Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/250 E. 2023/262 K. 03.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/250 Esas
KARAR NO : 2023/262

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14.01.2008
KARAR TARİHİ : 03/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; , müvekkilinin 01/06/2005 tarihli yönetim kurulu kararı ile davalı şirkete yönetim kurulu üyesi olarak atandığını, davalı şirketin 29/06/2006 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerine yıllık net 24.000 TL huzur hakkı ücreti ödenmesine karar verildiğini, bu karara rağmen müvekkiline hiçbir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alacağa dayanak gösterilen genel kurul toplantısına ilişkin tutanağın Ticaret Sicil Memurluğu’na teslim edilmediğini ve tescil ve ilan yapılmadığını, yönetim kurulunun şirket adına işlem yapabilmesi için genel kurul kararının yeterli olmadığını, kararın tescil edilmesi gerektiğini, davacının alacağı yasal olarak oluşmadığından bu aşamada davacı yana bir ödeme yapılmasının mümkün bulunmadığını, ayrıca davacı yanın alacağını dayandırdığı genel kurulun iptali ile ilgili olarak açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi istemiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI:
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 20/01/2021 tarih, 2020/1175 esas ve 2021/194 karar sayılı kararı;
”Mahkemece bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacının alacak talebinin davalı şirketin 29.06.2006 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan yönetim kurulu üyelerine yıllık 24.000 YTL huzur hakkı ücreti verilmesine ilişkin 13. maddesine dayandığı, ancak anılan maddenin mahkemece iptal edildiği ve ilgili kararın kesinleştiği, bu nedenle davacının talebinde haklı olmadığı, davacının dava açmasında kötüniyetli olmadığının anlaşılması karşısında davalının kötüniyet tazminatı talebinin de yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, huzur hakkı alacağının tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının huzur hakkı alacağına dayanak genel kurul kararının iptal edildiğinden bahisle huzur hakkı alacağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Genel kurul kararlarının iptaline ilişkin mahkeme kararları bozucu yenilik doğurucu nitelikte olup icra edilmemiş olmaları halinde geçmişe etkili şekilde sonuç doğurur. Bu itibarla, mahkemece, davacının iptaline karar verilen 29.06.2006 tarihli genel kurul kararı uyarınca belirlenen huzur hakkını talep edemeyeceğine yönelik gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacının yönetim kurulu üyeliğini ifa ettiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. T.C. Anayasası’nın 18. maddesine göre angarya yasaktır. O halde, huzur hakkı bakımından genel kurulca alınmış bir hüküm olmasa bile davacı yönetim kurulu üyesi için uygun bir ücret veya huzur hakkı tayin ve takdir olunarak bu tutarın tahsiline karar verilmelidir (Yargıtay 11. HD. 04.03.1991 1991/9421 E.-1464 K., G. Eriş, Ticari İşletme ve Şirketler Hukuku, 3. Baskı, Cilt 2, s:1919 vd.). Bu durumda işin mahiyeti, davalı şirketin koşulları da nazara alınarak gerekirse bilirkişi aracılığıyla davacının ne kadar ücrete hak kazandığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir. ” şeklindedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, huzur hakkı alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce, davacının huzur hakkı alacağına dayanak genel kurul kararının iptal edildiğinden bahisle huzur hakkı alacağının bulunmadığı gerekçesi ile verilen davanın reddi kararı, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 20/01/2021 tarih, 2020/1175 esas ve 2021/194 karar sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Mahkememiz 07/07/2022 tarihli ara kararı ile bozma ilamı doğrultusunda dosya SMMM bilirkişisi …’e tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda: İncelenen davalı şirkete ait 2005 ve 2006 yılı ticari defterlerinden olan Yevmiye Defteri ile Defter-i Kebir Açılış tasdikleri ile 2005 ve 2006 yılı sonunda yaptırılması gereken yevmiye defteri kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu, davalı şirketin 2005 ve 2006 yılı envanter defterinin inceleme esnasında ibraz edilmediği göz önünde bulundurulduğunda davalı şirketin 2005 ve 2006 yılı ticari defterlerinin TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutulup tutulmadığına dair ve ticari defterlerin sahibi lehine delil niteliği taşıyıp taşımadığına dair kararın Sayın Yargı Makamının takdirine bağlı olduğunu, davacı yanın alacağına dayanak gösterdiği 29.06.2006 tarihli genel kurul kararının iptal edildiği ve kararın kesinleştiğini, Mahkeme aksi kanaatte ise; davacı yanın icra takip tarihi olan 23.02.2007 tarihi itibariyle davalı yandan 40.000,00 TL asıl alacak, 108,49 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.108,49 TL alacak talep edebileceğine dair rapor sunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, bozma ilamı ve sonrasında alınan bilirkişi raporu ile dosyamızda bulunan tüm bilgi ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; bozma ilamında da değinildiği üzere davacının yönetim kurulu üyeliğini ifa ettiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı,
Genel kurul kararlarının iptaline ilişkin mahkeme kararlarının bozucu yenilik doğurucu nitelikte olup icra edilmemiş olmaları halinde geçmişe etkili şekilde sonuç doğuracağı, davacının huzur hakkı alacağına dayanak yaptığı 29/06/2006 tarihli genel kurul kararının iptal edilmiş olması nedeniyle davacının huzur hakkı talep edemeyeceği, ancak Anayasamızın 18. maddesine göre angarya yasağı dikkate alındığında davacının huzur hakkı bakımından genel kurulca alınmış bir hüküm olmasa bile davacı yönetim kurulu üyesi için uygun bir ücret veya huzur hakkı tayin ve takdir olunması gerektiği,
SMMM bilirkişi …’ten alınan rapora göre davacının 40.000,00 TL ücret asıl alacağı ve bunun 108,49 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 40.108,49 TL alacak talep edebileceğinin tespit edildiği,
Anılan raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle bozma ilamına uygun şekilde raporun hesap kısmına da itibar edilerek davanın kısmen kabulü ile;
Davalının … 11.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının 40.000,00 TL asıl alacak ve 108,49 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.108,49 TL yönünden iptali ile takibin işbu alacak kalemleri üzerinden talepnamedeki diğer koşullar ile aynen devamına,
Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
Alacak likit olduğundan, iptaline karar verilen toplam 40.108,49 TL üzerinden % 40 oranında(dava tarihi dikkate alınarak) hesaplanan 16.043,39 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının kötüniyetli olduğu ispatlanmadığından, reddedilen kısım yönünden davalının tazminat isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davalının … 11.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının 40.000,00 TL asıl alacak ve 108,49 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.108,49 TL yönünden iptali ile takibin işbu alacak kalemleri üzerinden talepnamedeki diğer koşullar ile aynen devamına,
2-Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
3-Alacak likit olduğundan, iptaline karar verilen toplam 40.108,49 TL üzerinden % 40 oranında hesaplanan 16.043,39 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Şartları oluşmadığından reddedilen kısım yönünden davalının tazminat isteminin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 2.739,81-TL karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 425,50-TL peşin harçdan mahsubu ile eksik kalan 2.314,31-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 425,50-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 14,00-TL başvuru harcı, 2,30-TL vekalet harcı ve 2.489,50-TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.505,80-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 2.008,19-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 138,00-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 27,40-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
11-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesi nezdinde TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.03/04/2023
Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.