Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/177 E. 2022/591 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/177 Esas
KARAR NO : 2022/591

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2022
KARAR TARİHİ : 14/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin işyeri olarak kullanmak üzere “İstanbul… Mah. … Sok. No:..” adresindeki taşınmazı kiralamak amacıyla mülk sahibi ile 01.11.2020 başlangıç tarihli kira sözleşmesini 15.10.2020 tarihinde imzaladığını, ancak kiralanmak üzere mutabık kalınan taşınmaz için 120.000,00 TL tadilat masrafı çıkması akabinde 26.10.2020 tarihinde (kira başlangıç tarihinden önce) mal sahibi olan dava dışı … ile sözleşmeden dönülmesi üzerine sözleşmeden dönme sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeden dönme halinde bilindiği üzere sözleşme geçmişe etkili olarak kurulduğu andan itibaren yok hükmünde olup, taraflar aldıklarını iade etmekle yükümlü olduğunu, dava dışı mal sahibi ile müvekkilinin sözleşmeden dönme hükümlerine uygun olarak aldıklarını iade ettiklerini, işbu kira sözleşmesinin kurulmasında aracılık ettiğini iddia eden davalı emlakçı tarafından 12.500,00 TL danışmanlık bedeli ve 2.250,00 TL KDV olmak üzere 14.750,00 TL tutarında fatura tanzim edilerek müvekkilinin mail adresine gönderildiğini, müvekkilinin işbu faturaya her hangi bir hizmet almamış olması, müvekkilinden kaynaklı olmayan sebepler ile sözleşmeden dönülmüş olması, yok hükmünde olan bir sözleşme için ödeme yapılmayacağı ve davalı ile geçerli bir sözleşme imzalamadığı için itiraz ettiğini, ancak davalı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile işbu faturaya istinaden icra takibi başlatıldığını ve müvekkilinin pandemi nedeni ile online çalıştığı dönem takibin kesinleştiğini, müvekkilinin aracı üzerine haciz konulması üzerine işbu takipten haberdar olunduğunu, müvekkilinin icra takibinden haberdar olması akabinde davalı tarafın müvekkili sürekli aracına yakalama koymakla korkutması üzerine işbu icra dosyası haciz baskısı ile ödettirildiğini, davalı ile müvekkili arasında hiçbir yazılı sözleşme bulunmamakta olduğunu, müvekkilinin kusuru olmaksızın yapılan kira sözleşmesinden de dönülmesi sebebi ile geçmişe etkili olarak yok hükmünde olan bir kira sözleşmesine istinaden müvekkilinin her hangi bir borcu bulunmamakta olduğunu, müvekkilinin haciz baskısı nedeni ile ödemiş olduğu tutarların geri alımının sağlanması için işbu davayı açmak zarureti hasıl olduğunu, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m. 11, m. 15 ve m. 16 ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 5/A uyarınca dava şartı zorunlu arabuluculuk uygulaması kapsamında 25.05.2021 tarihinde arabuluculuk bürosuna başvuruda bulunulduğunu, İstanbul 2021/58489 Arabuluculuk numaralı dosyası ile arabuluculuk dosyası açıldığını, taraflar arasında yapılan görüşmeler sonucunda her hangi bir anlaşmaya varılamadığını, kanun gereği arabuluculuk son tutanağı ekte dosyaya sunulduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle icra takibi baskısı ile dosya borcunu ödeyen müvekkilimizin ödemiş tutarın istirdadına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu ve reddi gerektiğini, davacının müvekkilinden herhangi bir hizmet almadığına dair beyanı gerçek dışı olduğunu, müvekkili Özer Şahan ile taşınmazın mülk sahibi kiraya veren dava dışı 3. Kişi… arasında yazılı olarak yapılmış tüm şekil şartlarını havi 17.09.2020 tarihli “Gayrimenkul Kiralama Aracılık Sözleşmesi” bulunmakta olduğunu, bu sözleşme dışında, davacı kiracı ile ayrıca yazılı bir sözleşme yapılmasına gerek bulunmamakta olduğunu, kiracı ile müvekkili arasında tellallık/aracılık ilişkisinin kurulmasına dair her türlü edim yerine getirildiğinden müvekkilinin ücrete hak kazanmış olup bu hakkı MK m.2/2’deki dürüstlük kuralı çerçevesinde korunmakta olduğunu, bununla birlikte, kira sözleşmesinin devam edip etmemesi müvekkilinin hak kazandığı ücret alacağının durumunu etkilememekte olduğunu, dava ile ileri sürülen gerekçeler gerçeğe aykırı olduğu gibi TMK 2. Gereği dürüstlük ve iyiniyet ilkesi çerçevesinde değerlendirildiğinde müvekkilinin verdiği hizmeti tamamlayarak karşılığında ücrete hak kazandığını, müvekkiline kusur atfedilmeyerek kendinden bağımsız ve keyfi bir şekilde kira ilişkisinin sona ermesi nedeniyle aracılık ücretinin geri istemesi kötü niyetli olup davanın reddi gerekmekte olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle haksız ve gerçeğe aykırı iddialarla ikame edilen işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından İstanbul … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası ile aleyhine yapılan takip nedeni ile icra baskısı altında ödediğini iddia ettiği bedelin davalıdan istirdadı istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK’nun 72/7 maddesi ;
” Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.” hükmüne,
72/son maddesi ;
” Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur.” hükmüne havidir.
Dosya kapsamından; davalı tarafından davacı aleyhine İstanbul … İcra Dairesi’nin… takip sayılı dosyası ile ” 15/10/2020 TANZİM VE 15/10/2020 VADE TARİHLİ …NOLU DANIŞMANLIK BEDELİ FATURASI” açıklaması ile 14.750,00 TL asıl alacak ve 178,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.928,21 TL alacak için ilamsız icra takibine girişildiği, örnek 7 ödeme emrinin 17/12/2020 tarihinde davacı borçluya tebliğ edildiği, davacı tarafından 7 günlük yasal süreden sonra 18/01/2021 tarihinde takibe itiraz edildiği, davacının İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nin… esas sayılı dosyası ile yaptığı usulsüz tebligat şikayetinin mahkemece reddine karar verildiği, davacı tarafından 09/06/2021 tarihinde icra dosyasına 18.596,61 TL ödeme yapıldığı, 16/03/2022 tarihinde 1 yıllık hak düşürücü sürede elde ki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ki uyuşmazlık konusu fatura , davacı yanın dava dışı…’ten kiraladığı, ancak daha sonra aralarında yaptıkları ibra protokolü ile sözleşmeden döndükleri taşınmazın, davacı tarafından kiralanması aşamasında davalı tarafından yapılan emlak danışmanlığı hizmetinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Davacı ile dava dışı kiralayan arasında geçerli bir sözleşmenin kurulduğu sabittir.
6098 sayılı TBK’nun simsarlık sözleşmesini düzenleyen 520. maddesi;
“(1)Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir.
(2) Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekalete ilişkin hükümler uygulanır.
(3) Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.” hükmüne havidir.
Somut olayda, yukarıda anılan düzenleme gereği taraflar arasında yazılı bir sözleşme olması gerektiği ancak davacı ile davalı arasında yazılı bir simsarlık sözleşmesi olmadığı sabittir.
Kanunda yer alan sözleşmenin yazılı yapılması şartı, ispat değil sözleşmenin geçerlilik şartı olup emredici nitelikte bir düzenlemedir. Tarafların imzalarını taşıyan yazılı bir sözleşme bulunmadığından taraflar arasında kurulmuş geçerli bir sözleşmeden bahsedilemez. Geçerli bir sözleşme olmadan ücret talebinde bulunulması da mümkün değildir. Bu nedenle davalı tarafından davacı aleyhine yapılan takip haksız olup, davacı haciz baskısı altında ödediği bedeli davalıdan talep edebilir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler ile tüm dosya kapsamı dikkate alınarak davanın kabulüne dair aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, 18.596,61 TL ‘ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 1.270,33-TL karar ve ilam harcından 317,59-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 952,74-TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 409,79-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 62,00-TL olmak üzere toplam 471,79-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/06/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır