Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/28 E. 2022/489 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/28 Esas
KARAR NO:2022/489

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:31/05/2021
KARAR TARİHİ:18/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı olan müvekkiline ait … plakalı araç ile dava dışı … plakalı aracın 01/12/2019 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, müvekkiline ait aracın hasar tespit işleminin yapılarak bağımsız eksperden rapor alındığını, … plakalı aracın hasar onarım masrafının toplamda 73.020,61-TL. olarak tespit edildiğini, müvekkili adına davalı sigorta şirketinden tespit edilen zararının tamamına yönelik olarak talepte bulunmak adına Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruda bulunulduğunu, ancak Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından uyuşmazlığın davalı sigorta şirketinin muvafakat etmemesi sonucunda 4 (dört) aylık sürede sonlandırılamadığı gerekçesiyle yargılamanın yetkili ve görevli mahkemede görülmesi gerektiğinin belirtilerek talebin görev yönünden reddedildiğini, bu sebeple genel mahkemelerde dava açma zorunluluğunun doğduğunu, taraflarınca TTK.’nun 5/A maddesi uyarınca dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak davalı karşı yanla anlaşma sağlanamadığını belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; müvekkiline ait ve davalı şirket nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı araçta oluşan zarar sebebiyle hasar bedelinden dolayı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 11.350,00-TL. hasar bedeli ile 885,00-TL. ekspertiz ücreti toplamı 12.235,00-TL. maddi tazminatın, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, hasar danışmanlık şirketleri tarafından dava takibi yapılmasının 20/07/2020 tarihi itibari ile yasaklandığını, bu yasaklamanın kapsamının yalnızca alacağın temlikini değil hasar şirketlerinin iş takibini de kapsadığını, nitekim dosya kapsamındaki vekaletnameden anlaşılacağı üzere … Ltd. Şti.’nin vekil tayin edildiğini, ilk başvurunun taraflarına danışmanlık şirketi vasıtası ile yapıldığını, bu nedenle yetkisiz temsil ile açıldığı sabit olan davanın reddi gerektiğini, aksi takdirde başvuran asile açılan davaya devam edip etmeyeceğinin sorulmasının elzem olduğunu, başvuran vekilinin aynı kaza ve aynı talebe ilişkin olarak Sigorta Tahkim Komisyonu’nun … Esas sayılı dosyasında dava açtığını, ancak açılan bu davanın yalnızca kazanın meydana geldiğinin ihbarı ve hasar fotoğrafları ile başvuru yapılması şeklinde olduğunu, bunun ise yasal başvurunun şartlarını taşımadığını, kasko sigortası genel ve özel şartları ile TTK.’nun 1146. vd. maddeleri gereği sigorta şirketi tarafından talep edilen bilgi ve belgelerin ibrazı ile aracın ekspertizinin sigortacı tarafından yapılması hususları gerekli olduğundan ve ancak başvuran taraf somut olayda bu hususları yerine getirmediğinden talebin reddedildiğini, işbu davanın açılabilmesi için usule ilişkin eksikliklerin giderilmesi gerektiğini, aracın taraflarının denetimi olmaksızın onarıldığını, sigortalının hasar sonrası yükümlülüklerine aykırı davrandığını, kazanın öğrenilmesini takiben 5 (beş) işgünü içerisinde kazanın sigortacıya bildirilmesi gerektiği açıkça yazılmış olmasına rağmen, taraflarınca işbu kazanın başvuran vekilinin taraflarına göndermiş olduğu ihtarname ile öğrenildiğini, yine taraflarına kasko poliçesi özel şartlarında belirtilen kaza yeri fotoğraflarının, alkol durumunu gösterir belge vb. evrakların gönderilmediğini, aracın taraflarınca incelenmesinin de engellendiğini ve taraflarının denetimi olmaksızın aracın onarım gördüğünü, kasko poliçesinde çarpışma kazalarına ilişkin verilen teminatın aracın riziko tarihindeki rayiç değeri ile sınırlı olduğunu, davacıya ait araçta meydana geldiği iddia edilen hasar onarım tutarının fahiş olduğunu, hasar onarım bedeline ilişkin hesap yapılacak olması halinde, poliçede belirlenen klozların uygulanmasının ve sigortalının tarafından yükümlülüklerin yerine getirmemiş olmasının hesaplanacak tazminat miktarından indirim yapılmasını zorunlu kıldığını, yapılacak incelemeler sonucunda aracın onarım maliyetinin rayiç değere yaklaştığının veyahut geçtiğinin tespiti halinde aracın perte çıkarılması gerektiğini, ancak bu duruma ilişkin karar verilebilmesi için dahi aracın bizzat incelenmesi gerektiğinin açık olduğunu, nitekim aracın onarılmış olduğunun tespiti halinde, gerçek zararın onarım faturası ile sabit olacağını, bu nedenle ise onarım faturasının rayiç değere yaklaşıp yaklaşmadığının tespitinin gerektiğini, araç onarılmasına rağmen ekspertiz raporu düzenlettirildiğini, yerleşik Yargıtay kararları gereğince onarımı yapılan araçlar için fatura kesilmesi zorunlu kabul edildiğinden, davacı tarafından da aracın onarımı yapıldığından eğer KDV ödenmiş ise faturaların dosyasına sunulması gerektiğini, faturalar dosyasına sunulmadan onarım bedelinin KDV’sinden müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, henüz sigorta şirketine başvuru yapmadan ekspertiz raporu alan tarafın iyi niyetli olduğundan bahsedilemeyeceğini, TTK.’nun 1426. maddesinin gerekçesi göz önüne alındığında ekspertiz ücretinin müvekkilinden talep edilemeyeceğini, davacı dilekçesi içeriğinde ekspertiz raporu alındığı beyan edilmiş ise de netice ve talep kısmında ekspertiz ücreti talebinde bulunmadığını, taleple bağlılık ilkesi gereği mahkemece ekspertiz ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, ayrıca kaza tarihinden itibaren faize yönelik talebin de reddi gerektiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; kasko sigortası poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait … plakalı aracın 01/12/2019 tarihinde karıştığı kaza nedeniyle oluşan hasarın ve hasarın tespit edilmesi için yapılan ekspertiz bedelinin kasko poliçesi kapsamında tazmin edilmesi talep edildiği görülmektedir.
Dosyanın …. Tüketici Mahkemesi’nin 30/11/2021 tarihli, … sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize gönderildiği ve yukarıdaki esas numarasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf delil olarak; kaza fotoğrafları, 01/12/2019 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı, hasar ekspertiz raporu, makbuzu, ruhsatlar, poliçeler, arabuluculuk tutanakları, sigorta tahkim komisyonu, TRAMER kayıtları, tanık, bilirkişi incelemesi, keşif, yemin ve her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; kaza tespit tutanağı, TRAMER kayıtları, yemin, tanık, bilirkişi incelemesi, hasar dosyası, karşı aracın kasko sigortacısı, ödeme dekontu ve her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davacıya ait araçta meydana gelen hasarın belirlenmesi teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle görevsizlik kararı öncesinde mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi kurulu tarafından dosyada mahkemeye sunulan 17/10/2021 tarihli raporda özetle; meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığını, kazanın önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğunu, dosya muhteviyatına sunulmuş olan bilgi, belge ve dokümanlar ile fotoğrafların incelenmesinde; söz konusu araçta kazanın oluş şekli ile doğru orantılı olarak yaklaşık KDV hariç ve işçilik dahil 38.415.60-TL. tutarında hasar oluştuğunu (KDV dahil 45.330,40-TL.), söz konusu kaza ile hasar durumunun uyumlu olduğunu, söz konusu aracın onarılması tercih edildiğinde kazalı aracın onarımının yetkili servis ve tamir atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olmakla birlikte yaklaşık 15 iş günü süreceğini, dava konusu aracın Gelirler Dairesi Başkanlığı tarafından kaza tarihi itibariyle tespit edilen Kasko Değerinin 120.379,00-TL. olduğunu, dava konusu aracın kaza tarihi itibariyle 2. el kazalı araç piyasa rayiç değerinin ise yaklaşık 105.000,00-TL. civarında olduğunu, bu nedenle aracın onarım maliyetinin piyasa rayiç değerinin %50’sini geçmemiş olması nedeni ile dava konusu aracın pert total olarak kabul edilemeyeceğini, davacı adına kayıtlı … plakalı 2018 model … tipi, sürücü dahil 10-17 koltuklu minibüs vasfındaki aracın 25/04/2019/2020 vadeli … numaralı “Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi” ile davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı olduğunu, davaya konu kaza ile ilgili olarak, Genişletilmiş Kasko Sigorta poliçesi ile teminat altında olan … plakalı araçta 01/12/2019 tarihinde sigorta genel şartları ve poliçede belirtilen özel şartlarla çelişmeyen bir maddi hasarın meydana geldiğini, hasar tespiti yönünde yapılan inceleme sonrasında araçta 32.215,60-TL.’lik değişen parça + 6.200,00-TL. işçilik olmak üzere toplam 38.415,60-TL. tutarında maddi hasarın olduğunu, %18 KDV dahil maddi zararın 45.330,40-TL. olduğunu, aracın kaza tarihindeki piyasa rayiç değeri ile karşılaştırıldığında ve mevcut hasar durumu göz önüne alındığında, aracın pert total hasar olarak değerlendirilemeyeceğini, aracın onarım yoluna gidilmesinin ekonomik olduğunu, bu bağlamda davacı sigortalının davalı sigorta şirketinden 01/12/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeni ile dava konusu … plakalı araçta meydana gelen 38.415,60-TL. + KDV = 45.330,40-TL.’yi talep edebileceğini, kasko sigortacısı davalı sigorta şirketine ihbar yapılıp, eksper talep edilmeden önce davacı tarafından alınan ekspertiz raporu için harcanan bedelin sigorta şirketinden talep edilemeyeceğini, 21/02/2020 tarihinde davalı sigorta şirketine yazılı başvurunun yapıldığı dikkate alındığında 07/04/2020 tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilebileceğinin takdir ve hukuki münakaşasının mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Hasar bedelinin belirlenmesi için alınan bilirkişi kurulu raporunun taraflar arasında düzenlenen kasko poliçesi hükümleri ve genel şartlar dikkate alınarak hasar dosyası, hasara uğrayan sigortalı aracın fotoğrafları, davacı tarafından alınan ekspertiz raporu içeriği, sigortalı aracın hasarlı parçaları incelenerek düzenlendiği, raporda hasara uğrayan parçaların kaza ile uyumu ve gerekli olduğu, takdir edilen parça değerleri yönünden de kadri marufunda bulunduğu görülmüştür. Sonuç olarak; dosyada görevsizlik kararı öncesinde alınan bilirkişi kurulu raporu mahkememizce incelenip denetlenmiştir. Raporun mevzuat hükümlerine uygun olarak tanzim edildiği, olayın ve hasarın özelliğine, dosyada toplanan delillere, hasar dosyası kapsamına uygun olduğu, ayrıca denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu saptanmıştır. Usul ekonomisi ilkesi gözetilerek yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına veya ek rapor alınmasına gerek duyulmamıştır. 09/03/2022 tarihli duruşmada; görevsizlik kararı öncesinde dosyada alınan bilirkişi kurulu raporuyla yetinilmesine karar verilmiştir. Davacı vekilince aynı celsede talep artırım dilekçesi sunmak için süre talep edilmiş ve mahkememizce davacı vekiline talep ettiği süre verilmiştir.
Davacı vekili talep artırım dilekçesi ile dava dilekçesinde 11.350,00-TL. olarak talep ettikleri hasar bedeli talebini bilirkişi raporu doğrultusunda 45.330,40-TL.’ye yükseltmiş ve gerekli tamamlama da harcını ikmal etmiştir.
Davalı vekili, davacı yanın talep artırım dilekçesine karşı sunduğu 04/04/2022 tarihli cevap dilekçesinde; davacı yanın davasını kısmi dava olarak açtığını, kısmi davada ise zamanaşımı süresinin yalnızca dava dilekçesinde talep edilen kısım yönünden (11.350,00-TL. için) kesilmiş olduğunu, davacı tarafın ıslahla talep ettiği kısmı artık talep edemeyeceğini, zira ıslahla talep edilen kısmın zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı taraf her ne kadar davanın kısmi dava olarak açılmış olduğunu, bu nedenle ıslah edilen kısmın zaman aşımına uğradığını iddia etmiş ise de; mahkememizce eldeki davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, davacı tarafın dosyada alınan bilirkişi raporu ile talep edebileceği alacak miktarı belirli hale geldikten sonra talep artırımında bulunduğu, dolayısıyla davalının zamanaşımına yönelik itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Şöyle ki; dava dilekçesinde, davanın “belirsiz alacak davası” olarak açıldığının açıkça belirtilmemesi, o davanın belirsiz alacak davası olarak açılmadığının kabulünü gerektirmez. Zira dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmı ile birlikte dava dilekçesinin tüm içeriği birlikte değerlendirilerek, davanın kısmi dava olarak mı yoksa belirsiz alacak davası olarak mı açıldığının tespit edilmesi gerekir.
Somut olayda davacı taraf dava dilekçesinin “talep sonucu” kısmında aynen; “…… plakalı araçta oluşan zarar sebebiyle hasar bedelinden dolayı fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 11.350,00-TL. Hasar Bedeli ve 885,00-TL. Ekspertiz Ücreti olmak üzere toplam 12.235,00-TL. tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline…” ifadesi kullanılmıştır. Dava dilekçesinin istem sonucu kısmında davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı açıkça belirtmemiş ise de, dava dilekçesinin açıklama kısmında, davalı sigorta şirketinin gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğu, hasar bedelinin likit alacak olmadığı ve yargılamayı gerektirdiği, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür. Açıklanan tüm bu nedenlerle eldeki davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığının kabulü gerekmiştir. Sonuç olarak; zarar miktarının belirlenmesi için yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yapılması gerekmiş olmakla, zamanaşımı süresi dolmadan açılan eldeki davada, arttırılan kısım için de zamanaşımı gerçekleşmemiştir.
Diğer taraftan davalı sigorta şirketi vekili tarafından her ne kadar danışmanlık şirketlerinin dava takip etmesinin yasaklandığı belirtilerek davanın reddi talep edilmiş ise de; dava konusu hasarın danışmanlık şirketine temlik edilmediği, huzurdaki davanın bizzat … plakalı aracın ruhsat sahibi … tarafından açıldığı anlaşıldığından, mahkememizce davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
Eldeki dava; kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak açılmış maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen Genel Şartlar’ın A/1 maddesine göre; gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararlar sigorta teminatı kapsamındadır.
6102 sayılı TTK.’nun 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumludur. Aynı yasanın 1409/2. maddesi hükmüne göre ise kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın davalı sigortacı tarafından kanıtlanması gerekir. Kasko sigortasında asıl olan sigortalının gerçek zararının karşılanmasıdır.
Dosyada görevsizlik kararı öncesinde alınan bilirkişi kurulu raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüş, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak mahkememizce kısmen benimsenmiştir.
İddia, savunma, dosyadaki bilgi – belgeler, trafik kayıtları, mahkememizce benimsenerek hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı … adına kayıtlı … plakalı, 2018 model … … marka, panelvan tipindeki aracın 25/04/2019-2020 vadeli Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile davalı şirket nezdinde sigortalı olduğu, davacıya ait … plakalı ticari minibüs ile dava dışı … plakalı aracın 01/12/2019 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıkları, Genişletilmiş Kasko Sigorta poliçesi ile teminat altında olan … plakalı araçta kasko sigortası genel şartları ve poliçede belirtilen özel şartlarla çelişmeyen 01/12/2019 tarihinde bir maddi hasar meydana geldiği, davacı sigortalı tarafından kasko poliçesi ile sigortalı aracında oluşan hasar bedelinin tahsiline yönelik olarak ve fazlaya dair haklarını saklı tutarak şimdilik kaydıyla 11.350,00-TL. hasar bedeli ve 885,00-TL. ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 12.235,00-TL. maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsili talebi ile eldeki davanın açıldığı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli 18/10/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre; dava konusu olayın kaza tespit tutanağına göre KTK kapsamında maddi hasarlı trafik kazası olduğu, meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, dosya muhteviyatına sunulmuş olan bilgi, belge ve dokümanlar ile fotoğrafların incelenmesinden … plakalı konusu araçta kazanın oluş şekli ile doğru orantılı olarak araçta 32.215,60-TL.’lik değişen parça, 6.200,00-TL. işçilik olmak üzere KDV hariç toplam 38.415,60-TL. tutarında maddi hasar oluştuğu, %18 KDV dahil maddi zararın ise 45.330,40-TL. olduğu, meydana gelen ile davacının kaskolu aracındaki hasarın uyumlu olduğu, söz konusu aracın onarılması tercih edildiğinde kazalı aracın onarımının yetkili servis ve tamir atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olmakla birlikte malzeme temin süresi ile birlikte yaklaşık 15 (onbeş) iş günü süreceği, dava konusu aracın Gelirler Dairesi Başkanlığı tarafından kaza tarihi itibariyle tespit edilen kasko değerinin 120.379,00-TL. olduğu, dava konusu aracın kaza tarihi itibariyle 2. el piyasa rayiç değerinin yaklaşık 105.000.00-TL. civarında olduğu, aracın onarım maliyetinin piyasa rayiç değerinin %50’sini geçmemiş olması nedeniyle dava konusu aracın pert – total olarak kabul edilemeyeceği, aracın onarımı yoluna gidilmesinin ekonomik olduğu, bu bağlamda davacı sigortalının davalı sigorta şirketinden 01/12/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeni ile aracında meydana gelen 38.415,60-TL. + %18 KDV = 45.330,40-TL. talepte bulunabileceği, kasko sigortası türünde sigorta ettirenin dolayısıyla davacının kaza sırasındaki kusurunun tazminat miktarını etkilemediği, davaya konu edilen kazanın ve meydana gelen hasarın Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A/1 maddesinde sayılan teminat kapsamında olduğu ve kazanın sözleşmedeki teminat süresi içinde meydana geldiği, davacının davayı açmakta hukuki yararının olduğu, talep artırım dilekçesi de gözetilerek davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, ayrıca davacıya ait dava konusu … plakalı minibüs ruhsatında ticari olarak kayıtlı olduğundan hükmolunan tazminat yönünden avans faizine hükmedilmesi gerektiği, dosya kapsamına göre davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt başlangıç tarihinin 07/04/2020 olduğu, öte yandan yargılama giderlerinden olduğu Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında de belirtilen ekspertiz ücretinin yargılama giderlerinden sayılması gerektiği hususu dikkate alınarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; 45.330,40-TL’nin temerrüt tarihi olan 07/04/2020 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesine,
2-885,00-TL ekspertiz ücretinin yargılama giderleri içerisinde hesaplanmasına,
3-Alınması gerekli 3.096,52-TL karar ve ilam harcından 580,31-TL peşin harcın mahsubu ile 2.516,21-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 2.946,31‬-TL. (580,31-TL tamamlama harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 885,00-TL ekspertiz ücreti, 272,50-TL tebligat, posta ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 6.692,95-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır