Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/387 E. 2022/618 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/387 Esas
KARAR NO :2022/618

DAVA:3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:06/06/2022
KARAR TARİHİ:22/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan “3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit” davasında dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından gönderilen 1. (birinci), 2. (ikinci) ve 3. (üçüncü) haciz ihbarnamesi ile icra dosyasına borçlu olarak eklendiğini, icra takip dosyasından müvekkiline gönderilen 3. (üçüncü) haciz ihbarnamesinin Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesi gereğince 08/04/2022 tarihinde muhtara tebliğ edildiğini, müvekkilinin kendisine gönderilen tebligattan haberdar olmadığını, ancak 20/05/2022 tarihinde banka hesaplarına bloke konulması üzerine söz konusu dosyaya borçlu olarak eklendiğini öğrendiğini, İİK.’nun 89. maddesi hükmüne göre müvekkiline gönderilen 3. (üçüncü) haciz ihbarnamesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; müvekkilinin dosya davalısı alacaklının aleyhine takip yaptığı borçlulara borçlu olmadığının tespitine, ileride telafisi güç ve imkansız zararların doğmaması adına işbu dava sonuna değin icra takip dosyasında takibin müvekkili yönünden teminatsız olarak durdurulmasına, mahkeme aksi kanaatte ise takdir edilecek teminat miktarı oranında durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 3. (üçüncü) kişi tarafından İİK.’nun 89/3. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün sicil kayıtları, ilgili vergi dairelerinden davacının aktif vergi kaydı bulunup bulunmadığına dair celbedilecek kayıtlar, ticari defterler, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce tensiple birlikte …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasının gönderilmesi istenmiş ve UYAP örneği celbedilmiştir. İcra dosyasının incelenmesinde; davalı (alacaklı) … vekili tarafından borçlular … Petrol İnş. Tem. Otom. San ve Tic. Ltd. Şti., …. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine 72.775,00-TL. asıl alacak, 218,33-TL. komisyon, 7.277,50-TL. çek tazminatı ve 10.006,56-TL. geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 90.277,39-TL. üzerinden icra takibi başlatıldığı, dosyamız davacısının dosya borçluları arasında olmadığı görülmüştür.
Davacı vekili dilekçesinde; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında İİK.’nun 89. Maddesine göre gönderilen 3. haciz ihbarnamesinin müvekkili şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, ev hanımı olan müvekkili …’in icra dosya borçlularından …’in eşi olduğunu, müvekkilinin eşi dahil takip borçluları ile herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını, alacaklı tarafça müvekkiline İİK.’nun 89. maddesi gereği haciz ihbarnameleri gönderilmesinin sebebinin takip borçlularından …’in eşi olması olduğunu, bu hususun dahi takip alacaklısının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini belirterek, müvekkilinin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında İİK.’nun 89/3 maddesi gereğince dosya borçlularına herhangi bir borcunun bulunmadığının tespiti talebinde bulunmuştur.
Mahkememizce davacının nüfus kayıt örneği incelenmek üzere re’sen UYAP üzerinden temin edilerek dosya içerisine alınmıştır. Davacı …’e ait nüfus kayıt örneğinin incelenmesinde; takip borçlularından …ile 26/07/2009 tarihinden itibaren evli olduğu görülmüştür.
2004 sayılı İİK.’nun “Alacaklar ve üçüncü şahıs elinde haczedilen mallar hakkında:” başlıklı 89. maddesinin 3. fıkrasının 3. cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Anılan hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte, İİK.’nun 235/1. maddesindeki gibi “kayıt kabul” ve 154/3. maddesindeki gibi “iflas” davaları için Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğuna ilişkin açık bir düzenleme bulunmadığından, maddede belirtilen mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca 01/10/2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, 6100 sayılı HMK.’nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:476)
Bir davanın ticari dava olarak kabul edilerek Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görülebilmesi için, uyuşmazlık konusu işin ya her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması gerekir.
İİK.’nun 89. maddesinde düzenlenen haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarının ticari dava olduğuna ya da Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görüleceğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 17/12/2015 tarihli, 2015/7065 Esas ve 2015/17162 Karar, 26/02/2016 tarihli, 2015/15365 Esas ve 2016/3253 Karar ve yine 12/04/2016 tarihli, 2016/3568 Esas ve 2016/6425 Karar sayılı ilamlarında da açıkça belirtildiği üzere; İİK’nun 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkeme olan Asliye Hukuk mahkemeleridir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’unun (HMK) 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir. HMK.’nun 114/c maddesine göre ise mahkemenin görevli olması dava şartıdır. Yine HMK.’nun 115. maddesine göre; “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Dolayısıyla görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile mahkeme re’sen ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olaya gelindiğinde; taraflar arasındaki davanın, 3. (üçüncü) kişi konumunda bulunan davacı tarafından İİK.’nun 89/3 maddesine dayalı olarak açılmış menfi tespit davası olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan davacının sorumlu olup olmadığının tespitine ilişkindir.
Davacı vekilinin dava dilekçesindeki beyanlarından ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; dosya tarafları arasında doğrudan bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davanın mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde de olmadığı, uyuşmazlığın takip hukukundan kaynaklandığı, bu nedenle uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin “Asliye Hukuk Mahkemesi” olduğu, dolayısıyla mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla; her ne kadar mahkememizce tensiple duruşma günü tayin edilmiş ise de; HMK.’nun 114. maddesi gereğince görev dava şartı olduğundan ve aynı yasanın 115. maddesi gereğince dava şartlarının varlığı taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması gerektiğinden, ayrıca usul ekonomisi ilkesi gözetilerek duruşma günü beklenilmeksizin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki gibi karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK’nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 (iki) haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır