Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/351 E. 2022/531 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/351 Esas
KARAR NO:2022/531

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/10/2021
KARAR TARİHİ:31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan alacağa davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, itirazın iptali için de huzurdaki davanı açıldığını belirterek davanın kabulünü, icra takibine yapılan itirazın iptalini ve takibin kaldığı yerden devamını, takip tarihinden itibaren alacağa faiz işletilmesini, dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu olayda tüketici mahkemesinin görevli olmadığını, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, 21/10/2021 dava tarihi itibarıyla alacağın zamanaşımına uğradığını, dava konusu alacağın hukuken henüz talep edilebilir olmadığını, borcu nakleden … A.Ş.’nin tasfiye sürecinin devam ettiğini, işlemiş faiz talebinin yasal dayanağının olmadığını, talep edilen faiz oranının yasal dayanağının olmadığını belirterek davanın öncelikle görevsizlik nedeniyle reddini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya ilk olarak …. Tüketici Mahkemesi’ nde başlanmış, mahkemece 17/03/2022 tarihli… sayılı karar ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine mahkememize gelmiştir.
Bu noktada ilk olarak incelenmesi gereken husus mahkememizin somut olay bakımından görevli olup olmadığıdır. Mahkememizce davacı tarafın tacir kaydının bulunup bulunmadığı hususunda İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmış, yine mahkememizce davacının defter tutmakla yükümlü olup olmadığı, yükümlü ise hangi usulde defter tuttuğunun araştırılması yönünden ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmıştır.
Gelen müzekkere cevaplarının tetkikinde; davacının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı tespit edilmiş, yine vergi dairesi yazı cevabında davacının defter tutması zorunlu olan mükellefler arasında sayılmadığı, gayrimenkul sermaye iradı elde ettiği bildirilmiştir.
Gelen yazı cevaplarından davacı yanın tacir olmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olmasının yanında HMK’nın 114. maddesinde açıkça dava şartı olarak düzenlenmiş olduğundan, mahkemece re’sen incelenmesi gereken hususlardandır.
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK’nın 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” denilmiştir. Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup bu maddeye göre: her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın kanunda sayılan hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava olarak kabul edilecektir. Yani bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede açıkça sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Tüm bu açıklamalara göre somut olay değerlendirildiğinde taraflar arasında 30.12.2010 tarihinde alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye göre davalı şirketin davacı yana her ay 200 USD son ay 367 USD olmak üzere toplam 12.167 USD yapmayı taahhüt ettiği anlaşılmaktadır. Davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki Tasfiye Halindeki … A.Ş. bu davada taraf değildir. Eldeki dava TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davalı yan tacir olsa da davacı yan tacir değildir. Bu nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi değil 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesidir. Aynı nitelikteki uyuşmazlık hakkında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından 2017/11-2630 E-2019/328 K sayılı karar ;
“Davacılar ile davalı şirket arasında imzalanan alacağın temliki sözleşmesi bağımsız mahiyette bir sözleşmedir ve taraflar açısından kendi başına hüküm ifade eder. Davacılar anılan sözleşmeye dayanarak sözleşmenin karşı tarafı olan davalı …. aleyhine icra takibinde bulunmuş ve itiraz üzerine itirazın iptali davası açmıştır. Davacıların temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki Tasfiye Halindeki … A.Ş. bu davada taraf değildir. Eldeki dava TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacıların tacir olmadıkları da gözetildiğinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili değildir. Bu nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi değil 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesidir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, alacağın temliki sözleşmesinin temelindeki ilişkinin davacılar ile Tasfiye Halindeki … A.Ş. arasındaki kar – zarar katılım hesabından kaynaklandığı, 6102 sayılı TTK’nın 4/1-f maddesi gereğince ticari davanın söz konusu olduğu ve yine TTK’nın 5. maddesi gereğince de ticaret mahkemesinin görevli olduğundan yerel mahkemenin direnme kararının yerinde olduğu ileri sürülmüş ise de bu görüş yukarıda açıklanan gerekçelerle Kurul çoğunluğunca yerinde görülmemiştir.” gerekçesi ile Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna dair karar verilmiştir. Bu nedenle mahkememizin görevsizliğine Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)Görevli mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-)Karar kesinleştikten sonra HMK.nın 20.maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına mahkememizce karar verilmesine,
4- )Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi..31/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır