Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/260 E. 2022/1090 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/260 Esas
KARAR NO :2022/1090

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/09/2013
KARAR TARİHİ:06/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının … 1 otomobil yarışlarının Türkiye’de yapıldığı pist olan … ile ilgili bir ihaleyi İstanbul Ticaret Odasından kazandığını ve yüklenici olduğunu, davalının yüklendiği işin, davacı tarafından yaptırılması hususunda anlaşmaya varan tarafların, davalının işveren, davacının yüklenici olarak adlandırıldığı … … Boyasının Paspası ve Yeniden Boyanması İşi Sözleşmesini imzaladıklarını taraflar arasında gerçekleşen bu ticari ilişkide davacının sözleşmeyle kendisine yüklenen sorumlulukları kendi ekipmanı ve 3. Şahıs firmalar vasıtasıyla yerine getirdiğini hatta davalının talebi üzerine bir kısım yeri kumlama işlemine tabi tutarak boyadığını işi tamamen bitirdiğini, davacının gerek kendisinin yaptığı, gerekse 3. Şahıslara yaptırdığı iş bedellerini faturalandırdığını, davalının kumlama işine ilişkin 22/03/2013 tarihli 20.650.00 TL bedelli son fatura haricindeki diğer faturalara itiraz etmediğini ödeme alamayan müvekkilinin davalı hakkında …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını davalının kötü niyetli ve haksız itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline takibin devamına davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin adresinin Körfez olması sebebiyle Körfez Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının sözleşmeye aykırı ve zamanında iş teslim etmemekle dava konusu bedeli isteyemeyeceğini, müvekkilinin dava konusu edilen 22/03/2013 tarihli 20.650,00 TL bedelli faturaya itiraz ederek geri iade ettiğini, bu bedelin müvekkilinin cari hesabında bulunmadığını, bu nedenle bu fatura bedelinin istenemeyeceğini davacıya 14/09/2012 tarihinde 121.200,00 TL, 28/12/2012 tarihinde 70.000,00 TL, 07/12/2012 tarihinde 1.500,00 TL ödeme yapıldığını, işin başladığı dönemde 5.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacı tarafından temin edilmesi gereken 750,00 TL malzeme bedelinin de müvekkili tarafından karşılandığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava …. İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘ nun 67 maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Dairesinin … takip sayılı dosyası ile 10.05.2013 tarihinde 127.375,00 TL asıl alacak için ilamsız icra takibine başlandığı davalı tarafından 28.05.2013 tarihinde sunulan dilekçe ile takibe itiraz edildiği, itirazın davacı alacaklıya tebliğ edilmeksizin 03/09/2013 tarihinde elde ki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizden verilen 02/11/2021 tarihli kararın İstanbul BAM 15. Hukuk Dairesinin 17/03/2022 tarihli 2022/109 Esas 2022/538 Karar sayılı ilamı ile “…Taraflar arasında sözleşmenin varlığına ve iş bedeline yönelik bir ihtilaf bulunmamaktadır. Yanlar arasındaki ihtilaf; işin eksik yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kural olarak, eserin sözleşmeye uygun olarak tamamlanıp teslim edildiğini ispat yükü yüklenicidedir. TMK’nın 6. maddesinde düzenlenmiş olan genel ispat şuralından çıkarılan bu sonuç, Yargıtay ( Kapatılan ) 15. Hukuk Dairesi’nin bir çok kararında “kural olarak eser sözleşmelerinde eserin teslimini, sözleşmeye ve tekniğine uygun olup olmadığını kanıtlamak yükleniciye, eserin ayıplı olduğu iddiası ve bedelin ödendiğini ispatlama yükümlülüğü ise iş sahibine aittir” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan kanun maddesi ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda somut olayda; ispat yükü kapsamında yapılan incelemede; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ‘Geçici Kabul İşlemleri’ başlıklı 7. maddesi ile yine “Kesin Kabul ve Teminat Süresi’ başlıklı 9. maddesinde; davacı tarafından yapılan işin kabullerinin ancak; … firması uzmanı tarafından yerinde yapılan incelemelerde, işin iyi durumda olduğu ve yapılan işte bir imalat kusuru olmadığının tespiti sonrasında yapılacağı belirtilmiş, mahkemenin ilk kararına dayanak bilirkişi kurul raporunda, davacı yanca düzenlenen , 06/02/2013 tarihli KDV dahil 55,507,20 TL tutarlı 3 nolu hakediş bedelli faturanın davalının 2013 yılı Şubat ayı BA formunda, 10/09/2012 tarihli KDV dahil 165.200,00 TL tutarlı 1 nolu hakediş bedelli ve 20/10/2012 tarihli KDV dahil 78.717,80 TL tutarlı 2 nolu hakediş bedelli faturaların da davalının 2012 yılı BA formunda görüldügü belirtilmiştir.
Yanlar arasında imzalanan sözleşmenin ” Geçici Kabul İşlemleri” başlıklı 7.maddesinde; sözleşmenin imzalanmasını müteakip yüklenici tarafından derhal çalışmalara başlanacağı, taahhüdün bitirilmesiyle birlikte yüklenicinin bu durumu iş sahibine yazılı olarak bildireceği, iş sahibi tarafından bu bildiriminden itibaren 3 iş günü içinde kabul işlemlerinin başlatılacağı, iş sahibi tarafından görevlendirilecek 3 yetkilinin, … firmasının uzmanının da katılımı ile yüklenici tarafından yapılan işlerin sözleşmeye uygun olarak gerçekleştirilip gerçekleştirişilmediğini denetleyeceği, kabulün yapılabilmesi için yükleniciden kaynaklanan herhangi bir kusur, noksan yada hatanın bulunmaması, işlerin tüm istenenlere uyularak ikmal edilmiş olmasının şart olduğu, bu şartın gerçekleşmesi halinde bir kabul tutanağı düzenleneceği, bir eksiklik bulunması halinde de bunun tamamlanması için yükleniciye uygun bir süre verileceği düzenlenmiştir.
Nitekim sözleşmenin anılan maddesi gereğince, 3 adet faturada yazılı işlerin … firması uzmanı tarafından 19/02/2013 tarihinde dava konusu işin yapıldığı binada yerinde yapılan incelemeler neticesinde davacı tarafından yapılan işlerde uygunsuzluklar bulunduğunun tespit ve rapor edildiği, bu kapsamda … firmasının tespitleri doğrultusunda söz konusu 3 adet fatura konusu işin davacı yanca davalıya tesliminin gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla Dairemizin kaldırma kararında da belirtildiği üzere; gerek mahkeme kararında, gerekse hükme esas alınan bilirkişi kurul raporunda dava konusu olan 4 adet faturadan ilk 3 faturaya yönelik olarak davacı yanın alacağının bulunduğunun kabulü dosya kapsamına uygun olmuştur.
Bu aşamada Dairemizin kaldırma kararında da tespit edildiği üzere; dava konusu olan 4.faturada yazılı kumlama işinin davacı yanca yapılıp davalıya teslim edildiği yönündeki iddianın ispat yükü davacı yükleniciye aittir. Nitekim Dairemiz ile Yargıtay (Kapatılan) 15 HD’nin yerleşik içtihatlarında eser sözleşmesinde kural olarak yüklenicinin sözleşme ve yasaya uygun gerçekleştirdiği imalât miktarını, iş sahibinin ise yaptığı ödemeleri kanıtlamakla yükümlü olduğu vurgulanmıştır.
Bu kapsamda davacı yanca dosyaya sunulan delillerin değerlendirilmesi gerekmiş olup, davacı davalı taraf adına düzenlenen 22/03/2013 tarihli, … nolu, KDV dahil 20.650,00 TL tutarlı ” … … Yatış Pisti Ana TribünYürüyüş Yolları Kumlama ve Sarf Malzemeli İşçiliği” açıklamalı faturaya ve ticari defterlere dayanmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafın ticari defter kayıtlarında anılan fatura karşılığının kasa tahsilatı ile kapatıldığı tespit edildiğinden, Dairemizin kaldırma kararında davalı yana ödemeye ilişkin yazılı belgelerini ibraz etmesi için süre verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu doğrultuda mahkemece yeniden yapılan yargılamada, davalı tarafa 20.650,00 TL bedelli faturaya ilişkin ödemeye dair makbuz ve belgelerini sunması için kesin süre verildiği, ancak davalı yanca bu yönde bir belgenin ibraz edilmediği, mahkemece bu fatura yönünden davalı tarafça ödemeye dair belge ibraz edilmemiş ise de, davacı taraf defterlerinde söz konusu faturanın davacı defterlerinde kasa tahsilatı ile ödeme ile kapalı olduğu, davacının kendi defterine göre bu fatura yönünden alacaklı olmadığı gerekçesiyle bu fatura yönünden davacının alacak talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Oysa ; davaya konu 4 adet faturadan 3 adet fatura konusu işin yapılıp, davalıya teslim edildiği … firması uzmanı tarafından yapılan kontroller gereğince ispatlanmış ise de; son fatura olan 22/03/2013 tarihli, … nolu, KDV dahil 20.650,00 TL tutarlı fatura konusu ilave iş olan kumlama işinin yapılıp yapılmadığı tespit edilmeden mahkemece bu fatura bedeli yönünden davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 481. maddesinde; “Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmayıp, iş bedeli konusunda taraflar da anlaşmamışlarsa, iş bedelinin, yasanın sözü edilen bu hükmü uyarınca, yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; mahallinde keşif yapmak suretiyle rapor alınan bilirkişi kurulundan; davacı yüklenicinin ilave iş olarak yaptığını iddia ettiği 22/03/2013 tarihli, 46507 nolu, KDV dahil 20.650,00 TL tutarlı kumlama işinin yapılıp yapılmadığının tespiti ile, iş yapılmış ise, düzenlenen faturadaki miktarın kadri marufunda olup olmadığı, kadri marufunda değil ise, sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 481.maddesindeki “Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.” düzenlemesi uyarınca işin yapıldığı yıl itibariyle yüklenici kârı ve KDV bedele dahil olacağından ayrıca bunlar eklenmeksizin mahalli piyasa rayiçleriyle bedelinin belirlenmesi suretiyle sonucuna uygun bir karar vermekten ibarettir…” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce öncelikle yukarıda yazılı kaldırma ilamında belirtildiği üzere, 20.650,00 TL tutarlı işin yapılıp yapılmadığının tespiti için, keşif yolu ile inceleme yaparak rapor düzenleyen bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 09/05/2022 tarihli rapor ile özetle; davalı yanın dava dışı iş verenden ve davacının davalıdan aldığı işin raspalama ve boyama işi olduğu, taraflar arasında kumlama işi yapılacağına dair bir taahhüt bulunmadığı, yapılan işte bulunan ayıp ve eksiklik nedeni ile dava dışı 3. kişiye işin tamamlatılmış olması, işin yapılmasının üzerinden keşif tarihi itibariyle uzunca bir zaman geçmiş olması ve yapıldığı iddia edilen işin boya altında kalan bir imalat olup yapılıp yapılmadığının tespitinin mümkün olmadığı ve davacının 20.650,00 TL bedelli faturayı talep edemeyeceği rapor edilmiş, anılan bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun hüküm kurmaya elverişli denetime açık olmakla mahkememizce hükme esas alınmış olup, davacının 20.650,00 TL’ bedelli faturaya konu kumlama işini yaptığını ispat edemediği ve fatura yönünden talepte bulunamayacağı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacının itirazın iptali talebine konu alacağı hakkında, mahkememizin kaldırma kararı öncesinde verilen 02/11/2021 tarihli 2021/118 esas ve 2021/812 karar sayılı kararına, kararda yazılı gerekçelerle bağlı kalınarak davacının davalıdan 34.037,00 TL alacak talebinde bulunabileceği anlaşılmış davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın bu miktar üzerinden iptaline karar verilmiştir.
Davacı tarafından icra inkar tazminatı istemine ilişkin talebinin ise dava konusu yapılan işlerin miktar ve değerinin belirlenmesi yargılama gerektirdiği ve bu sebeple likit olmadığı, tazminat şartları oluşmadığı anlaşıldığından reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı tarafından …. İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın 34.037,00 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-)Davacı yanın icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE,
3-)Alınması gereken 2.325,06 TL harcın peşin yatan 1,538,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 786,61 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından ödenen 1.538,45 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
4-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
5-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesaplanan 14.934,08 L vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
6-)Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 24,30 TL başvuru harcı, 221,80 TL keşif harcı ve 3.692,00 TL posta, tebligat ve bilirkişi gideri olmak üzere toplam 3.938,1 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.052,33 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına
7-)Davalı tarafından yapılan 270,00 TL yargılama giderinden davanın ret oranına göre hesaplanan 197,86-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-)Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır