Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/217 E. 2023/427 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/217 Esas
KARAR NO:2023/427

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:31/03/2022
KARAR TARİHİ:30/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafın ….İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile müvekkili adına kayıtlı bulunan … plakalı araca, müvekkilinin maaşına ve müvekkilinin alacaklı bulunduğu icra dosyalarına haciz koydurmuş olup bu durum müvekkilinin mağduriyetine yol açmakta olduğunu, ileride telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracağından takip ve haciz işlemlerinin durdurulması gerekmekte olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle ileride telafisi mümkün olmayan zararların ortaya çıkması ihtimaline binaen ihtiyati tedbir kararı verilerek dava konusu ….İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin teminatsız olarak dava sonuna kadar durdurulması, mahkeme aksi kanaatte ise takdir edilecek teminat karşılığında durdurulmasına, mahkeme aksi kanaatte ise teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek ….İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına girmiş ve girecek paranın davalıya ödenmemesine, mahkeme aksi kanaatte ise takdir edilecek teminat karşılığında ödenmemesine, müvekkilinin ….İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına ve davalıya borcu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, davalının haksız ve kötüniyetli olarak icra takibi başlatması nedeniyle icra dosyası ile talep edilen alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı tarafa, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ‘davacının …. İcra Dairesinin… esas sayılı takip dosyasına konu 10.190,00 TL bedelli bono nedeniyle davalı yana borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Davalı tarafından davacı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün… sayılı takip dosyası ile davacının keşidecisi olduğu, 10.190,00 TL bedelli 01.04.2017 vade tarihli bono nedeni ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlandığı anlaşılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (TMK m. 6 m.).İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir. Borçlu borcun varlığını inkâr ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle sona erdiğini ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Görülmektedir ki, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davacı, takip konusu bonoda adına atılı keşideci imzasını inkar ederek eldeki menfi tespit davasını açmıştır. Bu durumda davalı, takip konusu bonoda yer alan keşideci imzasının davacının eli ürünü olduğunu ispat yükü altındadır. Mahkememizce keşideci imzasının davacının eli ürünü olup olmadığının tespit edilebilmesi için imza incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş; takibin yapıldığı icra dairesinden bono aslı istenmiş, icra dairesi takip dosyasının yetkisizlik kararı ile geldiği ve bono aslının teslim edildiğine dair evrak bulunmadığı yönünde cevap vermiştir. Bunun üzerine bono aslını mahkememize ibraz için ispat yükü üzerinde olan davalı yana ihtarlı tebligat yapılmış ancak davalı tarafından bono aslı mahkememize ibraz edilmemiştir. Bu durumda davalının, davacı tarafça imzası inkar edilen dava ve takip konusu bonodaki keşideci imzasının davacı eli ürünü olduğunu ispat edemediğinin kabulü gerekir ( Emsal Yargıtay 19.HD’nin 05/03/2013 tarihli 2012/17261 Esas ve 2013/4168 Karar sayılı ilamı ). Bu nedenle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İİK 72/5 maddesindeki düzenlenmeye göre; menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur, icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa talebi üzerine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verilir.
Davalı alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibini yapmakta haksız ve aynı zamanda kötüniyetli olması gerekir. Mahkememizce her ne kadar davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davalının takip yapmakta kötü niyetli olduğuna dair dosya kapsamında delil bulunmadığından davacı yanın tazminat isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davacının …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasına konu alacak nedeniyle davalı yana borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının tazminat isteminin REDDİNE,
3-Alınması gereken 796,11 TL karar ve ilam harcının 199,03-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 597,08 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından ödenen 199,03 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine.
5-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile ödenen 80,70 TL başvuru harcı ile 280,00 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 360,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır