Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/130 E. 2022/852 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/130 Esas
KARAR NO : 2022/852
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2017
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile ailesi ile ilgili sağlık problemleri bulunduğu esnada “… Hoca” namı ile tanıştırıldığını ve arkadaş olduğunu, davalının “hoca olduğunu, dua ile sağlık problemlerini çözeceğini, yalnız kendisinin söylediklerine aynen uymalarının gerektiğini” söyleyerek, aile ilişkileri ve ailesine ilişkin şirketlerle ilgili sorular sormaya başladığını, kendisinin de adeta efsunlanmış gibi anlattığını, takma isim kullanan davalının, eşine “senin mücevherlerin var, ama bunlar sende görünmüyor, bunların sende olması lazım” deyince, onun da bunların evde olmadığını, babasının evinde muhafaza edildiğini söyleyince, eve getirmelerini, kötü enerjileri olduğunu, kendisini hasta ettiklerini, bundan dolayı iyileşemediğini söyleyince eve getirttiklerini, takıları bir bavula koyup, boş bir odada tutmalarını ellememelerini, kötü enerjiyi yok etmeye çalıştığını söylediğini, güven oluşturarak eşinin evde olmadığı bir zamanda 29/05/2017 tarihinde, yanında getirdiği iki arkadaşı ile, takıları ve evi okuyup, üzerlerindeki kötü enerjiyi temizleyeceğim diyerek takıları çıkarmasını istediğini, takıları getirince birdenbire sertleşerek belindeki silahı göstererek “bunları senden alacağız, problem çıkarırsan canın yanar, bunun bedelini canınla ödersin” diyerek takıları aldığını ve belindeki silahı göstererek tehdit ederek iki adet senedi doldurtarak imzalattığını, dava konusu 05/06/2017 vadeli, 2.000.000 TL bedelli ve vadesi hatırlamadığı 3.000.000 TL bedelli bonoların, davalının hile ve silah tehdidi üzerine kendisine zorla doldurtarak imzalatıldığını, davaya konu 2.000.000 TL bedelli senedin …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyasından takibe konulduğunu, takipte tebligatın senetteki adrese değil başka bir adrese gönderilerek kesinleştirildiğini, davalı ile hiçbir ticari ilişkisinin, borcunun veya alışverişinin bulunmadığını, tarafından yapılan şikayet üzerine davalı hakkında … CBS’nın 2017/… sayılı dosyasından soruşturma başlatıldığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle takibe ve davaya konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 25/04/2019 tarihli duruşmadaki beyanı ile, davanın …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyasına konu 2.000.000 TL bedelli bonoya ilişkin menfi tespit davası olduğunu, 3.000.000 TL bedelli bono için sadece tedbir talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça kurgulanan iddialarının soyut olduğunu, davacının o tarihte …’da oturduğunu, kamera kayıtlarından adrese gitmediğinin tespit edilebileceğini, davacının borçlu olmadığını ispat etmesi gerektiğini, davacının davaya konu borcu, müvekkiline verilen bono ile sabit olduğunu, takibe ve davaya konu bononun kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içerdiğini, bononun zorla doldurtulduğuna yönelik davacı iddiasının ispatlanamadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş, davacının icra inkar tazminatına mahkumiyetini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 25/04/2019 tarih ve 2017/… E – 2019/… K sayılı kararla davanın reddine karar verilmiş; verilen karar davacı tarafça istinaf edilmiştir.
… BAM … Hukuk Dairesi’nin 17/02/2022 tarih ve 2019/… Esas – 2022/… Karar sayılı kararıyla; “Davacı vekili istinaf dilekçesinde hukuki dinlenilme ve savunma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Davalı vekilinin cevap dilekçesinin, dava dilekçesinde yazılı adrese Tebligat Kanunu 21. Madde gereğince tebliğ edildiği anlaşılmakla, dilekçenin farklı adrese tebliği nedeniyle cevaba cevap dilekçesi verme hakkından yoksun bırakıldıklarına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davacının dava dilekçesi ekinde delil listesi sunduğu, savcılık soruşturma dosyasına ve tanık deliline başvurduğu, mahkemece savcılık dosyasının örneği getirtilmişse de, ifade tutanaklarının ve savcılık soruşturmasının bekletici mesele yapılmasının gerekip gerekmediğinin değerlendirilmediği, bu hususlara kararın gerekçesinde yer verilmediği anlaşılmıştır. Davacının dava konusu senedin çeşitli hileli davranışlar ve tehditle iradesi sakatlanarak alındığına yönelik iddiaları, maddi vakıa niteliğinde bulunduğundan, maddi vakıaların ispatı yönünden tanıklarının da dinlenilmesi mümkündür. Davacı vekilinin delillerinin toplanmadığına yönelik istinaf sebebi yerindedir.
6100 Sayılı HMK, 184. Maddede” Hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir.
Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.”
6100 Sayılı HMK 186. Maddede ” Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir.
Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Dava değerinin 2.000.000 TL bedelli olup yazılı yargılama usulüne tabi olduğu anlaşılmakla, mahkemece HMK 184. Ve 186. Madde hükümlerine aykırı olarak, taraflara söz hakkı verilmeksizin, yargılamanın bittiği bildirilerek sözlü yargılamaya geçildiği ve tarafların delilleri toplanmadan eksik inceleme ile esas hakkında karar verildiği kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın savcılık soruşturmasının akıbeti araştırılarak, dava açılıp açılmadığının tespitinden sonra bekletici mesele yapılıp yapılmayacağının değerlendirilerek, tarafların dilekçelerindeki delilleri toplandıktan, davacı tanıkları dinlendikten sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmıştır.
BAM kararı gereğince eldeki davada ileri sürülen iddialara ilişkin C.Başsavcılığında yapılan soruşturma dosyasının akıbeti sorulmuş, gelen yazı cevaplarından;
… CBS’nın 17/02/2020 tarih ve 2017/… Soruşturma – 2020/… Karar nolu kararıyla iddia edilen eylemlerle ilgili olarak müştekinin soyut iddiası dışında her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli, hukuki ve inandırıcı delil elde edilemediğinden delil yetersizliği nedeniyle şüpheli hakkında kamu adına kovuşturma yapmaya yer olmadığına dair karar verilmiş; verilen karar taraflarca itiraz edilmeksizin kesinleştiği görülmüştür.
Davacı tarafın eldeki davaya ilişkin dava sebepleri ve iddiaları hakkında yapılan ceza soruşturması sonucunda takipsizlik kararı verilmiş olması nedeniyle artık, ceza soruşturmasının bekletici sorun yapılmasının gerekmeyeceği kuşkusuzdur.
Bu durumda, kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içeren, yasal unsurları tam olan takip ve dava konusu bonodan dolayı davacı tarafın borçlu olmadığından söz edilemez. Ayrıca davacının iddiasının ispatı yönünden yemin deliline de dayanmadığı gibi; 13/10/2022 tarihli duruşmada davacı tarafça tanık dinletilmesinin istenilmediği anlaşıldığından, HMK. 200 ve izleyen maddeleri hükümleri uyarınca yasal delillerle kanıtlanamayan davanın reddine; takip durdurulmadığından ve bu nedenle koşulları oluşmadığından davalı tarafın tazminat isteminin de reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından davalı tarafın tazminat isteminin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 34.155 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 34.074,30 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 199.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 13/10/2022

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.