Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/198 Esas
KARAR NO :2023/281
DAVA:Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ:24/03/2022
KARAR TARİHİ:06/04/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; muris …’ın 15/04/2015 tarihinde vefat ettiğini, muris terekesinin en yakın mirasçılarının mirasın reddi üzerine Av. …’nun tereke tasfiye memuru olarak atandığını, tasfiye işlemleri sırasında davalı şirketin son tescilinin 2014 ve vergi dairesince resen terk kaydının 2015 tarihinde yapıldığını, şirketin gayrifaal olduğunu, muris terekesinin tasfiyesi için şirketin haklı sebeplerle fesih ve ticaret sicil kaydının kapatılması gerektiğini ileri sürerek davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, aksi takdirde iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davaya cevap vermemiştir.
Dava; muris davacının ortağı olduğu davalı şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Davalı şirketinin adresinin “Beşiktaş” olması nedeniyle, mahkememiz işbu davaya bakmaya yetkili olup; gerçek kişi tarafların davalı şirketteki payı dikkate alındığında eldeki davada davacılık sıfatları bulunmaktadır.
İddianın ileri sürülüş biçimine göre olaya uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın TTK 636.maddesi “(1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer:
a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle.
b) Genel kurul kararı ile.
c) İflasın açılması ile.
d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde.
(2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir.
(3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
(4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.
(5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü uzmanlık gerektirdiğinden, davalı şirketin fesih ve tasfiye koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda bilirkişi raporu alınmasına karar verilerek, davalı şirket ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişi SMMM Ahmet KAYA ve şirketler hukuku konusunda uzman Prof. Dr. Necla AKDAĞ GÜNEY’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 26/12/2022 tarihli bilirkişi raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Bunun yanında, ortaklar tarafından açılan fesih ve tasfiye davalarında yasal hasım feshi istenilen şirket olup, bu tür davaların ortak veya yetkililere yöneltilmesine yasal olanak bulunmamaktadır.
Davalı gerçek kişiler yönünden yapılan inceleme sonrasında;
Somut olayda, davacının ortağı olduğu davalı şirketin tüzel kişiliğinin ortadan kaldırılması istemiyle açılan davada, husumetin sadece şirkete karşı yöneltilmesi gerekirken dilekçede ileri sürülen nedenlerle davacı tarafı diğer şirket ortakları davalılara karşı da yöneltildiği, davanın adı geçenlere yöneltilemeyeceği anlaşıldığından, anılan davalılara yönelik açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davalı şirket yönünden yapılan inceleme sonrasında;
Alınan bilirkişi kurulu raporunda özetle; davalı şirketin 2012-2016 yıllarına ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerini yasal süreleri içinde vergi dairesine yaptığı, şirket ortaklarının sermaye koyma taahhütlerini yerine getirmedikleri, şirket müdürü davacı murisin vefatı sonrasında şirketin organsız kaldığı, genel kurul yapılmaksızın faaliyetini 31/01/2017 vergi dairesinden resen terk işlemine kadar devam ettiği, şirketin kurulduğu günden bu yana sürekli zarar ettiği, şirketin gayrifaal konumda olduğu ve öz varlık miktarının 31/01/2017 tarihi itibariyle (-) 442.641,06 TL olduğu, dolayısıyla TTK 636/3.md gereğince şirketin feshine ilişkin haklı koşulların oluştuğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Davacı taraf iddiası, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporu, getirtilip-sunulan belgeler ve toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; davalı şirket ortakları davacı ile davalı dışı gerçek kişilerin sermaye taahhütlerini yerine getirmedikleri, davalı şirketin sürekli zarar ettiği gibi aynı zamanda şirket müdürü olan davacı murisin vefatı sonrasında şirketin yönetimsiz ve temsilsiz kaldığı, başka bir deyişle şirketin gayrifaal olduğu, vergi kayıtlarına göre şirketin vergi mükellefiyetinin de 31/01/2017 tarihinde re’sen terkin edildiği, bu kapsamda benimsenen bilirkişi kurulu raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davalı şirket açısından, TTK 636. maddesinde sayılan haklı nedenle limited şirket feshi sebeplerinin bulunduğu anlaşıldığından davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı Gerçek Kişilere Yönelik Açılan Davanın Pasif Husumet Yokluğu Nedeni ile Reddine,
2-Davalı şirkete yönelik Açılan Davanın Kabulü ile,
a)İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …-0 sicil numarasına kayıtlı … LİMİTED ŞİRKETİnin fesih ve tasfiyesine,
2-Davalı şirketin tasfiye işlemlerini yapmak üzere SMMM …’in tasfiye memuru olarak atanmasına,
3-Tasfiye memuru için takdir edilen aylık 1.500 TL’den şimdilik 6 ay peşin 9.000,00 TL ve ayrıca 4.000 TL tasfiye masraf avansı olmak üzere toplam 13.000,00 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı tarafça mahkememiz veznesine yatırılmasına, bundan sonra tasfiye memuruna görevinin tebliğine,
4-Tasfiye memuru ücretinin ve tasfiye masraflarının, tasfiye memuru tarafından tasfiye giderlerine eklenmesine,
5-Kararın kesinleşmesinden sonra, TTK 283.maddesi uyarınca Ticaret Sicilinde tescil ve ilanına,
6-Alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcından 80,70-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 99,20-TL harcın davalı şirketten alınıp maliyeye gelir kaydına,
7-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı şirketten alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı gerçek kişiler kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 80,70 TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı, 5.000 TL bilirkişi ücreti ve 424,50 TL tebligat giderlerinin toplamı 5.597,40 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınıp davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile Davalı … vekilinin yüzünde, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 06/04/2023
Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı