Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/283 E. 2023/896 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/283 Esas
KARAR NO :2023/896

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:21/03/2012
KARAR TARİHİ:30/11/2023

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının … bünyesinde varolan bagaj taşıma sisteminin modifikasyonu işinin yapılması hususunda 06/04/2011 tarihli bir sözleşme yaptıklarını, müvekkilinin 06/04/2011 tarihli sözleşmeye uygun olarak proje etüd çalışmalarını sözleşmenin “VIII Planlama-Gecikme Cezaları” başlıklı maddesinde belirlenen plana göre yaptığını, yine plana göre 02/05/2011 tarihinde hatların üretimine geçildiğini, müvekkilinin üretime başladıktan sonra davalının projenin değiştirilmesini istediğini, sözleşmede işin havadan yapılmasının kararlaştırıldığını ve projede buna göre hazırlanmış olmasına rağmen hatların yerden yapılmasını ve buna göre tekrar proje yapılmasını istediklerini, tarafların bu hususta bir toplantı yaptıklarını ve toplantıda belirlenen hususların davalı tarafından müvekkiline mail olarak gönderildiğini, müvekkilinin davalının talebi ile tekrar çalışmaya başladığını, bunun üzerine yapılacak çalışmada ilave etüd ve proje bedellerinin olacağı, kullanılacak malzeme miktarının artacağının davalıya bildirildiğini, bu çalışmanın müvekkili tarafından yapıldığını ve 27/05/2011 tarihinde yeni tasarımın davalıya gönderildiğini, müvekkilinin çalışmasından sonra davalının 31/05/2011 tarihinde müvekkiline mail göndererek sözleşmeye istinaden yapması gereken ödemeyi serbest bırakacaklarını bildirdiğini, davalının bu mailde de belirttiği gibi 06/06/2011 tarihinde 61.316 Euro ödemeyi müvekkiline yaptığını, bu aşamadan sonra 06/06/2011 ve 22/06/2011 tarihleri arasında davalının projede küçük değişiklikler istediğini, davalının her isteğinin müvekkili tarafça yerine getirildiğini, davalının isteklerine göre yapılan proje değişikliklerinin davalı tarafından kabul edilmesinin ve müvekkili tarafça projenin son haline ilişkin fiyat teklifinin davalıya sunulduğunu, fiyat için görüşmeler yapıldığını, görüşmeler sonrasında davalının 270.000 Euro ödeme yapma talebinin müvekkili tarafça kabul gördüğünü ve tarafların biraraya gelerek ek bir sözleşme yaptıklarını, bu yapılan ek sözleşmeye istinaden müvekkilinin çalışmalarını sürdüğünü, ancak davalının sözleşmenin imzalanmasından kısa bir süre sonra tavrını değiştirdiğini ve sürekli olarak bahaneler üreterek işin devamını engellemeye çalıştığını, sonrasında da 26/10/2011 tarihinde müvekkiline mail göndererek sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, davalının sözleşmeyi feshettikten sonra müvekkilinin kendisine vermiş olduğu teminat mektubunu da haksız ve kötüniyetli olarak paraya çevirdiğini ileri sürerek davalının haksız ve kötüniyetli olarak 27.000 Euro bedelli teminat mektubunu paraya çevirmesi üzerine metubun paraya çevrildiği 16/11/2011 tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek avans faizi ile birlikte 27.000 Euro’nun davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, sözleşmeden kaynaklanan 67.182,96 Euro bakiye iş bedelinin 25/10/2011 fesih tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, sözleşmenin feshi nedeni ile müvekkilinin elinde projeye göre işlenmiş ve kullanma imkanı da kalmadığı için hurdaya dönmüş malzemelerin bedeli olan 30.000 TL’nin ve 24.819 Euro kar kaybının dava tarihinden itiaren değişen oranlarda işletilecek avans fazi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 06/04/2011 tarihinde … Havalimanına bagaj taşıma sisteminin yapımı ile ilgili olarak sözleşme akdedildiğini, akabinde müvekkilinin projede tedbir amaçlı bazı zorunlu değişiklikler talep ettiğini ve bu taleplerini içerir 06/09/2011 tarihli ek sözleşme düzenlenip imzalandığını, ancak davacı tarafın imzalanan sözleşme hükümlerini açıkça ihlal ettiğini ve müvekkilinin tüm uyarı ve şikayetlerini içeren bildirimlerine kayıtsız kaldığını, sözleşmenin ilgili bendinde müşterinin onayı için genel etütlerin tamamlanma tarihinin 23/06/2011 olarak belirlendiği, müşteri olan …’ın onayına sunulması gereken etüt kavramı, proje öncesi yapılan hazırlık çalışması, araştırmalar, ana plan ve projenin tasarım, hesaplamaların ve çizimlerin hazırlanması gibi işlemlerden oluşmakta olduğunu, ancak davacı tarafın kendisine gönderilen 07/10/2011 tarihli ilk mektubunda dahi söz konusu işlemleri gerçekleştirmediğini, müvekkilinin tespit ettiği eksik ve hataları içeren 07/10/2011 tarihli mektubu davacıya gönderdiğini, ancak belirtilen eksikler ve gecikmeler giderilmeyince 13/10/2011 tarihinde ve 19/10/2011 tarihinde elektronik posta gönderilerek şikayetlerini yenilediğini, davacının bu uyarılara kayıtsız kaldığını, bunun üzerine müvekkilinin 25/10/2011 tarihinde sözleşmeyi feshettiğine ilişkin iradesini gerek e-mail gerekse de iadeli taahhütlü mektupla davacıya gönderdiğini, taraflar arasındaki sözleşmeye göre 7 ve 8.hatların yükselmesi işlerinin en geç 07/10/2011 tarihinde tamamlanmış olması gerektiği ve hatların o tarih itibari ile işleyişi dikkate alındığında sözleşmeye uygun sürede bitirilmesinin hayatın olağan akışına göre mümkün olmadığını, bu nedenle 7 ve 8.hatların yükseltilmesi işlemlerinin 07/10/2011 tarihinde teslim edilmesi gerekirken müvekkili şirket tarafından 19/10/2011 tarihli elektronik postada davacının işlemleri yapması için talepte bulunmak zorunda kalındığını, yine sözleşmede müşteri onayı için gelen ekiplerin 23/06/2011 tarihinde tamamlanması gerektiğinin kararlaştırılmış olmasına karşın, davacı şirketçe hesaplar ve çizimlerinin fesih tarihi olan 25/10/2011 tarihinde dahi müvekkilinin onayına sunulmadığını, müvekkili tarafça fesih iradesinin haklılığının ispatı açısından 02/11/2011 tarihli resimli noter tespit tutanağı düzenlediğini, işbu tespit tutanağına göre davacı yan tarafından anılan tarihte müvekkiline bitirilip teslim edilmesi gereken 7.ve 8.hatların çelik kontrüksiyon işlerinin eksik ve hatalı olduğunu, taraflar arasında 06/04/2011 ve 06/09/2012 tarihli sözleşme hükümlerine açıkça aykırı olduğunun tespit edildiğini, yine müvekkilinin talebi üzerine dava dışı Uluslararası Bağımsız Denetim Kuruluşunca davacının yapmış olduğu işlerdeki mevcut sözleşmeye aykırılıkları belgeleyen 11/11/2011 tarihli denetim raporunun tanzim edildiğini, yine davacının sözleşme uyarınca müvekkiline verdiği ve süresi temdit edilen teminat mektubunun avans teminat mektubu niteliğinde bulunduğu ve müvekkilinin iş yapılmadan önce davacıya verdiği avansların karşılığı olduğunu, teminat mektubunda belirtildiği üzere bu mektubun müvekkilinin avans adı altında davacıya ödemiş olduğu miktarların kendisine iade edileceğinin teminatını teşkil ettiğini, davacıya yaptığı işlerin bedeli olarak 81.755 Euro ödendiğine göre zaten geri vermekle yükümlü olduğu avanslar için düzenlenen teminat mektubunun müvekkili tarafından paraya çevrilmesinin yerinde olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş; müvekkili tarafından davacıya avans olarak ödenen 81.755 Euro’nun davacının ifasını hiç ve gereği gibi yapmamasından dolayı 3.şirkete ödenen 25.000 TL’nin ve sözleşmelerde bahsi geçen 2.000 Euro olan toplam 6.000 Euro tutarındaki gecikme cezasının hükmedilecek tutardan mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 18/11/2021 tarih ve 2018/1146 Esas, 2021/903 Karar sayılı kararla davanın reddine karar verilmiş; verilen karar davacı tarafça istinaf edilmiştir.
İstanbul BAM 15. Hukuk Dairesinin 29/03/2022 tarih ve 2022/379 Esas, 2022/630 Karar sayılı kararıyla; “Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı yüklenicidir.
Davada davacı taşeron tarafından bakiye iş bedeli, kâr kaybı, hurda malzeme bedeli ve irad kaydedilen teminat bedelinin tahsili talep edilmiş; davalı taraf davanın reddine, aksi halde taşerona yapılan avans ödemesi ile davacının eksik ve ayıplı yaptığı işlerin dava dışı taşeronlarca düzeltilmesi için harcanan fatura bedellerinin ve işin gecikmesi sebebiyle gecikme cezasının mahsubuna karar verilmesini istemiş; mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamında göre davacı tarafından bir kısım işlerin yapıldığı tespit edilmiş, ayrıca davalı tarafça davacının verdiği 27.000 Euro teminatın irad kaydedildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, davacının işi süresinde bitirmediği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki 06.09.2011 tarihli sözleşmenin 5. Maddesinde gecikmenin 4 haftaya ulaşması halinde davalı yükleniciye ya kalan işlerin masrafları taşeronca karşılanmak üzere üçüncü firmalara yaptırılması ya da formalitesiz olarak sözleşmeyi iptal etme hakkı tanınmıştır. Davalı yüklenici sözleşme süresinin sona ermesinden itibaren 4 hafta geçmeden sözleşmeyi fesih etmiş ise de aldırılan bilirkişi raporuna göre kalan süre içinde işlerin tamamlanmayacağı belirlendiğinden, mahkemece davalının sözleşmeyi haklı olarak fesih ettiğinin kabulü yerinde olmuştur.
24/12/2016 tarihli bilirkişi ek raporunda, davacı tarafından sözleşme kapsamında yapılan işler bedeli TL’ye çevrilmek suretiyle 238.925,00 TL olarak belirlenmiştir. Ancak davada bakiye iş bedelinin Euro cinsinden belirlenmesi ve taraflarca ödendiği kabul edilen 81.755 Euro avans ödemesinin bu bedelden düşülerek davacının talep edebileceği bakiye iş bedelinin belirlenmesi gerekeceğinden, hesaplamada bu hususun dikkate alınmaması yerinde olmamıştır.
Öte yandan, davalı tarafça, davacının eksik bıraktığı bir kısım işleri dava dışı… ve… firmalarına tamamlattırıldığı ileri sürüldüğünden, söz konusu eksik ve ayıplı işlerin ne olduğu bilirkişi tarafından belirlenerek 238.925,00 TL iş bedeli içerisinde bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişiden görüş alınıp eğer 238.925,00 iş bedeli içinde ise üçüncü kişiye yaptırıldığı ispatlanabilen eksik ve ayıplı işler belirlenip bu iş bedelinden mahsubu gerekmektedir.
Yine, sözleşmede teminat mektubunun fesih halinde irad kaydedileceği ve iş bedelinden düşülmeyeceğine yönelik bir hüküm bulunmadığından, irad kaydedilen teminat mektubu bedeline taşeronun talep edebileceği iş bedeli eklenmek suretiyle hüküm kurulması gerekir.
Davalı gecikme nedeniyle 6.000 Euro gecikme cezasının mahsubunu talep etmiş ise de sözleşmenin feshi anında cezai şart isteme hakkını açıkça saklı tutmadıklarından ceza şart talep edemiyecektir.
Mahkemece yukarıda belirtilen tüm bu hususlar hakkında bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. ” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmıştır.
BAM kararının gereklerini yerine getirilmesi amacıyla 04/08/2021 tarihli raporu veren bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilmiş, bu yönden düzenlenen 23/05/2023 tarihli bilirkişi kurulu raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu ek raporunda özetle; davacının yaptığı imalat bedelinin yaklaşık olarak 238.925,00 TL olarak hesaplandığı, taraflar arasındaki sözleşmenin fesih tarihi itibariyle davacının yaptığı imalatların bedelinin 115.692,68 EURO olduğu, dava dış… ve … firmalarına tamamlattırıldığı ileri sürülen eksik ve ayıplı işlerin bu bedelin içinde olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu 23/05/2023 tarihli ek raporu yukarıda özetlenen hususlar yönünden gerekçeli, denetlenebilir, İstanbul BAM kararı gereklerini yerine getirecek yeterlilikte, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, rapora yönelik bir kısım itirazlar mahkememizce değerlendirilebilecek nitelikte görüldüğünden itirazlar yerinde görülmeyerek, ek rapor mahkememizce benimsenmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, BAM kararı sonrası alınan 25/03/2023 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu, toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; mahkememizce verilen 18/11/2021 tarihli gerekli kararda dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı ve İstanbul BAM kararında değinildiği üzere, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafça haklı nedenle feshedildiği;
İstanbul BAM kararında vurgulandığı üzere, 23/05/2023 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda açıklandığı üzere, davacının yaptığı imalatların bedelinin taraflar arasındaki sözleşmenin fesih tarihi itibariyle 115.692,68 Euro olduğu, dava dışı…ve…firmalarına tamamlattırıldığı ileri sürülen eksik ve ayıplı işlerin 115.692,68 Euro (238.925,00 TL) iş bedelinin içerisinde bulunmadığı, yine BAM kararında vurgulandığı üzere, taraflar arasındaki sözleşmede teminat mektubunun fesih halinde irad kaydedileceği ve iş bedelinden düşülmeyeceğine yönelik bir hüküm bulunmadığı; bu durumda davacı tarafça yapılan imalat bedeli 115.692,68 Euro’dan, davalı tarafça yapılan 81.755 Euro avans ödemesinin düşümü sonrasında davacının davalıdan 33.937,68 Euro bakiye iş bedeli alacağının ve nakde çevrilen teminat mektubu yönünden 27.000 Euro olmak üzere toplam 60.937,68 Euro alacaklı olduğu, dava tarihinden önce davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin belge sunulmadığı; sözleşmenin davalı tarafça haklı nedenle feshi nedeniyle davacı tarafça uğranıldığı ileri sürülen kar kaybı ve hurdaya dönmüş malzeme bedeli zararlarını talep hakkı bulunmadığı anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı taraf takas mahsup talebinde bulunmuş ise de; dava dışı 3.kişilere tamamlatıldığı ileri sürülen eksik ve ayıplı işlerin davacı tarafça yapılan imalatların içinde bulunmadığı; BAM kararında vurgulandığı üzere, sözleşmenin feshi anında cezai şart isteme hakkı açıkça saklı tutulmadığından davalı tarafça cezai şart talep edilemeyeceği kanaatine varıldığından davalı tarafın takas mahsup istemi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-33.937,68 Euro bakiye iş bedeli ve 27.000,00 Euro nakde çevrilen teminat mektubu miktarı olmak üzere toplam 60.937,68 Euro’nun dava tarihi olan 21/03/2012 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a.maddesi gereğince uygulanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin istemlerinin reddine,
3-Alınması gerekli 9.995,78-TL karar ve ilam harcından 4.644,50-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 5.351,28-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç 4.644,50 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 23.412,74 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 27.108,76 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 21,15 TL başvuru harcı, 3,30 TL vekalet harcı, 10.500 TL bilirkişi ücreti ve 776,30 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 11.300,75 TL’nin kabul ve red oranına göre 5.237,00 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafça yapılan 120 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 64,40 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.30/11/2023

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı