Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/193 E. 2023/739 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/193 Esas
KARAR NO :2023/739

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/09/2017
KARAR TARİHİ:17/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının alacağı bulunmamasına karşılık otomatik ödeme talimatından yararlanarak haksız yere tahsil ettiği 230.225,19 TL sebepsiz zenginleşmeye dair likit bedelin iadesi için davalı borçlu şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini , davalı borçlu takibe haksız yere ve dayanaksız olarak itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, söz konusu bedelle ilgili menfi tespit davasının açıldığını, …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Es. Sayılı dosyasından 27/08/2004 tarihli ihtiyati tedbir red kararının verildiğini, bu kararın içeriğinde anılan bedelin tahsil edilemeyeceği, icraya konulamayacağı dava sonuna dek ihtilaf konusu bedelle ilgili davalıların herhangi bir işlem yapamayacağının hükme bağlandığını, davalı şirket vekilinin itirazında yer alan kesin olmayan sözde alacak talebi ibareleri dayanaksız olduğunu, faturayla ihtiyati tedbir kararı çiğnenmek suretiyle haksız yere tahsil edilen bedelin likit olduğunu, likit bedelin icraya konulabilmesi için kesinleşmesine gerek olmadığı gibi herhangi bir dava ikamesine de gerek olmadığını, borçlunun borca bütün ferilere ve takibe itirazla borcu kabul etmediklerini bildirir beyanı takibe haksız ve yasalara aykırı olarak durduğundan kötü niyetli borçlunun %20 ‘ den az olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, açıklanan tüm bu nedenlerle itirazın kaldırılması ile haksız ve mesnetsiz itirazda bulunan borçlunun %20 ‘ den az olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesini, masraf ve vekalet ücretinin karşı yana teşmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı yanın icra takibine konu fatura bedeline ilişkin alacak talebiyle ilgili olarak açmış olduğu … 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Es. Sayılı dava dosyasının bulunduğu ve bu dosyanın derdest olduğunu, davacı yanın icra takibine konu alacağa ilişkin taleplerinin belirtilen dava dosyasına konu edilmesinin gerektiğini, bu sebeple takibe konu alacak hakkında hukuki ihtilaf olmakla kesin bir alacak olmadığından, davacı yanın gerek icra takibinde gerekse iş bu itirazın iptali davasında hukuki bir yararının bulunmadığını, davacı yanın açmış olduğu icra takibi tamamen kötü niyetli olmakla iş bu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali davasının reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle davacı yanın hiçbir hukuki yararı bulunmayan haksız ve mesnetsiz davasının tümden reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından ….İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘ nun 67 maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda , davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile 230.225,19 TL asıl alacak ve 2.601,86 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 232.827,05 TL alacak için 03.02.2017 tarihinde “230.225,19 TL 04.01.2017 tarihli usulsüz olarak düzenlenen ve otomatik olarak hesaptan çekilen para ” açıklaması ile ilamsız icra takibine girişildiği ödeme emrinin 10.02.2017 tarihinde davalı yana tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından sunulan 16.02.2017 tarihli dilekçe ile süresi içerisinde itiraz edildiği, itirazın davacı yana tebliğ edilmediği, davacı tarafından 18.09.2017 tarihinde asıl alacağa yapılan itirazın iptali için eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 16/03/2021 tarihli 2017/… Esas ve 2021/… Karar sayılı davanın kabulüne dair kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 08/03/2022 tarihli 2021/1088 Esas ve 2022/707 Karar sayılı ilamı ile;”…Dava; İİK 67 maddesine dayalı olup abonelik sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tetkikinde;
Davacı şirket tarafından davalı … aleyhine 04/01/2017 tarihli usulsüz olarak düzenlenen ve otomatik olarak hesaptan çekilen paraya ilişkin 230.225,19 TL asıl alacak + 2.601,86 TL işlemiş ticari faizden ibaret toplam 232.827,05 TL alacağın tahsili talebiyle 03/02/2017 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, borçlunun süresi içinde ibraz ettiği itiraz dilekçesiyle icra takibinde belirtilen 2003/12 dönemi faturasına ilişkin olarak … 4 .Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden dava görüldüğünü, takip konusu alacağın söz konusu davada ileri sürül- mesi gerektiğini, alacağın itilaflı olduğunu beyanla borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin takip alacaklısına tebliğ edilmediği, alacaklı vekilinin yasal süre içinde iş bu itirazın iptali talepli da- vayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Derdestlik itirazına konu … 4 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden verilen ilamın tetkikinde; davacı … AŞ’nin davalı … aleyhine açtığı davada … nolu tesisat ile ilgili 263.654.400,00 TL tutarında borcunun bulunmadığının tespitini, dava tarihi itibarıyla ödenmiş olan 112.932.550,00 TL’nın istirdatını talep ettiği, yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile davacıya tahakkuk ettirilmesi gereken bedelin 72.892,61 TL oldu- ğundan bahisle bu miktarı aşan 190.761,75 TL itibarıyla borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, hükmün Yargıtay 3 HD’nce 04/02/2020 tarihinde onaylandığı anlaşılmaktadır.
İncelenen karar ilamından … 4 Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın hangi faturaya ve tahakkuka dayalı olduğu anlaşılamamıştır.
Ancak eldeki davada takibe dayanak yapılan 04/01/2017 tarihli banka dekontunda söz konusu 230.225,19 TL tutarındaki otomatik kesintinin … nolu abonelik ve 2016/… nolu tahakkukla ilgili olduğu yazılıdır.
Dekontta dayanak olarak belirtilen tahakkuklar, tutanaklar, sözleşmeler ve faturalar dosyaya celp edilmemiştir.
Davalı vekili … 4 Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki dava ile eldeki davaya konu faturanın farklı olduğunu beyanla bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiş, ilk derece mah- kemesi bu beyanları savunmanın genişletilmesi olarak kabul ederek beyanları dikkate almamıştır.
Hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında … 4 Asliye Hukuk Mah- kemesi’nde görülen dosyanın iş bu dosyaya celbi ile dava konusunun, sebebinin ve talep sonucunun tetkiki, ayrıca iş bu davaya konu alacak yönünden yersiz olarak yapılmış bir kesintinin bulunup bulunmadığı, iadesi gereken tutarın ne olduğu hususunun bilirkişi incelemesi ile tespiti gerekmektedir.
İcra inkar tazminatı yönünden; İİK 67/2 maddesinde ” Bu davada borçlunun iti- razının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” denilmektedir. Borçlunun icra inkar tazminatı ile mahkumiyeti açısından itirazın kötü niyetli olması şartı aranmayıp geçerli bir takibin ve itirazın bulunması, takip konusu alacağın belirlenebilir (likid) alacak olması ve davalının itirazında haksız olması gerekmektedir.
“Likid alacak” kavramına gelince ;eğer borçlu, ödeme emri ile kendisinden istenilen alacak bakımından borçlu olduğunu bilmekte veya bilmek durumunda ise ve buna rağmen itiraz eder- se, itirazında haksızdır. O halde, borçlunun haksız olup olmadığının saptanabilmesi için, “alacağın bilinmekte veya bilinmek durumunda olması”nın ne anlama geldiği önem arz etmektedir.
Öğretide genel olarak kabul edildiği üzere, borçlu, alacaklının icra takibinde talep ettiği alacağı veya alacağın bütün unsurlarını bilmekte veya bilmek (kolayca hesap edebilmek) durumunda ise ve alacağın miktarının belirlenmesi için tarafların ayrıca mutabakata varmasına (anlaşmasına) veya mahkemenin tayin edeceği bilirkişi eliyle bir değerlendirme yapılmasına ihtiyaç yoksa, alacak likidedir.
Yargıtay’ın çeşitli kararlar vesilesiyle genel olarak yaptığı tanım da buna paraleldir: Ör- neğin, Hukuk Genel Kurulu’nun emsal kararlarında belirtildiği ve benimsendiği üzere , “alacağın gerçek miktarı belli ve sabit ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilin- mekte veya bilinmesi gerekmekte ve böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesi mümkün ise başka bir ifadeyle, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacak likiddir.”
Yargıtay’ın burada ifade ettiği, “borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise” ölçütü çok önemlidir. Burada dile getirilen borçlunun “yalnız başına” tespiti hususu, alacağın ve miktarının borçlu tarafından bütün unsurları ile bilinebilir (hesap edilebilir) olması ve bu konuda alacağın tespiti için ayrıca yargılama yapılmasına gerek olmaması anlamındadır.
Alacağın likid olması bakımından “alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması” da şart değildir. ( İcra İnkar Tazminatı Açısından “Likid Alacak” Kavramı – Prof. Dr. Ejder Yılmaz/ Banka- cılar Dergisi, Sayı 67, 2008)
Buna göre, mahkemece;
Öncelikle davacının icra takibine dayanak yaptığı tahakkuklar, tutanaklar, sözleşmeler faturalar vs belgeler ile … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dos- yasının tamamının iş bu dosya içine celbi,
Sonrasında tüm dosya içeriği gözetilerek, davalı tarafça otomatik olarak tahsil edilen dava konusu bedelin iadesinin gerekip gerekmediği , (alacağın varlığı ve miktarı) hususunda konu- sunda uzman elektrik mühendisi bilirkişiden rapor aldırılarak hasıl olacak sonuca göre karar tesisi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davalı ve davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-6 md gereğince tespit edilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir…” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda gerekçesi yazılı kaldırma ilamı doğrultusunda, … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ve davacının abonelik dosyası ile dava konusu tahakkuka dair belgeler dosya arasına alınmıştır.
… 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılamanın davacının aboneliğine ait sayacında yapılan oynama nedeni ile tüketilen kaçak elektrik enerjisi için tahakkuk ettirilen ve 263.654,40 TL olarak taksitlendirilen faturaya ilişkin olduğu, davacının ödemesi gereken tüketim bedelinin 72.892,61 TL olarak belirlendiği fazla ödenen 64.066,82 TL’nin iadesine karar verildiği, kararın Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından 04/02/2020 tarihinde onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın teknik bilgi gerektirmesi ve yukarıda anılı kaldırma ilamı gereği konusunda uzman bilirkişi …’ndan alınan 02/10/2023 tarihli rapor ile; davalı tarafından … numaralı tesisata dair 230.225,19 TL otomatik kesintinin … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosya ile yargılaması yapılan kaçak elektrik tahakkuk taksitlendirme bedeli toplamı olduğu, mahkemece davacı tarafından bu tahakkuk nedeni ile ödenen 136.959,43 TL’den 72.892,61 TL’yi aşan kısmın iadesine karar verildiği, dosya içerisinde dava konusu kesintinin bu kaçak elektrik tahakkuku dışında başka bir tüketime ait olduğuna dair somut belge bulunmadığı rapor edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, tüm dosya kapsamı ile bilirkişi raporu dikkate alındığında, davalı tarafından düzenlenen kaçak elektrik tahakkukuna dair faturanın … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen … esas sayılı ilamı ile 72.892,61 TL olarak belirlendiği, bu bedelin davacı tarafından davalıya ödendiği fazla ödenen bedelin davacıya iadesine karar verildiği, davalı tarafından dava konusu 230.225,19 TL’lik otomatik kesintiyi yapmasını haklı gösterir bir delilin dosyaya sunulmadığı bu hali ile davacının dava konusu bedeli davacıya iade etmesi gerektiği anlaşıldığından davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptaline takibin devamına karar verilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli 2019/… esas ve 2019/… karar sayılı kararında belirtildiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacının talebinin banka hesabından otomatik kesilen fatura bedeline ilişkin olduğu ve alacağın likit olduğu anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı tarafından …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 230.225,19 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20 ‘ si oranında hesaplanan 46.045,03 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 15.726,68 TL karar ve ilam harcının 2.767,54-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 12.959,14 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından ödenen 2.767,54 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile ödenen 31,40 TL başvuru harcı ile 3.769,63 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.801,03 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 36.533,78 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır