Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/244 E. 2022/368 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/244 Esas
KARAR NO :2022/368

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİH:11/04/2022
KARAR TARİHİ:11/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklılar tarafından …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile müvekkili … ve … San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlattığını, takibe konu senedin teminat senedi olduğunu ve kambiyo senedi vasfının bulunmadığını, takip dışı … ile takip alacaklıları … arasında 01/10/2014 tarihinde İstoç, 28 ada, No:9, …/… adresinde bulunan dükkan vasfındaki taşınmazın kiralanması konusunda kira sözleşmesi akdedildiğini, icra takibine konu 10.000,00-TL. meblağlı senedin … yerine kira sözleşmesini vekaleten imzalayan müvekkili … tarafından kiraya verenlere kira sözleşmesinin imzalandığı tarihte (01/10/2014) teminat senedi olarak ve depozito karşılığında verildiğini, nitekim bu hususun kira sözleşmesinin 8. maddesinde de açıkça belirtilmiş olduğunu, ayrıca davalılar hakkında resmi belgeyi sahte olarak düzenleyerek (teminat senedini kambiyo senedine dönüştürerek) haciz işlemine girişmeleri nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde … Soruşturma sayılı dosya ile suç duyurusunda bulunduklarını belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; öncelikle mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilerek takibin durdurulmasına, yapılacak yargılama sonucunda dava konusu senetteki yazıların (düzenleme tarihi, vade tarihi, İstanbul Mahkemeleri ibaresi, düzenleme yeri, nakden kaydı ve …) müvekkiline ait olmadığının tespitine, dava konusu senet nedeniyle müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile senedin iptaline, ihtiyati haciz baskısı altında müvekkili tarafından icra veznesine yatırılan ana paranın (10.000,00-TL.) dava sonuna kadar davalılara verilmemesine, dava sonunda ise müvekkiline iadesine, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin iptaline, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasında takibe konu edilen senedin, 01/10/2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi gereğince depozito bedeli karşılığında ve teminat amaçlı olarak verildiği iddiasıyla, davacının alınan bono (senet) nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespiti talepli olarak açılmış menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası, 01/10/2014 başlangıç tarihli kira kontratı, …. Noterliği’nce düzenlenmiş ve dava dışı … tarafından davacı …’a taşınmaz kiralayabilmesine yönelik verilmiş vekaletname, senetteki kaşede belirtilen … adına kayıtlı … isimli şirketin faaliyetlerinin 31/12/2015 tarihinde sona erdiğine ilişkin Vergi Dairesi yazısı, … San. Ltd. Şti. adlı şirketin Mayıs 2017’de kurulduğunu gösteren şirket sorgu örneği, senet fotokopisi, ilgili icra dosyasındaki senet aslı, kiraların yatırıldığı kiraya verenlerin Türkiye İş Bankası’ndaki hesaplarının 15 aylık hesap dökümü, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık beyanı, yemin ve diğer yasal delillere dayanmıştır.
Davacı tarafça talebin ileri sürülüş biçimine ve dava dilekçesi ekinde sunulan 01/10/2014 başlangıç tarihli “İşyeri Kira Sözleşmesi” ile dava konusu bono fotokopisine göre; eldeki davanın, kira sözleşmesinin teminatı olarak verildiği ileri sürülen senede (bonoya) dayalı olarak girişilen icra takibi nedeni ile davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
6100 Sayılı HMK’nun Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1-a bendi gereğince; kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HUMK’ndan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri Sulh Hukuk Mahkemesi olarak gösterilmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmeseler dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile mahkeme re’sen ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Dosyada mübrez 01/10/2014 başlangıç tarihli İşyeri Kira Sözleşmesi’nin mal sahibi (kiralayan) olarak … varisleri adına … tarafından, kiracı olarak ise … adına vekaleten davacı … tarafından imzalanmış olduğu, davalıların …’ın varisleri oldukları anlaşılmaktadır. Davacı tarafça, dava ve takibe konu senedin kira sözleşmesinin akdi ile birlikte kira sözleşmesinin “Hususi Şartlar” başlıklı bölümünde yer alan 8. madde kapsamında ve kira ilişkisi sebebi ile teminat olarak verildiğini iddia etmektedir.
Davacı taraf, dava dilekçesinde dava konusu senedi (bonoyu) kira sözleşmesi gereğince depozito teminatı olarak verdiğini ileri sürmektedir. Bu iddia kapsamında değerlendirme yapıldığında, davacı tarafın davasını açıkça kira ilişkisinin varlığı savına dayandırmaktadır.
Taraflar arasında kira sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ve temel uyuşmazlığın kira sözleşmesi ilişkisinden kaynaklandığı, davaya konu senedin iş yeri kiralama sözleşmesi akdedilirken davalı kiralayanlara davacı kiracı tarafından depozito teminatı olarak verilmiş olduğu anlaşılmakla iddiaların ileri sürülüş biçimine göre isteme konu uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve 6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihinden sonra açılan eldeki davada görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır. (Nitekim Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 12/06/2019 tarihli, 2017/8954 E. ve 2019/5334 K. sayılı, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 09/09/2014 tarihli, 2014/5804 E. ve 2014/9463 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 28/10/2020 tarihli, 2017/2862 E. ve 2020/3320 K. sayılı ilamları da bu doğrultudadır.)
Sonuç olarak; eldeki davada taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözme, delilleri değerlendirip sonuçlandırma görevinin mahkememize değil, 6100 sayılı HMK’nun 4/1-a maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu, dolayısıyla mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla HMK.’nun 114/1-c. maddesi gereğince görev dava şartı olduğundan ve aynı yasanın 115. maddesi gereğince dava şartlarının varlığı taraflarca ileri sürülmese de yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması gerektiğinden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin İSTANBUL SULH HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK’nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 (iki) haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 345. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca Mahkememize veya başka bir Mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak karar verildi. 11/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır