Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/347 E. 2023/442 K. 05.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/25 Esas
KARAR NO:2023/418

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:12/01/2022
KARAR TARİHİ:29/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı dilekçesinde; davalı tarafın İcra müdürlüğü’ne yaptığı itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu; …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya borçlusu ve davacının kendisinin, … Turizm İnş. Ve San. Tic. A.Ş. ünvanlı şirketin ortaklarından olup; aynı zamanda yönetim kurulu üyeleri olduğunu, şirkete ait mülkün satışı aşamasında şirketin vergi borcu çıktığını, davacı ve icra dosyası borçlusuna vergi dairesi tarafından yasal takip başlatılmış ve davacıya ait banka hesaplarına bloke konulması üzerine vergi borcu davacı tarafından yapılandırılarak ödenmeye başlanmış, bu aşamada davacı davalı ile iletişime geçmeye çalışmış ancak hiçbir şekilde ulaşamamış ve davalı tarafından geri dönüş yapılmamış olduğu iddia edilmiş olduğunu, Anonim şirket ortaklarının, şirketin kamu borçları açısından sorumluluğunu, Türk Ticaret Kanununda açıklandığını, şirketin malvarlığından alınamayan kamu borçlarından sorumluluk, yönetim kurulu üyelerine ait olduğunu, Yönetim Kurulu üyelerinin , şirketin kamu borçları dolayısıyla ikinci derecede, bir başka deyişle şirket mal varlığından tahsil edilememesi kaydıyla şahsi mal varlıklarıyla da sınırsız ve müteselsil olarak sorumlu olduklarını, bu nedenle davaya konu icra dosyası ile davalı ve dava dışı diğer yönetim kurulu üyesi … aleyhine icra takibi başlatılmış, takip, … bakımından kesinleşmiş olup; … tarafından haksız olarak takibe itiraz edilmiş olduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin davamına %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; … Hotel iddia edildiği gibi 370.000.- TL’den satılmamış, 800.000.- TL.’den satılmış olduğunu, belge no:5- şayet bu sözleşmeyi kabul etmezsem 370.000.- TL. üzerinden hisseme düşen rakam üzerinden ödeme yapılacaktır denilerek tehdit edildim. Pazarlık benim dışımda yapılmış olup, aracının tetefonu ile bilgilendirildiğini, 4 numaralı belgede görüleceği gibi yönetim kurulu başkanının el yazısı ile ödenmesi gereken miktarların yönetim kurulu başkanı … ve başkan yardımcısı … tarafından ödenmesi kararı alındığının görüleceğini, fakat karar defterinin kayıt olduğunu, Belge 2 de görüleceği gibi tasfiye kararı alınan şirketin tüm borçlarının ödenmesi veya ödenecek paralar ayrılmadan diğer ortakların hisselerine düşen miktar verilir miydi? Belge 3 de görüleceği gibi 2001 genel kurulunda alınan karar ile (Başkan Kasım Kurultay ve başkan yardımcısı …) tarafından 3 yıl yönetim Kurulu yetkilerim alındığını, O sene evini satmak zorunda kaldığını, davayı kazandığını ancak iş işten geçtiğini, usulsüzlüklere devam ettiklerini, Yönetim kurulu 3 kişi olmasına rağmen kararları iki imza ile almışlar, …’in alacak talebi Kasım Kurultay’dan olması gerektiğini, …’e borcu olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, ödeme dekontu, şirket sicil kayıtları, yönetim kurulu kararları, tanık, bilirkişi raporu, keşif vs. tüm delillere dayanmıştır.
Bilirkişi raporu:
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, dosya hesap bilirkişisi Yılmaz Ay’a tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda: Davalının icra dairesinin 115.419,25-TL tutarındaki asıl alacak tutarına İtirazının yersiz olduğu ve takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, davalının icra takibine itirazı yersiz. ve haklı nedenlere dayanmadığından; davacının davadaki alacak tutarı üzerinden %20 oranında 23.083,85 TL. (=115.419,25 x %20) kötü niyet tazminat talep hakkı olduğuna dair rapor sunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından ödenen dava dışı anonim şirketin vergi borçlarının, kamu alacağının sorumlusu bulunan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Tüzel kişi mükelleflerin kamu alacaklarından kaynaklanan yükümlülüklerinin yerine getirilmesinden, kanuni temsilcileri sorumlu tutulmuştur. Ancak vergi borcunun temsilciden istenebilmesi için öncelikle temsil edilen tüzel kişiden talep edilmesi ve bu tüzel kişinin ödeme kabiliyetinin olmadığını gösteren “aciz vesikasının” düzenlenmiş olması gereklidir (6183 sayılı yasanın 75.maddesi). Kanuni temsilcilerin kim olduğu konusu ise tüzel kişinin türüne göre değişmektedir. Anonim şirketler ve kooperatiflerde kanuni temsilciler yönetim kurulu başkan ve üyeleri iken limited şirketlerde şirketin müdürü, kolektif şirketlerde ise ortakların her birisidir. Anonim şirketlerde ise böyle bir özel düzenleme yapılmadığından, şirketten tahsil edilemeyen kamu borçlarından, TTK’nin 317. maddesi uyarınca şirketin yönetim kurulu üyelerinin tamamı, kanuni temsilci sıfatıyla ve müteselsilen sorumludur. Ancak TTK’nin 319.maddesine göre ana sözleşmeye hüküm konularak şirketin kanuni temsil yetkisi, yönetim kurulu üyelerinden birine veya bir kaçına verilip, diğer yönetim kurulu üyeleri sorumluluktan kurtulabilmektedir. Böyle bir durumda kamu alacaklarından da sadece anılan yönetim kurulu üyeleri, kanuni temsilci sıfatıyla müteselsilen sorumlu tutulacaklardır. Yönetim kurulu üyesi olmayan ortakların ise kamu alacaklarından dolayı sorumlulukları bulunmamaktadır.
Tüm bu hallerde temsilcilerin, sadece ortak oldukları veya görevde bulundukları dönemde tahakkuk eden kamu alacaklarından sorumlu olacakları, diğer bir deyişle limited ve kolektif şirketlerde ortaklıktan, anonim şirketlerde ve kooperatiflerde ise yöneticilikten usulünce ayrıldıkları tarihten sonraki kamu alacağından sorumlu olmayacakları tabiidir.
Temsilcinin bu şekilde ödediği vergi için asıl mükellefe rücu etme hakkı bulunmaktadır (213 sayılı VUK. M.10). Dolayısıyla yukarıda belirtilen tüzel kişi temsilcileri, ödedikleri kamu alacağının “tamamını” öncelikle asıl mükelleften rücuen talep edebilirler.
Bu aşamada kanuni temsilcilerin ödedikleri kamu alacağını, asıl mükellef olan temsil edilenden değil de diğer sorumlulardan talep etmelerinin mümkün olup olmadığı, mümkün ise rücu oranının ne olacağı konusu incelenmelidir. Kanuni temsilcilerin asıl mükellef dışındaki diğer sorumlulardan talepte bulunabilmesi için öncelikle bu kamu alacağının asıl yükümlüden tahsilinin mümkün olmaması gereklidir. Zira asıl yükümlüsünden tahsili mümkün olduğu halde bu alacağı kamu idaresine ödeyen kanuni temsilcilerin, asıl yükümlü dışındaki diğer sorumlulardan rücuen talepte bulunmaları mümkün değildir.
Ödenen kamu alacağının asıl yükümlüden tahsil imkanı bulunmadığı anlaşıldıktan sonra, diğer yükümlülerden rücu oranının ne olacağı konusunda ise bir ayrıma gidilmelidir. Buna göre limited ve kolektif şirketlerde temsilcilerin kamu alacaklarından sorumluluğu ortaklık sıfatına bağlı olduğundan, bu kişilerden ancak ortaklık payları oranında rücuen talepte bulunulabileceği kabul edilmelidir. Diğer bir deyişle limited ve kolektif şirketlerde kamu alacağından her ortak kendi payı oranında sorumlu olup bu payı haricindeki ödediği kısım için diğer ortaklara rücu edebilir.
Anonim şirketlerde ve kooperatiflerde ise yöneticilerin kamu alacağından müteselsilen sorumluluğunun sadece ilgili kamu idaresine karşı olacağı açıktır. Buna karşılık kamu alacağını ödeyen bir yönetici, diğer yöneticilere, ana sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa ancak mütesaviyen rücu edebilecektir. Diğer bir deyişle aksi kararlaştırılmamışsa iç ilişkide anılan temsilciler birbirlerine karşı kamu alacaklarından dolayı eşit oranda sorumludur.(Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2014/8501 esas, 2014/16502 karar sayılı içtihadı)
… Mal Müdürlüğünün müzekkere cevabı, dava ve cevap dilekçesi somut uyuşmazlık bakımından bir arada değerlendirildiğinde; Dava dışı … Turizm’e ait vergi borcunun tahsili amacıyla şirket hesaplarına bloke konulmasına rağmen vergi borcunun dava dışı şirketten tahsil edilemediği, bunun üzerine taksitlendirme neticesinde toplam 81.535,32 TL vergi borcunun davacı tarafından ödendiği,
Şirketin hacze kabil malı olmadığının … Mal Müdürlüğünce yapılan e haciz işlemleri neticesinde tespit edildiği, dava dışı şirkete ait kamu(vergi) borcunu ödeyen davacının rücu amacıyla yeniden asıl yükümlü/dava dışı şirkete başvurmasının neticeyi değiştirmeyecek olması nedeniyle şirkete yeniden başvurmasına gerek olmadığı,
Dosyaya sunulan ödeme dekontları ile … Mal Müdürlüğünün müzekkere cevabından davacının toplamda 81.535,32 TL ödeme yaptığının anlaşıldığı, dava dışı şirketin yönetim kurulu üye sayısının 3 olması nedeniyle iç ilişkide yönetim kurulu üyelerinin 1/3 oranında sorumluluklarının bulunduğu, bu nedenle davalının sorumlu olduğu miktarın 81.535,32 TL’nin 1/3’ü olan 27.178,44 TL olması gerektiği, takip öncesi temerrüt şartının gerçekleşmemiş olması nedeniyle işlemiş faiz isteminin yerinde olmadığı kanaatine varılmakla,
Yukarıda yer verilen içtihat ta nazara alınarak davanın kısmen kabulü ile davalının ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının 27.178,44 TL asıl alacak yönünden iptali ile 27.178,44 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak takibin işbu alacak kalemi üzerinden talepnamedeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit olduğundan iptaline karar verilen toplam 27.178,44 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 5.435,68 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Her ne kadar davalı beyan dilekçesi ile vergi borcu düşülerek payına ilişkin ödeme yapıldığını savunmuş ise de, sunduğu evraklarda imza bulunmadığı, tarafların bu şekilde anlaştıklarına dair başkaca delil de bildirilmediğinden, bu yöndeki savunmaya itibar edilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davalının ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının 27.178,44 TL asıl alacak yönünden iptali ile 27.178,44 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak takibin işbu alacak kalemi üzerinden talepnamedeki diğer koşullar ile devamına,
2-Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
3-Alacak likit olduğundan iptaline karar verilen toplam 27.178,44 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 5.435,68 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli 1.856,56-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.393,98-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 462,58-TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 1.393,98-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan80,70-TL başvuru harcı, 11,50-TL vekalet harcı ve 1.593,75-TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.675,95-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 394,65-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
9-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabulucu ücretinin 310,83-TL’sinin davalıdan 1.009,17- TL’sinin davacıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,

10-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.29/05/2023

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.