Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/153 E. 2023/77 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/153 Esas
KARAR NO :2023/77

DAVA:Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/07/2014

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZ … ESAS – … KARAR

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:11/05/2017
KARAR TARİHİ:02/02/2023

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı asıl ve birleşen davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan 21/06/2012 tarihli sözleşme gereği davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğini ve süresinde işi tamamlamadığını, Büyükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyası ile eksik işlerin bedelinin tespit edildiğini, sözleşme gereği eksikliklerin yapılan ihtara rağmen davalı tarafça giderilmemesi nedeniyle sözleşmenin fesh edildiğini ve işin üçüncü kişiye tamamlattırılacağını, işin zamanında tamamlanmaması nedeniyle müvekkili şirketin kira kaybına uğradığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle eksik bırakılan işler yönünden 28.915 TL, kira kaybından dolayı şimdilik 20.207,50 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 07/05/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile eksik bırakılar işler yönünden talebini 40.040 TL’ye, kira bedeli alacağına yönelik talebini 334.572,50 TL’ye yükseltmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi uyarınca davacı taraf edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle aksaklıkların meydana geldiğini, eksik işlerin müvekkili tarafından tamamlanması isteminin çeşitli bahanelerle davacı tarafça kabul edilmediğini, projenin davacının kendi kusurundan dolayı geciktiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; asıl davaya konu eser sözleşmesinin davalı tarafça haksız olarak feshinden kaynaklı müvekkilinin zarara uğradığını, bu nedenle fesih tarihine kadar yapılan işlere ilişkin müvekkilinin bakiye maliyet alacağının olduğunu, ayrıca sözleşmenin feshinden kaynaklı müvekkilinin kar kaybına uğradığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle şimdilik 8.000 Euro maliyet bedelinin ve 2.000 Euro kar kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 05/10/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile maliyet/imalat bedeli yönünden talebini 8.875 EURO’ya yükseltmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereği işin davacı tarafça süresinde tamamlanmaması nedeniyle davacıya işin tamamlanması, aksi halde sözleşmenin fesh edileceği hususunda ihtarname gönderildiğini, davacı taraf cevaben işin tamamlanacağını bildirdiğini ancak, aradan 9 ay geçmesine rağmen sözleşmenin ifasına yönelik hiçbir adım atılmadığını, sözleşmenin davacı tarafça ihlal edildiğini, bu nedenle sözleşmenin haklı nedenle fesh edildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 24/01/2019 tarih ve 2014/728 E – 2019/16 K sayılı kararla, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davalı birleşen davacı tarafça istinaf edilmiştir.
İstanbul BAM 15. Hukuk Dairesi’nin 01/02/2022 tarih ve 2019/634 E – 2022/188 K sayılı kararıyla; “Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. asıl dava davacısı iş sahibi, davalı- birleşen dava davacısı ise yüklenicidir.
Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında 21/06/2012 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre yapılması kararlaştırılan işin aradan uzun süre geçmesine rağmen tamamlanmadığını, bu nedenle sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini belirterek eksik bırakılan işler bedeli ile kira kaybı zararının tazminini, birleşen davada ise yüklenici ödenmeyen bedel ile fesih nedeniyle mahrum kalınan kar tazminatını talep etmiş, mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş karara karşı asıl dava davalı- birleşen dava davacısı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Taraflar arasında 21/06/2012 tarihli asansör yapım sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede götürü bedel kararlaştırıldığı, sözleşmeye göre işin teslim süresinin teknik proje çizimlerinin onaylanmasından itibaren 4 ay olarak belirlendiği, asansör projelerinin 08/08/2012 tarihinde onaylandığı, buna göre teslim tarihinin 08/12/2012 olduğu, iş sahibinin 02/10/2013 tarihli noter ihtarnamesi ile tebellüğden itibaren 10 gün içinde işin bitmiş halde teslimini ihtar ettiği bu ihtara rağmen işin teslim edilmediği, davacının Büyükçekmece Sulh Hukuk mahkemesinde tespit yaptırdığı, yaptırılan tespitte alınan bilirkişi raporuna göre işin tamamlanma oranının %75 olduğu, kalan işlerin 15 günde tamamlanacağının belirtildiği, anılan sözleşmenin iş sahibi tarafından feshedildiği uyuşmazlık konusu değildir.
Asıl davada, davacının, davalının edimini süresi içinde yerine getirmemesi sebebiyle talep ettiği kira kaybı alacağı 6098 sayılı TBK’nın 125/1. maddesinde tanımlanan gecikme tazminatı niteliğinde olup müspet zarar kapsamındadır. Sözleşmede, fesih halinde dahi müspet zararın istenebileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. 6098 sayılı TBK’nın 125/1. maddesine göre gecikme tazminatı istenebilmesi için borcun ifasının da istenmesi, başka bir ifade ile sözleşmenin feshedilmemiş olması gerekir. Aynı maddenin son fıkrasına göre de sözleşmeden dönme halinde taraflar verdiklerini geri isteyebilir ve kusur halinde menfi zararlarını da talep edebilirler. Sözleşme geriye dönük olarak feshedildiğinden iş sahibi ödediği bedel ile ispatlaması halinde menfi zararını talep edebilir. Olumlu zarar kapsamındaki eksik işler bedeli ve kira kaybı tazminatını talep edemez. Bu durumda tasfiyenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacının olumlu zarar kapsamındaki taleplerinin kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Birleşen davada da birleşen dava davacısı yüklenici, sözleşmenin feshi nedeniyle imalat bedelini ve kar kaybı zararını talep etmiştir. Mahkemece sözleşmenin feshinde yüklenicinin işi kusuru ile süresinde tamamlayıp teslim etmediğine yönelik kabulü doğru olup, yüklenici temerrüdünde kusurlu olduğundan kar kaybı zararını talep edemeyecek ise de imalat bedeli kusura bağlı olmadığından sözleşmeden dönme halinde TBK’nın 125/son maddesine göre imalat bedelini talep edebileceğinden yüklenicinin imalat bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre belirlenip hükmedilmesi gerekir. Bu nedenle birleşen dava yönünden imalat bedeline ilişkin talebinde reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, asıl dava davalı, birleşen dava davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile…” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmıştır.
İstanbul BAM 15. HD’nin kararı gereğince, birleşen dava yönünden ödenmeyen imalat bedellerinin bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti amacıyla kaldırma kararı öncesi rapor veren bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilmiş, bu yönden alınan 15/09/2022 tarihli ek raporun ve birleşen davada davalı vekilinin itirazı üzerine aynı heyetten alınan 28/11/2022 tarihli ikinci ek raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu ek raporlarında özetle; birleşen davacı tarafın tamamlamış olduğu imalat bedellerinin 48.675 EURO olduğu, davacı birleşen davalı tarafça yapılan toplam 39.800 EURO ödemenin imalat bedelinden mahsubu sonrasında, fesih tarihine kadar yapılan imalat bedelinden kaynaklı birleşen davacının birleşen davalıdan 8.875 EURO alacaklı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu ek raporları gerekçeli, denetlenebilir, İstanbul BAM karar ilamı gereklerini yerine getirecek yeterlikte, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, rapora itirazlar yerinde görülmemiş, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Asıl dava yönünden yapılan yargılama sonrasında;
İstanbul BAM 15. Hukuk Dairesi’nin ilamında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; davacının, davalının edimini süresi içinde yerine getirmemesi sebebiyle talep ettiği kira kaybı alacağı, 6098 sayılı TBK’nın 125/1. maddesinde tanımlanan gecikme tazminatı niteliğinde olup müspet zarar kapsamındadır. Taraflar arasında yapılan sözleşmede, fesih halinde dahi müspet zararın istenebileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. 6098 sayılı TBK’nın 125/1. maddesine göre gecikme tazminatı istenebilmesi için borcun ifasının da istenmesi, başka bir ifade ile sözleşmenin feshedilmemiş olması gerekir. Aynı maddenin son fıkrasına göre de sözleşmeden dönme halinde taraflar verdiklerini geri isteyebilir ve kusur halinde menfi zararlarını da talep edebilirler. Sözleşme geriye dönük olarak feshedildiğinden iş sahibi ödediği bedel ile ispatlaması halinde menfi zararını talep edebilir. Olumlu zarar kapsamındaki eksik işler bedeli ve kira kaybı tazminatını talep edemez.
Bu bilgiler ışığında somut olayda; İstanbul BAM 15. HD’nin kararı sonrasında alınan ve benimsenen bilirkişi kurul raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere, işsahibi davacı tarafça yapılan ödemelerin, sözleşmenin fesih tarihine kadar davalı birleşen davalı tarafça tamamlanan imalat bedelinden düşümü sonrasında davacıya iadesi gereken bedelin kalmadığı; taraflar arasındaki sözlemede, fesih halinde müspet zararın istenebileceğine dair hüküm bulunmadığından eksik işler bedeli ve kira kaybı tazminatı talep edilemeyeceği; davacı tarafça uğranıldığı ileri sürülen menfi zararın ispatlanamadığı anlaşıldığından asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden yapılan yargılama sonrasında;
Birleşen davada davacı taraf, sözleşmenin feshi nedeniyle fesih tarihine kadar yapılan işler yönünden imalat bedeli alacağı ile sözleşmenin feshinden kaynaklı uğranıldığı ileri sürülen kar kaybı alacağının davalıdan tahsilini istemiştir.
Birleşen davada davacı tarafın kar kaybı zararı yönünden yapılan inceleme sonrasında; İstanbul BAM 15. Hukuk Dairesi’nin kararı öncesinde mahkememizce verilen kararda dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı ve BAM kararında da vurgulandığı üzere, yüklenici davacının kendi kusurundan kaynaklı sözleşme konusu işi geç ve eksik teslimi nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmenin birleşen davalı tarafça haklı nedenle feshedildiği, başka bir ifadeyle yüklenici davacının temerrüdünde kusurlu olduğu, dolayısıyla davacının kar kaybı zararını talep edemeyeceği anlaşıldığından davacı tarafın bu yöndeki isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davada davacı tarafın imalat/maliyet bedeli yönünden yapılan inceleme sonrasında; her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafça haklı nedenle feshedildiği kanaatine varılmış ise de; BAM kararında vurgulandığı üzere, davacının bu yöndeki imalat bedeli isteminin kusura bağlı olmadığı, dolayısıyla sözleşmeden dönme halinde TBK’nın 125/son maddesine göre imalat bedelini talep edebileceği; bu kapsamda, BAM kararı sonrası alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu ek raporlarında dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, yüklenici davacının fesih tarihine kadar tamamlamış olduğu imalat bedelinden, birleşen davalı tarafça yapılan ödemenin düşümü sonrasında, imalat bedeli yönünden birleşen davacının davalıdan 8.875 EURO alacaklı olduğu anlaşıldığından bu yöndeki birleşen davacı taraf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen dava yönünden aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın REDDİNE,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 6.552,57 TL peşin ve tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 6.372,67 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 49.840,15 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
2-Birleşen Mahkememize ait … Esas Sayılı ıslah edilen Davanın Kısmen Kabulü ile;
a)8.875,00 Euro’nun dava tarihi olan 11/05/2017 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a.maddesi gereğince uygulanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
b)Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
c-Alınması gerekli 3.244,80-TL karar ve ilam harcından 891,50-TL peşin ve ıslah harcın mahsubu ile geriye kalan 136,61-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
d-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç 891,50 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
e-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
f-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar yönünden hesap ve takdir olunan 7.853,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
g-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 4,60 TL vekalet harcı, 2.000 TL bilirkişi ücreti ve 105,38 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 2.141,38 TL’nin kabul ve red oranına göre 1.837,56 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.02/02/2023

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı