Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/335 E. 2022/659 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/335 Esas
KARAR NO:2022/659

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/12/2019
KARAR TARİHİ:05/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; …. İcra Müdürlüğünün … Es.sayılı dosyası ile borçlu … Gıda ve Restaurant İşletmeleri Ltd. Şti.adına başlatılan icra takibinde …. İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyası ile müvekkili davacının eski yetkilisi olduğu üçüncü şahıs … … Hiz. Dış Tic. Ltd.Şti.adresinde 09/03/2017 tarihinde davalı tarafından haksız haciz işleminin gerçekleştirdiğini, haksız haciz nedeni ile müvekkili … eski yetkilisi olduğu şirket … … … Şti.istihkak hakkı savunmasında bulunmuş olup, …. İcra Hukuk Mahkemesinin… Es. … Kar. Sayılı dosyası ile istihkak davasının açıldığını, istihkak davasında müvekkili davacının eski yetkilisi olduğu firmanın haklı bulunduğunu, lehlerine karar verildiğini, müvekkili davacının eski yetkilisi olduğu … …… Şti.iş bu davaya sebep teşkil eden haksız hacizden kaynaklı alacaklarını 01/03/2019 tarihli temlikname ile müvekkili davacıya devrettiğini, temlik alacaklısının alacak hakkını haiz olduğu ve … ….. Şti.tarafından davalı tarafa haciz baskısı altında ödenmek zorunda kalınan 33.189,89 TL ‘ nin iadesi için iş bu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle davacının alacaklı bulunduğu 33.189,89 TL ‘ nin davalı tarafından ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının alacaklı olduğu iddiasıyla açmış olduğu 33.189,00 TL’ nin tahsiline yönelik iş bu dava haksız ve kötü niyetli olup reddi gerektiğini, davacının talepleri yönünden taraf sıfatının bulunmadığını, huzurdaki dava istirdat davası olduğu düşünüldüğünde, taraflarına yapılan ödeme Haziran 2018 tarihinde olduğundan dava bir yıllık yasal hak düşürücü sürede açılmadığından reddi gerektiğini, somut olayda haciz baskısı gibi bir durum söz konusu olmayıp davacı ile iş bu davaya konu …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasına yönelik karşılıklı anlaşmaya varılarak protokol imzalandığını, dilekçe ekinde sunmuş oldukları protokolden de anlaşılacağı üzere protokolde davacının imzasının bulunduğunu, davacı iş bu protokole konu senede ve 10.000,00 TL ‘ lik ödemeye yönelik taraflarına borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit ve istirdat davası ikame etmiş olup iş bu dava …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Es.sayılı dosyasından reddedildiğini, davacı ihtirazi kayıt ileri sürmeden parayı ödemiş olup dava açma hakkının bulunmadığını, açıklanan nedenlerle davanın ve davacının tüm taleplerinin reddine, lehlerine tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava haciz baskısı altında ödendiği iddia edilen paranın icra dosyası alacaklısından tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce 24/11/2020 tarih … sayılı karar ile ;
“…İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından dava dışı borçlu … Gıda … Ltd. Şti. hakkında yapılan icra takibinde 09.03.2017 tarihinde … mah … sok 5/1 … adresinde haciz yapıldığı davacı şirket yetkilisi tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu, alacaklı vekili tarafından istihkak iddiasının kabul edilmediği, davacı tarafından istihkak iddiası ile açılan dava da mahkemece davanın reddine karar verildi, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. HD’nin 25.12.2018 tarih 2018/2177 E-2018/3119 K sayılı kararı ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davacı yanın istihkak iddiasının kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Ödeme yapan 3. Kişi şirketin alacağını eski temsilcisi olan davacı yana temlik etmiştir.
Somut olayda davacı, davasını dayandırdığı hukuki temeli açıkça belirtmiş değildir. Somut olay tüm özellikleri birlikte değerlendirildiğinde , davanın niteliği itibariyle İİK.’nın 72. maddesinde tarif edilen istirdat davasından farklı olup, davacı yanın isteği ile temlik eden şirketin istihkak iddiası kesinleşene kadar haciz yapılacağı endişesi ile üçüncü kişinin toplam 33.189,89 TL borcunu ödemek zorunda kaldığını, beyan etmiş, davalı ise davacının borcu haciz baskısı ile değil imzalanan protokol nedeni ile ödeme yapıldığını beyan etmiş, imzalanan protokol suretini cevap dilekçesine eklemiştir. Sunulan tarihsiz protokol incelendiğinde davacı ile davalı arasında protokol başlığı ile düzenlenen belgeye göre dava dışı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında ki borcuna mahsuben 29.874,00 TL bedelli 01.06.2017 vade ve 03.05.3017 düzenleme tarihli senedin verildiği , senedin ödenmesi halinde dosya borcunun ödenmiş kabul edileceğinin imza altına alındığı anlaşılmıştır. Tarihsiz protokolün atıf yaptığı senedin düzenleme tarihi olarak 03.05.2017 tarihinin yazılı olduğu göz önüne alındığında protokolün en erken bu tarihte düzenlendiğinin kabulü gerekmiştir. Dava dilekçesinde ödendiği beyan edilen 13.06.2018 tarihli 20.000 TL, 13.06.3018 tarihli 9.813,00 TL ve 22.06.2018 tarihli 3.376,89 TL’ye düzenlenen protokolde atıf yapılmadığı ayrıca davacı tarafından 11.11.2017 tarihinde ” floortıme borca mahsuben ” açıklaması ile 10.000,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Temlik eden şirket iş yerinde haciz işleminin 09.03.2017 tarihinde yapıldığı, davacının dava dilekçesinde bahsettiği ödemelerin ise 2018 yılı haziran ayı içerisinde olduğu, bir kimsenin haciz baskısı altında ödeme yapması hayatın olağan akışını uygun olsa da davacı yanın ödemelerinin haciz işleminden yaklaşık 15 ay sonrasına isabet edip, banka hesabına havale yapmak suretiyle ödeme yaptığı, davacının bu havale işlemi sırasında sadece 3.371,64 TL ödeme yönünden ” borçlu … … Hiz. Ltd.şti 2018/20910 e icra dosyasına her türlü dava ihtirazi kayıt ve başvuru hakkım saklı kalmak üzere ” kaydının düşüldüğü dekontta alıcının 31. İcra dairesi olduğunun yazılı olduğu bu ödemenin kimin borcuna istinaden yapıldığının anlaşılamadığı, davacı tarafından görülen istihkak davasının kesinleşmesinin beklenmediği dikkate alındığında yapılan ödemelerin 3.kişinin borcunu ödeme kapsamında olup, davacı ödediği miktarı borcunu ödediği dava dışı … Gıda ve Restaurant İşletmeleri Ltd. Şti’den talep edebilecektir…”gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 12/04/2022 tarih 2021/1131 esas 2022/1087 karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının;
“…HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , dava dışı şirketçe haciz baskısı altında ödendiği iddia edilen ve davacıya temlik edilen paranın icra dosyası alacaklısından tahsili istemine ilişkindir
Görev yönünden inceleme ;
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davada alacağın temliki iddiasına dayanılmaktadır.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra açılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı madde gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki (6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak) iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce resen dikkate alınması gerekmektedir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı şirketin tacir olduğu açık ise de, davacı gerçek kişinin “tacir” sıfatını taşıyıp taşımadığı belli değildir. Sistem sorgulamasında davacının vergi kaydı bulunmadığı görümüştür. Davacının, alacağı temlik eden şirketin eski yöneticisi olduğu dosyada beyan edilmiştir. Dosyada davacının tacir olup olmadığına ilişkin bilgi ve belge bulunmamaktadır.Bu sebeple, mahkemece davada görevli olup olmadığının usulünce araştırılması, Ticaret Odasından tacir kaydı bulunup bulunmadığı,kaydı varsa hangi iş kolu ile ilgili olduğu,buna göre davanın ticari dava niteliğinde olup olmadığı ve davada mahkemenin görevli olup olmadığının tesbiti ile, mahkeme görevli olduğu takdirde yargılamaya devam edilmesi, aksi takdirde Asliye Hukuk görevli olduğundan görevsizlik-dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken,bu hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile esasa girilerek karar verilmesi hukuka ve usule aykırı görülmüştür.
Kabule göre de ;
Dava haciz baskısı altında ödendiği iddia edilen paranın icra dosyası alacaklısından tahsili istemine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalı tarafından dava dışı borçlu … Gıda … Ltd. Şti. hakkında yapılan icra takibinde 09.03.2017 tarihinde … mah … sok 5/1 … adresinde haciz yapıldığı, haciz uygulanan üçüncü şahıs … … Hiz. Dış Tic. Ltd.Şti şirket yetkilisi tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu, alacaklı vekili tarafından istihkak iddiasının kabul edilmediği, davacı tarafından istihkak iddiası ile açılan davada mahkemece davanın reddine karar verildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. HD’nin 25.12.2018 tarih 2018/2177 E-2018/3119 K sayılı kararı ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davacı yanın istihkak iddiasının kabulüne, hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf, davacının temlik aldığı alacakla ilgili olarak, haciz baskısı ile değil imzalanan protokol nedeni ile ödeme yapıldığını beyan etmiş, imzalanan protokol suretini ibraz etmiştir. Sunulan tarihsiz ; dava dışı … Ltd.ile ile davalı Çetur arasında “Protokol” başlığı ile düzenlenen belgeye göre, …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasındaki borçlu … şirketinin dosya borcu hakkında tarafların anlaştığı, borca mahsuben 29.874,00 TL bedelli 01.06.2017 vade ve 03.05.3017 düzenleme tarihli ,borçluları davacı ile … şirketi olan senedin verildiği , senedin ödenmesi halinde dosya borcunun ödenmiş kabul edileceğinin imza altına alındığı anlaşılmıştır. Tarihsiz protokolün atıf yaptığı senedin düzenleme tarihi olarak 03.05.2017 tarihinin yazılı olduğu göz önüne alındığında, mahkemece protokolün en erken bu tarihte düzenlendiğinin kabul edilmiştir. Dava dilekçesinde ödendiği beyan edilen 13.06.2018 tarihli 20.000 TL, 13.06.3018 tarihli 9.813,00 TL ve 22.06.2018 tarihli 3.376,89 TL’ye düzenlenen protokolde atıf yapılmadığı, ayrıca davacı tarafından 11.11.2017 tarihinde ” floortıme borca mahsuben ” açıklaması ile 10.000,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.Davalı taraf bu ödemenin 6.000,-TL sini … şirketinin … sayılı dosya borcuna sayılarak bu dosyanın infaz edildiğini,4000,-TL lik kısmının ise aynı borçlu şirketin … sayılı dosya borcuna sayıldığı bildirilmiştir.Bu dosya borcuna mahsuben ayrıca senet verildiği beyan edilmiştir.
Dava dışı … … Hiz. Dış Tic. Ltd.Şti ile davacı arasında yapılan 01/03/2019 tarihli ” Temlikname” uyarınca ; …. İcra Hukuk mahkemesinin kararının , İstanbul B.A.M. 21. Hukuk Dairesi’nin 2018/2177 E. – 2018/3119K. sayılı kararı ile kaldırıldığı, kaldırılan ilam sebebi ile ödenen tutarların,teslim alınmış ancak ödenmemiş olan senedin ve maddi manevi tazminat alacaklarının eski temsilcisi olan davacıya temlik etmiştir.
Alacağın temliki sözleşmesi, protokolden sonraki tarihte yapılmıştır. Protokol uyarınca ,dava dışı şirkete …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasındaki borcuna mahsuben 29.874,00 TL bedelli 01.06.2017 vade ve 03.05.3017 düzenleme tarihli senedin verildiği , senedin ödenmesi halinde dosya borcunun ödenmiş kabul edileceğinin imza altına alındığı anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde ödendiği beyan edilen 13.06.2018 tarihli 20.000 TL, 13.06.3018 tarihli 9.813,00 TL ve 22.06.2018 tarihli 3.376,89 TL’ye düzenlenen protokolde atıf yapılmadığı, ayrıca davacı tarafından 11.11.2017 tarihinde ” floortıme borca mahsuben ” açıklaması ile 10.000,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Davacının havale işlemleri sırasında sadece 3.371,64 TL ödeme yönünden ” borçlu … … Hiz. Ltd.şti 2018/20910 e icra dosyasına her türlü dava ihtirazi kayıt ve başvuru hakkım saklı kalmak üzere ” kaydının düşüldüğü dekontta alıcının 31. İcra dairesi olduğunun yazılı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça cevap dilekçesinde ; davacı iş bu protokole konu senede ve 10.000,00 TL ‘ lik ödemeye yönelik taraflarına borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit ve istirdat davası ikame etmiş olup iş bu dava …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Es.sayılı dosyasından reddedildiğini bildirimiştir.
Dosya içerisinde icra takip dosyaları bulunmamaktadır.(Uyap sureti aynı mahkemenin başka dosyası içine gönderilmiş olup,bu dosyadaki icra dosyası uyap suretinin taraflarla ilgisi yoktur) Ayrıca …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Es.sayılı dosyası celp edilmemiş ve incelenmemiş,bu dava ile igili tesbit edilmemiştir.Açıklanan eksikliklerin giderilmesi gerektiği de değerlendirilmiştir…” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yukarıda gerekçesi anılan BAM kararı gereği davacının tacir kaydının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise hangi iş kolunda olduğu … Ticaret Sicil Müdürlüğünden sorulmuş, … Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 20/05/2022 tarihli müzekkere ile davacının tacir kaydı olmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK’nın 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” denilmiştir. Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup bu maddeye göre: her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın kanunda sayılan hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava olarak kabul edilecektir. Yani bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede açıkça sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Somut uyuşmazlıkta, davalı yanın tacir olduğu ancak davacının tacir olmadığı, elde ki davanın da kanunda sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı anlaşılmış mahkememizin görevsizliğine Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna dair aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)Görevli mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-)Karar kesinleştikten sonra HMK.nın 20.maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına mahkememizce karar verilmesine,
4- )Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/07/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır