Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/161 E. 2022/1200 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/161 Esas
KARAR NO:2022/1200

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:10/03/2022
KARAR TARİHİ:28/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın; 2019 Model … marka “…” Şasi Numaralı elektrikli aracı davalı firmanın İstanbul Anadolu Şubesinden 163.042,17 TL bedelle satın almış ve araç 28.03.2019 tarihinde trafiğe tescil ettirdiği; davalıdan alınan aracın; ilk olarak, alındıktan beş ay sonra, 29 Ağustos 2019 tarihinde, “Aküyü durdurun” arızası ve “el kitapçığına bakın” uyarısı vermesi üzerine araç servise götürülerek, yetkili servis tarafından aküsü değiştirildiği; daha sonra, 2021 yılı içerisinde, araç çalıştırıldığında “şarj olmuyor” ve “fren çalışmıyor, arabayı durdurun” uyarısı verdiği ve anılan arıza yetkili servis temsilcisine derhal bildirildiği ve araç 18.05.2021 tarihinde çekici ile çekilerek davalı firmanın yetkili servisine götürülebildiği, yetkili servis tarafından 25.05.2021 tarihinde arıza bakım maliyeti olarak 1.345,20 TL tutarında fatura çıkarılarak davalı firmaca müvekkil firmadan tahsil edildiği ve aracın 17 Haziran 2021 tarihinde müvekkili firmaya teslim edildiği; Anılan arızanın davalı firma yetkili servisince onarılarak aracın müvekkil firmaya tesliminin ardından henüz bir ay geçmemişken; dava konusu araçta yine aynı arıza ortaya çıkmış, araç çalıştırıldığında “araç şarj etmiyor” ve “fren çalışmıyor, arabayı durdurun” uyarısı vermiş ve araçtaki arıza yetkili servis temsilcisine derhal bildirildiği, 13.07.2021 çekici ile çekilerek davalı firmanın yetkili servisine götürüldüğü, yetkili servis tarafından arızanın tamir edildiği belirtilerek 03.08.2021 tarihinde müvekkile teslim edilmiş ve çekici ücreti olarak da 134,99 TL tutarında fatura çıkarılarak davalı firmaca müvekkil firmadan tahsil edildiği; anılan arızanın tamiri ve aracın 03.08.2021 tarihinde müvekkile tesliminin ardından henüz 1 ay geçmemişken de; araçta yine aynı arıza ortaya çıkmış, araç çalıştırıldığında ekranda arıza yazısı belirmiş, “araç şarj olmuyor” ve “fren sistemi çalışmıyor” uyarısı vermiş ve araç 01.09.2021 tarihinde çekici ile çekilerek davalı firmanın yetkili servisine götürüldüğü, yetkili servis tarafından arızanın tamir edildiği belirtilerek 08.10.2021 tarihinde müvekkile teslim edilmiş ve arıza bakım maliyeti olarak da 18.330.88 TL tutarında fatura çıkarılarak davalı firmaca müvekkil firmadan tahsil edildiği; anılan arızanın tamiri ve aracın 08.10.2021 tarihinde müvekkile tesliminin ardından; araç yine aynı arıza nedeniyle uyarı vermiş, araç çalıştırıldığında “araç şarj olmuyor” ve “fren sistemi çalışmıyor” uyarısıyla karşılaşılmış ve 08.11.2021 tarihinde araç çekici ile yetkili servise götürülmüş ve araç halen daha tamir edilerek teslim edilmemiş, 4 aydan fazla bir süredir yetkili serviste beklediği; belirtilen arıza olay akışı içerisinde; 18.05.2021 tarihinden işbu davanın açıldığı 10.03.2022 tarihine kadarki 10 ay kadarlık zaman diliminin 7 ayı araç arızanın tamiri nedeniyle serviste kalmış ve kullanılamamış; fakat anılan arıza bir türlü tamir edilemediği, bunun üzerine; 4 kez aynı arıza nedeniyle servise götürülen, her seferinde de tamir edildiği belirtilerek ve tamir bedeli de müvekkilden tahsil edilerek teslim edilen araçta 5. kez aynı arızanın çıkması, yani arızanın tamir edilememesi ve son arıza nedeniyle araç 08.11.2021 tarihinde yetkili servise teslim edilmesine rağmen halen daha tamir edilmemiş ve teslim edilmemiş, yetkili serviste bekliyor olması üzerine; müvekkili firmaca, ayıplı olduğu ve davalının satışında ağır kusurlu olduğu aşikar olan aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi ve ayıptan kaynaklı müvekkil firma zararının tazmini için … 6. Noterliği … Yevmiye No’lu 19.01.2022 tarihli ihtarname ile davalı firmaya ihtar çekilmiş fakat davalı tarafından ihtarnameye olumlu bir dönüş yapılmaması üzerine arabuluculuk yoluna başvurulmuş, arabuluculuk görüşmelerine gidildiğini, dava konusu aracın, ayıplı mal niteliğindedir ve söz konusu ayıp, gizli ayıp niteliğinde olup davalının ağır kusurlu olduğunu; bir araç alırken beklenen, aracın uzun yıllar kullanılması, hele ki ilk 5-10 yıla kadar arızasız bir şekilde kullanılması iken; henüz iki yıllık bir elektrikli araçta, aracın hareketini sağlayan en temel unsuru olan şarj ve elektrik akşamı ile ilgili düzenli olarak arıza yaşanması ve bu arızanın aracın hareket etmesini engellemesi ve aracın kullanılmak yerine sürekli olarak yetkili serviste tamir edilmesinin beklenmesi ve nitekim arızanın da bir türlü tamir edilememesini; satın alınan araçtan beklenen faydanın sağlanamadığını, satın alınan aracın ayıplı olduğunu gösterdiği; söz konusu ayıp, araç alındığında açıkça belli olmayan ve olağan gözden geçirmeyle de anlaşılamayacak olan zamanla kendini göstermiş bir arıza olduğundan fabrikasyon kaynaklı gizli ayıp niteliğindedir ve anılan ayıp, aracın hareketini sağlayan temel akşamıyla ilgili olduğundan ve aracı kullanılamaz hale getirdiğinden ve nitekim yetkili servis tarafından 4 kez “tamir edildi” diye müvekkile teslim edilmesine rağmen halen daha aynı arızayı vermekte olduğundan; davalı firma, böylesi bir aracın müvekkil firmaya satılmasında ağır kusurlu olduğu; araçtaki ayıbın giderilemediği ve ayıp nedeniyle kullanılamadığı göz önüne alındığında, davacı müvekkilden TBK 227. maddede belirtilen, “satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme” hakkı dışındaki diğer seçimlik haklarını kullanması beklenemeyeceği belirterek, dava konusu 2019 Model … marka “…” Şasi Numaralı ayıplı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, mahkemece aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebimizin yerinde görülmemesi ve bedel iadesine karar verilecek olması ihtimalinde ise, denkleştirici adalet ilkesi gereğince bedelin günümüz piyasa koşullarına göre güncellenerek (dava konusu araca emsal nitelikteki bir sıfır araç bedelince) iadesine, araçtaki ayıp nedeniyle çıkan arızaların onarım maliyeti olarak davalı firmaca müvekkilden tahsil edilen ve müvekkil firmanın araçtaki ayıp nedeniyle uğradığı maddi zarar niteliğinde olan; 25.05.2021 tarihinde 1.345,20 TL, 20.08.2021 tarihinde 134,99 TL ve 07.10.2021 tarihinde 18.330,88 TL olmak üzere, toplamda 19.811,07 TL’nin (fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla) davalıya yapılan ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte davacı müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …-… A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın, diğer davalı şirketten satın aldığı “…” şasi numaralı … markalı elektrikli aracın ayıplı olduğu iddiasıyla yenisi ile değiştirilmesini ve ayrıca tazminat ödenmesini talep ettiği; davaya konu araç müvekkilim şirket tarafından ithal edilmiş olup diğer davalı … AŞ tarafından 27/03/2019 tarihinde davalı şirkete satıldığı; Zamanaşımı olduğu; davacı, ne aracı satın aldığı tarih olan 27/03/2019 tarihinden, ne de iddia ettiği motor arızasının oluştuğu 18/05/2021 tarihinden itibaren bir ayıp ihbarında bulunmadığı, bir an için alıcının iddia ettiği ayıbın gizli olduğu ve TTK 23/1-c maddesinde belirlenen 8 günlük hak düşürücü süre içinde muayene külfetini yerine getiremediği düşünülse dahi ilk servis başvurusu satış tarihinden 26 ay sonra 18/05/2021 tarihinde, arabuluculuk başvurusu ise 36 ay sonra 01/02/2022 tarihinde olduğu; esas ilişkin olarak da, müvekkili şirketin davaya konu araca herhangi bir servis işlemi uygulamadığından, varsa bile, araçta mevcut bir ayıptan haberdar olmadığı, dava konusu araç 18/05/2021, 13/07/2021 ve 01/09/2021 tarihlerinde diğer davalı servise geldiği ve yapılan incelemede aracın şarj priz kilidi arızalandığı için kontak hatası bulunduğunun tespit edildiği; her aracın trafiğe çıktıktan sonra belli kilometre ve sürelerde bakım görmesi gerektiği, aracın ilk kullanımını takiben yapılacak ilk bakım, trafik güvenliği ve aracın tüm parçalarının yeknesak çalıştığının tespiti ve varsa hatalı kullanımdan gelen hataların büyümeden giderilmesi için özellikle önem arz ettiği, davacı ise davaya konu aracın ilk bakımını altı (6) ay geciktirdiği, özellikle elektrikli araçlar gibi yeni ve yüksek teknoloji ürünü olan ve bu denli uzun süre ilk bakım görmeyen bir araçta şarj priz kilidi arızası da dahil olmak üzere farklı arızaların meydana gelmesi kullanıcı hatası olduğu; aracın trafik tescil kayıtlarının trafik tescil müdürlüğünden müzekkere ile istenmesi, satış ve servis kayıtlarının satışı yapan bayiden ve servis hizmetlerini sunan yetkili servisten istenmesi, teknik ve kullanım detaylarını gösterir kullanma kılavuzu istenmesinin sonuç olarak, davanın hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönünden usulden, araçta bir üretim hatası bulunmadığından esastan reddini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin beyan ve itirazları ile hak düşürücü süre itirazları bulunduğu; davacının ayıp iddiasını kabul etmemekle birlikte, bir an için araçta ayıp olduğu kabul edilse dahi alıcının ayıbının niteliğine göre bu ayıbı 2 gün veya 8 gün içinde veya ayıbını bulunduğu sonradan anlaşılırsa derhal satıcıya bildirilmesi gerektiği; davacının ayıplı mala ilişkin iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının talepleri zamanaşımına uğradığı, dava konusu araç 27.03.2019 tarihinde davacıya satıldığı, bilindiği üzere ilgili mevzuatta alıcının seçimlik hakları 2 yıllık zaman aşımına tabi tutulduğu; davacı yan tarafından seçimlik haklar terditli olarak talep edildiği, seçimlik hakların terditli olarak talep edilebilmesine imkan olmadığı; davacı yan tarafından yargılama harçları eksik yatırıldığı, davacı yan tarafından dava dilekçesinde netice-i talep olarak aracın misliyle değişimi, araç bedelinin iadesi ve 19.811,07 TL tazminat talep edildiği bu noktada davacı tarafından yalnızca bedel iadesine ve maddi tazminata ilişkin harç yatırılmış olup misliyle değişim talebine ilişkin harç yatırılmadığı; esasa ilişkin beyan ve itirazlar olarak da: dava konusu araçta herhangi bir imalat hatası ve/veya ayıp bulunmadığı; davacı, 27.03.2019 tarihinde, … plakalı, 2019 model, … model elektrik motorlu aracı 163.042,17 TL bedelle müvekkil şirketten satın aldığı ve araç satın alındıktan sonra müvekkili şirkete çeşitli tarihlerde başvurulduğu bunlardan: 18.05.2021 tarihinde araç çalıştırıldığında şarj olmuyor şikayeti ile yapılan servis girişi neticesinde yapılan kontrollerde araç teste bağlanmış ve aracın yazılım güncellemeleri yapıldığı, müşterinin şarj etmiyor şikayetine istinaden, araç şarj istasyonuna bağlanmış ve şarj aldığının görüldüğü, araç ile yol testine çıkılmış olup herhangi bir soruna rastlanmadığı; 13.07.2021 tarihinde araç şarj olmuyor şikayetiyle yapılan başvuruda, davacının kendi şarj kablosu, servisimizdeki şarj cihazına bağlandığı ve aracı %98 ‘e kadar şarj ettiği görüldüğü, araç davacıya teslim edilmeden kısa test yapılmış ve daha sonra bulunan TIP’e göre işlemler kontrol edildiği ve herhangi soruna rastlanmadığından araç müşteriye sorunsuz şekilde teslim edildiği; 01.09.2021 tarihinde araç çeşitli şikayetler ile müvekkili şirket servisine gelmiş ve davacıya %80 oranında destek sunularak aracında parça değişimi sağlanmış ve araç kusursuz bir biçimde davacıya iade edildiği; 09.12.2021 tarihindeki servis girişinde ise aracın elektrik kablosunun değişmesi gerektiği görülmüş, ilgili yedek parça temin edilerek davacının aracı onarılarak teslime hazır hale getirildiği; ancak davacı tarafından garanti kapsamında olmayan aracın garanti kapsamında onarımı talep edildiği için aracın iadesi geciktiği netice olarak araç 25.02.2022 tarihinde ayıpsız ve sıkıntısız vaziyette davacıya teslim edilmediği, görüldüğü üzere davacının aracın 7 ay serviste kaldığına yönelik iddiaları gerçeği yansıtmadığı, aracın hangi tarihlerde servise geldiği ve hangi tarihlerde davacıya teslim edildiği ektesunulu servis kayıtları ile sabit olup davacının aksi yöndeki soyut beyanlarına itibar edilebilmesine imkan olmadığı; dava dilekçesinde bahsi geçen ve ayıp iddiasına rağmen, müvekkil şirket servisine getirilen araç üzerinde yapılan titiz inceleme ve çalışma neticesinde tespit edilen tüm arızaların eksiksiz şekilde giderildiği ve araç sorunsuz şekilde davacıya teslim edildiği aracın, onarılmak sureti ile davacıya teslim edildiği hususu müvekkil şirket nezdinde tutulan iş emri ve sair tüm servis kayıtları ile sabit olduğu; dava konusu araçta meydana gelen arızaların tek sebebi davacı tarafından aracın bakımlarının yaptırılmamış olduğu; araç ile ilgili kronoloji: Dava konusu aracın trafiğe çıkış tarihi 28.03.2019; aracın ilk periyodik bakımının 1 yıl sonra yaptırılması gerektiği ancak ilk periyodik bakım 04.09.2020 günü yaptırıldığı; davacı tarafından aracın periyodik bakımı hele hele ilk bakımı 6 ay geciktirildiği, periyodik bakımı 6 ay geciktirilen bir araçta çeşitli arızaların ortaya çıkmasının gayet doğal olduğu ancak bu arızalar üretim kaynaklı değil kullanıcı hatasından ibaret olduğu; aracın ayıplı olduğu iddiasını kabul etmemekle birlikte, davacının aracında halihazırda hiçbir yakınma mevcut olmadığı bu sebeple, misli ile değişim veya sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile ikame edilen huzurdaki davanın reddini, davacıya ait … plakalı araç müvekkil şirket servisinde onarım görmüş olup, davacı tarafın talepleri doğrultusunda gerekli servis, bakım veya onarım hizmetleri sağlandıktan sonra araç davacıya teslim edildiği, davacının aracında hali hazırda bir yakınma kalmadığı açık olduğu, davacının aracındaki arızanın giderildiği göz önünde bulundurularak, misli ile değişim ya da sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının mümkün olmadığının kabulü gerektiği, davacı yan tarafından dava konusu aracın onarımına ilişkin bedellerin talep edildiği görüldüğü öncelikle bilindiği üzere satıma konu malların ücretsiz onarımı yetkili servislerde ancak garanti süresi içerisinde gerçekleşmediği, dava konusu aracın ise garanti süresi 2 yıl olup 27.03.2019 tarihinde satılan aracın garanti süresi 27.03.2021 tarihinde sona erdiği, bu sebeple garanti süresinin sona ermesinden sonra yapılacak onarımların ücretsiz olmasının zaten mümkün olmayıp sonuç olarak, fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımız saklı kalmak üzere, usule ilişkin itirazlarımız incelenerek davanın usulen reddinin şayet davanın esasına girilir ise, davanın yukarıda açıklanan nedenlerle esastan reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; müvekkili şirket kayıtları, davalı şirket kayıtları, araç ruhsatı, sözleşme, ticaret sicil gazetesi kayıtları, vergi kayıtları, faturalar, ödeme dekontları, fotoğraflar, mesaj kayıtları, keşif, bilirkişi incelemesi, tanık ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; iş emirleri, servis kayıtları, defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık, isticvap ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Bilirkişi raporu:
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, 21/09/2022 tarihinde aracın bulunduğu yerde yapılan keşifte dosya makine mühendisi Prof. Dr. … ve Prof. Dr. …’e tevdi edilmiş ve bilirkişiler sunmuş olduğu raporunda: yapılan tespitler ve veriler ışığında … Servisinde yapılmış olan testler kapsamında söz konusu aracın bataryasının 30 dakika içinde % 48 doluluğa eriştiği, şarj edilme süresince %48 lik doluluğa 0,48/30dak = 0,016 yüzde/dak’lık hızla ilerlediği, bundan sonra yapılan 15 dakikalık testte ise şarjın %48 den % 70 eriştiği, yani %70-%48 =%22 şarj kazandığı, şarj edilme hızının yaklaşık 0,22/15 dak = 0,0146 olduğu tespit edilmiş ve hesaplanmış, arada meydana gelen bu fark, yani 0,016-0,0146 = 0,0014 lük fark bataryanın dolması ile bataryadaki yükselen gerilim seviyesinden kaynaklanmakta ve şarj cihazı bataryanın sürekli yüksek akımla şarj olarak zarar görmesini engellemek için, şarj akımı şarj cihazı tarafından otomatik olarak ayarlanmakta ve düşürülmekte olduğunu, bu nedenle … servisindeki cihazın uygun çalıştığının açık olduğunu, … serviste yapılan şarj sonrasında aracın 81 km menzile sahip olması ve üçüncü keşif sırasında bu menzilin 74 km’ye düşmüş olarak araç kontrol sisteminde görünmesi ise, iki nedene bağlıdır. Bunlardan birincisi ; bataryanın 14 gün gibi bir süre hiç şarj edilmemiş olmasına ve dolayısıyla gerilim seviyesinde düşme meydana gelmesine, ikincisi ise; araç içinde bulunan kontrol ve kumanda cihazlarının sürekli devrede kalmasından dolayı sürekli küçük akım çekerek batarya seviyesinin azalmasına ve bataryada azalan enerji ile menzilin de kısalmasına neden olması olduğunu, bu tür olaylar günümüzün içten yanmalı motorların tahrikinde ilk hareketi veren akü bataryasının uzun süre kullanılmaması ve şarj edilmemesi durumunda da meydana gelen normal olaydan biri olduğunu, ancak son yapılan üçüncü keşifte, Emirgan’daki şarj cihazının … marka elektrikli aracı şarj ettiği halde, dava konusu aracın şarjına dahi başlayamamış olması, şarj cihazı ile araç arasında bulunan bir uyumsuzluğun işareti olarak değerlendirildiğini, yani şarj cihazında herhangi bir sorun olmadığının açık olduğu halde, bu cihazın dava konusu araca verdiği enerjinin kabul edilmediğini gösterdiğini, o halde bu olay, söz konusu aracın şarj aletine bağlandığı elektrik/elektronik devrelerde önemli bir problemin olduğunu ortaya koyduğunu, aracın defalarca servise gittiği halde, aynı şikayetlere maruz kalması, araç içindeki bir arızadan kaynaklanmakta ve bu servis tarafından tespit edilememekte, zira serviste kullanılan şarj cihazı layıkıyla görevini yapmakta ve araç düzeneği ile uyum içinde çalışmakta, o halde söz konusu arızanın ve problemin giderilebilmesi için Emirgan’daki şarj cihazı ile birlikte söz konusu aracın birlikte serviste muayene edilmesinin gerektiğinin uygun olacağı değerlendirilmekte, mevcut durum kapsamında davalı tarafından davacıya satılmış olan bu malın gizli ayıplı olduğu, arızanın ise batarya sitemi ile bunu kontrol eden elektrik/elektronik teçhizatta olduğu düşünülmekte olduğunu, yapılan tespitler, incelemeler, değerlendirmeler ve keşiflerde yapılan testler sonuç ve kapsamında davacı tarafın davalı taraftan satın almış olduğu aracın, araç içindeki batarya dolum sisteminde bulunan elektrik/elektronikten oluşan yan sistemlerden kaynaklandığını, gizli ayıplı olduğunu ve aracın bu koşullar altında kullanılamaz durumda olduğuna dair rapor sunmuşlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; ayıplı araç satışı iddiasına dayalı olarak açılan, aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde güncel bedel iadesi ve ayıp nedeniyle oluşan zararın tazmini işlemine ilişkindir.
Çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; 27/03/2019 tarihli satış faturasına konu … plakalı aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın üretimden mi, kullanımdan mı kaynaklı olduğu, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, aracın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesi talebinin yerinde olup olmadığı, ayıp nedeniyle yapıldığı iddia olunan masrafların davacıya iadesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nin 23/1-c maddesi gereğince; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda 6098 sayılı TBK’nin 223/2. maddesi uygulanır. TBK’nin 223. maddesine göre alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
Dava konusu aracın 27/03/2019 tarihinde davalı Mengerler tarafından davacıya satışının yapıldığı, araçta süregelen aynı arıza nedeniyle aracın 29/08/2019, 18/05/2021 ve 13/07/2021 tarihlerinde yetkili servise götürüldüğü, onarım yapılarak aracın davacıya teslim edildiği, ancak son olarak 08/11/2021 tarihinde aracın yeniden aynı arızayı vermesi üzerine yeniden servise götürüldüğü ve arızanın giderilememiş olduğu görülmektedir. Bunun üzerine davacı vekilinin davalı Mengerler’e keşide ettiği 19/01/2022 tarihli ihtarname ile arızanın giderilmemesi nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi ve ayıp nedeniyle servise ödenen bedellerin iadesini talep etmiştir.
Gizli ayıbın ortaya çıkmasından sonra davacı tarafından aracın yetkili servise götürülmesi ayıp ihbar şartının gerçekleştiğine karine teşkil eder. Ayrıca davacı araçtaki arızanın giderilememesi nedeniyle davalı Mengerler’e 19/01/2022 tarihli ihtarname ile bildirim de yapmıştır. Bu nedenlerle ayıp ihbarının süresinde olduğu kabul edilmelidir.
Araçta meydana gelen arızanın nedeninin tespiti amacıyla refakate elektrik yüksek mühendisi ve makine yüksek mühendisi alınarak 21/09/2022 tarihinde araç üzerinde keşif yapılmıştır. Bilirkişiler 31/10/2022 tarihli ortak raporlarında özetle; aracın bulunduğu yerdeki şarj sisteminin … marka elektrikli başka bir araçta denendiği, şarj sisteminin … marka aracı sağlıklı bir şekilde şarj ettiğinin görüldüğü, ancak aynı şarj cihazının dava konusu aracın şarjına dahi başlayamadığı, bu durumun şarj cihazı ile araç arasında bulunan bir uyumsuzluğun işareti olarak değerlendirildiği, şarj cihazında herhangi bir sorun olmadığının açık olduğu halde bu cihazın dava konusu araca verdiği enerjinin kabul edilmediğini gösterdiğini, o halde bu olayın söz konusu aracın şarj aletine bağlandığı elektrik/elektronik devrelerde önemli bir problemin olduğunu ortaya koyduğunu, aracın defalarca servise gittiği halde, aynı şikayetlere maruz kalması, araç içindeki bir arızadan kaynaklanmakta ve bu servis tarafından arızanın tespit edilemediği, serviste kullanılan şarj cihazının aracı şarj ettiği, arızanın ise batarya sitemi ile bunu kontrol eden elektrik/elektronik teçhizatta olduğunun düşünüldüğü, mevcut durum kapsamında davalı tarafından davacıya satılmış olan aracın gizli ayıplı olduğu ve aracın bu koşullar altında kullanılamaz durumda olduğuna dair rapor sunmuşlardır.
21/09/2022 tarihinde araç üzerinde icra edilen keşif sonrasında bilirkişilerden alınan 31/10/2022 tarihli ortak raporun, gerekçeli, denetlenebilir, alanında uzman makine ve elektrik yüksek mühendisleri tarafından, dosyamız kapsamı ile uyumlu ve gerekli araştırma/tetkik yapılarak hazırlanmış olması nedeniyle rapora itibar edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
TBK’nin 227. maddesinde ise satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik hakları; satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme olarak belirlenmiştir. Eldeki davada davacının asli talebi aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesidir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine yazılan müzekkereye verilen cevapta, aracın hasar kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında davanın, ayıplı olduğu iddia edilen aracın, ayıpsız misli ile değiştirilmesi ve arızanın giderilmesi için yapılan masrafın davacıya iadesi istemli olduğu, servis kayıtları ve keşif sonrası alınan bilirkişi raporundan aracın elektronik aksamında arıza bulunduğunun tespit edildiği, işbu arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğu ve yukarıda açıklandığı üzere ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, davalı Mengerler’in satıcının ayıba karşı tekeffülü, diğer davalı …-…’in ise üretici olarak davacıya karşı müteselsilen sorumlu oldukları,
Araçta meydana gelen arızanın giderilemediği, bu koşullar altında aracın kullanılamaz durumda olduğu, aracın kilometresinin henüz 10.000’e ulaşmamış olması ve Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezince bildirildiği üzere aracın hasarsız olması nedenleriyle olağan kullanım dışında araçta değer kaybı yaratacak herhangi bir etkenin bulunması nedeniyle aracın misli ile değiştirilmesi hakkının kullanılmasının da iyi niyet kurallarına aykırı olmadığı kanaatine varılmakla;
Davanın kabulü ile davacı tarafından 27/03/2019 tarihli fatura ile satın alınan … marka, 2019 model, … şase numaralı, … plakalı ayıplı aracın, davalılar tarafından aynı özelliklere sahip ayıpsız misli ile değiştirilerek davacıya verilmesine,
-Dava konusu otomobilin ayıpsız misli ile değiştirilmesinin mümkün bulunmaması halinde (fatura bedeli olan 163.042,17 TL’den aşağı olmamak üzere) 2004 sayılı İİK’nin 24.maddesi gereğince işlem yapılmasına,
-Dava konusu aracın davacı tarafından davalılara iadesine,
İade talebine konu ödemelerin gizli ayıba konu arıza nedeniyle yapılmış olduğu dikkate alınarak 19.811,07 TL maddi zararın 1.345,20 TL’sine 25/05/2021 tarihinden, 134,99 TL’sine, 20/08/2021 tarihinden ve 18.330,88 TL’sine 07/10/2021 tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Davacı tarafından 27/03/2019 tarihli fatura ile satın alınan … marka, 2019 model, … şase numaralı, … plakalı ayıplı aracın, davalılar tarafından aynı özelliklere sahip ayıpsız misli ile değiştirilerek davacıya verilmesine,
-Dava konusu otomobilin ayıpsız misli ile değiştirilmesinin mümkün bulunmaması halinde (fatura bedeli olan 163.042,17 TL’den aşağı olmamak üzere) 2004 sayılı İİK’nin 24.maddesi gereğince işlem yapılmasına,
-Dava konusu aracın davacı tarafından davalılara iadesine,
2-19.811,07 TL maddi zararın 1.345,20 TL’sine 25/05/2021 tarihinden, 134,99 TL’sine, 20/08/2021 tarihinden ve 18.330,88 TL’sine 07/10/2021 tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 12.490,70-TL karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 3.122,68-TL peşin harçdan mahsubu ile eksik kalan 9.368,02- TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(Davalı … A.Ş bu miktarın 11.137,39-TL’sinden sorumlu olmak koşuluyla)
4-Davacı tarafından yapılan 3.122,68-TL peşin harç, 80,70-TL başvuru harcı, 11,50-TL vekalet harcı, 571,90-TL keşif harcı ve 4.177,00-TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 7.963,78-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
(Davalı … A.Ş bu miktarın 7.100,94-TL’sinden sorumlu olmak koşuluyla)
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 28.427,99-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
(Davalı … A.Ş bu miktarın 25.456,31-TL’sinden sorumlu olmak koşuluyla)
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.28/12/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı