Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/280 E. 2023/227 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/280 Esas
KARAR NO :2023/227

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/04/2022
KARAR TARİHİ:23/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı arasında mevcut olan 01.01.2019 başlangıç tarihli Tedarikçi Sözleşmesi uyarınca alım satım ilişkisi mevcut olup, taraflar arasında süregelen bu ticari ilişki sebebiyle müvekkil şirket üzerine düşen tüm yükümlülükler sözleşmede belirlenen zamanlarda ve eksiksiz olarak yerine getirilmiş ise de davalı tarafça işbu ticari ilişki kapsamında doğan 7.963,46 TL’lik borcun ödenmediğini, tarafların ticari defterlerinde de yer alan bu alacak kayıtları her iki şirket kayıtlarıyla da sabit bulunmakta olduğunu, ticari defterler, tacirler arasındaki hukuki ihtilaflarda en önemli delil ve ispat aracı olduğunu, bu kapsamda mahkeme tarafından bilirkişiler marifetiyle taraflara ait ticari defterler üzerinde yapılacak incelemeyle sübuta ereceği üzere, davalı borçlunun müvekkil şirkete takip tarihi itibariyle 7.963,46 TL tutarında ana para borcu bulunmakta olduğunu, davaya ve icra takibine konu borcun davalı borçlu şirkete ihtarda bulunulmasına rağmen borcun ödenmesi hususunda herhangi bir gelişme olmadığını, bu nedenle de işbu alacaklarının tahsiline yönelik olarak davalı borçlu şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ilgili icra takip dosyasından borçlu şirkete tebliğ edilen ödeme emri üzerine ise davalı borçlu şirket tarafından haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz edildiğini ve bu kapsamda takibin durduğunu, hal böyle iken de haksız, mesnetsiz ve kötü niyetle yapılan itirazın bertaraf edilmesi için işbu huzurdaki itirazın iptali davasını açma zarureti hasıl olduğunu, davalı, söz konusu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmiş ve takibin haksız olarak durdurulmasına sebebiyet verdiğini, davalının borçlu olmadığına ilişkin vaki itirazları yerinde olmadığından huzurdaki davayı açmadan önce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, başvuru İstanbul Arabuluculuk Bürosuna yapılmış olup, arabuluculuk başvuru numarası … olduğunu, arabuluculuk sürecinin anlaşamama şeklinde sonuçlanması ile müvekkil şirket dava açma hakkı doğduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın kabulüne, davalının …. İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, takibin, aynı şartlar altında, ödeme emrinde belirtilen faiz türü ve tutarlar üzerinden devamına, davalının itirazı, likit alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olarak tamamen kötüniyetli yapılmış olmakla, alacağın %20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı tarafa, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturaya konu alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
2004 sayılı İİK ‘nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine … . İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyası ile ” Fatura Alacağı 7.963,45 TL ” açıklaması ile 7.963,49 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı ödeme emrinin 26/10/2021 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 21/10/2021 tarihinde sunulan dilekçe ile yasal süre içerisinde takibe itiraz edildiği, takibin durduğu, itirazın alacaklıya tebliğ edilmeksizin 22/04/2022 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda davacı alacağını faturaya dayandırmaktadır.
Mahkememizce iddia edilen alacağın varlığının tespiti için taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı tarafından ticari defterleri bilirkişi incelemesi için ibraz edilmiş, ancak davalı tarafından ticari defter ve kayıtları mahkememizce yapılan ve davalıya 11/12/2022 tarihinde tebliğ edilen ihtarlı tebligata rağmen ibraz edilmemiştir.
6100 sayılı HMK’nun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesinin 3. fıkrasında ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.)…” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davalı yan tüzel kişi tacir olarak ticari defter tutmakla yükümlü olmasına rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçınmıştır.
Davacı yanın ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı incelenerek düzenlenen 03/03/2023 UYAP tarihli bilirkişi raporu ile davacının incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 7.963,46 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, tüm dosya kapasımıc, davalı yanın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması, HMK’nun ticari defterlerin ibrazına dair 222/3 maddesi ile 03/03/2023 tarihli bilirkişi raporu dikkate alınarak davacı yanın davalıdan 7.963,46 TL alacaklı olduğu anlaşılmış, bu nedenle davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın iptaline takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli 2019/4054 esas ve 2019/7699 karar sayılı kararında belirtildiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacının talebinin faturaya dayalı olduğu ve alacağın likit olduğu anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı tarafından …. İcra Dairesinin …sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20 ‘ si oranında hesaplanan 1.592,69 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 543,98 TL karar ve ilam harcının 136,00-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 407,98 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından ödenen 136,00 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine.
5-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile ödenen 80,70 TL başvuru harcı ile 1.601,00 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.681,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 7.963,45 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır