Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/111 E. 2023/426 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/111 Esas
KARAR NO:2023/426

DAVA:Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:21/02/2022
KARAR TARİHİ:30/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ’…’ isimli firmanın sahibi olup sanayi tipi mutfak ve mutfak ekipmanları sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, davalı ile yapılan anlaşma gereğince davalının adresinde ‘…’ isimli restorantın mutfak ve mutfak ekipmanları ile diğer araç gereçler ve birçok ürün tedariklerini yaptığını, bu satış bedellerine ilişkin olarak 49.517,46 TL … FATURA NO ve 205.083,00 TL … FATURA NO düzenlendiğini ve davalıya 26 Ağustos 2021 tarihinde PTT barkod kodu … PTT yolu tebliğ edildiğini, davalı tarafa da faturalardan kaynaklı borçlarını ödemeleri için Zeytinburnu 3.Noterliği 23 Eylül 2021 Tarih … Yevmiye nolu ihtarnamesi ile de ihtarname keşide edildiğini, davalı taraf ise icra dosyasına yaptığı itirazda aradaki hukuki ilişkiyi reddettiğini, bahsi geçen faturadaki malların satışına istinaden müvekkilinin çalışanı … ile davalılar arasında bu konuya ilişkin whatsapp yazışmaları ile yine whatsapp ses kaydı gönderildiğini ve davalılar mutfak, mutfak dolabı, mutfak alet edevatı, sandalye modeli ve sandalye kumaşı siparişi ve sipariş onayını bu yolla verdiğini, davalı taraf alacaklarını ödemediğini, bunun üzerine icra takibine geçildiğini, icra takibine davalı taraf süresinde itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, bunun üzerine arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşmaya varılamadığını, bu nedenli iş bu davanın açılmasının hasıl olduğunu, müvekkilinin alacağının temini bakımından, yargılama sürecinde mal kaçırma ihtimali ve böyle bir durumda ilerde verilecek olan kararın infazının mümkün olmayacağı ihtimali göz önüne alınarak, davalının adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini, davalarının kabul edilerek davalının …. İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini, takip konusu alacağa dava tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, likit alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz eden davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; hiçbir hukuki veya ticari bağımız olmayan ve hiçbir şekilde anlaşma yapmadıkları davacının taraflarına kesmiş olduğu faturaları kabul etmediklerini, öncelikle davacı taraf dava dilekçesinde taraflar arasında bir sözleşme olduğunu belirttiğini, bunu asla kabul etmediklerini, taraflar arasında bir sözleşme olduğunun ispat yükü davacıda olduğunu, bu hukuki ilişkiyi kabul etmedikleri için taraflarına kesilmiş olan faturaları kabul etmelerinin mümkün olmadığını, davacı dava dilekçesinde whatsapp konuşmalarını ticari sözleşmenin varlığının delili olarak sunduğunu, davacının sunmuş olduğu whatsapp konuşmaları hukuka uygun deliller olmadığını, bu konuşmalar davacı taraf ile yapılmadığını, … isimli inşaat ustası olduğunu bildikleri şahısla yapıldığını, bu sebeplerden davacı taraf ile hiçbir hukuki ve ticari ilişkilerinin olmadığını bu nedenlerden dolayı da kesilen faturaları da kabul etmediklerini, haksız şekilde açılan ve hiçbir hukuki dayanağı olmayan davacının davasının reddi gerekmekte olduğunu, davacı dava dilekçesinde gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu, her ne kadar kabul etmeseler de davacı ikrar yolu ile 50.000,00 TL ödeme aldığını ve iddiasına göre bu ödemenin muhasebecisine yapıldığının belirtildiğini ve faturalara dayanarak icra takibi yapan ve sonrasında itirazın iptali davasını açan davacı bu ödemeleri düşmediğini, açılan davayı kabul etmemekle birlikte bu ödemeler düşülmeden açılan davacının davasının reddi gerekmekte olduğunu, davacının düzenlemiş olduğu faturalarını, davacının açmış olduğu icra takibini ve açılan itirazın iptalini kabul etmiyor ve bu davanın reddini talep ettiklerini ve her ne kadar kabul etmesekte yapılan ödemeler düşülmeden faturaların olduğu gibi icraya ve davaya konu edilmesinin hatalı olduğunun davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini talep ettiklerini, açıklanan tüm bu nedenlerle davacının davasının reddine, …. İcra Dairesi … Esas Sayılı dosyasında bulunan itirazlarının kabulüne, davacının ihtiyati haciz kararının talebinin reddine, haksız ve kötü niyetli olan davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve karşı vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Davacı tarafından, davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında 49.517,46 TL ve 205.083,00 TL bedelli iki adet faturaya dayanılarak 254.600,46 TL asıl alacak ve 878,9 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 255.479,36 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı ödeme emrinin 13/09/2021 tarihinde davalı yana tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından 19/09/2021 tarihinde yasal süre içerisinde takibe itiraz edildiği, itirazın davacı yana tebliğ edilmeksizin 21/02/2022 tarihinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, davalının … isimli iş yerine mutfak ekipmanları ile bir kısım malzemelerin tedarik edilmesi nedeni ile dava konusu faturaların kesildiğini, muhasebecisi …’ın hesabını davalı tarafından 50.000,00 TL ödeme yapıldığı, davacı çalışanı … ile davalı arasında yapılan whatsapp yazışmaları ile de alacağın sabit olduğunu iddia ederek eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı, davacı ile aralarında ticari bir ilişki bulunmadığını, davalının iş yerini yenilemek ve genişletmek için dava dışı … isimli kişi ile anlaşıp, eşi olarak tanıttığı … isimli kişiye ödemeler yaptığını kendisine ödeme yaptığını savunmuştur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun 6. maddesine göre kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK.’nun “ispat yükü” başlığını taşıyan 190/1. maddesine göre ise; ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Bir davada ispat yükü üzerinde olan taraf yargılama sonunda lehine karar verilebilmesi için kendisine düşen ispat yükünü kanunda öngörüldüğü şekilde yerine getirmelidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ile taraf iddia ve savunmaları gereği davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu ve ticari ilişki kapsamında dava konusu faturalardaki ürünlerin davalıya teslim edildiğini ispat yükü altındadır.
Mahkememizce taraflara ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi SMMM … tarafından sunulan 21/11/2022 Uyap tarihli rapor ile; tarafların ticari defterinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, TTK hükümlerine uygun olarak tutulduğu ve dava konusu faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olmakla birlikte davalı tarafından faturalara itiraz edilerek davacı yana iade faturası kesildiği ve davalı cari hesabında davacı alacağının bulunmadığının tespit edildiği, davacının muhasebecisi olduğunu beyan ettiiği …’ın SGK kayıtlarına göre 08/08/2021 tarihinde işe başladığı ve 23/11/2021 tarihinde iştin çıkışının yapıldığı, …’un davacı iş yerinde çalıştığını gösterir belge bulunmadığı ve dosya kapsamına göre taraflar arasında ticari ilişki olduğu ve davacının yapılan 50.000,00 TL ödeme mahsup edildikten sonra davalıdan 196.600,46 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce davacı yana yemin deliline dayandığı hatırlatılmış, davacı taraf yemin deliline dayanacağını beyan etmesine karşılık verilen kesin süre içerisinde yemin metni ibraz edilmediğinden, bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına mahkememizce karar verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, taraf iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; davacının aralarında ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişki kapsamında fatura konusu mutfak ürünlerini davalıya teslim ettiğini ispat etmekle yükümlü olduğu, davalının davacı tarafından kesilen faturalara itiraz ederek iade etmesi , davacının muhasebecisine yapılan ödemenin ve davalı ile dava dışı … arasında yapılan yazışmaların taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu ispata yeterli olmaması, dava dışı …’un davacı çalışanı olduğunu gösterir delil bulunmaması, davacı yanın verilen kesin sürede yemin metnini ibraz etmemesi ve iddiasını ispata yarar başkaca delil sunulmamış olması dikkate alınarak ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. Somut olayda, davacı yanın kötü niyetli olduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu sebeple davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
3-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının 4.362,95-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan bakiye 4.183,05 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 38.767,11 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır