Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/234 E. 2023/486 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/406 Esas
KARAR NO:2023/444

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:30/11/2015
KARAR TARİHİ:05/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/11/2015 tarihinde sürücüsü davalı …’nin sevk ve idaresinde bulunan davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın karşıdan karşıya geçmek isteyen …’a çarparak ölmüsi sonucu maddi ve manevi zarar meydana geldiğini belirterek, şimdilik fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak üzere hesaplanacak ölüm ( cismani zarar- daimi işgücü kaybı) nedeniyle maddi tazminatın davalı şirketten poliçe limiti içerisinde kalan zarar tutarının dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, maddi tazminatın poliçe kapsamını aşması halinde diğer davalı … ‘den kusuru oranında tahsiline, yine davalı …’den müvekkillerinin manevi zararı olarak 200.000,00 TL ‘nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 13.04.2018 tarihli dilekçesi ile davacı … için talep ettiği maddi tazminat tutarını 215.226,83-TL olarak yükseltmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev itirazında bulunmuş, görevli mahkemenin Asliye hukuk Mahkemesi olduğunu, olayda …’ın tam kusurlu olduğunu, manevi tazminat harcının eksik yatırılmış olduğunu, maddi ve manevi tazminat şartlarının oluşmadığını, bunun nedeninin davacıların miras bırakanının tam kusurlu olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine sigortalı olduğunu, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, destek tazminatı talebinde bulunanların, ancak destekten yoksun kaldıklarını ispatlaması gerektiğini, müteveffanın net maaşının 1.500,00 TL olduğunu, bunun üzerinde kalan kısım fazla mesai vs. Ücreti olup tazminat hebasına esas alınamayacağını, davacı tarafın tazminat taleplerinin hukuki sebeplerini içerir beyan sunmaları gerektiğini, faiz talebinin tamamen haksız olduğunu, cevap dilekçelerinde belirtilen nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; İstanbul CBS 2015/137090 soruşturma nolu dosyası, nüfus kayıt örneği, sosyal ve ekonomik duruş araştırması, ölüm belgesi, araç sigorta bilgileri ve araç ruhsat sureti, bilirkişi incelemesi vs. Delillere dayanmıştır.
Davalı … delil olarak; olay yeri polis kayıtları ve olay yeri krokisi, savcılık dosyası, tanık, sosyal durum araştırması vs. delillere dayanmıştır.
Davalı … delil olarak; sigorta poliçesi, soruşturma dosyası, SGK kayıtları, bilirkişi incelemesi ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Mahkememizden verilen 18/11/2018 tarih ve … Esas …sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesinin 2020/623 esas 2022/641 karar 05/04/2022 tarihli ilamıyla ” Adli Tıp Kurumu (ATK) İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 24/2/2017 tarihli raporunda, tek yönlü yoğun taşıt trafiğine açık yol yüzeyinden karşıdan karşıya geçmek üzere kaplamaya girmeden önce güvenlik geçişi için sağ taraftan gelen taşıt trafiğini gerektiği biçimde kontrol etmesi, güvenli geçiş ortamı oluştuktan sonra ivedilikle yolu enine kat ederek geçişini tamamlaması gereken yaya …’ın sağ taraftan yaklaşan ve ilk geçiş hakkına sahip otomobile rağmen kaplamaya girerek can güvenliğini tehlikeye düşürmesi nedeniyle %75 oranında asli kusurlu; olay yerine gelmeden önce ilk geçiş hakkına sahip olmakla birlikte yerleşim yerinde seyir halinde olduğunu dikkate alarak her an bir yayanın yola intikal edebileceğini öngörmesi, yola giren yayaya karşı etkili tedbir alabilmesi için yola gereken dikkatini vermesi, görüş alanını gerektiği biçimde denetimi altında tutarak seyrini sürdürmesi gereken davalı sürücü …’nin ise olay yerine mevcut hızıyla yaklaşması, yayaya çarpmamak için zamanında ve etkin, fren ve direksiyon tedbirine başvurmaması nedeniyle tali kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Mahkemenin hükmüne esas aldığı ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 24/2/2017 tarihli raporda davalı sürücü …’nin yönetimindeki araç ile davacıların desteğinin kaza sırasındaki konumları ve adları geçen sürücü ve ölen desteğin davranışları irdelenerek, davalı sürücünün ve ölen desteğin olayın meydana gelmesindeki kusur oranlarının yasal dayanaklarıyla birlikte, eylemler ile sonuç arasındaki nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde, dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve Kanuna uygun olarak saptandığı, diğer yandan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 74’üncü maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamayacağından, dilekçelerde ileri sürülen bu konulara ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Yargıtay 17’nci Hukuk Dairesinin 23/03/2021 gün ve 2021/2772 (E) – 2021/3174 (K), 2020/6173 (E) – 2021/3121 (K) sayılı kararlarında açıklandığı gibi; destekten yoksun kalma tazminatı davasında gerçek zararın miktarı, davacıların olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edecekleri kazanç toplamından oluşmaktadır. Desteğin veya hak sahiplerinin bakiye ömürlerinin daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, … Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, … Danışmanlık, … Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Özü itibarıyla varsayımlara dayanan gerçek zararın hesaplanmasında, en doğru sonuca ulaşılması için gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu itibarla TRH 2010 yaşam tablosunun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de gözönüne alındığında tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı sonucuna ulaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 90’ıncı maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle bedensel zarar tazminatı hesabında, yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının (KMAZMSGŞ) ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle, tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanarak yapılması gerektiğine ilişkin istinaf itirazı isabetli değildir.
Diğer yandan KTK’nin 93’üncü maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak belirlenen ve 14/5/2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren … A.1’inci maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca, bu Genel Şartların kaza tarihi itibarıyla uygulamaya esas alınacağının belirtilmesi ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1425’inci maddesi karşısında, kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan … uygulanmasında isabetli kabul edilmiş; olayda uyuşmazlığın haksız eylemden kaynaklanması, haksız eylem failinin de, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılması, KTK’nin 99/1’inci maddesi ile … tazminatın ve giderlerin ödenmesine ilişkin B.2’nci maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunan sigorta şirketinin en geç davanın açıldığı tarihte temerrüde düştüğünün kabulünün gerekmesi ve ilk derece mahkemesince de davalı sigorta şirketi aleyhine hükmolunan tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi; nüfus kaydı içeriğine göre destek alacaklısı davalı …’ın evlenmediğinin anlaşılması; davalı … Şirketi tarafından 26/7/2018 tarihli dilekçe ekinde ZMSS poliçesinin sunulması; dava dilekçesinde destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine yönelik vakıalara yer verilerek, dilekçenin talep sonucu bölümünde davalı …’den destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebinde bulunulduğunun anlaşılması karşısında, bu konulara yönelen istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir.

KTK’nin 91/1’inci maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85’inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanunun 85/1’inci maddesinde; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı belirtilmiş, anılan Kanununun 85’inci maddesinin son fıkrasında maddesinde ise,“ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, dava konusu rizikonun gerçekleştiği ve ZMSS poliçesinin akdedildiği tarihte yürürlükte bulunan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1’inci maddesinde sigortanın kapsamı, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı KTK’ye göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” biçiminde ifade edilmiştir.
KTK’nin 86/1’inci maddesine göre; işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.
Görülmektedir ki ZMSS, araç işleteninin üçüncü kişilere verdiği zararlardan doğan sorumluluğunu sigorta güvencesi kapsamına almaktadır. Eş söyleyişle, işleten ZMSS ile üçüncü kişilere verdiği zararlardan dolayı “kendi sorumluluğunu” sigorta ettirmektedir. Bu hüküm uyarınca, işletenin sorumlu tutulduğu hallerde, zorunlu trafik sigortacısının da sorumluluğu ortaya çıkmakta; işletenin sorumlu tutulamadığı hallerde, sigortacısının da sorumluluğu söz konusu olmamaktadır. Şu hale göre, sigortacının sorumluluğundan bahsedebilmek için, zorunlu trafik sigortası yapılan aracın üçüncü kişilerin zararına neden olacak bir kazaya karışması ve bu kazada sigortalı araç işleteninin sorumluluğunun bulunması gerekir. Dolayısıyla, araç işletenin ve sürücüsünün kusursuz olduğu hallerde, sigortacısının da tazminat sorumluluğu ve ödeme yükümlülüğünden söz edilemeyecektir.
Az yukarıda da açıklandığı üzere; KTK’nin 85/1’inci maddesine göre motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölmesi, yaralanması veya bir şeyin zarara uğraması halinde, işleten bu zararlardan aynı Kanunun 85’inci maddesinin son fıkrası ile 86’ncı maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca haksız fiil sorumlusu sürücünün kusuru oranında sorumludur.
Somut uyuşmazlık, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde, davalı sürücü …’nin %25 oranında kusurlu olduğunun anlaşılması karşısında, hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından sürücünün kusursuz olduğu oranda (%75) indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmamıştır.
Yargıtay 17’nci Hukuk Dairesinin süreklilik kazanan kararlarında açıklanan pay esasında; çocuksuz durumda desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50, eşin %50 pay alacağı; çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği; eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı kabul edilmektedir.
Somut uyuşmazlıkta ise hükme esas alınan aktüerya uzmanı tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, destek …’ın nüfus kaydına göre sağ olduğu anlaşılan babası… için pay ayrılmadığı gibi, ölen desteğin ve destek alacaklısının olası ömür süresinin TRH 2010 yaşam tablosuna göre belirlenmesine karşın, işleyecek (bilinmeyen) devrede, her yıl gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılması suretiyle destekten yoksun kalma tazminatının peşin sermaye değerinin hesaplanması gerekirken, gelirin artırım ve iskonto oranının %5 kabul edilmesi suretiyle saptanması, bilinen dönem gelirlerinin o yıl için yürürlükte olan asgari ücret esas alınarak hesaplanması gerekirken, asgari ücrete göre belirlenen günlük ücretin 12/11/2015 – 30/12/2015 ile 1/1/2016 gününden raporun düzenlendiği 19/3/2018 gününe kadar geçen ve bilinen dönemi kapsayan zaman dilimi içinde 86,01 TL olarak belirlenmesi; Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan davacı …’a rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı TBK’nin 55’inci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca sorularak, rücuya tabi ödeme yapılmış ise hükmolunan tazminattan mahsubu gerekirken, bu konu araştırılmadan karar verilmesi; davalı … Şirketinin manevi tazminattan sorumlu olmadığı gözetilerek, maddi tazminat davası ile manevi tazminat davası yönünden karar ve ilam harçlarının ayrı ayrı hesaplanması, buna göre de davacılar lehine hükmolunan yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu yargılama gideri tutarının ayrıca belirlenmesi gerekirken, aleyhine manevi tazminata hükmolunmayan davalı … Şirketinin manevi tazminat davasını da kapsayacak biçimde yargılama giderinin tamamından sorumlu tutularak yazılı biçimde toplu uygulama yapılması yerinde olmamıştır.” KALDIRILMAKLA, kaldırma ilamına uyularak devam edilen yargılamada;
Bozma sonrası bilirkişi raporu:
Mahkememiz 07.11.2022 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca; kaldırma kararında değinilen hususlar incelenmek üzere dosya aktüer bilirkişisi …’ya tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda; 12.11.2015 günü saat 20:21 sıralarında davalılardan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile … istikametinden … Caddesini takiben … istikametine doğru seyretmekte iken olay mahalline geldiğinde, seyir yönüne göre sol taraftan sağ tarafa geçmek üzere kaplamaya intikal eden yaya …’a çapması sonucu yaya …’ın ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini,
24.02.2017 tarih ve 79479511-101.02-2016/88198/11736 sayılı ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin raporunda; – Davalı Sürücü …’nin %25 (yüzdeyirmibeş ) oranında kusurlu olduğunu,
Davacılar yakını yaya …’ın %75 (yüzdeyetmişbeş) oranında kusurlu olduğu oy birliği ile mütalaa olunduğunu,
Trafik Kazası sonucu 12.11.2015 tarihinde hayatını kaybeden müteveffa …’ın hak sahiplerinin destekten yoksun kalma tazminatı; ( sürücünün %25 kusuru yansıtılmış ve eşin evlenme oranının tenzili ile)
Hak Sahipleri Hak Sahiplerinin
DYK Tutarları
Eş … DYK Tutarı 47.152,68
Baba … DYK Tutarı 9.939,93
Toplam DYK Tutarı 57.092,61 olacağını,
… plakalı otomobil, davalı … Şirketi tarafından, Karayolları Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin tanzim edildiği ve sigorta poliçesinde davalı sigorta şirketi tarafından verilen üst limitin kişi başı ölüm ve sürekli sakatlık 290.00,00 TL olduğunu,
Davacı tarafın 30.11.2015 dava tarihinden önce sigorta şirketine başvuruda bulunmadığına dair rapor sunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat alacağına ilişkindir.
İstinaf bozma ilamı doğrultusunda davacı …’a rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti amacıyla SGK’ye yazılan müzekkereye verilen cevapta, adı geçen davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı bildirilmiştir.
İstinaf bozma ilamı doğrultusunda, aktüer bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
İddia, savunma, istinaf bozma ilamı, toplanan deliller, celp edilen kayıt ve belgeler, ATK raporları ve aktüer bilirkişi raporu incelenip değerlendirilmiş, kazanın 12/11/2015 tarihinde meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde müteveffa yaya …’ın %75, davalı sürücü …’nin ise %25 oranında kusurlu oldukları, davacıların …’ın ölümü sebebiyle desteğinden yoksun kaldıkları, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın poliçe başlangıç tarihinin 21/04/2015 olması ve Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 01/06/2015 tarihinden sonra aktedilecek sözleşmelere uygulanabilirliği nedeniyle müteveffanın kusur oranının destekten yoksun kalma tazminatına yansıtılamayacağı bu sebeple yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere davacı …’ın 47.152,68 destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği, diğer davacılar …, … ve …’ın destekten yoksun kalma tazminatı talep şartlarının yaş ve öğretim durumu dikkate alınarak oluşmadığı anlaşılmıştır. Davalı Sigorta Şirketinin poliçe limiti 290.000TLolup, anılı tutar poliçe limiti kapsamında kalmaktadır. Dava tarihi öncesi Sigorta Şirketine başvuru olmadığından temerrüt dava tarihi itibari ile oluşmuştur. Ayrıca kazaya sebebiyet veren araç hususi otomobil olup her ne kadar avans faizi talep edilse de yasal faize hükmedilmiştir.
Manevi tazminat istemi yönünden açılan dava açısından yapılan inceleme sonrasında ise; Bilindiği üzere (6098 sayılı BK. 56 md hükmüne göre), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsü olan davalı gerçek kişinin oluşan kazada alınan kusur raporuna göre %25 oranında, müteveffa …’ın %75 oranında kusurlu olduğu; desteğin ölmesi nedeniyle davacılara olay nedeniyle duyulan acı ve elemin giderilmesi için hakkaniyete uygun bir tazminatın verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile oluşan kazadaki tarafların kusur oranlarına göre taraflarda zenginleşmeye ve fakirleşmeye neden olmayacak şekilde desteğin ölümü nedeniyle davacılar yararına aşağıda belirtildiği miktarlarda manevi tazminata hükmedilmiş olup, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki kararı
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Davacı …’ın destekten yoksun kalma(maddi) tazminatı istemi yönünden; davanın kısmen kabulü ile 47.152,68 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 30/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacılar …, … ve …’un destekten yoksun kalma(maddi) tazminatı istemlerinin ayrı ayrı reddine,
3-Davacıların manevi tazminat istemleri yönünden; davacı … için 7.000,00 TL, diğer davacılar …, … ve … için 3.000,00’er TL olmak üzere toplamda 16.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin ayrı ayrı reddine,
Maddi Tazminat Davası Yönünden:
4-Harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gerekli 3.221,00-TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 34,16-TL ve bilahare ikmal edilen 683,10-TL + 735,11-TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 1.768,63-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydedilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan 34,16-TL peşin harç ve bilahare ikmal edilen 683,10-TL + 735,11-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.421,37-TL harcın davalılardan alınarak davacı …’a verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 27,70 TL başvuru harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 6,50 TL vekalet pulu ve 1.558,63-TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.597,13-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 347,48-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacı …’a verilmesine,
5-Davalı … A.Ş tarafından yapılan 4,30-TL vekalet harcı ve 67,00-TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 71,30-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 5,06-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca alınması gerekli 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı …’a verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca alınması gerekli 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Davalı … A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca alınması gerekli 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-Davacı …, … ve … tarafından açılan ve kısmen reddedilen maddi tazminat davasında, davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 500,00’er-TL vekalet ücretinin bu davacılardan ayrı ayrı alınıp davalı …’ye verilmesine,
10-Davacı …, … ve … tarafından açılan ve kısmen reddedilen maddi tazminat davasında, davalı … A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 500,00’er-TL vekalet ücretinin bu davacılardan ayrı ayrı alınıp davalı … A.Ş’ye verilmesine,
Manevi Tazminat Davası Yönünden:
9-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 1.093,00-TL harcın davalı Salih Bayrede’den alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
10-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 7.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak bu davacıya verilmesine,
11-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak bu davacıya verilmesine,
12-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak bu davacıya verilmesine,
13-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak bu davacıya verilmesine,
14-Davacı … tarafından açılan ve kısmen reddedilen manevi tazminat davasında, davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 3.000,00-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınıp davalı …’ye verilmesine,
15-Davacı … tarafından açılan ve kısmen reddedilen manevi tazminat davasında, davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 3.000,00-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınıp davalı …’ye verilmesine,
16-Davacı … tarafından açılan ve kısmen reddedilen manevi tazminat davasında, davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 3.000,00-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınıp davalı …’ye verilmesine,
17-Davacı … tarafından açılan ve kısmen reddedilen manevi tazminat davasında, davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 7.000,00-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınıp davalı …’ye verilmesine,
18-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.05/06/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı