Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/137 E. 2023/84 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/137 Esas
KARAR NO :2023/84

DAVA:Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:02/03/2022
KARAR TARİHİ:07/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından alacaklı sıfatıyla 20/01/2022 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile müvekkili borçlu gösterilmek suretiyle 05/06/2020 tarihli sanal POS kullanım sözleşmesinden kaynaklanan harcama itirazı alacağı sebep gösterilmek suretiyle 15.564,97-TL. asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına ait ödeme emrinin müvekkili şirkete 29/01/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, iş ve evrak yoğunluğundan kaynaklı olarak söz konusu ödeme emrine yasal süresi içerisinde itiraz edilemediğinden takibin kesinleştiğini, akabinde davalı tarafından söz konusu icra dosyasına yönelik haciz işlemlerine başlandığını, müvekkili şirketin davalıya POS kullanım sözleşmesinden kaynaklı herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalı şirketin e-ticaret alanında faaliyette bulunan firmalara ödeme hizmeti sunan bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin ise ulusal ve uluslararası toptan – perakende tekstil ürünleri üreten ve satan bir firma olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davalarının kabulüne, müvekkili şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyada öncelikle teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise mahkemece takdir edilecek teminat karşılığında icra takibinin durdurulmasına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya, ödemelerini müvekkilİ şirket aracılığı ile aldığı 02.06.2020 tarihli, … işlem numaralı ve 05.06.2020 tarihli, … işlem numaralı satış işlemlerine ilişkin son kullanıcılar (davacının mal/hizmet sağladığı tüketiciler/davacı müşterileri) tarafından chargeback (harcama itirazı) iletildiğini, bir diğer ifade ile söz konusu ödemelerin gerçekleştiği kartların hamilleri, yapılan harcamaların kendileri tarafından yapılmadığı, söz konusu harcamalara onaylarının bulunmadığı yönünde kart bankasına itirazda bulunduğunu, bu talep neticesinde Uluslararası Kart Kuruluşları (…) tarafından davacı’nın (satıcının) satış işlemlerini belgelemesi, fatura, kargo belgesi ve sipariş ekran görüntüsü gibi belgeleri ibraz etmesi talep edildiğini, ne var ki davacı tarafından geçerli bir bilgi ve/veya belge sağlanamamış olup, uluslararası kart kuruluşları tarafından da itiraza karşı iletilen belgeler ve savunma yeterli görülmediğini, akabinde itiraz edilen satış işlemleri tutarı olan 15.564,97-TL müvekkili şirket aleyhine sistem ortağı banka tarafından borç kaydedildiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında imzalanan Sanal Pos Kullanım Sözleşmesi’nin madde hükümleri ile diğer ilgili madde hükümleri uyarınca, davacı son kullanıcıların iade ya da chargeback taleplerinden münhasıran davacı sorumlu olduğunu, açıklanan nedenlerle son kullanıcıların iade ya da chargeback taleplerinden münhasıran davacı sorumlu ise de, müvekkili şirketin kendi kararı doğrutulsunda ilgili bedelleri ödeyip davacıya rücu etme hakkı ile müvekkili şirketin bu tutarı davacıya aktarılacak tutarlardan tahsil/mahsup etme hakkı bulunmakta olduğunu, davanın … … ye ihbarını talep ettiklerini, açıklanan tüm bu nedenlerle iş bu davanın esastan reddine ve müvekkili şirketin davacıdan 15.564,97 TL alacaklı olduğunun kabulüne, davanın … … ‘ye ihbarına, yargılama masraflarının davacı yan üzerinde bırakılarak lehlerine vekâlet ücreti takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan vekili cevap dilekçesinde; davanın müvekkiline ihbarı kanuna aykırı olduğunu, davanın ihbarı müvekkilini hiçbir şekilde davanın tarafa yapmayacağını, iş bu yargılama neticesinde müvekkili aleyhine hüküm kurulamayacağını, husumet itirazlarının bulunduğunu, davacı davasının müvekkili yönünden somutlaştırmadığını, açıklanan tüm bu nedenlerle müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğinden ve ihbar olunan aleyhine hüküm kurulayacağından müvekkili banka yönünden davanın reddine yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; icra takibine konu alacak nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi tarafından, adlî yargı ilk derece mahkemelerinde ihtisas mahkemelerinin belirlenmesine ilişkin “ihtisas kararları” 30/11/2021 tarihli ve 31675 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Anılan ihtisas kararlarının 15/12/2021 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanacağı da ilgili Resmi Gazete’de yayımlanarak duyurulmuştur.
HSK. Birinci Dairesi’nin “Finans ile ilgili açılacak davalara bakacak mahkemelerin belirlenmesine ilişkin” 25/11/2021 karar tarihli ve 1232 sayılı kararına göre;
“26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin beşinci fıkrasında, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceğinin düzenlendiği,
Asliye ticaret mahkemelerine gelen işlerin vasıf ve mahiyeti itibarıyla çeşitli olması, bu çerçevede finans davalarının yoğunluğu ve niteliklerinin farklı olması göz önünde bulundurularak, gerek uygulama birliğinin sağlanması, gerekse etkinlik ve verimliliğin artırılması ile ihtisaslaşmanın önemi nazara alınarak, finans davalarında iş dağılımı bakımından iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde ihtisaslaşmaya gidilmesinde fayda olacağının değerlendirildiği,
Kanuni düzenlemelerden ya da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun kararlarından kaynaklı olarak, asliye ticaret mahkemesinin hangi dairelerinin iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları gibi davalar dolayısıyla gelecek işlere ilişkin ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakacağı gözetilerek, aynı dairelerde iş yoğunluğu oluşmaması bakımından finans davalarına olabildiğince farklı dairelerde bakılmak üzere ihtisas mahkemeleri belirlendiği,
Bu itibarla;
1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,
2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden,
3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. maddesinde düzenlenenler hariç),
4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan,
kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere; …
f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına,
… örneğin f) İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına, bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr mahkemelere gönderilmemesine, ancak 15/12/2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine karar verilmiştir.
26/09/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un “Hukuk Mahkemelerinin Kuruluşu” başlıklı 5. maddesinin 17/4/2013 tarihli ve 6460 sayılı kanunun 10. maddesiyle değişik beşinci fıkrası hükmüne göre;
“İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. Özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazetede yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.”
Görüldüğü üzere, yukarıdaki madde hükmünde açıkça bir yerdeki birden çok aynı tür mahkeme arasındaki iş dağılımından bahsedilmiş, iş dağılımını belirleme yetkisi ise Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na verilmiş, dairelerin belirlenen iş dağılımına göre tevzi edilen davalara bakmak zorunda oldukları hükme bağlanmıştır.
Buna göre; bir yerde birden fazla Asliye Ticaret Mahkemesi var ise bunlar arasındaki ilişki “görev ilişkisi değil”, “iş dağılımı ilişkisi”’dir. Bir başka ifade ile mahkemeler arasındaki “iç ilişki” niteliğindedir. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 29/03/2021 tarihli, 2021/857 E. ve 2021/4342 K. sayılı ilamı da açıkça vurgulandığı üzere; bir yerde aynı mahkemeden birden fazla sayıda bulunması halinde, bu mahkemeler arasındaki ilişki “görev veya iş bölümü ilişkisi olmayıp”, “iş dağılımı ilişkisi”’dir.
Yukarıda değinilen mevzuat hükümleri ve açıklamalardan da anlaşıldığı üzere; İstanbul 6.,7.,8. ve 9. Asliye Ticaret Mahkemeleri ile mahkememiz arasında “görev ilişkisi değil”, “iş dağılımı ilişkisi” bulunduğundan ve eldeki davada davalı yanın 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’a tabi bir kuruluş olup taraflar arasında ki uyuşmazlığın anılan kanundan kaynaklandığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin yukarıda değinilen yasal düzenleme ve HSK. kararı gereğince İstanbul 6., 7., 8. ve 9. Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne ait olduğu, öte yandan İstanbul 6., 7., 8. ve 9. Asliye Ticaret Mahkemeleri ile mahkememiz arasındaki ilişki görev ilişkisi olmayıp, iş dağılımı ilişkisi olduğundan ve bu durumda görevsizlik kararı da verilemeyeceğinden, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-HSK. Birinci Dairesi’nin 25/11/2021 karar tarihli ve 1232 sayılı ararı uyarınca dosyanın “iş dağılımı nedeni ile” İstanbul 6., 7., 8. ve 9. nolu Asliye Ticaret Mahkemeleri’nden birine tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
2-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 07/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ..
e-imzalıdır