,30 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 42.665,25 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 17.900 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 25,15 TL başvuru harcı, 3,30 TL vekalet harcı, 5.200 TL bilirkişi ücreti ve 755,70 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 5.984,15 TL’nin kabul ve red oranına göre 4.558,21 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yatırılan 73,10 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 17,50 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 02/11/2023

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı